> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Ramazandır Mukabele Vaktidir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ramazandır Mukabele Vaktidir  (Okunma Sayısı 653 defa)
07 Eylül 2011, 20:22:14
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Eylül 2011, 20:22:14 »



Ramazandır Mukabele Vaktidir


Eylül 2008 - 117.sayı

Ali YURTGEZEN kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Yaatmaya Áalıtıımız ramazana has ˆrflerimiz, bu m¸barek ayın manevi ikliminden nasipdar olmanın en verimli yol ve yˆntemlerini tekil eder. Fakat her ˆrf zamanla kalıplaarak gerÁek amacını kaybedebiliyor. Ramazanı ihya usullerinden biri olan mukabele gelenei g¸zellii kadar taıdıı bu riskle de ˆnem arz ediyor.

Yürümeyi, yola koyulmayı murat etmişse eğer, aslını özleyen ruhlara bir sıla-i rahim imkanıdır ramazan. Gönlümüzü arındırmak için her yıl bir kere hayatımızdan akıp giden bir rahmet çağlayanıdır. Bu ayda “asl”a götüren kapıların sonuna kadar açılması, yol kesen şeytanların zincire vurulması, ilâhi rahmetin sağanak sağanak inmesi, her vakit ele geçmeyen fırsatlardır şüphesiz. Lakin fırsat değerlendirebilenedir.

Fırsatın büyüklüğü, zamanla onu değerlendirmenin en verimli usullerini de oluşturur. Oruçla mükellef kılındığımız hicrî ikinci senenin ramazanından itibaren 1428’inci keredir bu mübarek ayı idrak ediyoruz. Her konuda Rasul-i Ekrem s.a.v.’i örnek alan selef-i salihîn, ramazanın feyzinden de azami istifadeyi temin için Fahr-i Kainat Efendimizin ahirete irtihalinden hemen sonra teravih ve itikâf gibi sünnetlere sımsıkı sarılmak, “arza” uygulamasından ilhamla mukabele okuma usulünü ihdas etmek suretiyle, bunların birer örf haline gelmesini sağlamışlardır.

“Ma’ruf” yaygınlaşır, gelenek halini alırsa buna “örf” denir. Bugün de yaşatmaya çalıştığımız ramazana mahsus örflerimiz, bu mübarek ayın manevî ikliminden nasipdar olmanın en verimli yol ve yöntemlerini teşkil eder. Fakat örfler, özünde bir marufu taşımakla birlikte, zamanla gelenekselleştirilip dondurulduğu için bazen mana ve maksadını kaybedebilir. Mana ve maksadı gözetilmeyen, şekilden ibaret örfler ise fırsatları değerlendirmenin değil, fırsatları tepmenin vasıtası haline gelir.

Mukabele geleneği

Ramazanı ihya usullerinden biri de mukabele okuma geleneğidir. Camilerde, dergâhlarda, evlerde, daha ziyade hafızlar tarafından okunan Kur’an-ı Kerim’i, cüz veya Mushaflardan takip ederek hatim indirmeye -karşılıklı bir kıraat söz konusu olduğundan- “mukabele” denilmiştir.

Aslında mukabele de itikâf da ramazana özgü değildir. Senenin her ayında yapılabilir. Ancak Kur’an-ı Kerim’in bu ayda nazil olmaya başlaması, “arza” denilen ve Cebrail a.s. ile Hz. Peygamber s.a.v.’in o güne kadar inmiş Kur’an ayetlerini karşılıklı okuyarak bu ayda birbirlerine arz etmeleri uygulaması sebebiyle daha faziletli bir zaman olan ramazanda yoğunlaşmıştır.

Mukabelede sevap kazanmak maksadıyla Kur’an okumak, hatim indirmek kadar, bilhassa takip edenler için kıraat yanlışlarının giderilmesi, ayetlerin doğru ve eksiksiz okunup öğrenilmesi de esastır. Bu nedenle mukabele okuyanların “tertîl” ile kıraat etmeleri, yani tecvit kurallarına uyarak, durulacak yerlerde durarak, yavaş yavaş, tane tane okumaları istenir. Mukabelenin dayandığı sünnet bunu icap ettirir. Çünkü her ramazanda, o senenin ramazan ayına kadar nazil olmuş ayetleri Cebrail a.s.’ın önce Peygamberimiz s.a.v.’e okuması, sonra O’ndan dinlemesi, unutma ve yanılma ihtimalini ortadan kaldırarak vahyi tahkim eden bir uygulamaydı. Aralıklarla inmiş ayetlerin hangi surede, hangi sırada olması gerektiği böylece kesinlik kazanıyordu. Nitekim Rasulullah s.a.v.’in vefatından önceki son ramazanda arza uygulaması iki kere yapılmış; ikincisine “arza-i âhire” (son arza) denilmiştir ki bu, Kur’an-ı Kerim’in ittifak edilen bugünkü kıraat ve tertibine esas olmuştur.

Kaynağından hareketle şunu diyebiliriz: Mukabele, Kur’an-ı Kerim’i baştan sona güzel, doğru, eksiksiz okuyup hatırlamanın, hatırda tutmanın, aslına uygun muhafaza etmenin örf haline gelmiş yöntemlerinden biridir. Peki Kur’an’ın bütünüyle doğru ve eksiksiz okunup muhafaza edilmesi üzerinde neden bu kadar titizlik gösterilmektedir? Elbette doğru ve eksiksiz anlaşılması için. Bu, asıl maksadın, yani yine bir kontrol ve tashih işleminin olmazsa olmaz şartıdır.

Kimliğimizin hükümsüz sayılmaması için

Mukabele, temelde bir tashih işlemidir. Rasul-i Ekrem s.a.v., dünya hayatının son ramazanına kadar, nazil olan ayet ve sureleri bu maksatla Cibril a.s.’a arz etmişti. O’ndan sonraki mukabeleler, müslümanların kendilerini Kur’an’a arz etmesidir. En azından bir sene boyunca sergilediğimiz tutum ve davranışlarımız Kur’an hükümleriyle karşılaştırılacak; hem tasavvur hem de eylem planında vahye uymayan yanlışlarımızın böylece tashih edilmesi, düzeltilmesi mümkün olacaktır.

Hata ve yanlışların belirlenmesinde de düzeltilmesinde de tek kriter vahiy olduğuna göre, Kur’an’ın doğru ve eksiksiz anlaşılması şarttır. Çünkü Kur’an, müminin yegane yol haritasıdır. Mümin, sırat-ı müstakîmi ancak Kur’an’la ve bu yol haritasının kullanma kılavuzu hükmündeki Hadis ve Sünnet’le bulup istikamet üzere olabilir.

Ramazanın feyzi Kur’an ve Sünnet eksenli bir murakabe ve muhasebeye bağlıdır. Orucun farziyetindeki hikmetlerden biri de nefse boyun eğdirip vahiyle yüzleşme esnasında nefsin iğvasından emin olmaktır. Bakara suresinin 185. ayetinde “Kur’an ramazanda indirildiği için” bu ayda oruç tutulması farz kılınmış, aynı ayette Kur’an-ı Kerim’in “apaçık delillerle doğruyu yanlıştan ayıran” ve böylece “insanları irşat edip hidayete erdiren” bir kitap olduğu bilhassa vurgulanmıştır. Oruç da dahil bütün bereketini vahyin inzalinden aldığı içindir ki ramazana “Kur’an ayı” denilmiştir.

Şu halde ramazanda mukabeleden maksat, her bir müslümanın tek tek vahye muhatap olması, mümin kimliğini buna göre gözden geçirmesidir. Sahabe-i Kiram’ın vahye muhatap oldukça tasavvurlarını, hal ve hareketlerini değiştirerek kuşandığı bir kimliği, hesap gününde hükümsüz sayılmayacak bir mümin kimliğini kuşanmanın vesilesidir.

Mukabelelerde okunan ayetleri, sanki omzumuza konmuş bir kuş var da onu ürkütüp kaçırmama hassasiyeti ile Efendimiz s.a.v.’in fem-i muhsininden dinliyormuş gibi takip etmek, mümin kimliğini kuşanmaya başlamanın ilk adımıdır.

Kur’an’ın yüzüne bakabilmek


Mukabele okumadaki “karşılıklılık”, yüz yüze olmayı icap ettirir. Bugün televizyonlardan yahut benzeri çeşitli cihazlardan takip etmek suretiyle de mukabele yapılıyor. Elbette sevabı vardır ve kıraatin düzeltilmesi için son derece faydalıdır. Ama mana ve maksadına uygun bir mukabele için yüz yüze olmak daha faziletlidir. Zira yüz yüze olmak; birbirimize sırtımızı dönmemek, birbirimizle kardeş olmak, birbirimizin yüzüne bakmak demektir. Birbirimizin yüzüne bakmak ise muhatabımızın yüzüne bakabilecek veya yüzümüze bakılabilecek bir safiyette olmamızı gerektirir.

Kur’an-ı Kerim’in okunduğu her meclis neticede bir zikir meclisidir; arınmış bir kalp, temiz bir yüz ister. Önceki hali ne olursa olsun samimi bir yönelişle mukabeleye oturanlar, mümin kimliklerinin inşası için zikre koyulanlar, zaten bu safiyetin ucunu yakalamış demektir. Aynı ihlâsla devam etmeleri halinde, Kur’an onların bütün yanlışlarını tashih edecek, kalplerini de yüzlerini de ak pak kılacaktır.

Bazı alimlerimiz, mukabele gibi zikir meclislerini Hicr suresinin 47. ayetinde tasvir edilen cennet ehlinin topluluklarına benzetir. Ayette “Biz o cennetliklerin kalplerindeki kini çıkarır atarız ve (onların) hepsi kardeşler olarak sevinç içinde (cennet tahtları üzerinde) karşılıklı otururlar.” buyrulmaktadır. Bu benzetme, zikir halkasına katılanların kalplerinde birbirlerine karşı kin, husumet ve suizan bulunmayacağı; birbirlerini kardeş bilmenin sevinciyle mutlu olacakları varsayımından hareketle yapılmıştır. Karşılıklı Kur’an kıraatine verilen “mukabele” isminin de söz konusu ayetteki “karşılıklı oturmak” manasını taşıyan “mütekabilîn” kelimesinden alındığı söylenmiştir.

Kur’an-ı Kerim’i Rasul-i Ekrem s.a.v.’den dinler gibi takip etmek, bir emir tekrarı yapar gibi O’na mukabelede bulunmak, Habib-i Kibriya Efendimiz ile ve O’nun şahsında Kur’an’la da yüz yüze olmak değil midir? Yüz yüze olmak hem muhatabımıza sırtımızı dönmediğimizin hem kendimizde onun yüzüne bakabilme masumiyetini bulduğumuzun ifadesidir.

Ramazandır, mukabele vaktidir; Kur’an’ın yüzüne bakabilme fırsatıdır.

Eski İstanbul’da mukabele geleneği


Eskiden İstanbul ramazanlarında camilerde mukabele okumaya ramazandan on beş gün önce başlanır, hatim duası Kadir gecesi öncesi ikindi namazında yapılırdı. Osmanlılar döneminde namazlardan önce birer cüz mukabele okumakla görevli olan ve kendilerine “cüzhan” denilen cami görevlileri vardı. Ayrıca bazı büyük konaklarda güzel sesli imam ve müezzinler görevlendirilir ve sahurdan sonra mukabele okunurdu.

İstanbul’da Eyüp Sultan Camii ve Türbesi’nde okunan hatimlerin ayrı bir fazileti olduğu kabul edilir, Uzunçarşı esnafı her yıl ramazanda Eyüp Sultan Camii’nde mukabele okuturdu. III. Selim’in ramazanlarda Eyüp’te Ebû Eyyûb el-Ensârî r.a. hazretlerinin türbesinde veya sarayda Hırka-i Saadet Dairesi’nde okunan hatimlere iştirakinden söz edilmiş, bu hatimlerden bazılarının kıraat-i seb’a (7 farklı okunuş şekli) üzere okunduğu belirtilmiştir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ramazandır Mukabele Vaktidir
« Posted on: 18 Nisan 2024, 23:42:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ramazandır Mukabele Vaktidir rüya tabiri,Ramazandır Mukabele Vaktidir mekke canlı, Ramazandır Mukabele Vaktidir kabe canlı yayın, Ramazandır Mukabele Vaktidir Üç boyutlu kuran oku Ramazandır Mukabele Vaktidir kuran ı kerim, Ramazandır Mukabele Vaktidir peygamber kıssaları,Ramazandır Mukabele Vaktidir ilitam ders soruları, Ramazandır Mukabele Vaktidir önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes