> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi ve İslam Akaidi > Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe  (Okunma Sayısı 4614 defa)
05 Ocak 2012, 19:00:23
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 05 Ocak 2012, 19:00:23 »



Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe



İzmirli iki nevi kelâmın mevcudiyetinden bahseder:

1. Kelâmı felsefe (Kelâm-i felsefî): Mantığın esaslarını kabul ederek felsefî meselelerle kelâm meselelerini yekdiğeri ile meczetmek ve kaynaştırmak yoludur. Bu yolda kelâmın usûl ve esasları dışına çıkılmaz. Fakat saf ve katıksız bir kelâm yolu da değildir. Zira bu özellikteki kelâm anlayışı ile yazılan eserler felsefî meseleleri de ih­tiva etmektedir. İmam Gazali ile başlayan sonraki Eş'arî kelâmcılarının tutdukları yol budur.

2. Felsefî kelâm (Felsefe-i kelâmiye): Felsefi esaslarla -felsefî meseleleri değil- kelâmı esasları mecz ve kaynaştırmak yoludur. Aslında bu da kelâmı bir meslek ise de evvelki kelâm mesleğinden farklıdır. Kelâm ile felsefeden mürekkeb olan bir şey, kelâmdan ha­riç ve felsefe olacağı, fakat buna rağmen bir felsefî kelâm sayılacağı aşikardır. Cehmiye ile içli dışlı olan sonraki Mutezüe'nin kelâmda tutturduğu yol budur. Ebu Huzeyl ile Nazzam bu yolun öncüleridir. Sonraki Eş'arî kelâmcıları ile Cehmiyenin tesirine giren Mutezilenin arasındaki ince fark budur.

Meselâ “Allah'ın sıfatları zatının aynıdır” “hayatta bünye şart­tır” önermeleri birer felsefi esastır. Bu esaslar aynı zamanda Mute­zile tarafından da benimsenmiştir.[4]

Bu iza güzel olmakla beraber, tartışılabilir bir izahtır. Zira Nasruddin Tusî, Razî ve Seyfuddin Amidî gibi sonraki Eş'arî kelâmcıları, Ebu Huzeyl ve Nazzam'dan çok daha felsefeye girmişlerdir. Onun için Ebu Huzeyl ve Nazzam'a kadar olan Mutezile kelâmcıları ile Gazalî'ye kadar olan Eş'arî kelâmcılarına, “kelâmı felsefe” denilmesi, Ebu Huzeyl ve Nazzam ile başlayan Mutezile kelâmı ile Gazali ile başlayan Eş'ari kelâmına ise “felsefî kelâm” adı verilmesi daha uy­gun gibi görünmektedir.

Vasıl b. Ata ve Amr b. Ubeyd gibi ilk Mutezile âlimlerinde, Eş'arî ve Bakülani gibi Eş'ari mezhebine mensup ilk âlimlerde felsefi tesir fazla önemli değildir. Katiyen kelâmın hakim unsuru felsefe değil­dir. Halbuki felsefî kelâmda hâkim unsur felsefedir. Felsefî kelâmda akla dayanılarak bol bol te'viller yapıldığı halde kelâmı felsefede bu durum çok kısıtlı ve sınırlıdır.

Muteahhirîn, dediğimiz sonraki kelâmcıların en önemlileri ve başlıca eserleri de şunlardır:

I. Şehristanî (Ebu'1-Feth Muhammed b. Abdulkerim, öl. 548/ 1153).

1. Nihayetu'l-ikdâm fi ilmi'l-kelâm (London, 1934),

2. el-Milel ve'n-nihal (Kahire, 1381/1961, mezhepler tarihine dair bir eserdir).

II. Fahruddin Razî (öl. 606/1209).

l. Muhassalu efkari'l-mütekaddimin ve'1-müteahhirin mine'lulema vel-hukema ve'1-mütekelimin (Kahire, 1323/1905),

2. Mealimu'd-din (Muhassal'm kenarında),

3. el-Erbain fi usûli'd-din (Haydarabad, 1353/1934),

4. el-Mebahisu'l meşrikiyye (Hind, 1343/1924),

5. İtikadatu firakı' 1-müslimin ve'1-müşrikin (Kahire, 1938),

6. Razî'nin Mefatihu'1-gayb isimli tefsiri de bir kelâm kitabı sa­yılır.

III. Seyfuddin Amidî (öl. 617/1220).

“Ebkârul-efkâr” isimli eseri meşhurdur. Kelâma, mantığa, felse­feye, fıkha ve fıkıh usûlüne dair eserler yazmış, felsefî inançlara bağ­lı kaldığı ileri sürülerek küfür ve ilhadla suçlanmıştır.

IV. Kadı Beydavî  (öl. 691/1291).

Tevaliu'l-envâr (İstanbul 1311/1893, Mevâkıf şerhi kenarında, Şemsettin îsfehanî'nin Metâliul-enzâr isimli şerhiyle).

V. Nasıruddin Tûsî (öl. 672/1274).

1. Tecridu'l-akâid (İstanbul, 1311/1893, Mevâkıf şerhi kenarın­da) Tusî'nin bu eseri Osmanhlar'da çok okunmuş, hatta “Haşiye-i tecrid” adı verilen bir medrese nevinin özel ismi bile olmuştur. As­lında Tusî, felsefeye son derece önem veren Şiî meyilli bir kelâmcıdır. Felsefe adına F. Razî'yi tenkit edecek kadar felsefeye bağlıdır.

2. Kavâidu'l-akâid.

VI. Adududdin îcî  (öl. 756/1355).

1. Mevâkıf fi ilmi'l-kelâm.   Bu eser   Cürcanî'nin  buna yazdığı şerhle birlikte ve ayrıca defalarca basılmıştır.  (Şerhu'l-mevâkıf, İst. 1311/1893). Hâlâ Ezher ve Tunus medreselerinde ders kitabı olarak okutulmaktadır.

2. Âkâid-i Adudiyye. Bu eser, Celâleddin Devvânî'nin  (öl. 907/ 1301) buna yazdığı şerhle  birlikte  defalarca basılmıştır   (İst. 1314/ 1896). Nesefi'nin Akâid metni'nden daha küçük bir risale olduğu hal­de hemen hemen onun kadar rağbet ve alaka görmüştür. Celâl üze­rine İsmail Gelenbevi'nin (öl. 1295/1790)yazdığı haşiye meşhurdur (ist. 1317/1899).

3. Cevahiru'l-kelâm.

İcî'nin, Risaletu'l-ahlâk isimli eseri ise Türkçe'ye tercüme edile­rek 1281/1864'de neşredilmiştir.

VII. Sa!deddin Taftazânî: Hakkında ayrıca bilgi verilecektir.

VIII. Seyyid Şerif Cürcânî (öl. 816/1413).

1. Şerhu'1-mevâkıf (îst. 1311/1893) îcî'nin Mevâkıf isimli eseri­nin gayet güzel bir şerhidir.

2. Hâşiye-i Tecrid.

Lekânî, İbrahim b. Lekânî Malikî'nin (öl. 1041/1631) Cevheretu't-tevhid isimli manzum kelâm kitabı da çok okunmuştur. Fadalî (öl. 1237/1821), Bacurî (öl. 1277/1860), Susi (öl. 896/1490) de son Eş'arî kelâmcıîanndandır.

Seyyid Şerif Cürcânî ile Taftazânî arasında Timur'un huzurun­da ilmî bir mübahase ve münazara düzenlenmiş, bu tartışmada Cür­cânî Taftazâni'ye üstünlüğünü ispat etmişti. (Bak. İslâm ansiklope­disi, “Cürcânî” Taşköprîzâde, Mevzuatu'1-ulûm, I, 236).

Müteahhirîn denilen sonraki kelânıcıların başlıcaları ve en önem­lileri bunlardır. Bunlar son asırlarda o kadar çok meşhur olmuşlar, o kadar çok rağbet görmüşler ki, adetâ eski kelâmcılan ve şöhretlerini tam mânasıyle gölgelemişler, onlar aleyhinde bir “ay tutulması” (hu­suf) hadisesi meydana getirmişlerdi. Son 5-6 asırda yaşamış olan ke­lâm âlimleri, kudemâ ve mütekaddimın denilen ilk kelâmcılardan çok, müteahhirin kelâmcılarım tanımış, onlara çok derin bir saygı duymuş, koparılması imkansız rabıtalarla onlara bağlanmış, onlara muhalefet etmeyi affedilmez bir cüret ve hadbilmezlik saymış, dur­madan onların eserlerine şerh, haşiye ve talik yazmıştır.[5]

Müteahhirîn dediğimiz Razî, Amidi, Tûsî, Taftazânî ve Cürcânî gibi sonraki kelâm âlimleri eski kelâmcılardan çok filozoflara, ilk kelâm kitaplarından ziyade felsefî eserlere dayanarak kelâm yap­mışlardır.

Cürcânî, 816/1413 tarihinde vefat ettiğine göre, o tarihten itiba­ren önemli ve büyük denilecek bir kelâmacı yetişmemiştir.

Dikkat edilmelidir ki, bu kelâmcıların hiç biri Anadolu'da ve bil­hassa Osmanlı sınırları dahilinde yetişmemiştir. Osmanlılar, 600 sene süren saltanatları süresince, isimleri zikredilen kelâmcilar ölçüsün­de bir kelâm âlimi yetiş tirememişlerdir.

Önemli olan bir nokta da şudur: Eş'arî kelâmcılan, zaman zaman kelâmda yenilikler ve değişiklikler yapmışlar, böylece kelâm ilmini felsefe ile rekabet edecek bir seviyeye ve güce kavuşturmuşlardır.

Bu suretle, bu kelâmın kurucusu olarak kabul edilen İmam Eş'arî'yi aşmışlar, geliştirmişler, sık sık kendisine muhalefet etmişlerdir. Hal­buki Maturidîler hiç bir zaman İmam Maturidî'yi aşabilme ve ge­liştirme gücüne ve kabiliyetine sahip bir kelâmcı yetiştirememişlerdir. Onun için de akide sistemleri, Eş'ariliğin yanında önemini, yitir­miş, Hanefîlerin ve Maturidilerin hâkim oldukları yerlerde bile Taftazânî, Cürcânî, İcî ve Tûsî gibi Eş'arî kelâmcılarının eserleri okun­muştur. Meselâ Osmanlılardaki durum budur. Osmanlı uleması şek­len ve ismen Mâturidîdir ama aslen ve hakikaten Eş'aridir. Şuurlu Maturidîler azdır.

Üzerinde ehemmiyetle durulması gereken konulardan biri de kelâmın kuruluşu, gelişmesi ve geçirdiği devreler anlatılırken kafiyen Maturidilerden bahsedilmemesi, daima Eş'arîlik ve Eş'arî kelâmcılan üzerinde durulmuş olmasıdır. Bunun manâsı şudur: Hiç bir Maturidî kelâmcısı, kelâmın kuruluşunda, gelişmesinde ve bir dönemden di­ğer bir döneme geçişinde kayda değer bir hizmet görmemiş, kelâmın doğuşuna, gelişmesine ve çeşitli merhalelerden geçmesine tesirli ola­bilecek bir katkıda bulunmamıştır. Bu gibi sebeplerden dolayı Doğu­da, Batıda ve Avrupa'da Sünnî kelâmı denilince daima ve sadece Eş'arîlik akla gelir ve Eş'ari'ye, “îmamu ehli's-sünneh” (Ehl-i sün­netin kelâm imamı) adı verilir. Bu durum fazla yanlış da sayılmaz. Nitekim biraz sonra izah edilecektir.[6]


[4] İzmirli İsmail Hakkı, Yeni ilm-i kelâm, I, 88.  (ist. 1339/1920)

[5] Sonraki kelâmcılar kudemanm eserlerinden çok îbn Sina'nın el-îşarat ve't-tenbih (Kahire, 1323/1905, el-Muhassal'm zeylinde), e§-Şifa (Bu­lak, 1960, ilahiyat kısmı), en~Necât (Kahire, 1938) gibi eserlerine da­yanmışlar, eski kelâmcılardan çok filozoflardan faydalanmışlardır.

[6] Sadreddin Taftazani, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidi (Şerhu’l-Akaid, Hazırlayan Süleyman Uludağ), Dergâh Yayınları:  15-19.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe
« Posted on: 18 Nisan 2024, 22:17:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe rüya tabiri,Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe mekke canlı, Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe kabe canlı yayın, Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe Üç boyutlu kuran oku Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe kuran ı kerim, Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe peygamber kıssaları,Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefe ilitam ders soruları, Felsefî Kelâm-Kelâmı Felsefeönlisans arapça,
Logged
14 Aralık 2018, 09:15:33
ilim dünyası dergisi
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 224


« Yanıtla #1 : 14 Aralık 2018, 09:15:33 »

Ey Allah'ım seninle aramızdaki yegane mesafe ilimdir. ilim eğer mesafeyi ortadan kaldıracaksa and olsun ki isteğim ilimdir . Rabbim razı olsun...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
14 Aralık 2018, 13:43:35
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 14 Aralık 2018, 13:43:35 »

Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun emegi gecen kardeşlerimizden....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

15 Aralık 2018, 07:24:20
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 15 Aralık 2018, 07:24:20 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes