> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi > Şia
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şia  (Okunma Sayısı 2679 defa)
09 Ekim 2010, 14:04:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Ekim 2010, 14:04:42 »



ŞİA


GENEL BAKIŞ
 

A. Mezhebin Adı Ve Ortaya Çıkışı
 

Şîa, lügatte, gurup, cemaat, bir insanın taraftarları ve yardımcı­ları manasına gelir. İslâm tarihi, mezhepler tarihi ve kelâm gibi ilim­lerde, bir ıstılah olarak, «dördüncü halife Hz. Ali'nin tarafını tutan­lar ve onun diğer bütün ashabdan üstün olduğunu kabul edenler» ma­nasını ifade eder. «Şîa» kelimesi müfred, tesniye, cemi, müzekker ve müennes için kullanılır. Fakat umumiyetle «şîa», cemaat manasına cemi için kullanılmış, müfred. İçin de «şîî» sıygası tercih edilmiştir

Üçüncü halife Hz. Osman'ın şehid edilmesinden sonra, bilindiği üzere, müslümanlar ikiye ayrılmış, bir kısmı Hz. Osman tarafını tut­muş, onun katillerinin hemen yakalanıp cezalandırılmasını istemiş, bunlara «Şîatu Osman» veya «el-Osmâniyy denil­miştir. Müslümanların diğer bir kısmı da Hz. Ali tarafını tutmuş, bun­lara da «Şîatu Alî» veya «el-Aİeyiyye» (Alevîler)  denilmiştir. Sonraları kısaltılmış olarak «şîa» terimi sanece Hz. Ali ta-

 İbn Manzûr, Lisânu'1-arab; Fîrûzâbâdî, Kamus; er-Râgıb, el-Müfredât; [1]et-Tehânevî, Keşşaf, «şîa. md.; el-Eş'arî, Makalât, I, 5; eş-Şehristânî, el-Milel, I, 146; el-Cîlânî, el-Gunye, s. 86. İbnu'1-Esîr, şîa teriminin Hz. Abbas ve evlâdının ta­raftarları (Şîatu Benî Abbâs) manasına da kullanıldığını kaydeder (el-Lûbâb, II, 226). Çünkü hilâfetin Hz. Peygamberin amcası Abbas (r.a.) ve evlâdının hakkı olduğunu söyleyenler de vardır. Fakat bu, şöhret bulmamış bir kullanılıştır.

raftarları için kullanılmıştır [2]. İbnu'n-Nedîm'in (v. 438/1047) kay­dettiğine göre Hz. Aii kendi taraftarlarını «şîa» dan başka «asfiyâ1, evliya', ashab» gibi kelimelerle anarmtş [3]     

Şîa yerine kullanılan kelimelerden biri de «râfi2a»dır. Terketmek manasına «rafz» kökünden gelen bu kelime, aslında Hz. Ebu Bekir ile Ömer'in hilâfetini ve bunlara bey'at eden ashab-ı kiramın kanaatini reddeden, önce imam tanıdıkları Zeyd b. Ali'yi (v. 122/740), Ebu Be­kir ile Ömer'e sebbetmediği içîn sonradan terkedenler manasına gel­diği halde bazı müelliflerce umumî olarak şîa karşılığında kullanıl­mıştır. Makdisî'nin (v. 355/966) de kaydettiğine göre râfıza bu ma­nada kötü bir lâkap olarak istimal edilmiştir [4] «Şîa» ve «aleviyye» gibi «râfıza» da bir cemaat ismidir, müfredi râfızîdir.

Şîamn ortaya çıkışını tâ Rasûlülİah (s.a.) in vefatını müteakip ya­pılan hilâfet seçiminden başlatmak mümkündür. Cenaze hizmetleriy­le meşgul olan Ehl-i beytin hazır bulunamadığı ilk halife seçimine Hz. Ali itiraz etmiş, hilâfet konusunda her keşten çok Peygamber aile­sinin söz ve hak sahibi olduğunu ileri sürmüştü. Fakat, Şîanın ilmen tevsik edilemiyen iddiaları bir yana, Hz. Ali kendisnden önceki ha­lifelerin üçüne de bey'at etmiş ve hilâfet konusunda herhangi bir problem çıkarmamıştır. Bu sebeple halife Osman'ın (r.a.) şehid edil­mesi ve dördüncü halife Ali'nin (r.a.) hilâfete getirilmesi zamanına kadar islâm dünyasında «şîa» diye belirgin bir zümrenin mevcudi­yeti  bahis  konusu değildir.

Hz. Ali'ye bey'at edildikten sonra (hicrî 35) başta ümmü'l-mü'-minîn Âişe ile aşere-i mübeşşereden Talha ve Zübeyr olmak üzere kalabalık bir gurup kendisine muhalefet etmiş, Hz. Osman'ın katil­lerinin hemen yakalanarak cezalandırılmasını istemişti. Bu anlaşmaz­lık kanlı Cemel Vak'asına sebebiyet vermiştir. Peşinden Şam valisi)   

Muâviye halifeye karşı çıkmış, bunun neticesi de Sıffîn harbi olmuş­tur. İşte bu hadiseler tabii olarak müslümanları bazı guruplara ayır­mış, Ali tarafını tutanlara Şîa (Şîatu Alî) denilmiştir. Umumiyetle ta­rihçiler şîanın ortaya çıkışını bu devirden başlatırlar [5] Bu başlan­gıç islâm tarihi boyunca çeşitli  inkişaflar kaydetmiştir.

Şîa guruplarının dayandığı temel görüş ve zihniyetin kaynağı hak­kında birbirinden farklı görüşler ileriye sürülmüştür:

1)  Bazı araştırıcılara göre bu cereyanın kaynağı İran (Pers) ve dolayısıyla Hind düşüncesidir. Çünkü devlet reisliğinin hür seçimle değil de verasetle devam etmesi, liderlere ulûhiyet nisbet edilerek onlara mutlak itaatin gerekli görülmesi gibi fikrler eski İran ve Hind düşüncelerinde mevcuddur.    Hatta İbn Hazm (v. 456/1064) ve Mak-rîzî (v. 845/1441) gibi bazı islâm tarihçileri ile birlikte bir kısım ya­bancı bilginler, teşeyyuu, Persiilerin İslâmı içinden yıkmak için dü­zenledikleri bir hareket olarak değerlendirirler.

2)  Yerli ve yabancı âlimlerin ileriye sürdüğü diğer bir gör[6]üşe göre şîa zihniyetinin aslı    yahudiliğe dayanır. Bir defa bu hareketin fikrî yönünü islâm    dünyasında ilk defa ortaya koyan ve geliştiren, yahudi asıllı Abdullah b. Sebe'dir (v. 40/660). Sonra devlet reisliğine İlâhî bir renk verip onun verasetle devam edeceği, liderlerin (İmam­ların) gerçekte ölmeyip zamanı gelince geri dönecekleri (rec'at) gi­bi görüşler yahudilikte mevcuddur.

3)  Bir kısım  müsteşrikler şîa görüşleriyle yahudilik ve Hıris­tiyanlık telâkkileri arasında benzerlikler bularak teşeyyuun bu iki es­ki dine dayandığını ileri sürmüşlerdir.

4)  Yine bazı müsteşrikler, şîîliğin İlk defa araplar arasında zu­hur edip yayıldığını gözönünde bulundurarak onun yabancı menşe'li olmadığım, araplar arasında zuhur edip sonra başka milletlere, özel­likle İranlılara geçtiğini söylerler

Tahminlere, teşbih ve mukayeselere dayanan bu görüşlerden hangisinin doğru olduğunu belki hepsinde de bir hakikat payı var­dır kestirmek kolay değildir. An-cak şunu söylemek gerekir ki, Zey-diyye hariç, Şîaya intisap eden çeşitli zümreler, özellikle müfritler

[gulât) öyle görüşlere sahiptir ki bu görüşleri İslâmın ruhu ve özü ile uzlaştırmaya imkân yoktur. Bu görüşlerin kaynağını teşkil eden zih­niyet ve düşünceye mutlaka islâm dışı çevrelerin tesiri vardır. Bi­raz sonra sıralayacağımız bu görüşleri, ehl-i sünnet veya ehl-i bîd'-at olsun, diğer ana islâmî mezheplerde görmek mümkün değildir. [7]

 

B.    Şîanın Ana Fikirleri
 

Şîa, islâm mezhepleri içinde kendi arasında en çok talî kollara ayrılan, dolayısıyla en çok fikir ayrılığına düşen bir mezhebdir. Bu sebeple bütün şîî gurupların ittifak ettiği görüşler, daha doğrusu ye­gâne görüş hilâfet (devlet reisliği) meselesidir. Buna göre :

1)  Hz. Aii  Rasûlüllah (s.a.)den sonra insanların en faziletlisi-dir.

2)  Hilâfet veya imamet, çözümü halka bırakılabilecek âjnme iş­lerinden olmayıp oruç, hac, zekât gibi dinin rükünlerindehdir. Bina­enaleyh Hz. Peygamber, kendisinden    sonra gelecek imamı, ismini söyliyerek veya vasıflarını anlatarak, belirtmiştir. Her iki  halde de bu zat Hz. Ali'dir, ondan sonra da oğulları .ve torunları.

3)  Nas İle belirlenen (ta'yin edilen) bu imamlar küçük ve bü­yük bütün günahlardan korunmuştur (ma'sumdur).

İşte Şîanın müşterek görüşleri. Görüldüğü üzere bütün mesele Rasûlüliahtan sonra yerine geçecek halifenin ve onu takibedecek imamların kimler olacağı ve hangi vasıfları taşıyacaklarından ibaret­tir. Devrinin Şîa bilgini sayılan Küleynî'nin (v. 329/941) ifadesiyle «Allah'a, Rasûliine, bütün Şîa imamlarına ve devrinin imamına iman etmiyen, zamanının imamına teslim olmayan ve onu yolunda kendi­ni feda etmiyen kişi hakkıyla müslüman değildir» [8] Ancak aşağı­da, Şîa guruplarının ayrı ayrı görüşlerini anlattığımız vakit görülece­ği üzere, müşterek görüş diye kaydettiğimiz bu noktalarda bile iti­razı olan bazı Zeydî şîîler vardır. Yine birTasım Zeydî gurupların mu; halefetini'bir yana bırakırsak şu dördüncü müşterek görüşü de nak­ledebiliriz:

4) Başta üç Râşid Halife olmak üzere Ali ve evlâdı dışında İmamet makamına geçen kişiler zalimdir. Onlardan ve onlara bey'at eden insanlardan (ashâb-i kiram) teberrî etmek (manevî İlgiyi kesmek ve uzaklaşmak) gerekir. Şayet Hz. Alt ve evlâdından bu gibilere bey-at eden olmuşsa bu, o günkü tehlikeden kendini korumak (takıyye) için olmuştur. Tabiatiyle Hz. Ali ile muhalifleri arasında cereyan eden savaşlarda Ali haklı, muhalifleei ise haksızdı.

5) Gerçek manadaki Şîadan sayılamıyacak olan müfritler istis­na edilirse geri kalan Zeydiyye ve İmamİyye guruplarına göre büyük günah işleyen kimse (mürtekib-i kebire) tevbe etmeden öldüğü tak­dirde ebedî olarak cehennemde kalır [9]

Şîa, devlet reisliği gibi siyasî bir temel üzerine kurulan bir mez­hebdir. Başka bîr deyişle islâm tarihinin her devresinde bir çok müf­rit ve maksadlı kişi Şîaya intisap iddiasında bulunmuştur. Bazı mü­ellifler, daha çok müfrit guruplara ait görüşleri Şîanın müşterek ka­naati imiş gibi göstermiş ve ona nisbet etmişlerdir. Mu'tezllî bilgin Ebu'l-Huseyn ei-Hayyât (v. 298/910) bu müelliflerden biridir [10]. Ger­çekten bu nevi fikirleri bütün Şîa guruplarının müşterek kanaati gi­bi göstermek doğru değildir.

Şîa akaidi değişiklikler geçirmiştir. İlk devirlerde şîîler, dinin usûl ve furuuna ait hükümlerde nakle ve imamlarının görüşlerine bağlı kalıyorlardı. Fakat kelâm İlminin ve Mu'tezile mezhebinin ku­rucusu Vâsıl b. Atâ' (v. 131/748) ile başlayan Şîa-Mu'tezile müna­sebetlerinden İtibaren Şîa, akaid konularında Mu'tezİlenin tesiri al­tında kalmıştır. Bu devirden sonra, müfrit guruplar bir yana, Şianın iki büyük kolunu teşkil eden Zeydiyye îie İmamiyye usûlde, yani aka­id konularının çoğunda Mu'tezileye uymuştur. Ancak imamet ve Şîa­nın imameti teşmil ettiği konular müstesna. Yukarıda, Mu'tezile bah­sinin sonunda da temas ettiğimiz üzere şîî kelâm eserleri plân ve muhteva bakımından büyük çapta Mu'tezil...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şia
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:13:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şia rüya tabiri,Şia mekke canlı, Şia kabe canlı yayın, Şia Üç boyutlu kuran oku Şia kuran ı kerim, Şia peygamber kıssaları,Şia ilitam ders soruları, Şiaönlisans arapça,
Logged
22 Ağustos 2019, 16:41:29
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 22 Ağustos 2019, 16:41:29 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Ağustos 2019, 03:47:19
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #2 : 23 Ağustos 2019, 03:47:19 »

Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Ağustos 2019, 13:38:49
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 24 Ağustos 2019, 13:38:49 »

Ve aleykümüsselam Rabbim Müslümanlari bir eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ağustos 2019, 11:59:04
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #4 : 28 Ağustos 2019, 11:59:04 »

Allah razı olsun hocam insallah selam ve dua ile
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes