> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi ve İslam Akaidi > Halk Kesb
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Halk Kesb  (Okunma Sayısı 6060 defa)
02 Ocak 2012, 19:26:29
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 02 Ocak 2012, 19:26:29 »



1. Halk-Kesb


Bunun tahkiki ve mahiyetinin izahı şudur: insanın kudretini ve irâdesini bir iş yapmaya sarfetmesi “kesb” (kazanmak)dir. Bu­nun peşinden Allah Taâlâ'nın fiili ve işi icad etmesi “halk” (ya­ratmak) tır. Buna göre bir makdûr, iki kudretin dahilinde ve tesiri altında bulunmaktadır. Ama yönleri değişiktir.

Fiil, icad yönünden Allah Taâlâ'nın makdûru, kesb cihetin­den ise insanın makdûrudur, (Çıkmazdan kurtulmak için, Allah Ha­lik, kul kasibtir, denecek kadar ve) bu ölçüdeki manâ zarurîdir. Be­şerî kudret ve irâde (ve bunların tesiri) bulunmakla beraber, insan fiilinin Allah Taâlâ'nın halkı ve icadı ile olması meselesinin hakika­tim açıklamak için ifadeyi bundan daha fazla kısaltmaya da kadir değiliz.

(Halk nedir, kesb nedir ve) bu ikisi arasındaki fark nedir, ko­nusunda kelâm âlimlerinin muhtelif ifadeleri (ve tarifleri) bulun­maktadır.

Meselâ: 1. Kesb âletle (ve organla) vâki (fiil) dir. Halk, ise alet­sizdir.

2. Kesb, insanın kudretinin mahallinde  (yani bedeninde)  vâki olan bir makdûrdur. Halk ise hâlıkın kudretinin mahallinde  (yani zatında) vâki bir makdûr değildir.

3. Kesb, kadirin tek başına yapması mümkün olmayan şeydir. Halk, kadirin yalnız olarak   yapması mümkün ve sıhhatli olan iş­tir [57].

Soru: Böylece, Mutezile'ye isnad ettiğiniz “ortaklık kabul etme”, esasım siz de kabul etmiş olmuyor musunuz? (Kulun, fiilinde kasd ve ihtiyarı varsa, fiilini Allah'la ortaklaşa yapmış olmuyor mu?).

Cevap: Şirket ve ortaklık, iki zattan herbirinin, diğerinden ayn olarak sadece kendisine mahsus olan bir şey için bir araya gel­meleri ve toplanmalarıdır. Köy ve mahalledeki ortaklar gibi. t Yani herbirinin kendine ait şeyden bir hisse ortaya koyarak ortaklık kur­malarıdır).

İnsan, kendi fiilinin halikı, Allah da (insanda ve diğer şeylerde mevcut olan) sair arazların ve cisimlerin halikı kılmsa, şirk işte o zaman lazım gelir. Bir iş, değişik yönlerden iki şeye nisbet edilmek­le şirk ve ortaklık lazım gelmez. Meselâ bir toprak parçası, yaratma yönünden Allah Taâlâ'nın mülküdür, fakat üzerinde tasarruf etme hakkının sübûtu yönünden insanın mülküdür. însan fiilinin yaratma yönünden Allah Taâlâ'ya, kesb yönünden insana nisbet edilmesi de aynen böyledir.

Soru: Çirkin olan bir şeyin kesbi çirkin ve sersemlik (sefeh) oluyor ayrıca yerilmeyi ve cezalandırılmayı da gerektiriyor. Peki aynı şey, (o fiilin) yaratılmasında neden söz konusu olmuyor? (Halbuki fiilin meydana gelmesinde yaratmak, kesbten daha büyük rol oynu­yor) .

Cevap: Hâlık olan Allah'ın hakim olduğu sabit olmuştur. O, neti­cesi güzel olmayan bir şey, -her ne kadar bu neticenin ne olduğunu bilmesek de -yaratmaz. Bunun içindir ki, biz kesinlikle şuna ina­nırız: Çirkin bulduğumuz fiillerde bir takım hikmet ve maslahatlar bulunabilir. Nitekim pis, zararlı ve elem verici cisimlerin yaratılma­sında bu durum söz konusudur. Halbuki kâsibte durum böyle değil­dir. Zira o bazan güzel bir iş, bazan da çirkin bir iş yapar. Onun için, dinen nehyedilmiş olan çirkin bir şeyi kesbetmeyi çirkin, sefihlik, yerilmeyi ve ceza görmeyi gerektirici olarak kabul ettik [58].

“Güzel olan insan fiili”, yani dünyada övülme konusu ve hemen ondan sonra âhirette de sevap konusu olan fiillere “güzel fiil” denir.

Fakat “güzel fiili”, mubahı da şümulüne alması için: “yerilme ve ceza görme ile ilgisi bulunmayan fiildir” şeklinde tarif ve tefsir etmek da­ha iyi olur.

“Güzel olan insan fiili, Allah Taâlâ'nın rızasıyledir”

Yani bir itiraz, karşı çıkış ve men bahis konusu olmadan Allah'­ın iradesiyle vukua gelir.

“Çirkin olan insan fiili” (yani dünyada yerilme ve âhirette azab görme durumu ile ilgili bulunan)“Allah'ın rızasiyle değildir”

Zira Allah, bu nevi fiillere karşı çıkmış, itirazda bulunmuş, ve onları menederek, “Allah, kullarının küfür üzere olmalarına razı ol­maz” [59]buyurmuştur. Yani irâde, meşiyet ve takdir her nevi fiile, rızâ, mahabbet ve emir ise çirkin fiillere değil, sadece gü­zel amellere taalluk eder [60]


[57] Bu konudaki diğer tarifler de şunlardır:

1. Üstad İsferaİnî: İnsan fiili iki kuvvetin toplamından meydana gelir. İki kudretin de insan fiilinin var olmasında ayrı ayrı tesirleri var­dır. Bu iki kuvvetten biri Allah'a, diğeri kula aittir.

2. Bakillânî: Allah'ın kudreti fiilin aslına, insanın kudreti ise vasfına tesir eder. Yani fiili  meydana getiren     Allah'ın kudretidir, ama  ona

günah veya sevap iş yaptırma niteliğini kazandıran insanın kudreti­dir. Fiilin yaratılması Allah'a, kullanılması insana aittir. Çocuğa bir şamar vurulsa, şamarın zatı Allah'ın kudretiyledir. Fakat gaman vu­ranın maksadı çocuğu terbiye etmek ise sevap, ona eziyet etmek ise günah olur,

İmamu'l-haremeyn: Fiil, başlangıç itibariyle Allah'ın insanda yarat­tığı niteliklerin kaçınılmaz sonucu olarak ve zarurî bir şekilde meyda­na gelmektedir. İnsan irâdesinin bunda tesiri yoktur. Fiilin aslını da vasfını da insan irâdesinin dışında kalan iç ve dış âleme ait şartlar tayin etmektedir ( determinizm). Filozofların kanaati da budur. Ehl-i sünnetin çoğunluğuna göre insan fiili; icad yönünden Allah'ın kudreti, kesb bakımından insan kudreti ile vâki olmaktadır. Bu tarifler “kayıtsız şartsız, insan kendi fiilini kendisi yapar, kendi kaderini, hiç bir dış müdahale olmadan bizzat kendisi tayin eder”, diyen Mutezile ile “yapılan işlerin hiç birinde beşerî irâde ve kuvve­tin tesiri yoktur” diyen Cebriye arasında, iki aşırı ve birbirine zıd görüşler arasında tutulan ortalama yollardır, Kestelî'nin de dediği gibi bu noktada kelâm âlimleri bitmişler, tükenmişler ve dayanacakları sağlam bir mesned bulamamışlardır.

Eş'ari'nin bu konudaki görüşlerini İzmirli şöyle özetliyor:

 “İnsan için hadis bir kudret ve irâde vardır. Fakat hadis olan bu kudretin makdûru (işi) icadda hiç bir tesiri yoktur. Sadece makdûra iktirani vardır ki, ona kesb derler, insan kâsib ve kazanan, Allah Hâlık ve yaratandır. Kesb, kudretin mahalli ile, yani insan bedeni ile kâim olan bir fiildir. Halk, kudret mahallinden, hariç olan bir fiildir, Al­lah'ın zatının dışındaki bir iştir.

“Kesb,kulun kudretinin makdûra iktiramıdır”, “beşerî gücün iş ve fiille beraber ve birlikte bulunmaları halidir.”

Eş'arî'nin kesb anlayışı çok dakik olduğu için, “Şu iş, Eş'arî'nin kesb nazariyesinden daha ince ve dakiktir”, sözü darb-ı mesel olmuştu. Çünkü ona göre âciz ile kadir arasında bir fark kalmıyor, her ikisin­de de tesir bulunmuyor. Eş'arî, Mutezileye o kadar muhalefet ediyor­du ki Cehmiyeye ve Cebriyeye yaklaşıyordu. Sadece kesb ile ondan ayrılıyordu.  (Cebr-i mutevassıt).

Eş'arî'ye göre, halk (yaratma fiili) maklûkun tekvin mükevvenin aynı olduğundan, Allah'ın fiili mef'ûlünden ibaret oluyor. Bu duruma göre insanların fiilleri Allah'ın fiili oluyor. Bu ise kayıtsız ve hâlis bir cebir olduğundan, Eş'arî, içine dü§tüğü cebir çukurundan kendini kurtar­mak için, insanlar hakkında mecaz yolu ile kullanılan “insanların fi­illeri” tabiri için bir kesb niteliğinin var olduğun usöylüyor. Hadis kudretin makdûra iktiranından ibaret olan “kesb” sebebiyle ezelî kud­ret fiili yaratıyor, İşte bu kesb teklife mahal oluyor da bununla tek lif sakıt olmuyor. Eş'arî bu konuda Ehl-i sünnetin cumhuruna muha­liftir”  (Bk. İzmirli, I, 110).

Maturidîlere göre, “Kesb, azm-i musammam” (kesin, sa­mimi ve değişmez bir karar ve irâde yönelmesi)dir. (Bk. İzmirli, I, 113). İrâde, ilme uygun şekilde taalluk eder, taalluku ezelîdir. Allah'ın ilmi gibi irâdesi de değişmez. İki türlü irâde vardır: 1. Tekvini ve kevnî İrâde, 2. Teşri'î ve dinî irâde.

Birincisi meş:yet, ikincisi rızâ ve mahabbet demektir. Dini irâde, mu­radın vukua gelmesini icab ettirmez. Kevnî irâde hayra, şerre, güna­ha ve sevaba taalluk eder. Dini irâde sadece hayra taalluk eder. Ayetlerdeki irâde bu iki manâda kullanılmıştır. Bundan dolayı Allah Taâ­lâ'mn iki türlü kanunu vardır.

1. Tabiat kanunları, kevnî irâdenin eseridir. Âdetullah, sünnetüllah.

2. Dinî kanunlar, teşri'î irâdenin eseridir. “Halk da emir de ona ait­tir”  mealindeki  âyet bunun şahididir.  Tabiat kanunları,  kevnî irâde­nin eseri olduğu için beşerî irâöe ve kudretle değişmez. Dinî kanun­lar teşriî irâdenin  neticesi  olduğu İçin,  bunların  vukua  gelmelerinde insanların tesirli  olduğu görülür. İrâde gibi ilahî emirler, ilahî kaza, Allah'ın izni ve Hakk Taâlâ'nın kitabı da tekvini   (kevnî)  ve teşriî (dinî) diye ikiye ayrılır (Bk. izmirli, II, 108, 109).

[58] Bu konuyu Seyyid Bey şöyle hulasa etmektedir:

“Eş'arîye ile Mâturidîye arasında vaki olan ihtilafların en esaslısı irâ­de-i cüz'iye hakkındadır.

Mutezile, “kul fiilinin halikıdır, insan fiilinde ilahî irâdenin dahli ve te'siri yoktur, onun için insan fiil ve hareketlerinde tamamiyle ser­besttir, her ne yaparsa mücerred kendi kudret ve iradesiyle yapar. Kı­saca insan kendi fiilinin halikı ve mucididir”, demiştir. Bu nazariyeye göre, birden çok halikın var olması lazım gelir.

Cebriye bu fikrin tamamen zıddı olarak, insanda irâde ve kudret na­mına hiç, bir şeyin mevcut olmadığını savunarak: “insan bütün hare­ketlerinde cebir ve ızdırar altındadır”, demiştir. Onlara göre insanın ne kasdi, ne irâdesi, ne de ihtiyarı vardır. însan fiiliyle, muharrik bir kuvvetin tesiri neticesinde hareket eden ağaç ve cansız maddenin ara­sında asla bir fark yoktur. Bu fikrin bâtıl olduğu açık olmakla beraber, bu kanâata göre de şer'i fiiller abes olur ve insana fiilleri karşılığında mükâfat ve ceza vermek manâsız kalır.

Ehl-i sünnete...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Halk Kesb
« Posted on: 18 Nisan 2024, 08:08:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Halk Kesb rüya tabiri,Halk Kesb mekke canlı, Halk Kesb kabe canlı yayın, Halk Kesb Üç boyutlu kuran oku Halk Kesb kuran ı kerim, Halk Kesb peygamber kıssaları,Halk Kesb ilitam ders soruları, Halk Kesbönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes