> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Yalnız Senin İçin
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yalnız Senin İçin  (Okunma Sayısı 775 defa)
10 Kasım 2011, 00:32:14
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Kasım 2011, 00:32:14 »



Yalnız Senin İçin


Aralık 2005 - 84.sayı

Elvida ÜNLÜ
kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.


Söze gönül ile başlayalım,

Her kelimede dönüp bir bakalım kalbimize.

Yola gönül ile başlayalım,

Her adımda dönüp bir soralım kalbimize.

Senin için Rabbim.

Kelâm senin için, yol sana gider. Şair kime söyler, yolcu kime gider?

Her zerrede maksut sensin. İnsanın maksudu kim?

Sen kalbime bakarsın. Kalbim kime bakar, neye meyleder?

Kalp ile başlamaktır niyet.

Kalbi Kâbe kılmaktır.

Allah için mi?

Din, Allah için sevmek, Allah için kızmaktı. Böyle dedi Allah Rasulü s.a.v..

Sahabilerden Ebu İdris el-Havlânî r.a. bir gün Şam mescidine gitmişti. Orada bir genç gördü ki, dişleri parlıyor, yüzü gülümsüyor ve çevresinde kalabalık bir cemaat toplanıyor.

Cemaat herhangi bir konuda ihtilafa düştüğü zaman ona danışıyor, onun görüşünü alıyorlardı. Gencin kim olduğunu sordu. Muaz b. Cebel'dir, denildi.

Ebu İdris r.a. ertesi gün erkenden mescide gitti. O genci mescitte namaz kılar vaziyette buldu. Namazını bitirinceye kadar bekledi. Sonra karşısına geçip selam verdi ve gence şöyle dedi:

- Seni Allah için seviyorum.

Muaz b. Cebel r.a.:

- Allah için mi? dedi. Ebu İdris r.a.:

- Allah için, dedi.

Muaz b. Cebel r.a. Ebu İdris r.a.' ın elbisesinin kuşağından tutup kendine doğru çekti ve şöyle dedi:

- Müjdeler olsun sana! Çünkü ben Allah Rasulü'nden şöyle duydum: “Allah Tealâ buyuruyor ki: Benim rızam için birbirini sevenlere, benim rızam için birlikte oturup sohbet edenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim rızam için malını ve gücünü sarf edenlere muhabbetim vacip olmuştur.”

. . .

Hz. Ali r.a. bir harpte müşriklerden birisiyle savaşıyordu. Zorlu bir mücadeleden sonra adamı yere düşürdü ve kılıcını adamın boynuna dayadı. Bu sırada adam Hz. Ali r.a.'ın yüzüne tükürdü. Hz. Ali adamı öldürmekten vazgeçerek hemen bıraktı ve geri çekildi. Müşrik hayretle sordu:

- Neden beni öldürmüyorsun?

Hz Ali r.a .:

- Seninle Allah için dövüşüyordum ve seni onun yolunda öldürecektim. Fakat sen bana tükürünce nefsim adına hiddetlendim. İşime kendi öfkem karıştığı için niyetim zedelendi. Onun için seni öldürmedim, dedi. Adam:

- Seni kızdırayım da beni çabucak öldüresin diye yüzüne tükürmüştüm. Madem ki dininiz bu kadar saf ve halis, muhakkak hak dindir, dedi ve müslüman oldu.

. . .

Sen yarattın Rabbim. Yarattığını severiz.

Senin yolundaki yolcuyu severiz.

Sana giden yolu severiz.

O yoldaki taşı toprağı severiz.

Ama kim ki fesat karıştırır dinine, kim ki engeller koyar sana giden yollara, kendimizi unutur, senin için kızarız bir gün...

Niyetlerimiz yükselir

Kelimeler yere aittir, sözler toprağa ait, sesler bedene ait. Yerde kalır, unutulur taşa kazınsa...

Maksatlar ulaşır göğe, niyetler kanatlanır.

 

Rasulullah s.a.v. bir gün namaz kılmak için ayağa kalktı ve mescittekilere sordu:

- Malik b. Duhşum nerede?

Oradakilerden biri şöyle dedi:

- O , Allah'ı ve Rasulü'nü sevmeyen bir münafıktır. Efendimiz s.a.v. şöyle dedi:

- Öyle deme! Görmüyor musun? O, lâ ilâhe illallah dedi ve bununla Allah'ın rızasını murat ediyor. Allah Tealâ kendi rızasını murat ederek lâ ilâhe illallah diyen kimseye cehennem ateşini haram kılmı ştır.

Ve Efendimiz s.a.v. buyurdular: “Kim insanların kalbini kazanmak için güzel konuşmayı öğrenirse ve Allah'ın rızasının dışında, Allah'tan başkasını murat ederek ilim öğrenirse, ateşteki yerini hazırlasın.”

Kalbimizdeki niyetlerdir cehennem ateşini söndüren ya da gül bahçelerini yakıp kavuran...

O andaki niyetler

Biliriz gönlümüzde başlar en büyük mücadeleler. Din yalnız senin oluncaya kadar cihat gönlümüzdedir. Çünkü sen “Cihada hazır bulunun” (Âl-i İmran, 200) buyurdun.

Efendimiz s.a.v. bir gün şöyle dediler:

“Ümmetimin şehitlerinin çoğu başı yastıkta ölenlerdir. Onlar harbe gitmeyi ve cengâver olmayı isterler fakat buna bir türlü imkan bulamazlar. Onların niyetleri önemlidir. Başları yastıktadır, fakat niyetleri çok üstündür.

Savaş alanında nice öldürülenler vardır ki, onların niyetlerini de ancak Allah bilir.”

. . .

Allah Rasulü s.a.v. arkadaşlarıyla Tebük yolculuğundaydı, buyurdular: “Medine'de bıraktığımız nice kimseler vardır ki bizim kateddiğimiz mesafe, çiğnediğimiz topraklar, kâfirleri kızdıran her adımımız, infak ettiğimiz her şey, çektiğimiz sıkıntı ve açlıktan alacağımız mükafat gibi onlara da mükafat vardır.”

Sahabiler , bu nasıl olur, diye sordular. Allah Rasulü s.a.v. buyurdular:

- Çünkü onların niyetleri bizimledir, onları mazeretleri geri bırakmıştır.

. . .

Başı yastıkta şehit olanlar vardı.

Bununla beraber…

Birisi cihat meydanında öldürülmüştü. Ona “katil-i himar ” yani “merkebi peşinde ölen adam” dediler. Çünkü o, savaştığı adamın azık, elbise ve merkebini almak gayesiyle savaşmış fakat onları alamadan öldürülmüştü.

. . .

Bir sahabi gelerek Efendimiz s.a.v.'e sordu:

- Ya Rasulallah ! Dünyalık kazanmak maksadıyla cihat etmek isteyen kimse hakkında ne buyurursunuz?

Efendimiz s.a.v .:

- Onun için hiçbir ecir yoktur, buyurdu. Sahabiler bu cevabı çok ağır buldu ve soruyu soran zata:

- Tekrar sor. Belki maksadını iyi anlatamadın, dediler. Adam tekrar sordu:

- Ya Rasulallah ! Dünyanın geçici menfaatini arayarak Allah yolunda cihada çıkmak isteyen kimse için ne dersiniz?

Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurdu:

- Onun için hiçbir ecir yoktur.

Oradakilerin isteği üzerine sahabi sorusunu bir kez daha sordu ve yine aynı cevabı aldı:

- Onun için hiçbir ecir yoktur!

. . .

Hz Ömer r.a.'ın hilafeti devrinde bazı sahabiler toplanmış, Allah yolunda herhangi bir şekilde çalışırken katledilmiş kişilerden söz ediyorlardı. Birisi:

- Allah yolunda çalışıyorlardı. Ecirleri Allah'a aittir, dedi. Bir başkası da şöyle dedi:

- Allah onları öldürüldükleri andaki niyetleri üzere diriltir.

Konuşulanları duyan Halife şunları söyledi:

- Evet! Ruhumu elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, Allah onları öldürüldükleri andaki niyetleri üzere diriltecektir. Öyle ya, bazıları gösteriş için veya duysunlar diye, bazıları dünyalık, bazıları da savaşmaktan başka çare bulamadıkları için muharebe ederler. Kimileri de sabreder, mükafatını Allah'tan bekleyerek Allah rızası için cenk ederler.

. . .

Bir bedevi, Nebi s.a.v.'e gelerek iman etti, kendisine tabi oldu ve şöyle dedi:

- Senin yanında hicret etmek istiyorum.

Peygamberimiz s.a.v. de onu bir sahabiye tavsiye etti. Ve bedevi mücahitlerin develerini otlatmaya başladı.

Hayber Gazası yapılmıştı. Ganimetler pay ediliyordu. O kişiye da pay ayırdılar. Adam sordu:

- Nedir bu?

- Allah Rasulü'nün senin için ayırdığı hissedir, dediler. Bunun üzerine bedevi Allah Rasulü s.a.v.'in yanına vararak:

- Ben sana bunun için tabi olmadım. Atılan bir ok ile boğazımdan vurulup öleyim de cennete gireyim diye sana tabi oldum, dedi. Peygamberimiz s.a.v .:

- Eğer doğru söylüyorsan Allah seni doğrular, arzuna kavuşursun, buyurdu.

Sonra düşmanla savaşmaya gittiler. Bir süre sonra o bedevinin cesedini getirdiler. Tam gösterdiği yere, boğazına ok saplanmıştı. Peygamberimiz s.a.v .:

- O bedevidir, değil mi? dedi. Sahabiler:

- Evet odur, dediler. Peygamberimiz s.a.v.:

- O Allah'a doğru söyledi, Allah da onu doğruladı, buyurdu. Sonra onu kendi mübarek cübbesiyle kefenleyerek namazını kıldırdı. Namazda iken şöyle dediği duyuldu:

- Allahım ! Bu senin kulundur, senin yolunda hicret ederek yurdundan çıkmıştı. Şehit olarak öldürüldü. Ben buna şahidim!

. . .

Senin yolundayız.

Gönlümüz şahit olsun, gönlümüz doğrulasın yönümüzü, dilimizi.

Bedir'de bulunsaydık, Hendek'ten bir taş da biz kaldırsaydık, Uhud Dağı'nda bir dağ gibi düşseydik toprağa…

Yolda olmak

Hicret emri gelmiş, müslümanların çoğu hicret etmiş, Medine'ye gitmi şti. Mekke'de yalnızca bir özrü sebebiyle gidemeyen çok az sayıda müslüman kalmıştı. Leys Oğulları'ndan gözleri görmeyen, fakat çok zengin bir müslüman olan Damra r.a. da geride kalanlardandı. Kendini hicretten muaf tutulanlardan görmedi ve bir gün yardımcılarına şöyle dedi:

- Ben istisna tutulanlardan değilim, hicrete imkan bulabilirim. Çünkü hem malım var hem de yardımcım. Haydi beni bir deveye bindirin.

Deveye bindirildi ve ağır ağır yola çıktı. Ten'im denilen yere vardığında ecel onu yakaladı. Vefat etti ve Ten'im'de defnedildi. Damra r.a. hakkında şu ayet nazil oldu:

“Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de bulur. Her kim de Allah'a ve peygambere hicret maksadıyla evinden çıkar da, sonra ölüm kendisine yetişirse, muhakkak ki onun ecri Allah'a düşer. Allah çok yarlıgayıcı, çok esirgeyicidir.” ( Nisa, 100 )

Kimileri Medine yolunda düşer lakin Medine'dedir. Kimileri ise…

. . .

Sahabilerden biri, Ümmü Kays r.a. ile evlenmek istedi. Fakat Ümmü Kays o günlerde Mekke'den Medine'ye hicret et...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yalnız Senin İçin
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:07:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yalnız Senin İçin rüya tabiri,Yalnız Senin İçin mekke canlı, Yalnız Senin İçin kabe canlı yayın, Yalnız Senin İçin Üç boyutlu kuran oku Yalnız Senin İçin kuran ı kerim, Yalnız Senin İçin peygamber kıssaları,Yalnız Senin İçin ilitam ders soruları, Yalnız Senin İçinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes