> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet > Haberler İkiye Ayrılır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haberler İkiye Ayrılır  (Okunma Sayısı 790 defa)
19 Eylül 2011, 13:45:15
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Eylül 2011, 13:45:15 »



Haberler İkiye Ayrılır:


 

a. Mütevatir: Yalan üzerinde anlaşmaları âdeten imkansız olan bir topluluğun, kaynağa varıncaya kadar aynı vasıfları taşı­yan bir topluluktan aktardığı habere mütevatir denir. Nitekim muhalefetlerine itibar edilmeyenler dışında bütün akıl sahipleri tevatür şartlannı taşıyan haberlerin kesin bilgi ifade ettiği konu­sunda ittifak etmişlerdir. Bu tanım, usûlcülere göredir.

Muhaddislere göre ise mütevatir "âdetin, yalan üzerine an­laşmalarını imkansız kıldığı derecede çok isnadla vârid olan ha­ber" şeklinde tanımlanır. Birinci tanımda geçen tevatür, içinde sened veya isnadın bulunmadığı kuşaklatın (tabakât) te­vatürüdür. İkinci tanım ise isnâdlardan oluşan tevatürdür.

b. Haber-i Vahid: Tevatür derecesine varmayan habere haber-i vahid denir. Haber-i vahid, ravînin sika (âdil ve zabıt) olmaması durumunda ne ilim ifade eder ne de zann. Ancak ba­zen ilave, edilen karine veya karineler sayesinde zannı ifade eder. Ravinin sika olması durumunda haber-i vahidin [kesin] bilgi veya zannı ifade edeceği konusunda icma mevcuttur. Cumhur İkinci şıkkı tercih etmiştir. Buna göre bazı durumlarda ilave edilen karinelerin takviyesi sayesinde haber-i vahid, kesin bilgiyi ifade edecek dereceye ulaşabilir. Alimlerin bir kısmı da ikinci şıkkı (haber-i vahidin kesin bilgi kazandırdığı görüşünü) tercih etmişlerdir. Binaenaleyh akıllı bir kimsenin sika bir ravinin haberinin zan veya ilim ifade ettiğini inkar etmesi doğru değildir. Zira bu gerçeği inkar etmek, akim bedahetine karşı büyüklenmek ve direnmektir. Bu anlattıklarımız haber-i vahidin ifade ettiği bilgi derecesiyle alakalı şeylerdir.

Haberi vahidle amel etme, daha doğrusu zannla amel etme meselesine gelince, ister sika (güvenilir) ravinin aktardığı haber-i vahidden ister aklî İstidlallerden ister başka bir ameliyeden kay­naklanmış olsun, bütün akıl sahipleri "zan" ile amel konusunda ittifak halindedirler. Zira ister ticarî ve sosyal ilişkiler olsun, İster şahsî konular olsun, ister savaş ve barışa ait hadiseler olsun, in­sanî hareket ve faaliyetlerin geneli zanna dayanmaktadır. Şayet insanlar bütün faaliyetlerini yakînî işlere hasredip zann ile amel etmeyi terketmiş olsalardı yeryüzünde hareket ve faaliyet na­mına eser kalmaz, kişisel ve toplumsal maslahatlar atâlete uğrar ve yeryüzü harabeye dönerdi. Binaenaleyh, Cenab-ı Hakkın en büyük nimetlerinden biri de kulunun nefsinde zan ile ve zannı ifade eden haber-i vahidle amel etmesini sağlayacak bir iç gü­düyü yaratmış olmasıdır.

Bu söylediklerimiz genel anlamda dünyevî İşlerle ilgilidir. Aynı şeyleri dinî konular için de söyleyebiliriz. Abdest alınacak suyun temiz olup olmadığı, namazda giyilecek elbisenin veya üzerinde namaz kılınacak mekanın temiz olup olmadığı, suyla abdestin sıhhata zararlı olması durumunda teyemmüm almak gerektiği, kıblenin şu veya bu yönde olduğu, veya arkasında namaza durmakta olduğumuz İmamın abdestli ve temiz olup olmadığı yahut zekatımızı verdiğimiz kişinin fakir olup olmadığı yahut satm almak, kiralamak veya ödünç almak istediğiniz ma­lın gasıp malı olup olmadığı veyahut şu şahidin doğru sözlü ve güvenilir olup olmadığı gibi bilgiler kesinlikten uzak, zanna da-'yalı bilgilerdir. Adil de olsa bu bilgileri veren şahsın doğru ve güvenilir olduğu konusunda kesinlik iddia edilemez. Şayet şer'î hükümlerle amel etme yakînî konularla sınırlı olup zan ile amel caiz olmasaydı bu, insanlar için büyük bir sıkıntı olur ve şer'î hükümlerden pek çoğuyla amel atalete  uğrardı.  Dolayısıyla Cenab-ı   Hakk'ın   şer'î   hükümlerle   ameli   zanna   bağlaması müslümanlar için büyük bir nimettir. Zira bu hükümlerin yakînî bilgiye bağlanması durumunda mükellef için çok büyük zorlukların çıkacağı muhakkaktır. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "O, dinde size bir zorluk yüklemedi.[432]

Zanna dayalı bu hükümlerden biri de şer'î delillerden hü­küm çıkarıp gereğini yapmaktır. Cenab-ı Hakk, müslüman fer­din amel edeceği hükmü çıkardığı şer'î delilin sübût ve delâlet bakımından kat'î olmasını şart koşmamıştır. Şayet Cenab-ı Hakk, müslümana böyle bir şeyi gerekli kılmış olsaydı, sübûtu zannî olan bütün delillerin tamamı ve subûtu kat'î olan delillerin çoğu ile amel etmek imkansızlaşacaktı. Subûtu kat'î olan delil­leri de buna katıyoruz. Zira subûtu kat'î olan delillerin de büyük bir kısmı delâlet bakımından zannîdir.

Şayet Cenab-ı Hakk, hükme kaynaklık eden delilin kat'î olmasını talep etmiş olsaydı pek azı hariç amel edilmesi gereken şer'î hükümler ortadan kalkar ve şer'î hükümlerin kahir ekseri­yeti atalete uğrardı. Keza subûtu ve delâleti kat'î olan nasslarla amel etmek de imkansızlaşacaktı. Bunu bir örnekle izah edelim: mesela Cenab-ı Hakk, namaz kılmamızı emretmektedir. Namaz kılmak, namazın şeklini bilmeyi gerektirir. Namazın kılmış şek-îiyle ilgili delillerin geneli zannîdir. Keza Cenab-ı Hakk'ın bize farz kıldığı orucun keyfiyetine delâlet eden delillerin geneli zannîdir. Aynı şeyleri hacc ve zekat için de söyleyebilirsiniz.

Cenab-ı Hakk aramızda ortaya çıkan her türlü anlaşmaz­lıklarda Allah Rasûlü'nün hükmünde ifadeye kavuşan ilahî hükme başvurmamızı emretmektedir:

"Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içle­rinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullen-medikçe iman etmiş olmazlar. [433]

"Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükme-desin diye sana Kitabı hak ile indirdik. [434]

Cenab-ı Hakk,  ilahî hükmün haricinde diğer mercilerin hükmüne başvurmaktan sakındırmış ve bunu şirk olarak nite­lemiştir.

"Tağuta inanmamalan kendilerine emrolunduğu halde, Tağutun önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.[435]

"Yoksa onlar, cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? İyi anlayan bir topluluk için hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim var­dır? [436]

"Yoksa onların, Allah'ın İzin vermediği bir dini getiren or­takları mı var? [437]

Cenab-ı Hakk, haham ve rahiplerin vaz'ettiği şeriata tabi olan müşrikler hakkında şöyle buyurmaktadır:

"Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîhi rabbler edindiler. [438]

Onlar, haham ve rahiplerin haram saydıklarını haram, he­lal saydıklannı helal kabul ediyorlardı.

İster muamelat, ister miras, ister evlilik, isterse cezaya ilişkin konularda olsun Cenab-ı Hakk, müslümanlartn, ortaya çıkan bütün anlaşmazlıklarda ilahî şeriata başvurmalarını istemekte­dir. Ancak bu alanlara ait kat'î deliller ihtiyaç duyulan hüküm­lerden çok az bir kısmını karşılayabilecek orandadır. Bunların önemli bir kısmı detaylandırılması gereken mücmel hükümler­den oluşmaktadır. [Bu durumda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:] Şayet şer'î hükümlerin subûtu, delillerin ve delâletin kat'iliğine bağlı olmuş olsaydı, subût ve delâlet açısından kat'î olan delille­rin geneliyle amel etmek de İmkansız hale gelir ve sözkonusu nassların işlev ve faydadan uzak olması gerekirdi. Cenab-ı Hakk, kelamının böyle bir hale gelmesinden ve dininin hiç kim­senin amel edemiyeceği ve hiçbir akıl sahibinin razı olamıyacağı bu duruma düşmesinden yüce ve münezzehtir.

Buraya kadar aktardığımız nasslar, şer'î hükümlerde zannı ifade eden âhâd haberlerle amel etmenin vacip olduğunu gös­teren kat'î delillerdir.[439]

Bu konuyu yazdıktan sonra İzzuddin b. Abdisselâm'ın şer'î zanla amel etmeye dair söylediklerimizi teyid eden ifadeleriyle karşılaştım. Bunları nakletmek yerinde olacaktır.

İzz (rahimehullâh), Şeceretu'l-Maârif adlı eserin 461-473. sayfalarında şunlan kaydeder:

"Ondokuzuncu Bab, şer'î zanlarla amel etmenin güzelliği ve uygun oluşu hakkındadır.

İnsanların bütün gayreti şimdi ve geleceğe ait maslahatları (yararlı şeyleri) kazanıp hal ve istikbale ait mefsedetlerden (za­rarlılardan) kurtulmağa yönelik olduğundan şeriat bu konularda zannı galibe tabi olmayı salık vermiştir. Bu da zannın genelde doğru olup yanlış çıktığı yerlerin nadir olmasından dolayıdır. Bu nedenle zann-ı galible tahakkuk edeceğine inanılan maslahatlar, nadir mefsedetler endişesiyle terkedilmez. Şayet şeriat; ibadet, muamelât ve sair tasarruflarda yakînî bilgiyi şart koşmuş ol­saydı, bir mefsedet endişesiyle pek çok maslahat heba edilmiş olurdu. Hatta bazı maslahatların yakînî bilgiye bağlanması, in­sanların ve memleketlerin helak olması sonucunu doğurur. Maslahat ve mefsedetin her ikisinde var olma ihtimalinin belir­ginleşmesi durumunda zatı ile ameli terketmek bazen takvaya daha uygun olur. Şer'î maslahatlan işlevsiz kılan veya şeriatın dışladığı mefsedetleri doğuran her türlü ihtimal geçersizdir, iti­bara alınmaz."

İzz (rahimehullâh), şöyle devam eder:

"Birazdan bazı konulara değineceğim. Bunlar, gerek dün­yada gerekse ahirette kullar için en yararlı olanın zan ile amel etmek olduğunu ve zann ile amelin ihmal edilmesi durumunda hem dinin hem dünyanın fesada uğrayacağını ortaya koyan ör­nekler içermektedir."

izz (rahimehullâh), daha sonra sırasıyla şu konuları işler:

1-İbadetler

2-Muamelât

3-Nikâh ve nikâha bağlı konular

4-Hadler ve kısas

5-Cihâd ve cihâda bağlı konular

6-Velâyet ve velayete bağlı konular

İzz'in bahsettiği başlıklar bunlardan ibarettir. Bu başlıklar­dan her birinin altında bazı örnekler verir.[440]





[432] Hacc, 78

[433] Nisa, 65

[434] Nisa, 105

[435] Nisa, 60

[436] Maide, 50

[437] Şura, 21

[438] Teybe, 31

[439] Bu açıklamalar ışığında "Ayetlerde geçen Peygamber (Sallailâhu A...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haberler İkiye Ayrılır
« Posted on: 25 Nisan 2024, 05:16:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haberler İkiye Ayrılır rüya tabiri,Haberler İkiye Ayrılır mekke canlı, Haberler İkiye Ayrılır kabe canlı yayın, Haberler İkiye Ayrılır Üç boyutlu kuran oku Haberler İkiye Ayrılır kuran ı kerim, Haberler İkiye Ayrılır peygamber kıssaları,Haberler İkiye Ayrılır ilitam ders soruları, Haberler İkiye Ayrılırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes