> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi ve İslam Akaidi > Bilgi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bilgi  (Okunma Sayısı 1420 defa)
03 Ocak 2012, 20:46:33
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 03 Ocak 2012, 20:46:33 »



1. Bilgi


“Hakikatlarla İigili insan bilgisi gerçektir”

Buradaki “insan bilgisi” tabiri hakikatlann tasavvurunu da, tasdik edilmesini de ve diğer hallerini de içine almaktadır.

Denilmiştir ki, buradaki insan bilgisi ve ilim sözünden maksat, bu çeşit bilgilerin (hepsinin) var ve sabit olduğunu kabul etmektir. Zira hakikatlann tümü hakkında insanların bilgi sahibi olmadıkları kesindir.

Buna verilen cevap şudur: Burada maksat (eşyanın hakikatlarının hepsi değil) cinsidir. Böylece (Hakâik-i eşya sabittir, o hakâike de ilim mutehakkıktır sözü ile) “Eşya ile ilgili hiç bir hakikat sabit değildir”, “Hakikatin var olduğu konusunda da yok olduğu husu­sunda da' bilgimiz yoktur”, diyenler reddedilmiş olmaktadır.

“Sofistlerin aksine, eşya hakkında insanlar gerçek bilgi sahibi­dirler” [12].

Sofistlerden bazıları, eşyanın (ve maddenin) hakikatlannı inkar eder, bilgi sanılan şeylerin birtakım bâtıl hayal ve vehimlerden iba­ret olduğunu iddia ederler. Bunlara, “înâdiye” ismi verilir.

Bazı sofistler, eşyanın, hakikatinin var olduğunu reddeder ve bunun inanca tabi olduğunu iddia ederler. Hatta, bir şeyin cevher olduğuna itikad etsek o şey cevher, araz olduğuna inansak araz, ka­dîm ve ezelî olduğuna inansak kadîm ve ezeli, hadis ve sonradan ol­duğuna iman etsek hadis ve sonradan olmadır, derler. Bunlara da “İndiye”   ismi verilir.

Bazı sofistler eşya hakkındaki ilmin var olduğunu da var olma­dığını da inkar eder, şübhe içinde olduklarını, şübhe içinde bulun­duklarından da şübhe ettiklerini... iddia ederler. Bunlara da “lâedriye” (agnostizm) adı verilir.

Bu konudaki hakikî delilimiz şudur: Biz eşyanın var olduğuna zarurî olarak kesinlikle apaçık şekilde hükmediyor ve biliyoruz. Bazı şeylerin var olduğunu ise açıklamalarla biliyoruz.

îlzamî delilimiz, yani muhalifi susturmak için kullandığımız de­lil de şudur: Eğer “Eşyanın hakikati yoktur” tezi gerçekleşmez ve ispat edilemezse, “eşyanın hakikati vardır” tezi gerçekleşmiş ve ispat edilmiş olur. Eğer “eşyanın hakikati yoktur” tezi gerçekleşir ve ispat edilirse, “yoktur” şeklindeki olumsuz (menfi, negatif) bir hüküm gerçekleşir ki, bu da hakikatlardan bir hakikattir. Zira bu da bir nevi hükümdür. Şu halde hakikatlardan bir şey, bir hakikat sabit olmuş­tur. O sebeple hakikatleri mutlak surette (ve kökten) inkâr etmek doğru değildir. Aşikârdır ki, bu ispat tarzı tadece inadiye için eksik­siz olarak ileriye sürülebilir.

Sofistler derler ki: Zarurî bilgilerin bir kısmı his ve duyumlara dayanır. Hisler ise ekseriya yanılır. Meselâ şaşı, biri iki görür, safra hastalığına tutulan, tatlıyı acı bulur. Diğer bir kısmı bedihi ve apa­çıktır. Bu çeşit bilgilerde de bazen ihtilaflar ve şüpheler meydana gelir. Bunları halletmek için ince fikirlere ve nazariyelere ihtiyaç hasıl olur. Nazarî bilgiler zarurî bilgilerin bir koludur. O sebeple za­rurî bilgilerdeki bozukluk ve yanlışlık nazarî bilgilerin de bozuk ve yanlış olması manâsına gelir. Nazarî konularda fikir adamlarının çokça ihtilaf etmesinin sebebi budur.

Biz deriz ki: Cüz'î ve özel birtakım sebeplerden dolayı duyu or­ganlarının yanılmaları (galât-ı hiss), yanılma sebeplerinin mevcut olmadığı bazı konularda kesin hüküm  vermemize ve kati bilgi sahibi olmamıza engel değildir, Bedihî olan hususlarda ihtilaf edilmesi, tasavvurda açık olmayan bazı hususların bulunuşundan ve alışkanlığın mevcut olmamasından ileri gelmektedir. Bu ise be­dahete ve apaçıklığa aykırı değildir. Nazar ve fikirdeki yanlışlıklar­dan ileri gelen ihtilaf çokluğu, nazarî ve teorik olan bazı meselelerin hakikat olmasına mani değildir.

Gerçek şudur ki, sofistlerle, özellikle bunların laedriye kısmıyla tartışmaya girmenin bir yolu yoktur. Zira onlar hiç bir malum ve bil­gi kabul etmiyorlar ki, ona dayanılarak bir meçhul ve bilinmeyen bir husus kendilerine ispat edilebilsin. Bunlara gerçeği kabul ettir­menin yolu kendilerine ateşte işkence etmektir. Bu sayede ya ger­çeği itiraf ve kabul ederler veya yanmaya razı olurlar.

Sofesta hayalî şekle sokulan hikmetin ve süslenmiş bilginin ismidir. “Sofa” (Sophia) ilim ve hikmet, “asta” süslenmiş, yaldızlı laf ve galat manâsına gelir. Felsefe “Hikmeti seven” (muhibb-i hik­met) manâsına gelen “Filosofiâ” (Philo-sophe, philo-sophie) dan türetildiği gibi “safsata” da “sofista” kökünden türetilmiştir.[13]


[12] Bilgi teorisi (Marifet nazariyesi, Epistemoloji) bahsi, kelâma felsefeden geçmi§tir. Burada bilgi teorisi ile ilgili sadece iki felsefî ekol bahis konusu edilmiştir:

1. Dogmatizm (İkâniye, Cezmiye, Nassiye). Bunlar itiraz ve reddedil­mesi İmkânsız bazı bilgilerin ve gerçeklerin var olduğunu kabul eder­ler, îlk filozofların kanaati budur. Kelâm kitaplarında “Hak ehli” de­nildiği zaman bunlar anlaşılır. Kelâmcılar da esas itibariyle dogmatik sayılırlar. Dogmatizmin zıddı Sophîsme, Scepticisme, Pyrrohonisme ve eriticisine (Hisbâniye, Reybiye, Ehl-i şek ve întikadiye) gibi felsefî mekteplerdir.

Safsata ve mugalataya dayanan Sophisme, Sokrat'tan Önce birçok fi­lozof tarafından savunulmuş ve bu görüşler Piron'da sistemlegerek Scepticisme halini almıştı.”İnsan her şeyin ölçüsüdür”, diyen eski Yu­nan filozofu Protarogas Indiyedendir.

“Her müetehid isabet halindedir”, diyen bazı fıkıh âlimleri de bilgile­rin ve hakikatlann -ictihad konusu olmak şartiyle- kişilere tabi ol­duğunu kabul etmişlerdir.

Kelâm âlimleri Sophisme ve Scepticisme şiddetle ve kararlı bir biçim­de karşı çıkmışlardır. Zira kelâmcılar âlem ve kâinat dediğimiz dış dün­yanın hakiki ve reel bir varlığa sahip olduğuna, bu dünyanın tamamı nı ve künhünü doğru bir şekilde bilmek ve kavramak mümkün olmasa bile, dış dünyadaki eşyalardan bazıları hakkında doğru, sağlam, ger­çek, değişmez ve kesin bilgi sahibi olmanın mümkün olduğuna inanır­lar. Bu gerçek dünyadan ve onunla ilgili birtakım kesin bilgilerden - hareket ederek âlemin yaratıcısına ulaşmaya çalışırlar. Bu âlem; se­bep, illet, sanatkâr, hâlık ve muhdis olarak kabul edilen Hakk Taâlâ' nın neticesi, ma'lûlu, eseri, mahlûku ve muhdesi olduğuna itikad eder­ler. Eser ve eserle ilgili şeyler hakkındaki bilgimiz kesin olmaz da şüp­heli olursa Allah'ın varlığını aklî delilerle ispat etmek imkânı ortadan kalkar. Onun için îsbât-ı vacıb konusunda yapılacak ilk ve en Önemli şey şübheciliği red ve iptal etmektir.

Ömer Nesefî ve Taftazânî'nin eserlerine sofistleri ve septikleri reddet­mekle başlamalarının sebebi budur.

Şu bir, gerçektir ki, bütün dinler için sofist ve septik adı verilen şüp­heci düşünce her zaman en büyük ve en ciddi tehlike olmuştur. Onun için sâdece müslümanlar değil, bütün din mensupları bu düşünce tar-zıyle sürekli olarak mücadele etmişlerdir.

Bk. Fennî İsmail, Lugatçe-i felsefe, (İst. 1341/1922); s. 613, 647. îzmir-İİ, a.g.e., I, 62.

[13] Sadreddin Taftazani, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidi (Şerhu’l-Akaid, Hazırlayan Süleyman Uludağ), Dergâh Yayınları: 102-105.

 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bilgi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 10:57:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bilgi rüya tabiri,Bilgi mekke canlı, Bilgi kabe canlı yayın, Bilgi Üç boyutlu kuran oku Bilgi kuran ı kerim, Bilgi peygamber kıssaları,Bilgi ilitam ders soruları, Bilgiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes