๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Kapaktakiler => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 11 Ekim 2011, 19:09:34



Konu Başlığı: Üç Aylarınız Mübarek Olsun
Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Ekim 2011, 19:09:34
Üç Aylarınız Mübarek Olsun


Temmuz 2006 - 91.sayı

Semerkand Dergisi kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.


Hani deriz ya:
“Hepsi iyi güzel de, bu bir başka!”
İşte öyle bir güzel geliyor.
Güzel görmek isteyenlere.
Güzelleşmek isteyenlere.

Bu ayın 26’sı Recep ayının 1. günü.
Üç Aylarımız başlıyor.
Bereketin rahmet olup yağdığı,
Gönüllere esenlik Üç Aylarımız.

Recep, Şaban, Ramazan
Ve Regaip, Berat, Miraç, Kadir geceleri.

Yeni yeni fırsatlar,
Yeni yeni müjdelerle kapımızı çalıyorlar.
Aman evde olalım!

    Üç Aylarda Ne yapmalı


    Ebu Bekir el-Verrak’ın dediği gibi “Recep ayı ekini ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.” (Letaifu’l-Mearif)

    Ramazan ayındaki bütün nimetlere ulaşabilmek için her zaman hazırlıklı olmak lazımdır. En azından haram aylarından olan ve Regaip ile Mirac gecelerini içerisinde bulunduran Recep ayını ganimet bilmek gerekir. Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in şu duasını da dilimizden eksik etmemeye özen göstermeliyiz: “Allahım! Receb ve Şaban’ı bize bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel)

    Eğer Recep ve Şaban aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan’da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı oluruz.

    Bunun için:

    • Tevbeye sarılmalıyız. “Ben günde yetmiş sefer (bazı rivayetlerde yüz sefer) tevbe ederim.” diyen rahmet Peygamberine uyarak tevbe etmeliyiz.

    Zifiri bir gecede, denizin karanlıklarındaki balığın karnından “Senden başka ilah yoktur; Seni tenzih ve tesbih ederim. Ben zalimlerden oldum.” (Enbiya, 87) diyerek inleyen Yunus Aleyhisselam’ın iniltilerine eşlik ederek tevbe etmeliyiz.

    Karşılaştığı olayları tevbe sebebi görüp, bütün bir ömrünü “Ya Rabbi! Ben pişmanım! Ya Rabbi ben pişmanım! Bütün yapmış olduğum günahlardan; keşke yapmasaydım. İnşallah bir daha ben yapmayacağım.” yakarışları ile geçiren Allah dostlarının yollarına düşerek tevbe etmeliyiz.

    Alemlerin Rabbi karşısında hiçliklerini iliklerine kadar hisseden arifler meclisine kalbimizi bağlayarak, her gün kendimizi hesaba çekip temizlenmeye çalışmalıyız.

    • Beş vakit namazımızı, cemaatle kılmaya özen göstermeliyiz.

    • Zikre yapışmalıyız. Vird edindiğimiz amelleri aksatmamaya çalışmalıyız.

    • Sünnet olan oruçları gücümüz nisbetinde tutma gayretinde olmalıyız. Özellikle ayın ilk, orta ve son günleri veya Pazartesi, Perşembe günleri oruç tutma azminde olmalıyız.

    • Sünnet olan namazlara, özellikle geceleyin kalkıp en az iki rekât teheccüt namazı kılmaya kendimizi alıştırmalıyız. Eğer Recep ayından itibaren bunu yapmaya çalışırsak, Ramazan ayında da inşallah buna devam etmekte zorluk çekmeyiz.

    • Kur’an okumaya, bir sayfa bile olsa her gün devam etmeliyiz.

    • Sadaka ve diğer hayırlı işlerimizi artırarak sürdürmeliyiz.

    • İmkanı olanlar için, Recep ayında umre yapmanın müstehap olduğunu bilmeliyiz.

    Bu ve benzeri hususlara dikkat ettiğimiz takdirde, Recep ayı ile başlayan ve Ramazan ayı ile zirveye ulaşan manevi iklimden doya doya faydalanırız inşallah.

    Rabbimiz bizi, küçüklüğünü anlayıp kendisine yalvaranların arasına katsın! Çünkü O, Rasulüne şöyle seslendi:

    “Rasulüm de ki: Yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!” (Furkan, 77)

    (Bu yazı Semerkand Dergisi’nin 1999 Ekim sayısından alındı.)