> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi ve İslam Akaidi > Bilginin Kaynakları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bilginin Kaynakları  (Okunma Sayısı 4908 defa)
03 Ocak 2012, 20:44:41
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 03 Ocak 2012, 20:44:41 »



2. Bilginin Kaynakları


“Halk için ilim elde etme sebepleri ve vasıtaları üçtür”

İ1im , bir sıfattır ki, kendisinde bu sıfat bulunan kimseye (kalb ve dille anılma özelliğine ve) zikredilme niteliğine sahip olan her şey apaçık şekilde bilinir hale gelir. Yani zikredilen şey açık ve seçik hale gelir, (insan gibi) var veya (anka gibi) yok olan şey onun­la ifade edilir. Bu tarif hem hislerin idrâkini, hem de ister kesin olsun, ister kesin olmasın aklı tasavvur ve tasdik çeşidinden olan id­rak şekillerini şümulüne alır. Halbuki, ilmin aşağıdaki tarifi, bu ba­kımdan yukarıda geçen tarife aykırıdır.

îlim: “Öyle bir sıfattır ki, aksi ihtimali saf dışı bırakan iki şey arasında bir temyiz ve ayrım yapmayı gerektirir”.

iddia ettiklerine göre bu tarife “manâlar” kaydı konulmadığı 'Çin duyu organlarının idrâklerini ve aksi ihtimale sahip olmayan tasdik nevinden olan bilgileri şümulüne almamaktadır [14].

Fakat birinci tarifteki “tecellî” (apaçık) tabirinin, zanna şâmil olmayacak biçimde ve “tam bir inkişaf” (eksiksiz bilme) şeklinde anlaşılması uygun olur. Zira, onlara yani kelâmcılara göre ilim, zannın mukabili ve zıddıdır.

Melek, insan ve cin gibi varlıklar için ilim elde etme vasıtaları üçtür ama Allah için durum böyle değildir. Zira onun ilmi zatındandır, herhangi bir sebep ve vasıtaya dayanmaz.

“Bilginin üç vasıtası, selim hisler, sâdık haber ve akıldır”

(Selim his, arızasız ve sağlıklı olan duyu organları; sadık haber, doğru ve gerçek haber manâsına gelmektedir). İstikrâ ve inceleme neticesinde varılan hüküm budur. Bilgi edinme vasıtalarını üçe inhi­sar ettirmedeki esas şudur:   Bilgi elde etme vasıtası ya haricî olur- ki buna haber-i sâdık denir - veya dıştan olmaz. Son duruma gö­re bilgi elde etme vasıtası ya idrâk etme özelliğine sahip olmayan alet ve organlar olur -ki buna duyu organları denir- veya idrâk özelliğine sahip olur -ki buna da akıl denir-.

İtiraz; Bütün bilgilerin edinilmesinde hakiki ve tesirli sebep Al­lah Taâlâ'dır. Zira bilgiler haberin, duyu organlarının ve aklın te­siri olmaksızın Hakk Taâlâ'nm yaratması ve icad etmesiyle meyda­na gelir. Şayet maksat zahirî sebepse, yanmanın zahirî sebebi ateş olduğu gibi, (ilmin elde edilmesinin zahirî sebebi de) sadece akıldır. Duyu organları ve haberler idrâk için sadece âlet ve yol olmaktan ibarettir. Kısaca bilgiye ulaştıran vasıta, Allah Taâlâ'nın mutad ve carî olan âdete göre bizde sebeple beraber - ve sebebin peşinden - ilim, yaratmasıdır.

Böylece idrâk özelliğine sahib olan akıl, âlet durumunda bulu­nan duyu organları, (bilgi sahibi olmak için haricî) bir yol olan ha­ber, “bilgiye ulaştıran sebep ve vasıta” kavramına dahil olur. Fa­kat bu takdirde, “ilim elde etme vasıtası üçten ibarettir” denemez. Zira bunlardan başka vicdan (ruhun bir şeyi doğrudan ve va­sıtasız bilmesi, sevinmek, susamak ve acıkmakla ilgili bilgi gibi), hads (sezgi), tecrübe ve öncüllerle ilkeleri tertibe koymak manâsına gelen nazarî (ve istidlali) akıl gibi şeyler de idrâk ve ilim sahibi olma vasıtalarıdır. (Bu duruma göre de ilim vasıtası üçten ibaret görülemez).

Cevap: İlim elde etme sebeplerinin üçten ibaret görülmesi ile yetinilmesi, kelâm âlimlerinin güttükleri maksadı ve felsefî tetkik­leri dikkate almama âdetlerine göredir. (Zira kelâmcınm esas ga­yesi bilgi vasıtalarının sayısını ve çeşitlerini tesbit etmek, bunlara ait hükümleri ayrıntılarıyla açıklamak değildir. Onların maksadı dinî akideleri zabt ve tesbitten ibarettir). Kelâm âlimleri, ister (in­san gibi) akıl sahibi olsun, ister (hayvan gibi) akıl sahibi olmasın, varlığına şübhe olmayan dışa dönük duyu organlarının (Havâss-ı zahire) kullanılması ve çalıştırılması sonunda birta­kım idrâkların meydana geldiğini görünce, hisleri ilim sebeplerin­den başlı başına bir sebep olarak kabul ettiler [15].

Dinî bilgilerin büyük bir bölümünün doğru haberler vasıtasiyle öğrenildiğini gören kelâmcılar haber-i sâdık'i da ayrı bir bil­gi elde etme vasıtası saydılar.

“Müşterek his” ve “vehm”... gibi isimler alan içe dönük duyu or­ganlarının (havass-ı bâtına) var olmadığını, ayrıca hads tecrübe, bedahet ve nazarla ilgili bilgilerin ayrıntılarının kendi maksatlariyle alakası bulunmadığını, çünkü bu gibi şeylerin hepsinin kö­künün düşünce olduğunu tesbit eden kelâm âlimleri aklı bilgi elde etmenin üçüncü vasıtası saydılar. Onlara göre akıl sırf bir şeye yö­nelmek veya hads denilen sezgiye veya tecrübeye eklenmekle, ve­yahut da öncüller düzenlemek (ve istidlal) ile bilgi elde eder.

Acıktığımızı, susadığımızı (bunlar vicdâniyata misâldir) bir bütünün parçasından büyük olduğunu (bu bedihiyata mi­sâldir),ayın ışığını güneşten aldığını (bu hadsiyâta misâldir), hindyağımn ishal yaptığını (bu tecrübiyâta misâldir), âlemin hadis olduğunu (öncüller tertib etmeye misâldir) bilmemiz, her ne kadar bazı hallerde duyu organlarının yardımıyla oluyorsa da idrâkin esas sebebi düşüncedir, diye kelâm âlimleri aklı ilmin bir sebebi olarak gördüler.[16]


[14] Tarifte: Manâlar arasındaki farkı temyiz..., şeklinde bir kaydın ko­nulmaması duyu idrâklerini tarifin dışında bırakmamak içindir. Tezad ve tenakuz, tasavvurlarda değil, tasdik ve hükümlerde olur. îslâm âlim­leri ilmî yani kelâmı manâdaki bilgiyi çeşitli şekillerde tarif etmişlerdir. En fazla rağbet gören tarif şudur: “İlim, öyle bir sıfattır ki, onunla muttasif olan kişiye, bilinmesi imkân dahilinde bulunan şeyler şüphe görtürmez bir şekilde anlaşılır ve kavranır hale gelir”. Fahrüddin Razî'nin tarifi: “İlim, vakaya mutabık olan kesin inançtır”. Tarifteki “Cazim ve kesin” kaydı “zıddına ihtimali yoktur”, manâsına geldiği için “zan” ilim sayılmaz.

“Vakıaya uygun”, cehl-i mürekkebi tarifin dışında bırakır. Zira mürekkeb cehalet her ne kadar kesin bir inanç ise de vakıaya mutabık değildir. (Bir şeyi bilmemeye cehl ve cehalet, bilmediğini de bilmeme­ye cehl-i mürekkeb denir).

Sabit, kararlı ve değişmez olmayan fakat vakıaya uygun düşen kesin inanç manâsına gelen isabetli ve doğru taklid» de ilim sayılmaz, tari­fin dışında kahr. Bk. İzmirli, a.g.e, 1. 128.

Kelâmın esas gayesi, kendi görüşlerini sağlam, sabit, değişmez, kesin ve dosdoğru bilgilere dayandırmak olduğu için zannî ve taklidi bilgi­lere bu ilimde itibar edilmez. Delâlet veya subût veyahut da hem de­lâlet, hem de subût yönünden kesin olmayan bütün naslar, rivayetler ve nakiller kelâmda delil olarak kabul edilmez ve kullanılmaz. Bu özelliği ile kelâm geniş ölçüde Selefiye mezhebinden ayrılır. Zira Selefîler, sübutu kesin olmayan çok sayıdaki âhâd haberleri itikadı ko­nularda delil olarak kabul ettikleri halde kelâm âlimleri bu görüşe ka­tılmazlar. Sahih bile olsa âhâd haber ve hadisleri kelâmda ve itikadı konularda çok hakli olarak delil ve ölçü olarak kabul etmeyen kelâm âlimleri, bu çeşit hadislerin fıkıhta ve anıelî-ahlakî konularda delil olabileceğini kabul ederler. Kelâmda sadece mütevatir olan ve ayın za­manda delaleti de açık ve kesin olan hadisler delil olarak kabul edilir. Halbuki bu nitelikteki hadislerin sayısı çok az ve pek nadirdir. Bun­dan dolayıdır ki, kelâm kitaplarında çok az hadise raslanır. Bu durum kelâmın nakîî ilim olmayıp aklî bir ilim oluşunun tabiî ve kaçınılmaz bir sonucudur.

[15] Görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma duyularına havass-ı zahi­re, buna karşı içe dönük olan müşterek hisse, vehme, hayâle, mutasarrifeye Ve hafızaya havass-t bûtina âdı verilmektedir. Bâtınî hisleri kabul edenler, filozoflardır, kelâmcılar bunlara itibar etmezler.

[16] Sadreddin Taftazani, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidi (Şerhu’l-Akaid, Hazırlayan Süleyman Uludağ), Dergâh Yayınları: 105-108.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bilginin Kaynakları
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:23:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bilginin Kaynakları rüya tabiri,Bilginin Kaynakları mekke canlı, Bilginin Kaynakları kabe canlı yayın, Bilginin Kaynakları Üç boyutlu kuran oku Bilginin Kaynakları kuran ı kerim, Bilginin Kaynakları peygamber kıssaları,Bilginin Kaynakları ilitam ders soruları, Bilginin Kaynaklarıönlisans arapça,
Logged
20 Mart 2015, 20:46:52
Yakupcan

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.111



« Yanıtla #1 : 20 Mart 2015, 20:46:52 »

Allah bizi hayatımız boyunca doğru bilgiye ulaşan,ve onu yayıp insanlara ve dünyaya faydalı olan insanlardan olmayı nasib eylesin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 20 Mart 2015, 20:48:05 Gönderen: Yakup Can »
Kayıtlı


Sanma ki dert sadece sende var...
Sendeki derdi nimet sayanlarda var!

HZ.MEVLANA
21 Mart 2015, 08:09:09
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 21 Mart 2015, 08:09:09 »

Esselamu aleykum
Akul çok buyuk bir nimet ve bunu gelistirip hayatimizda mutlaka kullanmamiz gerekecek peki nasil yapacagiz buny...Tabi ki de ilumle yapacagiz ..İlmi nasil ogreniriz ....Duyu organlarimizla, aklumizla ve vahiyle yani kuran ile...Rabbim ilmi bil kisilerden ama onu kullanabilenlerden etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes