๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kastamonu Lahikası => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Şubat 2011, 11:00:43



Konu Başlığı: Sıra no 143
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Şubat 2011, 11:00:43
Sıra No: 143

(http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01214.gif)

Aziz kardeşlerim,

Kur'ân'a ait en cüz'î, en küçük bir nüktenin de kıymeti büyük olduğundan, İşârât-ı Kur'âniyenin bu zamanımıza temas eden küçük bir şuası, bugün, Sûre-i ve'l-Asrî nükte-i i'câziyesi münasebetiyle, Sûre-i Fil'den, mânâ-yı işârî tabakasından, tevafuk düsturuna istinaden bir nüktesini beyan etmem ihtar edildi. Şöyle ki:

Sûre-i (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01215.gif) meşhur ve tarihî bir hâdise-i cüz'iyeyi beyânla küllî ve her asırda efradı bulunan o gibi ve ona benzeyen hâdiseleri ihtar ve tabakat-ı işariyeden her tabakaya göre bir mânâyı ifade etmek, umum asırlarda, umum nev-i beşerle konuşan Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyânın belâğatının muktezası olmasından, bu kudsî sûre, bu asrımıza da bakıyor, ders veriyor. Fenaları tokatlıyor. Mânâyı işârî tabakasında bu asrın en büyük hâdisesini haber vermekle beraber, dünyayı her cihetle dine tercih etmek ve dalâlette gitmenin cezası olarak, cifir ve hesab-ı ebcedle, üç cümlesi, aynı hadisenin zamanına tetabuk edip işaret ediyor.

Birinci cümlesi: Kâbe-i Muazzamaya hücum eden Ebrehe askerlerinin başlarına ebâbil tayyareleriyle semavî bombalar yağdırmasını ifade eden (1) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01216.gif) cümle-i kudsiyesi, bin üç yüz elli dokuz edip, dünyayı dine tercih eden ve nev-i beşeri yoldan çıkaran medeniyetçilerin başlarına semavî bombalar ve taşları yağdırmasına tevafukla işaret ediyor.

İkinci cümle: (2) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01217.gif)  kelime-i kudsiyesi, eski zaman hâdisesindeki Kâbe'nin nurunu söndürmek için, hilelerle hücum edenlerin kendileri yokluk, zulümat dalâletinde aksü'l-amelle aleyhlerine dönmesiyle tokat yedikleri gibi; bu asrın aynen hilelerle, desiselerle, zulümlerle edyan-ı semaviye kâbesini, kıblegâhını dalâlet hesabına tahribe çalışan cebbar; mağrur ehl-i dalâletin tadlil ve idlâllerine semavî bombalar tokadıyla cezalanmasına, aynı tarihî  (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01218.gif) kelime-i kudsiyesi bin üç yüz altmış makam-ı cifrîsiyle tevafuk edip işaret ediyor.

Üçüncüsü:(3) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01219.gif) cümle-i kudsiyesi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma hitaben, "Senin mübarek vatanın ve kıblegâhın olan Mekke-i Mükerremeyi ve Kâbe-i Muazzamayı hârikulâde bir surette düşmanlarından kurtarmasını ve o düşmanların nasıl bir tokat yediklerini görmüyor musun?" diye mânâ-yı sarîhiyle ifade ettiği gibi; bu asra dahi hitap eden o cümle-i kudsiye, mânâ-yı işârîsiyle der ki: "Senin dinin ve İslâmiyetin ve Kur'ân'ın ve ehl-i hak ve hakikatın cebbar düşmanları olan dünyaperest ve dünyanın menfaati için mukaddesatı çiğneyen o ashab-ı dünyaya senin Rabbin nasıl tokatlarla cezalarını verdiğini görmüyor musun? Gör, bak!" diye mânâ-yı işârîsiyle bu cümle aynen makam-ı cifrîsiyle tam bin üç yüz elli dokuz (1359) tarihiyle, aynen âfât-ı semavî nev'inde semavî tokatlarla, "İslâmiyete ihanet cezası olarak..." diye mânâ-yı işârî ifade ediyor. Yalnız  (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01220.gif) yerinde  (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01221.gif) elir. Fil kalkar, dünya gelir.

Tahlil 

(http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01222.gif) iki sekiz yüz; iki dört yüz, iki bir bir bir yüz; tenvin vakıf olmadığından dur, elli; bir bir bir medde elif dokuz, mecmuu bin üç yüz elli dokuz. 

(http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01223.gif) sekiz yüz, seksen, dört yüz, iki yirmi, iki altmış, tenvin vakfa rastgelmiş, sayılmaz; yekûnu bin üç yüz altmış

(http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01224.gif) iki bir sekiz yüz; iki iki iki yüz; iki bir yüz; bir bir yüz altmış; dört üç elif bir bir yirmi dokuz; (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01225.gif) yerine gelen (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/h-kastamon/ayetler/h01226.gif)  daki iki bir elif dokuz; bir elli; bir on, bir elif, bir. Bu yekûn bin üç yüz elli dokuz, eğer okunmayan elif sayılmazsa bin üç yüz elli sekiz eder. Hem Arabî, hem Rumî tarihiyle bu semavî tokatların ayrı ayrı çeşitlerinin zamanlarına tevafukla parmak

basıyor. Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dualar eylerim.



1 "Onlara taşlar attılar." Fil Sûresi, 105:4.

2 "Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?" Fil Sûresi, 105:2.

3 "Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?" Fil Sûresi, 105:1.