๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kimya-ı Saadet => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Aralık 2009, 14:35:47



Konu Başlığı: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Aralık 2009, 14:35:47
KALB ÂLEMİNİN ŞAŞILACAK HÂLLERİ  

Kalb âleminin şaşılacak hâllerinin sonu yoktur. Üstünlüğü de şaşılacak hâllerinin, her şeydekinden daha çok olmasındadır. Çok insanlar bundan gafildirler [habersizdirler]. Üstünlüğü iki sebebledir: Birincisi ilim, ikincisi kudrettir. İlim sebebiyle üstünlüğü iki tabakadır: Birini herkes bilebilir. Diğeri ise, daha örtülüdür, herkes anlayamaz. Bu, öncekinden üstündür. Zahiri olan bütün ilimleri ve san´atlan bilmesidir. Bütün san´atları bilen odur. Kitaplarda olanları okur ve bilir. Geometri, hesab, tıb, astronomi ve şeriat ilimleri gibi. O, bir şey olup, bölünmediği hâlde bütün bu ilimler ona sığıyor. Belki de, bütün âlem onda sahrada bir kum tanesi gibi kalır. Bir anda, düşünce ve hareketiyle, yerden göklere çıkar, doğudan batıya gider. Toprak âlemine bırakıldığı hâlde; bütün gökleri ölçer, her yıldızın büyüklüğünü bilir ve ölçülerini söyler. Balığı ustalıkla denizin derinliklerinden çıkarır. Kuşu havadan yere indirir. Fil, deve ve at gibi kuvvetli hayvanları emrinde kullanır. Âlemde olan şaşılacak hâller ve ilimler onun san´atıdır. Bütün bu ilimler onda, beş duygu organı vasıtasiyle hâsıl olur [meydana gelir]. Bunlar meydandadır, herkes bunları anlayabilir.

Bundan daha çok şaşılacak hâlleri şöyledir ki, kalbin içinden, âlem-i cismânî dedikleri, duygu azaları ile hissolunan âleme ve ruhanî dedikleri âlem-i melekûta yâni, duygu azaları ile, his olunamayan âleme, bir pencere açılmıştır. İnsanların çoğu cisim ve madde âlemini bilir, bu ise zâten muhtasardır [kısadır]. Kalbin içinde, ikinci bir pencere bulunduğuna delil, ilimlerinin iki çeşit olmasıdır: Biri uyku hâlidir. Uykuda iken duygu âzalarının yolu bağlanıp kesilince, içerdeki diğer pencere açılır. Âlem-i melekûttan [melekler alemi]  ve Levh-i Mahfuz´da gaybi olan [bilinmeyen], ileride olacak şeyleri [izin verildiği kadar] bilir ve görür. Ama ya açık olarak; olduğu, olacağı gibi görür, yahut tâbire ihtiyaç olacak surette görür. İnsanlar zannederler ki, uyanıklık halindeki marifet daha yüksektir. Hâlbuki herkes bilir ki, uyanıkken gaybı görmek olmaz, uyurken olur. Duygu azaları yolu ile olmaz. Uykunun, rüyanın hakikatini bu kitabda anlatmamıza imkân yoktur.

Fakat, şu kadar bilmelidir ki, kalb ayna gibidir. Levh-i Mahfuz da ayna gibidir. Bütün varlıkların sureti ondadır. Bir ayna diğer bir aynanın karşısına konulunca, birinde görünenler, diğerine akseder. Bunun gibi, Levh-i Mahfuz´daki görüntüler, kalbde de görünür. Fakat bunun için de, kalbin saf olması, duygulardan kurtulması ve Levh-i Mahfuz´la münasebet kurması lâzımdır. Hislerle uğraştığı müddetçe, âlem-i melekût ile münasebet yolu kapalıdır. Uykuda ise, hislerden kurtuluyor. O hâlde, âlem-i melekûtun mütalâasından [iyice düşünülmesinden], cevherinde olan, zahir olur. Uyku sebebiyle hisler bağlı ise de, hayâl kendi yerindedir. Bunun için gördüklerini, hayâli temsiller şeklinde görür, sarih ve açık olmaz, örtü ve perdeden kurtulamaz. Ölünce hayâl de, his de kalmaz. O zaman işler perdesiz ve örtüsüz görünür. Ona denir ki: "Senden gaflet perdesini kaldırdık, gözün bugün daha keskin görür" (1). Ve derler ki: "Ey Rabbimiz! Vaad ettiğin azabı gördük, Peygamberin sıdkını [doğruluğunu] işittik. Şimdi bizi tekrar dünyaya gönder, iyi ameller yapalım" (2).

Delillerden biri de şudur ki, kalbine ilham yolu ile doğru firâsetler ve düşünceler gelmeyen hiç kimse yoktur. Bu, his yolu ile değildir; kalbde hâsıl olmuştur. Nereden geldiğini de bilmez.

Bu kadarını bilmelidir ki, ilimlerin hepsi his yolları ile değildir. Belki âlem-i melekûttandır. Bu dünya için yaratılmış olan hisler, âlem-i melekûtun mütalâasına elbette perde olurlar. Onlardan kurtulamadıkça, asla o âleme yol bulamaz.

(1) 50 - Kaf: 22.
(2) 32 - Secde: 12.

KALB PENCERESİ, UYANIKLIKTA DA ÂLEM-İ MELEKÛTA AÇIK OLUR

Kalb penceresinin, uyumadan ve ölmeden âlem-i melekûta açılmayacağını sanmamalıdır. Böyle değildir! Bilâkis uyanık iken, bir kimse riyazet eder [nefse istediklerini vermez] kalbi gazab, şehvet ve fena huyların elinden, bu dünyanın aşağı hâllerinden kurtarır, yalnız bir yerde oturur, gözlerini yumar, duygularını çalıştırmaz, kalbini âlem-i melekût ile münâsebete geçirir ? devam üzere dili ile değil, kalbi ile söyler. Allah, Allah... derse ?, öyle olur ki, kendinden haberi olmaz. Bütün âlemden de haberi olmaz. Allahü Teâlâ´dan başka hiçbir şey bilmez. Böyle olunca, uyanık da olsa, o pencere açılır; diğerinin rüyada gördüklerini, o uyanık iken görür. Meleklerin ruhları güzel suretlerde ona görünür. Peygamberleri de görür. Onlardan istifade eder. Yardım görür. Yerdeki ve gökteki melekûtu [melekleri] ona gösterirler.

Kendisine bu yol açılan kimse, anlatmaya, vasfetmeye sığmayan büyük işler, hâller görür. Bunun hakkında Besûlullah (sallâlahü aleyhi ve sellem) Efendimiz, "Yeryüzü benim için toparlandı, doğusunu batısını gördüm" (1) buyurdu. Allahü Teâlâ buyurdu ki: "Bunun gibi İbrâhime (aleyhisselâm) yakîn sahiblerinden olması için, göklerin ve yerlerin melekûtunu gösterdik" (2), Belki de, bütün peygamberin ilmi, his ve öğrenme yoluyla değil, bu yol ile idi. Hepsinin başlangıcı rnücâhede idi. Şöyle ki: Allahü Teâlâ buyurur: "Rabbinin ismini zikret ve bütün bağlantılardan kesil, O´na dön" (3), Yâni, bütün şeylerden temizlen, ayrıl, bütün varlığınla kendini ona ver, dünya tedbirleri ile uğraşma ki, O senin işini doğru yapsın. Ve yine buyurur: "Doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka ilâh yoktur. Her işine O´nu vekil eyle" (4). O´nu vekil eylersen, elini çek ve insanlara karışma, onlarla uğraşma. "Müşriklerin tekzib ve ezâsına [yalanlama eziyetine] sabret! Onlardan uzak dur, cezalarını Allahü Teâlâ´ya bırak" (5).

Bütün bunlar, riyazet ve mücâhedeyi öğretmektedir. Böylece kalb, insanların düşmanlığından, dünya arzularından ve hislerle meşgul olmaktan kurtulup, temizlenir. Mutasavvıfların yolu budur ve bu, peygamberlik yoludur. Çalışarak ilim kazanmak âlimlerin yoludur. Bu da büyük ve kıymetlidir. Fakat peygamberlik yoluna göre muhtasardır. Peygamberlerin ve evliyaların ilmi, bir kimse öğretmeksizin, Allahü Teâlâ tarafından kalblerine akar. Bu yolun doğruluğu tecrübe ile de anlaşılmaktadır. Birçokları bunu söylemekte ve akli deliller bunu bildirmektedir. Eğer bu sana tadarak, duyarak hâsıl olmadıysa, öğrenmekle elde edemediysen, aklın delilleri ile de buna eremediysen, bari buna inanmayı elden kaçırma ve kabul eyle ki, üç dereceden de mahrum kalmayasın ve kâfir olmayasın. Bunlar kalbin şaşılacak hâllerinden işaretlerindendir. İnsan kalbinin üstünlüğü bununla anlaşılmış olur.

(1) Hm. V. 278. 284, IV, 123.
(2) 8 - En´am: 75.
(3) 73 - Müzzemmil: 3
(4) 73 - Müzzemmll: 9.
(5) 73 - Müzzemmil: 10.


Konu Başlığı: Ynt: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Ağustos 2014, 19:17:30
Kalb penceresinin, uyumadan ve ölmeden âlem-i melekûta açılmayacağını sanmamalıdır. Böyle değildir! Bilâkis uyanık iken, bir kimse riyazet eder [nefse istediklerini vermez] kalbi gazab, şehvet ve fena huyların elinden, bu dünyanın aşağı hâllerinden kurtarır, yalnız bir yerde oturur, gözlerini yumar, duygularını çalıştırmaz, kalbini âlem-i melekût ile münâsebete geçirir ? devam üzere dili ile değil, kalbi ile söyler. ALLAH, ALLAH... derse ?, öyle olur ki, kendinden haberi olmaz. Bütün âlemden de haberi olmaz. ALLAHü Teâlâ´dan başka hiçbir şey bilmez. Böyle olunca, uyanık da olsa, o pencere açılır; diğerinin rüyada gördüklerini, o uyanık iken görür. Meleklerin ruhları güzel suretlerde ona görünür. Peygamberleri de görür. Onlardan istifade eder. Yardım görür. Yerdeki ve gökteki melekûtu [melekleri] ona gösterirler.

Yaşayanlar ancak bu duruma vasıl oluyor. Yaşamayanlara hikayeden öteye gitmiyor.


Konu Başlığı: Ynt: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Mayıs 2015, 14:02:38
Esselamu aleyküm.Kalp insanın hissettiği,onu iyiliğe yada kötülüğe şevk ettiği yerdir.İnsanın kalbi ölünce açılmaz.İnsanın kalbi yaşarken de açılır.Eğer salih bir kul isen,Rabbim o kalbe bütün güzellikleri verir ve gösterir.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: Züleyha üzerinde 02 Eylül 2020, 00:21:11
Rabbim kalplerimizi hidayete erdirdikten sonra yolumdan çevirme...Kalbimiz en çok sana bağlansın...Bizi dünya sevgisine bağlananlardan eyleme...Amin...Selam ve dua ile...


Konu Başlığı: Ynt: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Eylül 2020, 02:59:47
Aleyküm Selâm. Kalp yüce Allah'ın nazar ettiği bir cevherdir. Hikmetle ve irfanla tanışmak kâmil bir insan olmak için kalbin ulvi özelliklere bürünmesi gerekiyor. Bu da onun Salih ameller işlemesiyle mümkündür.


Konu Başlığı: Ynt: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Eylül 2020, 19:04:52
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri kalbimize fitne ve günah tohumlarını ekenlerden eylemesin Rabbim paylaşım için razı olsun