> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Açe Sumatra
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Açe Sumatra  (Okunma Sayısı 868 defa)
22 Ekim 2011, 17:45:47
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 22 Ekim 2011, 17:45:47 »



Açe Sumatra



Şubat 2005 - 74.sayı


Ahmet MİROĞLU kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.


Güneydoğu Asya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketi, orada en çok kardeş bir halkı, Açeliler'i etkiledi. Kardeş bir halkı diyoruz, zira Açe, yaklaşık 8 asır önce İslâm'la müşerref olmuş, kendisini Osmanlı'nın bir vilayeti olarak görmüş, zor zamanlarımızda yanımızda olmak için çırpınmış bir coğrafya. İbn Haldun'un ifadesiyle müslümanların en fedakârı. Bu zor zamanlarında onların yanında olamasak da, kalplerimiz ve dualarımız onlarla olmalı. İşte tarihi derinliği ile birlikte Açe ve Açeli kardeşlerimiz.

    Ata Yâdigârı Diyarlar


    Haritaya baktığınızda, koca okyanusta Malezya ile birlikte altlı üstlü huzur içinde yüzen iki alımlı balığı andıran Sumatra adasını görürsünüz. Ekvator'un tam ortasından geçtiği bu kara parçalarından birinin kuzey ucuna adeta bir taç gibi oturtulmuş yer de Açe'dir.

    2004 yılına son anda damgasını vuran Güneydoğu Asya depreminin ve tsunami faciasının merkez üssü olan Sumatra adası, bu tür felaketler bir yana, müslümanların çok önceden dikkatini çekmesi gereken bir İslâmî maziye sahiptir.

    Aslında Sumatra'yı ve Açe'yi en iyi biz tanımalıyız. Zira Osmanlı devleti bu ülkeye bayrak, sancak, madalya, nişan, emir, ferman, asker, subay, malzeme… göndermiş, yeterince güçlü olmadığı dönemlerde yapılan “Bizi Osmanlı toprağı ilan edin!” rica ve taleplerine müspet cevap verememiş, fakat ilgisinin karşılığını Kırım ve istiklal savaşlarında maddi ve siyasi yardım ve desteklerle almıştır.

    19. asrın sonlarında Babıali'nin Uzakdoğu stratejisinin odak noktasını oluşturan ve bugün bile Osmanlı halifeleri adına Cuma hutbesi okunan bir kara parçasından söz ediyoruz.

    Sumatra adası, İslâm'ın Güneydoğu Asya'ya yayıldığı merkez üssüdür. Hindistan'a yakınlığı sebebiyle İslâm'ın doğduğu yıllarda Hinduizm'e kaymış gibi görünen ada halkının yeni dinle tanışması çok zaman almamıştır. Bazı tarihçilere göre, Hz. Peygamber s.a.v.'in vefatından üç çeyrek asır sonra müslümanlar burada devlet kurmuşlardır. Hakim konumdadırlar. İslâm yöreye çok erken devirlerde girmiştir. Müslümanların buralarda 13. asrın sonlarında (Osmanlı'dan da yaşlı) bir devlete sahip oldukları hususu ise tartışmasız bir gerçektir.

    Asırlarca müslümanlara barınak olan bu topraklar, dünyanın en büyük doğal gaz yataklarına, yüksek miktarda petrol, kalay, altın, platin, demir ve boksit rezervlerine sahiptir. Cennet benzeri [yerle bir olan adalardan birisinin adı ‘Paradise' (Cennet) idi] doğal güzellikleriyle eski sömürgecilerin mirasçılarının ve çağdaş haramilerin zaten dikkatini çekmekte olan bu tropik yöreler, bâkir yer altı zenginlikleriyle küresel şakîlerin hedef noktalarından birisi haline gelmiştir.

    Dünya çocuk fuhuş sektörünün cirit attığı, isyankâr zenginlerin ve haram para ağababalarının, kolay kazananların, mirasyedilerin sularını ve kıyılarını kirlettiği, süfli zevklerini tatmin ettiği bölgede camileriyle, dinî eğitim kurumlarıyla, tamamı müslüman olan halkının özgün tavırlarıyla, yıllardır sürdürdüğü bağımsızlık mücadeleleriyle (ki bunun haklılığı ve bir oyuna gelme olup olmadığı tartışılır), Osmanlı'ya yakın has duruşlarıyla apayrı bir kişilik ve kimlik sergileyen bu topraklar, kuşkusuz hak ettiği biçimde yeniden tanınmaya layıktır. Belki şu son felaket ve facia İslâm dünyasının birazcık ilgisini çeker…



Açe neresidir, Açeliler kimlerdir?


Endonezya'ya bağlı Sumatra adasında bulunan Açe, kuzeyden ve doğudan Malaka boğazına, batıdan Hint okyanusuna, güneyden Sumatra'nın orta kesimlerine komşudur. Yüzölçümü 55 bin 392 km², nüfusu 5 milyon civarındadır.

Endonezya nüfusunun yüzde 88-95'ini, Açe'nin ise tamamını müslümanlar oluşturur. Hindistan ve Malaya gibi yakın kara topraklarıyla diğer adalardan gelmiş olan insanların meydana getirdiği melez bir topluluk olan Açe halkı, dört büyük kabileye ayrılır. Bu kabilelere ‘kawöm' (kavm) denilir. Kâtip Çelebi Cihannüma'da Açelilerin cenkçi bir millet olduğunu, top dökmeyi, kılıç ve mızrak imal etmeyi bildiklerini ve bu sanatları Osmanlılar'dan öğrendiklerini kaydetmiştir. Başkenti Banda Açe (Liman anlamındaki Bender'den bozma)'dir.

Açe, 20. yüzyılın başlarına kadar bağımsız müslüman bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür. Sömürgecilik döneminden sonra oluşturulan keyfi sınırlar sebebiyle bağımsızlığını yitirmiştir. 1949'da tam bağımsızlığını kazanan Endonezya, nüfusun yüzde 88-95'ini müslümanların oluşturduğu 17 bin 508 adanın üzerinde hakimiyet kurmuştur. Fakat devlet, 240 milyon dolayındaki kalabalık nüfusu, Batılı anlamda bir ulus devletin oluşturulması ve dinin yerine Endonezya milliyetçiliğinin konulması yanlışlığı yüzünden kaynaştıramamış, sonuçta ülke sorunlara sürüklenmiştir.

Çin ile Basra körfezi arasındaki uluslararası deniz ticaret güzergâhı üzerinde yer alan takımadaların İslâm'la ilk tanışması, 700'lü yıllarda sahil ticaret limanlarına sıklıkla uğrayan müslüman tacirler vasıtasıyla, Açe üzerinden olmuştur. Zamanla buralarda müslüman topluluklar meydana gelmiş ve 804'te ilk müslüman sultanlık (Perlak) kurulmuştur. Hatta Emevîlerin baskısından yılan Hz. Hüseyin r.a. evlâdının bu topraklara kadar geldiği ve nesillerinin bugün de devam ettiği belirlenmiştir.

Ehl-i Sünnet'in Uzak Asya temsilcileri


1292 yılında Açe'yi ziyaret eden Marco Polo, doğu sahiline yakın Peureula'da oturan müslüman bir hükümdardan bahsetmektedir. Bu devlet, adını iki şehirden alan Pasai-Samudra (veya Samudra-Pase) sultanlığı olup, bilinen en eski hükümdarı el-Melikü ‘s-Salih'tir (ö. 1297). 13. ve 16. yüzyıllar arasında hüküm süren Pasai-Samudra devrinden bugüne bazı sikkelerle Arapça ve eski Malayca yazılı mezar taşları kalmıştır.

Ünlü müslüman seyyah İbn Batuta 1345 yılında Açe'ye geldiğinde, bölgeye İslâm'ın çoktan ulaşmış olduğunu, müslümanların çevredeki kâfir devletlere cihat ilan ettiğini nakletmiştir. İbn Haldun da Mukaddime'sinde Açe Devleti'nin bölgenin en güçlü İslâm devleti, Açelilerin de dünyanın en fedakâr müslümanları olduğunu belirtmiştir.

Daha sonra Hindistan, Mısır, Suriye gibi ülkelerden Açe'ye gelen İslâm alimleri bölgede İslâm kültürünün kök salmasında rol oynamışlardır. Özellikle yükseliş devrinde hükümdarların İslâm alimlerine gösterdikleri saygı, devrin bir çok müslüman aliminin Açe'ye gelmesini sağlamıştır. Bu alimler içinde en tanınmışı İbn Hacer el-Heytemî'nin (ö. 1567) oğludur.

Açe'de dinî meselelerle ilgilenmek ve şeriatı uygulamak ‘tunku'ların (Tiro bölgesi medreselerinden yetişen hocalar) görevi idi. Ülkede uygulanan kanunlar İslâm hukukundan kaynaklanan ve yerli dilde ‘âdât' adı verilen yazılı olmayan hukuka dayanırdı. Ayrıca İskender Muda gibi güçlü sultanlar tarafından zaman zaman bazı kanunnameler çıkarılmıştır. Hakimlerin reisi sultanın kadısı idi ve adliye teşkilatının başı sayılırdı. Bu kişiler ‘kali malikön ade' (kadı melikü'l-adl) unvanı ile anılır ve hukukun şeriata uygunluğunu kontrol ederlerdi. Her yerleşim biriminde hakimlik görevini o birimin reisi yürütürdü.

Açe'de bugün bile o dönemde Malayca yazılan dinî eserler okutulmaktadır. Bunlar arasında Sultan II. İskender'e sunulan Nureddin er-Rânirî'nin Bustanü's-Selâtin adlı ansiklopedik eseri, 17. yüzyıla ait Hikâyât-ı Açe adlı tarih kitabı, Abdürrauf es-Sinkilî'nin (ö. 1693) Mir'atü't-Tullâb adlı fıkıh kitabı en kayda değer olanlarıdır. Abdürrauf es-Sinkilî bid'atlarla hurafelere karşı mücadeleler vererek, İslâm inancının saf şekliyle korunması hususunda gösterdiği hassasiyetle İslâmiyet'i Açe topraklarına yeniden getiren kişi olarak tanınmaktadır. Açeliler Şafiî mezhebine bağlı olup hukukta bu görüşün esaslarını uygularlar.

Açe, yüzyıllar boyunca bölgede etkili bir siyasi güç olarak varlığını sürdürmüş, Açe Sultanı, müttefiki Malaka Sultanıyla birlikte boğazlar bölgesinde ticaretin kontrolünü elinde bulundurmuştur.

16. yüzyıldan itibaren sömürgeci güçlerin Güneydoğu Asya'yı kontrol altına almaya başlamaları, Açe tarihinde bir dönüm noktasıdır. 1511 yılında Malaya'yı istila eden Portekiz kuvvetleri 1521'de de Pasai'yi işgal etti. Sonuçta Pasai-Samudra sultanlığı yıkıldı. Ancak yine aynı dönemde Ali Mugayet Şah (ö. 1530) tarafından Portekizlilere karşı verilen mücadeleler sonunda Açe bölgesinde Açe İslâm Sultanlığı kuruldu (1521). Kendisinden sonra oğulları Selahaddin (1530-1537) ve Riayet Şah (1537-1571) babalarının kurduğu İslâm devletinin itibarını artırdılar. Açe Sultanlığı'nın yükselme dönemi uzun yıllar devam etti ve özellikle Sultan İskender Muda zamanında (1607-1639) zirveye ulaştı. Sultan İskender, Pahang ve Malaka'ya deniz seferleri düzenledi ve ülkesini güneye doğru genişletti. Bundan dolayı ölümünden sonra halk arasında ‘Mokuta Alam' (Alemin Tacı) lakabı ile anıldı. Açe İslâm Sultanlığının yükseliş devri 17. yüzyıla kadar sürmüştür.

Osmanlı'yla temas

Açe sultanı Alaeddin Riayet Şah 1565'te İstanbul'a bir heyet göndererek, Osmanlı Devleti'nden Portekizlilere karşı yardım istemiştir. Ancak heyet İstanbul'a geldiği zaman Kanunî Zigetvar seferinde idi. Kanunî'nin seferde vefatı üzerine Açeliler İkinci Selim'e biatlarını sundular ve Portekiz saldırılarına karşı Osmanlılar'la bir savunma antlaşması imzaladılar (1567). Osmanlı Devleti bu çerçevede Açe'ye top, tüfek, cephane yardımında bulundu ve imalat ustaları gönderdi. Fakat bu plânın önemli bir parçası olan 17 kadar savaş gemisi gönderme işi Yemen meselesi dolayısıyla gerçekleştirilemedi. Bu yardım vesilesiyle Osmanlı sınırlarının o...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Açe Sumatra
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:23:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Açe Sumatra rüya tabiri,Açe Sumatra mekke canlı, Açe Sumatra kabe canlı yayın, Açe Sumatra Üç boyutlu kuran oku Açe Sumatra kuran ı kerim, Açe Sumatra peygamber kıssaları,Açe Sumatra ilitam ders soruları, Açe Sumatraönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes