> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi ve İslam Akaidi > Ecel
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ecel  (Okunma Sayısı 3969 defa)
02 Ocak 2012, 19:19:31
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 02 Ocak 2012, 19:19:31 »



4. Ecel


“Maktul eceliyle ölmüştür”

Yani, maktul ölümü için takdir (tayin ve tesbit) edilen vakit­te ölmüştür. Mutezile'den bazılarının, “Allah Taâlâ, onun ecelini kes­miş (ve ömrünü t“Maktul eceliyle ölmüştür”

Yani, maktul ölümü için takdir (tayin amamlamadan öldürmüştür)” şeklindeki iddiaları doğru değildir.

Delillerimiz: Allah Taâlâ, ezelî ilmine göre ve tereddüt etmeden yani bir kayda ve şarta bağlamadan insanların ecelleri konusunda hükmünü vermiş (ve ömürlerini tesbit etmiş) tir. Nakli delilimiz: “On­ların eceli geldiği zaman ne bir saat geciktirilir, ne de bir saat ve an) öne alınır”  (A'raf, 7/34; Yunus, 10/49; Nahl, 16/64).

Mutezile'nin delilleri: Nakli delil: Bazı ibadet ve taatîarm ömrü arttıracağı ve uzatacağı konusunda hadisler vardır.  (“Sadaka ömrü uzatır” gibi) [72]. Aklî delilleri: Maktul eceliyle ölseydi, katil yeril­meyi, ceza görmeyi, diyeti ve kısası hak etmezdi. Zira, maktulün ölü­mü katilin yaratmasiyle ve kesbiyle olmamıştır.

Cevap; Allah Taâlâ ezelî ilmi ile biliyordu ki, insan, belli bir iba­deti ve taatı yapmasa (meselâ) ömrü kırk sene olacak. Fakat Allah, insanın o taatı işleyeceğini ve bunun sonucu olarak da ömrünün (meselâ) yetmiş sene olacağını bilmiş, (onun ömrünü buna göre tak­dir ederek kırk senenin) ziyadesini bu taata nisbet etmiştir. Zira Allah Taâlâ biliyordu ki, o taat olmasa, (ömründeki bu) fazlalık olma­yacaktır.

İkinci itiraza cevap: Katilin ceza görmesi ve tazminat Ödemesi mecburiyeti, men edilen bir işe teşebbüs etmesinden (haddi tecavüz etmesinden) ve (sünnetullah dediğimiz) tabiat kanunları gereğince, Allah Taâlâ'nın akebinde ölümü yarattığı bir fiili kesbetmiş olmasın­dandır. Zira kati ve öldürme, halk ve yaratma bakımından olma­sa bile, kesb yönünden katilin fiilidir.

“Ölüm, ölü ile kâimdir”

Ölüm Allah Taâlâ tarafından yaratılır. Ne yaratma ne de kesb yönünden insanın bunda tesiri ve rolü yoktur. Bu manâya göre ölüm ('ademi ve bir yok olma hali değil, tersine bir var olma halidir ve onun için de) vucudîdir. “Allah, ölümü ve hayatı yarattı” (Mülk, 67/2) âyeti bunun delilidir. Kelâmcılarm çoğunluğuna göre ölüm 'ademidir, (bir yok oluş ve olma'yış halidir). “Allah, ölümün yaratıcı­sıdır”, ifadesi “takdir edicisidir” manâsına gelmektedir.

“Ecel bir ve tektir”

“Biri ölüm, diğeri öldürülme (mevt ve kati) olmak üzere mak­tulun iki eceli  vardır. Maktul kati  edilmeseydi, ölüm şeklinde vukua gelecek, eceline kadar yaşayacaktı”, diyen Mutezile'den Ka'bî'nin görüşü doğru olmadığı gibi filozofların şu kanâati da yanlıştır: “Bir canlının, biri tabiî diğeri ihtiramı (inkıtaa uğrayan; kesik) olmak üzere iki eceli mevcuttur.

Tabiî ecel: İnsanın yaratılışında mevcut olan hararetin sönmesi ve rutubetin çözülmesi, suretiyle ortaya çıkar. (Yaşlılık sebebiyle fi­zikî bünyenin fonksiyonunu yitirmesi şeklinde zuhur eder. Tıpkı ya­ğı tükenen bir lambanın sönmesi gibi).

İhtiramı ecel: Hastalık, felaket ve ölüm kazaları şeklinde ortaya çıkar”,(Tabii ecel bir, ihtiramı ecel birçoktur)[73]

[72] “Müslüman kişinin sadakası ömrü uzatır”. Bk. Camiu's-sağîr, I, 44; “Yakınları ziyaret etmek (sıla-yı rahim) ömrü uzatır” Bk. Aclunî, I. 22.

Zayıf olduğunda şüphe olmayan, uydurma olmaları da kuvvetle muh­temel olan bu tür hadisler, Mutezile görüşünü desteklemek için ortaya konulmuştur.

Yalnız şöyle bir sahih hadis rivayet edilmektedir: “Kim elinin geniş, rızkının bol olmasını ve ecelinin geç gelmesini arzu ederse sıla-yı rahimde bulunsun”. (Buharı, Büyü', 31; Müslim, Birr, 6). Bu hadis tamamiyle ahlâkî bir muhteva taşımaktadır. Metafizikle ilgisi yoktur. Ömrün uzaması, vücudun güçlü, kuvvetli ve sıhhatli olması, Ömrün bereketli olması  şeklinde yorumlanmıştır.

[73] Ecel   konusunda  Sünnî kaynakların Mutezile  mezhebinin  görüşü hak­kında, verdikleri bilgi eksik ve yetersizdir.

Mutezile âlimlerinden Kadı Abdulcebbar (Öl. 415/1025) bu konuda, Şurhu usûu'l-Hamsc isimli eserinde (Kahire, 1956, s. 780) şu bilgiyi verir:

“Ecel vakit ve vade mânasına gelir. Tabiî bir şekilde ve herhangi bir müdahale olmaksızın ölen de, kati suretiyle vefat eden de kendi ece­liyle ölmüş olur. Bunda ihtilaf yoktur. Zira bir adamın eceli öldüğü zamandir. Her iki surette de insan öleceği vakitde vefat etmiştir. thtılaf konusu olan husus şudur; Kati ve idam suretiyle öldürülen bir kişi, şayet öldürülmemiş olsaydı acaba ölüm ve yaşama karşısındaki durum nasıl olurdu?

1. Üstadımız  Ebu Hüzeyi Allaf'a göre katil  öldürmeseydi,  yine de maktul kesinlikle ölürdü. Aksi halde katilin eceli kesmemesi ve ömrü kısaltması icab eder. Bu ise imkânsızdır.

2. Bağdadîı Mutezile âlimlerine göre,  katil öldürmeseydi, maktul ke­sinlikle yaşardı.

3. Bize  göre katil öldürmeseydi,  maktulün yaşaması da  kati  edildiği anda ölmesi de mümkündür. Bu konuda kesin bir şey söylenemez, iki şıktan birinin doğruluğuna kat'iyetle hükmedilemez.

Ebu Huzeyl'in görüşü doğru değildir. Bu görüş doğru olsaydı, yabancı birinin ağılma girerek davarlarını kesen bir kişinin mal sahibine kö­tülük değil iyilik yapmış olması lâzım gelirdi. Çünkü bu zat sürü sa­hibinin hayvanlarım boğazlamamış olsaydı, davarlar murdar olarak ecel anında ölmüş olacaklardı. Halbuki bu durumun yanlış, aksinin doğru olduğu bilinen bir husustur.

Bağdat'daki Mutezile âlimleri şöyle derlerdi: Katil öldürmeseydi, mak­tul kesinlikle yaşardı. Şayet yaşamamış olsaydı, katil olan kişinin haksız ve zâlim olmaması icabederdi. Halbuki katilin haksız ve zâlim ol­duğu konusunda bilgi ve delil sahibiyiz. Bir de şu var: Çok sayıdaki insanın bir anda ölmeleri normal olarak düşünülemez ama öldürülme­leri pekâlâ düşünülebilir. Su halde, katil öldürmeseydi, maktul yaşa­yabilirdi, sözü nasıl doğru olabilir?

 Cevap: Kâtil dam öldürmekle haksızlık zulm yapmış olur. Zira öldürdüğü kişiye fayda değil, zarar vermiştir. Bu hareketiyle maktulden bir zararı defetmiş değildir. Ayrıca maktul öldürülmeyi hak etmiş de sayılmaz. Ayrıca katil, Allah Taâlâ tarafından öldürülmenin karşılığı olan ecirden maktulü mahrum etmiş olduğu için de zâlim durumuna düşmüştür. Kaldı ki, biz katil tarafından öldürülmüş olan kişinin ya­şama şansına da sahip olduğunu, bu hayattan faydalanmasının imkân dahilinde bulunduğunu muhtemel görmekteyiz.

İnsan topluluğunun bir anda öldürülmeleri' mümkün olduğu gibi bit anda ölmeleri de mümkün ve vakidir. Salgın hastalıklar zamanında bu durum görülür. Şu var ki, âdet çok sayıdaki insanın öldürülmeleri, ölüm vakalarının ise daha  ziyade tek tek meydana  gelmesi  şeklinde cereyan etmektedir.

Biri çıkarda, 'Ecel Allah'ın kazası ve kaderiyle midir?' derse, meseleyi izah ederek şu cevabı vermen icab eder: Eğer kaza ile halk ve yaratma fiilini kasdediyorsan, evet, öyledir. Zira ecel felekin hareketlerinden ibarettir ve bu hareketler Allah Taâlâ'nm bir lutfudur. Eğer bu sözle “icabı”, yani Allah'ın vacib kılması mânasını kasdediyorsan, cevabımız hayırdır. Eğer bu sözle “i'lâmı”, yani ölüm anını bildirme işini kasdedi­yorsan, o takdirde şu cevabı veririz: Mümkündür ki Allah Taâlâ yaşa­ma ve Ölümle ilgili halimizi bazı meleklere bildirmede yarar görmüş, belli  bir   müddete   kadar  yaşayacağımız  ve   ondan   sonra   öleceğimizi onlara haber vermiştir”.

Görülüyor ki, Mutezile mezhebinin ecel konusunda bir tek değil, bir­den çok görüşü vardır ve bunlardan biri Eş'arî ve Maturidî akaidine de uygundur. Mutezile tek bir alternatif üzerinde durmamış, mese­leyi, çok yönlü olarak ele almıştır. Halbuki bütün Sünnî kelâm ve akâid âlimleri Mutezilenin sadece Bağdad koluna mensub olanların benimsedikleri ecelle ilgili görüşü naklederek reddettiler. Bu ise Mu­tezile mezhebinin yanlış ve eksik bilinmesine ve anlaşılmasına sebep olmuştur. Burada bizim maksadımız Mutezileyi savunmak ya da red etmek değildir. Sadece, kendi kaynak eserlerine dayanarak- benimse­dikleri görüşleri olduğu gibi, fazlasız ve noksansız nakletmek ve ta­nıtmaktır, îlmî ve dinî mânadaki dürüstlüğün gereği budur. Bir görü­şü, aslına uygun biçimde tanıtmak bir şey, o görüşün tenkidini ve münakaşasını yapmak başka" bir şeydir. Mutezileye ait görüşler tam ve eksiksiz nakledilip tanıtılmayınca, onlarla ilgili tenkitlerin ve red­diyelerin de tam. ve eksiksiz olmayacağı aşikârdır. Sünnilerin diğer kelâm ve akâid kitaplarında olduğu gibi, Şerhu'l-Akâid'de de Mute­zileye ait görüşler ve bunların dayandığı aklî ve naklî deliller sürekli olarak eksik bir şekilde nakledilmiştir. Bu ise îslâm mezheplerinin, yekdiğerini ya yanlış veya eksik tanımalarına yol açmıştır. Doğru ve tam tanıma yaklaşma ve anlaşma; hatalı ve eksik tanıma uzaklaşma ve yabancılaşma sebebidir.

Ecel konusunda Mutezilenin bir görüşte İsrar etmeyerek farklı gö­rüşler üzerinde durması, onların akılcı ve hürriyetçi düşünce biçim­lerinin bir sonucudur. Abdulcebbar gayet rahat bir şekilde eski Mu­tezile   âlimlerine   muhalefet  edebilmektedir. Sadreddin Taftazani, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidi (Şerhu’l-Akaid, Hazırlayan Süleyman Uludağ), Dergâh Yayınları: 222-225.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ecel
« Posted on: 24 Nisan 2024, 05:42:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ecel rüya tabiri,Ecel mekke canlı, Ecel kabe canlı yayın, Ecel Üç boyutlu kuran oku Ecel kuran ı kerim, Ecel peygamber kıssaları,Ecel ilitam ders soruları, Ecelönlisans arapça,
Logged
29 Ekim 2014, 20:29:57
Sevilay Aktay 8b

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 358



« Yanıtla #1 : 29 Ekim 2014, 20:29:57 »

allah her kuluna birer omur ve ecel yani bir omur bicmistir/hic bir kul ecelini egistiremez . paylasinm icin tesekkurler

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
03 Kasım 2014, 21:31:50
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 03 Kasım 2014, 21:31:50 »

Esselamu aleykum;
Mevlam razı olsun...Ecel de Allah'tandır,doğum da..Kimse ecelini bilemez..Yalnız bir ve tek olan Allah bilir..
“On­ların eceli geldiği zaman ne bir saat geciktirilir, ne de bir saat ve an) öne alınır”  (A'raf, 7/34; Yunus, 10/49; Nahl, 16/64).
Sadak verenin örü uzar lafı bence bir yandan yanlış bir yandan doğrudur çünkü Allah'ın öleceği kişinin ecelinin zamanını önceden belirler. Ve zamanı gelince öldürür...Ama çok sevap kazanır insan sadakayla..Rabbim hakkımızda en hayırlısını versin..Mevlam razı olsun..




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Kasım 2014, 19:54:31
Yunus 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 593


« Yanıtla #3 : 12 Kasım 2014, 19:54:31 »

Konuyu okudum, ve ödevime çok yardımcı oldu teşekkürler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı


Sımsıcak bir yuva.Aşırı samimiyet ve doğruluk içerir!
03 Aralık 2014, 20:09:32
yasin8c

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 51


« Yanıtla #4 : 03 Aralık 2014, 20:09:32 »

Her insan kendi ecelini degiştiremez bu paylasım için tesekkurler :D

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes