๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kıraat İlmi ve Tarihi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:51:57



Konu Başlığı: Hz. Ebû Bekir'in Kur'ân'ı Cem'i
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:51:57
Hz. Ebû Bekir'in Kur'ân'ı Cem'i

Kur'ân-ı Kerîm'in iki kapak arasına alınarak "mushaf adıyla kitaplaşması Resûl-i Ekrem'in en yakın arkadaşı ve Hulefâ-i Râşidîn'in İlki Hz. Ebû Bekir'e (r.a.) nasip olmuştur. Buhârî'de geçen rivayette anlatıldığı üzere Hz. Ömer ile Hz. Ebû Bekir ara­sında geçen konuşmada Ebû Bekir başlangıçta Kur'ân'ın iki ka­pak arasına alınmasına, kitap yapılma düşüncesi açısından karşı çıkmamış, Resûl-i Ekrem'in yapmadığı bir işi nasıl yapacağını ile­ri sürerek karşı çıkmış, kısa zaman sonra da bu iş aklına yatmış­tır.

Kur'ân'ın toplanması İle ilgili, Buhârî'de geçen rivayet, mese­leyi bütün yönleri ile ortaya koymaktadır. Hadisteki bazı ifâdeler konunun çok objektif olarak ele alındığını göstermektedir. Zira ifâdelerden, Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir ve Zeyd b. Sâbit'ten her bi­rinin kendi görüşünü ortaya koyarken "İleride bu husus nasıl değerlendirilir acaba! Konuşmamızı ona göre mi ayarlasak!" gibi bir yapmacıktık içerisinde olmadıkları, nasıl hissediyorlarsa öyle konuştukları anlaşılmaktadır. Sahabenin önde gelenleri İslâm'ın bilgi üzerine oturduğunu, bilginin en temel kaynağının da Kur'ân olduğunu bilmekteydiler. Dinin ve bilginin kaynağı olan Kur'ân ise, o vakit daha çok insanlann haftzalannda bulunuyordu. Ge­nele kıyas edildiğinde yazı, ezberin yerini tutacak durumda de­ğildi. Kur'ân'ı ezberlerinde bulunduranlar ise, açılan yeni cephelere ve fethedilen bölgelere gidiyorlardı. Bu ise onların sayısının sürekli azalması anlamına gelmekteydi. Yemâme savaşında vefat eden hafızlar, belki de bardağı taşıran son damla olmuştur. Yemâme savaşındaki kayıplar üzerine Hz. Ömer telaşlanmış ve Kur'ân'm toplanması (cem1) fikrini Halîfe Ebû Bekir'e açmıştır. Ebû Bekir, başlangıçta Resûl-i Ekrem tarafından yapılmayan böylesi bir işin kendisi tarafından nasıl yapılabileceğini söylemiş ise de, sonradan kalbi mutmain olmuş ve cem' işi aklına yatmış­tır, Hz. Ebû Bekir ilk isim olarak Zeyd b. Sâbit'i düşünmüş ve yanına çağırarak durumu kendisine anlatmış ve biraz tereddütten sonra onu bu işi yapma konusunda ikna etmiştir.[65] Zeyd konu­nun ağırlığının farkında olduğunu anlatmak için, bir dağı sırtında taşımanın bu işten daha hafif geleceğini söylemiştir. Zeyd kendi­sine bu sorumluluk verildiğinde "Bu çok karışık bir iş; ben şu ka­dar âyeti nereden bulacağım; zaten elimizde yazılı metin yok ki veya elimizde bulunan yazılı metinlerden mütekamil bir kitap or­taya konulamaz; insanlar da Kur'ân'ı bilmiyor ki; Kur'ân'ı ezbe­rinde bulunduran ne kadar az insan var" gibi itirazlarda bulun­mamış târih ve hadis kaynaklarında buna dair herhangi bir ser­zeniş nakledilmemiştir. Onun tek itirazı, bunun çok önemli ve sorumluluk isteyen bir iş olduğu yönündedir. Zeyd'in toplama işini kabul etmesi ve ekibin kurulması ile ortaya bazı usûller ko­nulmuş ve bunlara göre Kur'ân'ın toplanması çalışmasına baş­lanmıştır. Konu ashaba mescidde duyurulmuş, çeşitli bölgelerde­ki ashaba haber gönderilmiş, yanlannda yazılı Kur'ân nüshaları ve parçaları olanların iki şahitle birlikte bunu heyete getirmeleri istenmiştir. Bunun üzerine ashâb yazılı metinleri ve şahitleriyle Kur'ân âyetlerini heyete getirmiş, Zeyd ve heyet üyeleri de son arzayı dikkate alarak bunları kontrol etmiş ve yazmışlardır. Kur'ân'dan olmadığı halde öyle zannedilen ifâdeler alınmamıştır.

Tevbe sûresinin son iki âyeti (9/128-129), bir başka rivayete göre ise Ahzâb sûresinin 23. âyeti sadece Huzeyme b. Sabit el-Ensârî'nin yanında bulunmuş[66] ve Hz. Peygamber'in onun şahit­liğini iki kişinin şahitliğine denk tutması[67] sebebiyle istisnaî ola­rak tek şahitle kabul edilmiştir.[68] Tevbe süresindeki bu iki âyetin son inen âyetlerden olması sebebiyle hafızalarda taze olduğun­dan diğer sahâbîler, bu ayetlerin varlığım ezberlerinden destek­lemişlerdir. Böylece Kur'ân, yazılı malzeme ve ezber yardımıyla hiç eksiksiz olarak toplanmış ve son arzadaki âyet tertibine riâ­yet edilmiş, sûre tertibine ise riayet edilmeksizin sadece düzgün bir biçimde yazılarak Halife Ebû Bekir'e teslim edilmiştir. Bu ya­zımda yedi harf ruhsatı sebebiyle esnek davranıldığmdan metin Kureyş lehçesi dışında okuyuşlara da müsait durumda idi. Çünkü bu faaliyetin temel hedefi Kur'ân metnini korumak ve ileride olu­şabilecek ihtilafların Önünü almaktı. İki kapak arasındaki bu der­lemeye Mushaf adı verilmiş ve bu kitap Ebû Bekir'den sonra Ömer'e, onun vefatı ile de kızı ve aynı zamanda Resûlullah'ın eşi olan Hafsa'ya (r.a.) intikal etmiştir. Hz. Osman, Kur'ân'ı teksir edeceği zaman bu nüshayı geri iade etmek şartıyla Hafsa'dan almış, işi bitince de iade etmiştir. Bir rivayete göre ise, Emevi Ha­lifesi Mervan b. Hakem, Hz Hafsa'dan Mushafı istemiş, eline geçince de ileriden bir sıkıntı çıkmaması ve Hz. Osman mushafları ile karıştırılmaması için bunu yaktırmıştır.[69]

Hz. Ebû Bekir'in emriyle bir araya gelen heyet tarafından cem' edilen Kur'ân, başta Hz. Ömer, Hz. Ali olmak üzere bütün sahabenin icmâım almış, kimseden bir itiraz gelmemiştir[70]. Zaten yapılan iş heyet üyelerinin kendi aralarındaki kapalı bir çalışma olmayıp herkesin gözü önünde ve uzun bir zaman içerisinde ya­pılmıştır. Bu sebeple itiraz edilecek ve karşı çıkılacak bir durum bulunmamaktadır. Şiâ içerisinde, Hz. Ebû Bekir mushafmm eksik olduğu yönünde görüş bildirenler olmakla birlikte, mutedil Şiî kolları, Zeyd b. Sabit başkanlığında cem' edilen Kur'ân'ın Resûl-i Ekrem'e inen Kur'ân'm aynısı olduğuna inanmaktadırlar.[71] Hz. Ali'nin, Resûlullah'ın vefatından sonra evinden çıkmayarak Kur'ân'ı şahsi gayreti ile cem' etmesi farklı yorumlanmaya çalı­şılmışsa da o, bazı tahmin ve yakıştırmaların aksine Ebû Bekir'in Kur'ân'ı cem' etmesini takdir etmiştir.[72] Onun, şahsi olarak Kur'ân'ı cem' etmesi, zaten böylesi bir işin gerekliliğine inandığı­nı gösterir. Ayrıca, Hz. Ali'nin cem ettiği Kur'ân'da önemli farklı­lıklar olsaydı bunu hem o zaman irade ederdi hem de hilâfeti dö­neminde ortaya çıkarır ve yaygınlaştırırdı. Hz. Ali'nin bu durumu gizlemiş olduğunu farzetmek ise kişiliği ve medeni cesareti düşü­nüldüğünde ona yapılabilecek en büyük iftiradır. Zaten bizlere, gerek Ehl~i sünnet hadisçilerinden gerekse Şîa kaynaklanndan bu konuda herhangi bir bilgi ulaşmamıştır. Kitâbü'l-Mesâhifiz ise, farklı bir bilgi olarak o dönemde cem' etme denildiğinde Kur'ân'ı   hıfzetmenin   aktarılmış,   "ecmea'l-Kur'ân"   demenin "etemme hifza'S-Kur'ân" demek olduğunu bildirilmiştir.[73] Bu bilgi bize, Hz. Ali'nin Kurân'ı kağıt üzerinde yazı ile cem' etmediğini aksine hıfzını ikmal ettiğini göstermektedir. Yukanda da arzedildîği üzere Hz. Peygamber'in sağlığında inen Kur'ân ayetle­rinin tamamım ezberleme konusunda hırs göstermeyen sahabe onun vefatından sonra bu işe büyük bir ehemmiyet ve hız ver­miştir.[74]
 
 
[65] Buhârî, "Fezâ'ilü'î-Kur'ân", 3, 4, "Tefsir", 9/20, "Ahkâm", 37; Tirmizî, "Tefsir", Tevbe 10/16 (hadis no: 3102).

[66] Buhâri, "Tefsir", 33/3, "Fezâ'ilü'l-Kur'ân", 5, "Menâkib" 3; Tirmizı, "Tef­sir, Tevbe 10/17 (hadis no: 3103).

[67] Buhari, "Tefsir", 33/3; İbn Ebû Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif (nşr. Muhibbüddin Abdüssübhân Vaiz), I-II, Dârü'l-Beşâiri'l-İslâmiyye, Beyrut 2002,1, 220.

[68] Buhâri, "Ahkâm", 37.

[69] Buhârî, "Fezâ'üu'l-Kur'ân", 3, 4, "Tevbe", 20; İbn Ebû Dâvûd. Kitâbö'l-Mesâhif,,\, 165-169.

[70] Ebû Abdullah es-Sayrafî, Nüketü'I-İnüsâr îi nakli'l-Kur'ân (nşr. Muhatn-med Zağlul Selâm), Münşeetü'l-Ma'ârif, el-îskenderiyye, ts., s. 555-357.

[71] Muhammed Hüseyin Tabatabâî, İslam 'da Kur'ân (trc. Ahmet Erdinç), İs­tanbul 1988, s. 51-38; Şaban Karataş, Şia'da ve Sünni Kaynaklarda Kur'ân Tarihi, Ekin Yayınlan, İstanbul 1996, s. 55-71, 221-228.

[72] İbn Ebû Şeybe, el-Kitâbü'!-Musannef fi'1-ehâdîs ve'I-âsar(nşr. Kemâl Yu­suf Hûf), I-VII, Darü't-Tâc, Beyrut 1989. VI, 148; İbn Ebû Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif, 1, 169-170; Ebû Şâme ekUakdisî, eî-Murşidıı'l-vecîz ilâ ulümin tetc'aliaku bİ'İ-kitâbi'1-azîz (nşr. Tayyar Alnkulaç), TDV Ya­yınları, Ankara 1986 (2. bs.), s. 54; Zerkeşî, el-Burhân, 1, 555; Süyûtî, el-İtkân, 1, 189.

[73] Ibn Ebû Dâvûd, Kitâbü'I-MesâJıifl 170.

[74] Kur'ân'ın cemiyle ilgili geniş bir özet için bk. Mehmet Emin Maşalı, Resmül-Mushaf ve Tarihsel Değeri (doktora tezi, 2003), Uludağ Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 28-40. Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 34-38.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ebû Bekir'in Kur'ân'ı Cem'i
Gönderen: Esila Esma üzerinde 15 Nisan 2019, 01:09:29
Rabbim bizlere bırakılan bu emaneti hakkıyla öğrenmek ,öğretmeyi ve koruyabilmeyi nasip etsin inş dua ile..


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ebû Bekir'in Kur'ân'ı Cem'i
Gönderen: Züleyha üzerinde 15 Nisan 2019, 11:10:26
Şüphesiz bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir.

 (NEML suresi -6)