๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kıraat İlmi ve Tarihi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 17 Mayıs 2011, 18:29:51



Konu Başlığı: Ebû Amr b. Alâ
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 17 Mayıs 2011, 18:29:51
3. Ebû Amr b. Alâ


Ebû Amr Zeban b. el-Alâ b. Ammâr el-Mâzinî el-Basri Arap asıllı olup 70 (689) yılında Mekke'de doğdu, tahsil hayatını Mekke, Medine ve Basra'da geçirdi. Yetişkinlik dönemi ile ilgili bilgiler çelişkilidir. Ancak Basra'da bulunurlarken kendisinden kaçarak Yemen'e gittikleri Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî'nin ölü­münden (95/714) sonra Basra'ya geri dönüp burada yaşadığı ile ilgili bilgi doğru olsa gerektir. Ebû Amr ömrünün son yıllarını Basra'da geçirmiş olmasına rağmen bir vesilesiyle gittiği Kûfe'de vefat etti (ö. 154/771).

Ebû Amr kıraat ilmini Mekke'de Mücâhid b. Cebr, Saîd b. Cübeyr, Ata b. Ebû Rebâh, İkrime b. Hâlid, Kurrâ-i Seb'adan Ebû Ma'bed İbn Kesîr; Medine'de Yezîd b. Rûmân, Şeybe b. NLsâh ve kurrâ-i Aşereden Ebû Ca'fer el-Kârî; Kûfe'de kurrâ-i seb'adan Â-sım b. Behdele; Basra'da Yahya b. Ya'mer, Nasr b. Âsim ve Ha-fSan-ı Basrî gibi tanınmış âlimlerden okudu. Babasından ve Enes b. Mâlik, Yahya b. Ya'mer, Mücâhid b. Cebr, Ebû Recâ el-Utâridî, Atâ b. Ebû Rebâh gibi şahsiyetlerden hadis rivayet eden Ebû Amr nahivde Nasr b. Âsım'dan ders okudu. Kendisinden de Yahya b. Mübarek el-Yezîdî, Abdülvehhâb b. Atâ el-Haffâf, Abdülvâris b. Saîd el-Anberî, İshak b. Yûsuf el-Ezrak, Hârûn b. Mûsâ el-A'ver, Şücâ' b. Ebû Nasr, Hüseyin b. Ali el-Cu'fî, Ali b. Nasr el-Cehdamî arz' ve semâ* yoluyla kıraat öğrenirken Şebâbe b. Sivâr, Ebû Ubeyde et-Teymî, Asmaî ve Hammâd b. Zeyd gibi âlimler hadis rivayet ettiler ve Arap edebiyatı sahasında fayda­landılar. Halîl b. Ahmed ondan nahiv öğrendi. Sîbeveyhi, îsâ b. Ömer el-Hemedânî ve kurrâ-i seb'adan Hamza b. Habîb ez-Zeyyât da Ebû Amr'ın talebeleri arasında yer alarak kendisinden bazı kıraat vecihleri rivayet ettiler.

Ebû Amr b. Alâ'nm kıraat senedi genellikle Ebû Amr b. Alâ-Mücâhid (ve Said b. Cübeyr)-Abdullah b. Abbas-Übey b. Ka'b-Hz. Peygamber şeklindedir. Kıraati Basra'da büyük kabul gör­müş ve kendisi Basra kıraat imamı olarak kabul edilmiştir. Arap dilcilerinden bir kısmının ondan istifâde etmesi Arap diline olan hakimiyetinin bir göstergesi olup kıraatine olan itimadı da art­mıştır. Saîd b. Cübeyr, Ebû Amr'ın kıraatini beğenmiş Ahmed b. Hanbel de Ebû Amr'ın kiraatini tavsiye ettiğini söylemiştir. İbn Mücâhid, Basralılar'ın Ebû Amr kıraatini benimsediğini söyler­ken, el-Enderâbî de (ö, 470/1077), kendi dönemine kadar Basra halkının kıraatte ona uyduğunu bildirir. İbn Âmir'in kıraati Basra dışında da meşhur olmuş ve uzun yıllar Şam, Hicaz, Yemen ve Mısır gibi bölgelerde yaygın olarak okunmuştur. Günümüzde Su­dan, Nijerya ve bazı Orta Afrika ülkelerinde Ebû Amr kıraati okunmaktadır.[259]

Ebû Amr b. Alâ'nın kıraatinin bazı özellikleri şunlardır; Önce­sinde harekeli "vav /', "fa J" ve "lâm J " bulunduğunda j* ve ^  zamirlerinin "hâ'ları >} , $, #' şeklinde sakin kılınır. Diğer kıraatlerden farklı olarak bazı kelimelerde imâle yapılır. Bazı is­tisnaları olsa da sakin hemzeler bir önceki harfin harekesine göre med harfine çevrilir. j*ı «ijyfiı &ji*jı örneklerinin yazımı bu tür­den ibdalleri göstermektedir. Ebû Amr birbirinin aynı olan harfle­rin idgâmı konusunda rahat bir tutum sergiler. Birçok kıraat alimi birinci harf harekeli ikincisi sakin veya harekeli olduğunda idgâma meyletmezken o "idgâmı kebir" yaparak aynı harfleri veya yakın mahreçlileri birbirine katarak okur: örneklerindeki aynı harfleri veya mahreçleri yakın

olanlan ıdgam yaparak "fîhhüden", "lâ ebrahhattâ", "femezzuhziha ani'n-nâr" şeklinde okur.[260]

Ebû Amr'ın ilk râvisi Ebû Ömer Hafs b. Ömer ed-Dûrî 150 yı­lında Bağdad'da. doğdu. Nâfı kıraatini İsmail b. Ca'fer el-Medenî'den; Hamza kıraatini Süleym b. îsâ'dan; Nâfi' kıraatini Yahya b. Mübarek el-Yezîdî'den; Kisâî'nin kıraatini ise bizzat kendisinden aldı ve daha birçok meşhur kıraat âliminden okudu. İlim öğrenmeğe ve kıraat rivayetlerini toplamağa büyük hevesi vardı. Hadis alanında da adından söz ettirmiş ve rivayetlerine Kütübü Sitte içerisinde yer verilmiştir. Uzun bir ömür yaşamış olması sebebiyle çok sayıda insan onun tedris halkasından geç­miş ve kıraatini yaymıştır. Dûrî kaynakların ekserisinin bildirdi­ğine göre 248 (862) yılında çok uzun bir süre yaşadığı Sâmerrâ şehrinde vefat etmiştir. Ebü'z-Za'râ (ö. 280/893) ve İbn Farah (ö. 303/915) onun kıraatinin iki tarîkidir.[261] Ebû Amr b. Alâ'nm ikinci râvisi Ebû Şuayb Salih b. Ziyad b. Abdullah es-Sûsî olup Güney İran'ın Ahvâz bölgesindeki Sûs şehrine nisbetle anılmak­tadır. Kıraati Yahya b. Mübarek el-Yezîdî'den, Abdullah b. Nümeyr'den ve Süfyân b. Uyeyne'den almıştır. Kendisinden de çok sayıda kimse kıraat ve hadis rivayeti almıştır. Ebû Hatim kendisini "sadûk" olarak adlandırmıştır. Sûsî 261 (874) yılında Rakka'da doksana yakın bir yaşta vefat etmiştir. Onun kıraatinin tarîkleri ise İbn Cerîr (ö. 316/928) ile İbn Cumhûr'dur (ö. 300/912) [262]



[259] Lebîb es-Saîd, el~Mushafü'l-mürettel, Kahire 1387/1967, s. 114, 236.

[260] Kıraati için bk.îbn Mücâhid, Kitâbû's-Sefs, s, 79-85,98-101, 116-122; Enderâbî, Kirâ'âtü'l-kurrâ'i'l-ma'ıMn, s. 65-73; Dânî, et-Teysk, s. 5, 20-29;   Zehebî.   Ma'rifetü'l-kurrâ',   1,   223-237;   İbnü'İ-Cezerî,   Câyetü'n-Nihâye,   I,  288-292:   el-Kâdî,   el-Büdûru'z-zâhke,  s.   16-20;  Tayyar Altıkulaç, "Ebû Amr b. Alâ", D/A, İstanbul 1994, X, 94-96.

[261] Dûrî'nin kıraati için bk. Zehebî, Ma'rifetü'l-kurrâ', I, 386-389; İbnü'İ-Cezerî,  Gâyetü'n-Nihâye, I, 255-257: a.mlf., en-Neşr, I, 101-107; el-Kâdî, el-Büdûru'z-zâhke, s. 18; Tayyar Altıkulaç, "Dûrî", D/A, İstanbul 1994, X, 5-6.

[262] Sûsî'nin kıraati için bk. Zehebî, Ma'rifetü'I-kurrâ', 1, 390-391; İbnü'l-Cezerî, Gâyetü'n-Nihâye, I, 332-333; a.mlf., en-Neşr, I, 107-110; el-Kâdî, eî-Büdûru'z-zâhke, s. 18-19. Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 107-110.