> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi > İmamiyye-İsnâaşeriyye
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmamiyye-İsnâaşeriyye  (Okunma Sayısı 4445 defa)
09 Ekim 2010, 13:56:38
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Ekim 2010, 13:56:38 »



İMAMİYYE – İSNÂAŞERİYYE


A. İmamiyye
 
1.  Râfıza ve İmamiyye
 

Yukarıda Şîanın adından söz ederken Râfıza kelimesine temas etmiş ve bu terimin bazı müelliflerce umumi manada «şîa» yerine kullanıldığını söylemiştik (bk. s. 190). Ayrıca Zeydiyye bahsinde de aynı kelimeye temas etmiştik (s. 203-204). Sünnî kaynaklara gçre Râfıza iki manaya delâlet etmektedir:

a) Hicrî 122 (m. 740) tarihinde Emevi devlet kuvvetleriyle sa­vaşma durumunda bulunan Zeyd b. Ali'ye Kûfe'lilerden müteşekkil kendi taraftarları başvurmuş ve Ebu Bekir ile Ömer'in hilâfeti hak­kındaki kanaatini sormuş, o da Şeyhayn hakkında hayırdan başka bir şey söyliyemiyeceğtni   ifade etmiş, bunun üzerine   Kûfe'liler kendi­sini terk ederek dağılmıştır. Hz. Zeyd kendilerine  «beniter-kettiniz» demiş, bu kelimeden alınarak bu zümreye Râfıza    denilmiştir.

b) Söz konusu guruplar Ebu Bekir ile Ömer (r.a.fnın hilâfetle­rini meşru saymadığı, red ve terk (refz)    ettiği, dolayısıyla onlara bey'at eden büyük ashab çoğunluğunun yolunu da bıraktığı İçin bu isimle anılmıştır [47]

Aslında bu iki görüş birbiriyle bağlantılıdır. Çünkü Hz. Zeyd'i, Şeyhaynın imametini benimsediği için terk edenler dolayısıyla onla­rı ve onların imametine rıza gösteren ashab-i kiramı da terk etmiş olurlar.

Şîî kaynaklar «râfıza» hakkında yapılan bu yorumları kabul et­memekte ve kendilerince şöyle bir iddia ileri sürmektedir; Gulât-ı şîadan Muğîriyye kolunun reisi Muğîre b. Saîd el-Becelî'nin (v. 119/ 737) İmamet hakkında ileriye sürdüğü yanlış görüşleri Ca'fer-i Sa­dık (v. 148/765) taraftarı olan şîîler kabul etmemiş, onu terk etmiş; bu sebeple Muğîre kendilerine «râfıza» demiştir

Ne var ki kalabalık şîî guruplarının Hz. Zeyd'i en kritik bir dev­rede terkettîkieri, bu sebeple müdafaasız kalan Zeyd'in Emevİler ta­rafından öldürüldüğü inkârı mümkün olmayan tarihî bir hadisedir.

İmamiyye terimine gelince, imamet, yani devlet reisliği konu­sunu İslâm dininin rükünlerinden biri kabul eden ve bu konuda önem­li görüşler ortaya koyan zümrelere verilen umumi bir addır. Ancak islâm tarihi boyunca Şîaya bağlılık iddiasıyla ortaya çıkan fırkaların (kolların) özellikleri gözönünde bulundurulduğu takdirde bir terim olarak «imâmiyye»den «râfıza»nın kasdedildiğini anlaşılır. Şöyle ki Şîa guruplarından Keysâniyye varlığını sonraki devirlere kadar sürdüre­memiş, diğer Şîa gurupları içinde erimiş, yok olmuştur. İmamet ko­nusunda kendisine has mutedil bir görüşe sahip bulunan Zeydiyye zaten ayrı bir isimle anılmıştır. Gulât İse gerçek mânâdaki Şîadan kabul edilmemiştir. O halde «imamiyye» denilince, zuhurundan iti­baren daima Şîa çoğunluğunu teşkil eden «râfıza» anlaşılmalıdır. İma­miyye de müteahhir devirlerden itibaren «İsnâaşeriyye» kolu tara­fından temsil edilmiştir. [48][49]

 

2. İmamiyyenin ana görüşleri
 
İmamiyyenin dayandığı ana görüşün imamet olduğu şüphesizdir. Bu ana temele bağlı olarak islâm akaidini alâkadar eden başka ka­naatlere de sahiptirler elbet. Şîa ile Mu'tezile arasında mevcud ol-

duğu  bilinen  fikrî  münasebet sebebiyle  de  İmamiyye,  akaid   konu­sunda ehl-İ sünnetten farklı bazı görüşleri benimsemiştir. [50]

 

a) Nas ve tayin :
 

İmamet, çözümü halka bırakılacak basit bir mesele olmayıp na­maz, oruç, zekât gibi dinin rükünlerinden biridir. Binaenaleyh Hz. Pey­gamber (s.a.), kendisinden sonra yerine geçecek zatı (halifeyi) ha­yatında belirlemiştir, ki bu, Hz. Ali'dir. Peygamber aleyhisselâmın bu tayini uyulması gerekli bir nasdır. Hz. Ali'den sonra imamet va­zifesini devam ettirecek olan zevat (imamlar) da nas ile belirtilmiş­tir. İmamiyye âlimleri Hz. Ali ve evlâdının hakkında ileriye sürdük­leri bu iddiayı isbat için aklî ve naklî bazı deliller ortaya korlar ki eh­l-İ sünnetçe bu deliller sübût veya delâlet bakımından bir değer ta­şımaz [51][52]

 

b)  Ta'n ve tekfir:
 

İmameti nas ile belirlenmiş bulunan Hz. Ali'den önce kendile­rine bey'at edilen zevat (ilk üç halife) meşru imam değildir. Imamiy-yeye göre bu üç halife Hz. Ali'nin hakkını gasbettikieri için zalim­dir, bunlar ve bunlara bey'at eden Muhâcirîn ile Ansar (5-6 zatı is­tisna ederler) kâfirdir (hâşâ) [53][54]

 

c)  İmamın vasıfları:
 

Başta Hz. Ali olmak üzere imamlar insanların muhtaç olduğu her şeyi bilir (İlim sıfatı). Ayrıca imamlar «Peygamberler gibi» gü­nahlardan korunmuştur (ismet sıfat»). Nebîler, resuller, imamlar ve melekler ma'sûmdur, ister küçük olsun, ister büyük olsun hiç bir gü­nah işlemezler. «Onların halleriyle ilgili bir hususta günahsızlıkları­nı inkâr eden bir kimse, onları tanımamaktadır. Onları tanımayan (câ­hil) kimse İse bir kâfirdir»

  [55]İbn Bâbeveyh, age., s. 113, ayrıca bk. s. 46-48, 110; el-Hıllî, Minhâcu'l-

İmamlar hakkındaki bu inanış imamiyye guruplarını acayip bazı telâkkilere sevk etmiştir. Kendi eserlerinden bazı örnekler verelim:

Mu'cize dâhil olmak üzere «imam» ile «nebî» arasında hiç bir fark yoktur[56].

{ «Müminlerin emîri Alî b. Ebî Tâlib'in imamlığını ve ondan son­ra gelen imamları inkâr eden biri hakkındaki inancımız, onun bütün nebilerin peygamberliklerini inkâr etmiş gibi olduğudur». «Allah'a, naşûlürfe ve selâm üzerlerine olsun ma'sum imamlarına, onla­rın düşmanlarından uzaklaşmadıkça, iman edilmiş olmaz». Nebîlerin ve ma'sum imamların katilleri «kâfirdirler, müşriktirler ve cehenne­min en aşağı basamağında temelli kalacaklardır»[57].

İmamiyye guruplarının kendi imamları hakkında benimsedikleri «ismet» sıfatı, zikrettiklerimizden başka neticeler de doğurmuştur. Bir defa imamlar Allah ile kul arasında bir nevi vasıta ve şefaatçi ol­maktadır. Nitekim biraz sonra temas edeceğimiz imamiyye akaidin-deki «ahiret ahvali»nde açıkça görülecektir. Sonra dinî gerçekler (irnamiyyenin bir kolunu teşkil eden İsmâîliyyeye göre aklî gerçek­ler de) ve hükümler ancak ma'sum imamlarıo nakillerinden öğreni­lebilir. Kitab ve sünnetin tefsir ve izahı da sadece onlara aittir. Bi­naenaleyh ma'sum imam ortaya çıkıp da emretmedikçe savaş yapı­lamaz; ismet sıfatını taşımayan hakimin verdiği hüküm muteber sa­yılmaz. Yine ma'sum imam olmadıkça Cuma ve cemaatle namaz kı­lınamaz. Bu sebeple imamîler camilerden çok, kendilerince mukad­des sayılan imamların türbelerine önem verirler [58]'. [59]

 

d)  Rec'at ve mehdî:
 

Hz. Ali'nin (r.a.) vefatından sonra Şîa imamlarının giriştikleri İk­tidar teşebbüsleri başarısızlıkla sona ermiş, bir kısmı şehid edil­miş, Şîa inanışına göre eceliyle ölmüş gibi görünenler bile düşman­ları tarafından zehirletilerek öldürülmüştür. Bu durum, temelde si­yasî bir kuruluş olan şîayı sukut-i    hayale uğratabilirdi. Bu sebeple

Keysâniyye ile birlikte (bk. s. 201) daha ilk devirlerden, hattâ Abdul­lah b. Sebe'den (v. 40/660) itibaren, ölen liderlerden bazılarının Hz. İsâ gibi gerçekten ölmedikleri, bazı yerlerde sağ olarak ikamet et1 tikleri, veya (bazı gurupların anlayışına göre) ölmüşlerse bile kıya­metten önce bir gün diriltilerek yeniden insanlar arasına dönecek­leri, «yeryüzü zulümle dolduktan sonra onu adaletle dolduracakları» iddia edilmiştir. Dönüşü beklenen zata da «imâm-ı muntazar ve «hi­dâyete erdirilmiş» manasında «mehdî» lâkabı veril­miştir. Bir çok imamîlere göre rec'at sadece imamlara mahsus de­ğildir, onların düşmanları olan ilk üç halife, ve Yezid de kıyametten önce diriltilecek, sonra ölecek, kıyamet gününde tekrar diriltileceklerdir. Eş Şerîf el-Murtazâ (v. 436/1044), Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'in Mehdî zamanında bir ağaca asılacaklarını İddia etmiş­tir. Eski tarihlerden itibaren İrnamiyyenin temsilcisi olan îsnâaşeriy-yeye göre Allah'ın yeryüzündeki halifesi ve zamanın mehdisi hicrî 265 (m. 878) tarihlerinde ortadan kaybolan on ikinci imam Muham-med b. el-Hasan'dır. O, halâ sağdır, zamanı gelince dönecektir. İs-nâaşeriyyeyi resmî mezhep edinen İranlılar parlamentolarını açarken «Vaktin imamının, amellerinden razî olmasını ve hatalarını bağışla­masını niyaz» etmişlerdir. 1908 yılının Ekim ayında İran'daki ihtilâl komitesi, halkı anayasaya uymaya davet ederken «mukaddes» Ne-cef şehri âlimlerinin kararı gereğince anayasaya karşı gelmenin Za­manın Mehdîsine karşı gelmek kadar büyük günah olduğunu ilân et­miş ve Mehdî'nin dönüşünü (rec'atını) Allah'tan niyaz etmiştir [60].[61]

 

e)  Takıyye:
 

Korumak manasındaki «vikaye»den gelen takıyye lügatte, korunmak ve sakınmak demektir. Istılâhî manada takıyye, kendisine zor kullanılan (icbar altında bırakılan) kişinin canını, ma­lını ve korunması gerekli varlığını (ırzını) mutlak bir tehlikeden kur­tarmak için gerçekte benimsediği görüş ve kanaatin aksini izhar etmesi, muhalifi ve düşmanı ile aynı fikirde imiş gibi görünmesidir. İs­lâm dininde, elinde kuvvet ve iktidar bulunan kâfir ve zâlimlerin icbarı karşısında takıyyeye müsaade edilmiştir[62]. Şîa, yukarıda mü­nasebet düştükçe söylediğimiz üzere, islâm tarihi boyunca muha­lefette kalmış, fikirlerini iktidar eliyle apaçık ortaya koyup yayma imkânını bulamamış bir cereyanın mensuplarıdır. Bu sebeple haki­miyetleri altında yaşadıkları sünnî devletlerin hükümranlığını zahiren kabul etmek suretiyle kendilerini emniyete almayı ve benimsedikle­ri gizli imamla işbirliği yapmayı prensip edinmişlerdir.

Bilindiği üzere şîîliğin temelini si...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmamiyye-İsnâaşeriyye
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:39:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmamiyye-İsnâaşeriyye rüya tabiri,İmamiyye-İsnâaşeriyye mekke canlı, İmamiyye-İsnâaşeriyye kabe canlı yayın, İmamiyye-İsnâaşeriyye Üç boyutlu kuran oku İmamiyye-İsnâaşeriyye kuran ı kerim, İmamiyye-İsnâaşeriyye peygamber kıssaları,İmamiyye-İsnâaşeriyye ilitam ders soruları, İmamiyye-İsnâaşeriyyeönlisans arapça,
Logged
22 Ağustos 2019, 15:21:54
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 22 Ağustos 2019, 15:21:54 »

Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Ağustos 2019, 16:33:23
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 22 Ağustos 2019, 16:33:23 »

Esselamu aleykum.Rabbim razi olsun paylasimdan kardeşim. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Ağustos 2019, 11:36:40
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #3 : 23 Ağustos 2019, 11:36:40 »

Rabbim razi olsun hocam inşaallah selam ve dua ile
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
24 Ağustos 2019, 11:38:51
Melek Nur Çelik koü

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 298


« Yanıtla #4 : 24 Ağustos 2019, 11:38:51 »

Paylaşım için Allah razı olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes