๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kastamonu Lahikası => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 28 Şubat 2011, 16:59:49



Konu Başlığı: Sıra no 21
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 28 Şubat 2011, 16:59:49
Sıra No: 21

Ahirzamandan haber veren mühim bir hadis

(1) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01020.gif)

Ramazan-ı Şerifte onuncu günün ikinci saatinde birden bu hadis-i şerif hatırıma geldi. Belki, Risale-i Nur şakirtlerinin taifesi ne kadar devam edeceğini düşündüğüme binaen ihtar edildi. (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01021.gif) -şedde sayılır, tenvin sayılmaz-fıkrasının makam-ı cifrîsi 1542 ederek nihayet devamına ima eder. Lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah. (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01023.gif) -şedde sayılır-fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1506 edip, bu tarihe kadar zahir ve âşikârâne, belki galibane, sonra tâ '42'ye kadar gizli ve mağlûbiyet içinde vazife-i tenviriyesine devam edeceğine remze yakın ima eder. Ve'l-ilmû indallah; lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah.  (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01026.gif) -şedde sayılır-fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1545 olup kâfirin başında kıyâmet kopmasına ima eder.Lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah.

Câ-yı dikkat ve hayrettir ki, üç fıkra bil'ittifak bin beş yüz tarihini göstermeleriyle beraber, tam tamına mânidar, mâkul ve hikmetli bir surette 1506'dan tâ '42'ye, tâ '45'e kadar üç inkılâb-ı azîmin ayrı ayrı zamanlarına tetabuk ve tevafuklarıdır.

Bu imalar gerçi yalnız birer tevafuk olduğundan delil olmaz ve kuvvetli değil; fakat birden ihtar edilmesi bana kanaat verdi. Hem kıyametin vaktini kat'î tarzda kimse bilmez; fakat, böyle îmalarla bir nevî kanaat, bir galip ihtimal gelebilir. Fatiha'da sırât-ı müstakîm ashabının tâife-i kübrâsını târif eden (2) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01027.gif) fıkrası, şeddesiz 1506 veya 7 ederek, tam tamına (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01028.gif) fıkrasının makamına tevafuku ve mânâsına tetabuku ve şedde sayılsa  (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01029.gif) fıkrasına üç mânidar farkla tam muvafakatı ve mânen mutabakatı, bu hadisin imasını teyid edip remiz derecesine çıkarıyor. Ve müteaddit âyât-ı Kur'âniyede sırât-ı müstakîm kelimesi, bir mânâ-yı remziyle Risaletü'n-Nur'a mânâca ve cifirce ima etmesi remze yakın bir ima ile, Risaletü'n-Nur şakirtlerinin taifesi, âhirzamanda o taife-i kübrâ-i âzamın âhirlerinde bir hizb-i makbul olacağını işâret eder diye def'aten birden ihtar edildi. Ve'l-ilmû indallah; lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah.


1  "Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (yani kıyâmetin kopmasına kadar) hak üzerinde galip olacaktır." Bu hadis-i şerif, hadis kaynaklarında bu lafızlarla rivayet edildiği gibi, aynı mânâyı ifade eden farklı lâfızlarla da rivayet edilmiştir. Buhari, İ'tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebû Dâvud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbni Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned, 5:34,269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:449-450, 550.

2 "Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun kimseler." Fâtiha Sûresi, 1:7.