๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Kapaktakiler => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 15 Ekim 2011, 06:39:20



Konu Başlığı: Ramazan İklimi ve Takva Bayramı
Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Ekim 2011, 06:39:20
Ramazan İklimi ve Takva Bayramı




Mehmet IŞIK kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.


Ramazan’ın içindeyiz...

Gök kapılarının ardına kadar açıldığı ayın içinde...

Her saniyesi ilâhi hoşnutluğu kazandıran oruç ibadetiyle meşgulüz...

Balıkların bile gün ve gece boyunca oruç tutanlar için af dilediği bir ibadetle...

Kadir Gecesi


Bin aydan daha hayırlı bir gece var bu ayda... O gecenin hayrından mahrum olan kişiye Efendimiz s.a.v. acıyor ve ‘hakiki yoksul ve mahrum kişi bu adamdır’ buyuruyor. (Nesâî, Sıyâm 5; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 3/140.)

Yüce Mevlâ bu gecenin değerini anlamamız için hakkında özel bir sure indiriyor:

“Şüphesiz biz onu indirdik biz...

Kadir gecesinde...

Sana bildirecek var mı

Kadir gecesinin ne olduğunu?

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için iner dururlar.

Selâmdır, esenliktir o gece; tâ fecrin doğuşuna kadar.” (Kadr, 1–5)

Kur’an bu ayın içinde, çok özel bir gecede indirildi. Kur’an’ın indirilmesi için Ramazan ayı seçildi, gecelerden de Kadir gecesi... O halde bu ayda her zamankinden daha çok Kur’an okunmalı, onun mana ikliminden daha çok istifade edilmeli, diller ve gönüller ilâhi kelâm ile can bulmalı... Çünkü Kur’an tilâveti imanı artırır ve mümini tevekkül ehli yapar.

“Müminler, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfal, 2)

Namaz ve zikir


Teravih namazı da bu aya özel bir ibadet. Konu komşuyla hep birlikte secdelere kapanmak ne güzel... Aceleye hacet yok. Her kıyamın ve her secdenin farkına vara vara teravihi kılmak gerek. Sahura biraz erkenden kalkarsak teheccüd namazını da kılabiliriz. Efendimiz s.a.v.’in hiç bırakmadığı bu namazın bereketinden faydalanmak gerek. Bu da kaçırmamamız gereken bir fırsat.

Yatsı namazıyla sabah namazını camide cemaatle kılanlara Yüce Mevlâ bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap ihsan ediyor. Zorunlu haller hariç bütün namazlarımızı cemaatle kılmaya bu mübarek ayda daha fazla özen göstermeliyiz.

Zikir, Allah’ın farkına varmak; zikir kalbin ilacı... Bütün hayatımızda zikir ve tefekkür için istikrarı kazanabileceğimiz en güzel başlangıçlardan birisidir mübarek Ramazan.

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz her zaman cömertti. Ama Ramazan ayı gelince cömertliğinin adeta rüzgâr gibi coştuğu bildirilir. Biz onun ümmetiyiz; Ramazan gecelerinde ve gündüzlerinde sadakalarımızı artırmalı, oruçlulara iftar yemeği ikram etmeye çalışmalıyız.

Ailemizin her ferdinin bir sadakası olmalı. Herkes imkânına göre sadaka ahlâkını kazanmalı... Bu çerçevede nisap miktarı mala sahip olanlarımızın fıtır sadakalarını bayrama kadar ihtiyaç sahiplerine ulaştırmasının vacip bir ibadet olduğunu da unutmamalıyız. Hem de sadakalarımızı bol bol vererek...

Ramazan’ın son on günü


Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Rama-zan’ın son on gününü -sürekli olarak- camide geçirirdi. (Buhârî, İtikâf 1) İbadet niyetiyle zamanını camide geçirmeye “itikâf” denir. Orada yatar-kalkar, yemeğini orada yer ve zorunlu ihtiyaçlar dışında oradan çıkmazdı. Şöyle buyururdu: “İtikâfa giren kişi, bütün günahlardan uzak kalır ve bütün iyilikleri yapan bir kişiye verilen sevap kadar ona sevap yazılır.” (İbn Mâce, Sıyâm 67)

Ramazan ayını, bütün bir yıla ışık tutan ve onda kazandığımız ibadet hazzını, kulluk şuurunu bütün bir yıla yaymamız gereken özel bir zaman dilimi olarak kabul etmeliyiz. Yoksa ibadet yapmayı Ramazan ayına has kılan ve diğer aylarda bu hassasiyeti kaybeden bir anlayışa asla kapı aralamamalıyız. Böyle bir anlayışın, Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in yaşantısıyla taban tabana zıt olduğunu bilmeliyiz.

Bayram

Oruç ibadeti, müminlere takvayı yani Allah’a karşı gönül hassasiyetini kazandırıyor. Ramazan’ın gecelerini ve gündüzlerini imkanı nisbetinde değerlendirerek geçirenlere Yüce Mevlâ bu ayın sonunda bir bayram ihsan ediyor. Bu müminlerin bayramı, oruçluların bayramı, takvayı kazananların bayramıdır. Oruç tutan ve ibadetlerini yerine getiren müminler bayramı hak etmişlerdir. Bayramı doyasıya yaşamalıdırlar. Çocuklarıyla, arkadaşlarıyla, akrabalarıyla, komşularıyla...

Biz bayramımıza, bayram namazıyla başlarız. Sonra birbirimizle bayramlaşır kucaklaşırız. Komşuları ziyaret eder, birbirlerimize izzet ve ikramlarda bulunuruz. Helal çerçevede doyasıya eğleniriz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’in uygulamasının böyle olduğunu biliriz.

Bayram o bayram ola...

    Şevval Orucu

    Şevval ayının birinci günü Ramazan Bayramıdır. Bayram gününden sonra Şevval ayı bitinceye kadar altı gün oruç tutmak, Rasulullah s.a.v. Efendimiz tarafından tavsiye edilmiş sünnet bir ibadettir. Şöyle buyurmuştur:

    “Kim Ramazan orucunu tutar, sonra Şevval ayından altı gün ona eklerse, bütün yıl oruç tutmuş gibi (sevap kazanmış) olur.” (Müslim, Sıyâm 39)