> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat  (Okunma Sayısı 1083 defa)
17 Eylül 2011, 08:19:48
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 17 Eylül 2011, 08:19:48 »



S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat


Mayıs 2007 - 101.sayı


Semerkand Dergisi kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Bütün İnsanlara Sağlam Güvenilir Eserler Sunmamız Gerekiyordu

1998 yılının sonbaharı. Birkaç arkadaş, heyecanlı ve hummalı bir çalışmanın içindeyiz. İmkânlar sınırlı. “Başarabilir miyiz?” sorusu her akla geldiğinde, adeta manevi bir elin müdahaleleri bize tatlı sürprizler yaşatıyor, işler umulmadık biçimde kolaylaşıyor. Bir taraftan da kimi kritik dönemeçlerdeki uyarılar, yolumuza birer işaret levhası oluyor: “Niyetinizi sağlam tutun…” “Başarı Allah’tandır, siz yeter ki bütün gücünüzle gayret edin…” “Her işinizi Allah rızası için yapın..”

O yılın Ramazan ayı 20 Aralık tarihine denk geliyor. Semerkand’ın ilk sayısı bu tarihte çıkacak, karar böyle. Dergi mutfağında da Ramazan telaşı, Ramazan
bereketi.. Bir taraftan da dağıtım ve temsilcilik teşkilatını oluşturmak üzere Türkiye’yi dolaşıyoruz. Görüyoruz ki insanlar, gönüldaşlarımız da aynı heyecanın içindeler. Onlar da Ramazan’la birlikte dergilerini bekliyorlar, Semerkand’ı bekliyorlar. Ve dergi çıkıyor; dergimiz...

Aradan nice aylar, yıllar geçti. I00 sayı geride kaldı. 60 binle başlayan baskı/satış adedi bugün 150 bine ulaştı. Bir yandan da yayın dünyamız için önemli
bir kurum olarak Semerkand Yayıncılık ortaya çıktı. Bünyesinden Mostar ve Semerkand Aile dergileri doğdu. Yüzlerce kitap basıldı. Sesli ve görüntülü yayınlar üretildi. Bu zaman zarfında Semerkand Dergisi ve çocuk eki pek çok dergiye ilham kaynağı oldu. Semerkand Dergisi 8 yılı ve 100 sayıyı geride bırakmış bir yayın olarak kesin şekilde rüştünü ispat etti. Baştaki heyecan ve özlemin rüzgârıyla parlayıp kısa zamanda sönecek diye düşünenleri yanılttı. Semerkand’ın söylemine ve taşıdığı ruha gönül verenlerin gayreti, muhabbet ve heyecanı, hâlâ büyük bir atılım potansiyelini içinde barındırıyor.

Bu özel sayımızda değerli büyüğümüz S. Muhammed Saki Erol ile Semerkand’ı konuştuk. O, iz bırakan başyazılarıyla pek çok sayımızı taçlandırmıştı. O tadı ve muhabbeti özleyenlere bir sürpriz… 101. sayımızda, S. Muhammed Saki Erol’u, Semerkand yönetim kurulu üyesi Feyzullah Akben’in sorularıyla bir kez daha sayfalarımıza konuk ediyoruz.

-Efendim, Semerkand’ın kuruluş gayesineydi? Yayıncılığa niçin ihtiyaç duyuldu?

-İlk emri oku olan bir müberra dinin mensuplarıyız. İlim öğrenmeyi emreden dinimiz, bilme, anlama, ilim ve irfan yolunda azami derecede edep çerçevesine dikkat edilmesine, niyetlerin sadece Allah rızası olmasına, bir de insanlığa hizmetin ön planda tutulmasına önem vermiştir.

Hizmet türlü türlüdür. Açları doyurursun, susuzlara su dağıtırsın, insanların geçeceği yolu temizlersin... Ancak, insanlığa yapılacak en büyük, en önemli
hizmet onları eğitmek, onlara bilmeleri gerekenleri öğretmek, böylelikle onlara dünya ve ahiret saadetini kazandırabilmektir. Zira Rabbimiz bütün mahlûkatı
arasında kendisine kulluk şerefi ni insanlara ve cinlere bahşetmiş; bunlardan da sadece insanoğlunu “eşref-i mahlûkat: yaratılmışların en üstünü” seçmiştir. İnsanoğlu Rabbini bilir ve ona layıkıyla kul olabilirse eşref-i mahlûkat sıfatını hak etmiş olur. Rabbini bilmeyen, bildiği halde O’na isyanla ömür tüketenlerin durumu ise hayvanlardan da aşağı bir mertebeye düşmektir. Bu sebeple Allah için yapılacak en değerli hizmet insanlara yaratıcısını ve O’nun rızasına uygun yaşamayı öğretmektir. Böyle bir hayat anlayışını sevdirmek, buna uygun bir gönül ve zihin inşa etmektir.

Zamanımızda hemen herkesin evinde az veya çok kitap bulunuyor. Fakat çeşitli meşguliyetlerden dolayı genellikle az okuyoruz. İyi ki az okuyoruz demeye de
insanın dili varmıyor ama şu bir gerçek ki, din adına yayınlanan kitapların pek çoğu insanımızı doğru yoldan uzaklaştıracak şekilde yetersiz, yanlış bilgilerle dolu, samimiyetsiz ve hatta bazıları maksatlı hazırlanmıştır. Dinimizi, gelenek ve kültürümüzü istismar eden yüzlerce kitap dergi yayınlanırken, medya kuruluşlarında din adına olur olmaz sapıkça açıklamalarla insanımızın kafası, gönlü zehirlenirken, bizler buna ilgisiz kalamazdık. Evet; istismarlar
karşısında sorumluluğumuzun gereği olarak, yakın dostlarımızdan başlayarak bütün insanlara sağlam, güvenilir eserler sunmamız gerekiyordu.Ciltli, hacimli kitaplara göre okunması daha kolay olur diye ilk önce dergi ile ortaya çıkmayı düşündük. İşte Semerkand Dergisi, doğru bilgilerin ehlinden öğrenildiği adres olsun niyetiyle yayın hayatına başladı ve inşallah murad-ı ilâhi doğrultusunda bu üslendiği vazifeyi devam ettirecektir.

-Dergimizin ismi niçin Semerkand konuldu? Bazılarımız için hayli şaşırtıcı olan bu isimde siz ısrarcı oldunuz. Bunun sebebi neydi?

-Bazı yerler, beldeler, şehirler bizim için çok önemlidir. Gidip gördüğümüz, hatta yaşadığımız yerler olmasalar dahi önemlidirler. O beldeler kalbimizin bir köşesinde, sokaklarında dün yürümüş, biraz önce ayrılmışız gibi canlı hatıralarıyla yaşatılmalıdır. Çünkü bu şehirler bizler için herhangi bir yer olmasının ötesinde çok büyük manalar ifade ederler. Fahr-i Alem s.a.v. Efendimiz’in izlerini bağrında taşıyan Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, nice alimlerimizin şenlendirdiği Kahire, Şam, Semerkand, Buhara, Basra, Kûfe, Bağdat ve Fahr-i Cihan s.a.v. tarafından müjdelenmiş İstanbul ve daha niceleri...
Buralara beslediğimiz sevgi, oraların zenginliklerinden veya tabiat harikası olduklarından kaynaklanmaz. Bu yerlere orada cereyan etmiş önemli olaylar ve
üzerinde yaşamış büyük şahsiyetlerimiz önem kazandırmaktadır. Yapmış oldukları büyük hizmetlerle insanlık tarihinde silinmez izler bırakan bu zatlara verdiğimiz önemin göstergesi olarak, bizlere miras olarak bıraktıkları eserlere ve yaşadıkları veya kabirlerinin bulunduğu yerlere önem verir, hatırasını canlı tutarız.

Semerkand, medreseleriyle, türbeleriyle ve ilim yuvası külliyeleriyle İslâm medeniyetinin bir açık hava müzesidir adeta. Müspet ilimlerde böylesine önemli yeri olan Semerkand’ı bizim için daha önemli kılan, o bölgede yetişen maneviyat erleri, rabbanî alimlerin güzergâhı ve tasavvufun önemli merkezlerinden biri olmasıdır. İmam Buharî, Hâce Ubeydullah Ahrar, Şah-ı Nakşibend, Yakup Çerhî, Ahmet Yesevî, Molla Camî… Allah cümlesinin sırlarını âlî eylesin… Ve daha nice gönül sultanları, hizmet erleri, Semerkand merkezli bu bölgenin insanlarıdır. Türk milleti olarak bizler onların torunları olmamıza rağmen, ne yazık ki bunca gönül sultanlarını unutmuşuz. Biz bu nadide beldeleri zihinlerde canlandırmaya, canlı tutmaya vesile olsun, böylece günümüze kadar hak yolda ilerlememize vesile olan gönül dostlarını gelecek nesillerimize de aktarabilelim diye dergimize Semerkand ismini verdik. Hani meşhur sözdür, çokda doğrudur: Tarihini unutan bir millet geleceğine yön veremez, umutla bakamaz.

-Semerkand dergisi 100. sayısını geride bıraktı. 60 binle başlayan tiraj bugün 150 bini geçti. Semerkand yayıncılık bünyesinde yeni dergiler doğdu. Yüzlerce yeni kitap doğdu. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Müminin niyeti sadece Allah rızası, hedefi murad-ı ilâhi doğrultusunda insanlığa hizmet olmalıdır. Semerkand’ın geldiği bugünkü durum elbette sevindiricidir,
ancak bu bizlere hizmeti zirvelere taşımaya bir sebep, bir itici güç olmalıdır. Zira insanlığa hizmetin zirvesi, onların Cenab-ı Hakk’ın muradı dahilinde yaşamalarına vesile olduktan sonra, bu yaşantılarının devamına yardımcı olmaktır. Bu da bir süreklilik gerektirir. Temennimiz Semerkand’ın üstlendiği bu vazifesiniaksatmadan ve çizgisinden taviz vermeden, ruhuna uygun bir şekilde ifa etmesidir.

-İkinci dergimizin ismi Mostar oldu. Mostar dergisinin ismini de siz verdiniz. Birbirinden uzak iki merkez, doğudan batıya uzanan bu geniş coğrafyanın özelliği ve önemi hakkında ne söylemek istersiniz?

-Yaşadığımız zaman geçmiş ile gelecekarasında kurulmuş bir köprü gibidir. Bu köprünün ayakta kalması geleceğe yönelik umutlarımız kadar, geçmişe dair
birikimlerimizin de canlı tutulmasına bağlıdır. Bu durumda toplumların hafızasında bazen yönünü, yerini algılamak için bir takım hatırlayışlara ihtiyaç vardır. İnsanlığın hafızasında Mostar Köprüsü bu hatırlayışın bir misalidir. Mostar Köprüsü geçmiş ile gelecek arasında kimliğini fark etmenin, varlığı güçlendirerek yola devam etmenin sembollerinden biridir.

Mostar, gaye yolculuğumuzun, “îlâ-yı kelimetullah”ın durduğu yerdir. Orada durmuş, Doğu ile Batı’nın arasına, bundan sonra üstünden gelip geçen farklı
dinler, farklı diller, farklı cinsler birbirini dinlesin, birbirini anlasın ve her biri sevgiye, barışa bir köprü olsun diye, Tevhid’in simgesi niyetiyle tek kemerli zarif bir köprü kurmuş ecdadımız.

Bizler de ecdadımızın bu ulvi yürüyüşlerinin durduğu yerden yola devam edelim, oradan insanlığa seslenelim, unutmadığımız ama ihmal ettiğimiz zarif ve
nadide değerlerimizi yeniden işleyerek gönülden gönüle köprüler kuralım.

Bizler için Mostar, Balkan coğrafyasında bir Osmanlı şehri olmaktan daha öte manalar taşımaktadır. Doğu’yla Batı’nın değerlerini, tarihi ve kültürel renklerini birbirine bağlayan bu köprü üç asır boyunca insanlığa insanlığı öğretircesine hizmet verdi.

Bu ulvi hizmet ruhunu, îlâ-yı kelimetullah ruhunu devam ettirmek şimdi bizim vazifemiz.

İşte bu vazifenin şuurlu bir biçimde yürütülmesi için manevi değerlerimizi hatırlatan sembollerden biri olan Mostar Köprüsü’nün ismini dergimize vermek istedik.

Evet, Mostar dergimiz de ecdadımızın yaptığı Mostar Köprüsü gibi insanlığa uzanan kültür, medeniyet ve barış elimiz olsun. Güzele hasret gönüllere...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat
« Posted on: 25 Nisan 2024, 01:33:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat rüya tabiri,S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat mekke canlı, S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat kabe canlı yayın, S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat Üç boyutlu kuran oku S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat kuran ı kerim, S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat peygamber kıssaları,S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat ilitam ders soruları, S. Muhammed Saki Erol İle Mülakat önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes