> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Milli Mücadele ve Bir Dergâh
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Milli Mücadele ve Bir Dergâh  (Okunma Sayısı 620 defa)
27 Eylül 2011, 19:05:54
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Eylül 2011, 19:05:54 »



Milli Mücadele ve Bir Dergâh


Kasım 2007 - 107.sayı


Ali DEMİRTOPUZ kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

"Milli Mücadele" hiçbir şahsın, hiçbir fikrin ve hiçbir zümrenin malıdeğildir. O, işgalci ve zorba düşmana kaşı silahla cevap verilmesigerektiğine, vatanın masa başında değil cephede kurtarılacağına inanmışher fikirden insanın katıldığı ortak bir mücadeledir.


Milli Mücadele kimileri için bir din savaşı, kimileri için vatanmüdafaası, kimileri için bir milli onur meselesi, kimileri için de busaydıklarımızın ikisi, üçü veya tamamen dışında bir şeydir.
Ama tarihî gerçekler açıkça ortaya koymaktadır ki hangi düşünce adınaolursa olsun bu mücadelenin yürütülmesi gerektiğine inanmış herkes,bunun ancak Anadolu insanının dinî duygularını harekete geçirerekmümkün olabileceğini kabul etmişlerdir. Öyle de davranmışlardır.

Din vurgusu olmaksızın Müslüman Anadolu halkını böyle bir savaşasevketmenin kesinlikle mümkün olmadığı herkes tarafından açıkçagörülmüştür. Zira, bu savaşı cephelerde düşmanla göğüs göğüseçarpışarak İzmir’de sonuçlandıran Mehmetçiğin göğsündeki şey ne birideoloji ne de bir felsefedir; hiçbir şeye değişmeyeceği imanıdır.

Asyalı Müslümanların Misafirhanesi


Bu mücadele esnasında halkın maneviyatını ve mücadele azmini ayaktatutmaya çalışan, her türlü riski göze alarak İtilaf askerleriningözlerinin içine baka baka milli kuvvetlere tüm imkanlarıyla yardım vedestek veren merkezlerden bir tanesi de Üsküdar Sultantepe “ÖzbeklerTekkesi”dir.

Tekke, Nakşibendi tarikatının anavatanından, Orta Asya’dan hacca gitmekiçin yola çıkanların hilafet merkezi İstanbul’u ziyaretleri esnasındabarınmaları için 1752-53 yıllarında Maraş Valisi Abdullah Paşa
tarafından tesis edilmiştir. İlk postnişin Şeyh Seyyid Hacı HâceAbdullah Efendi, tekkeyi mensup olduğu Nakşibendi tarikatınavakfetmiştir. Çeşitli aralıklarla tamirat gören tekke, 1844 yılındaSultan Abdülmecit tarafından bugünkü haliyle yenibaştan inşaettirilmiştir. Yine 1891 yılında, II. Abdülhamid Han tekkenin Hazine-iHassa tarafından onarılmasını onaylamıştır.

Bir Nakşibendi tekkesi olan “Özbekler Tekkesi” zaman içerisindetarikatın Halidî kolunu benimsemiştir. Kimi yazarlar ise tekkenin Nakşîgeleneğine mensup olduğunu ama Halidî olmadığını iddia ediyor. Oysa,Halidîlik halen canlı ve etkili bir kol. Sözkonusu yazarlar, Halidîliğimilli mücadele esnasındaki fedakârane faaliyetlerle irtibatlandırmamakadına, tekkenin Nakşî geleneğine mensup olduğunu ama Halidî olmadığınıboş yere iddia etmişlerdir. Bütün tanıklıklar ve tekkenin faaliyetleritekke şeyhlerinin zaman içerisinde Halidî koluna mensubiyetkesbettiğini göstermektedir.

Bütün bunlar bir yana, “Milli Mücadele”ye dair sayısız isim, olay vemekan arasında Üsküdar Sultantepe’deki “Özbekler Tekkesi” nin ve onunbaşındaki “Atâ Efendi” nin müstesna bir yeri vardır.

Anadolu’ya Sevkiyat


Tekkenin bu mücadeledeki rolü gerçekten de kilit öneme sahip. İlkbakışta en bilinenler arasında Mehmet Akif Ersoy, Fevzi Çakmak, İsmetİnönü, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar gibi pek çok tanıdık isimmücadeleye katılmak için Anadolu’ya “Özbekler Tekkesi” vasıtası ilegeçmiştir.Bunun yanında, İstanbul’daki depolara yapılan baskınlarda elegeçirilen silah ve mühimmat da yine bu tekke aracılığıyla Anadolu’yasevk edilmiştir.

Sözkonusu sevkiyat faaliyetleri hiç de kolay olmamıştır. 16 Mart1920’de İstanbul’u resmen işgal eden İtilaf güçlerinin ve özellikle deİngilizlerin yoğun deniz ve karayolu kontrollerinden sıyrılabilmekciddi bir sorundu. Ama sözkonusu sevkiyatı organize eden gizli “KarakolCemiyeti”, kendisine bağlı olan hamallar ve kayıkçılar vasıtasıylainsan, silah ve mühimmatıÜsküdar’a ve Özbekler Tekkesi’ne
aktarıyordu.

O günlerde İngiliz işgal kuvvetlerine mensup yüzbaşı Harrold Armstrong,farkında oldukları ama bir türlü güzergâhını tespit edip önünegeçemedikleri bu sevkiyata karşı denizde ve karada aldıkları yoğuntedbirleri şöyle anlatıyor:

“Bu tedbirlere rağmen ayrılmaların temposunda esaslı azalma olmayınca,dikkatimizi hiç de ilk anda şüpheyi celbetmeyecek şahıs, mahal vemüesseselere çevirdik… İlk anda doğruluğuna asla ihtimal vermediğimiz
bir ihbar tekerrür edince, Üsküdar’da çok tanınmış dinî bir müesseseolan Özbekler Tekkesi’ne ani bir baskın yaptık… Hayretle öğrendik ki,İstanbul’dan Ankara’ya kara yoluyla insan ve malzeme kaçırmaları
burada tanzim edilmektedir ve yol boyunca başlıca menzil yerleri camiler, mescidler, tekkeler ve benzeri dinî müesseselerdir…

Beykoz civarında müslüman köyleri basan ve bizi de dehşete düşürencinayetleri irtikab eden Rum çetelerine karşı Türk ve öteki İslâm halkıburaların cami ve mescitlerinde toplanıyorlar, imamlar ve diğer dinşahsiyetlerince tedbir ve müdafaaya teşvik ediliyorlardı. Bu husustakendilerinin halk üzerinde büyük nüfuzları olduğu gibi, cihadı mukaddessayan İslâm dininin icabı olarak vazifeleri de idi.”

Hem İbadethane Hem Karargâh


İtilaf askerlerinin baskınlarına karşı Anadolu’ya doğru yola çıkacakolanların ele geçmemesi için yapılan bir uygulama da şu idi: Baskıngerçekleştiğinde hemen cemaatle namaz vaziyeti alınır ve aranan kişilerde birinci safa geçirilirdi. Bu kişiler sessizce giriş katında bulunanmescidin kıble tarafındaki pencerelerinden bahçeye süzülür ve ağaçlarınarasında kaybolurlardı.

Tekkenin işlevi yukarıdakilerle sınırlı değildir. Tekke aynı zamanda,Anadolu’dan İstanbul’a veya İstanbul’dan Anadolu’ya gönderilmek istenenmektuplar için bir posta merkeziydi. Bunun yanında, milli
kuvvetlere mensup olup da yakın bölgelerdeki çatışmalarda yaralananlartekkeye getiriliyor ve yine tekkeye gizlice gelen doktorlar tarafındantedavi ediliyordu.

Tekke’nin faaliyetleri İtilaf güçlerince tespit edilince Şeyh AtâEfendi Anadolu’ya geçmiştir. Tekkeleri kapatan kanun yürürlüğegirdiğinde ise, Özbekler Tekkesi’nde de faaliyetler sona ermiştir.

Şüphesiz Özbekler Tekkesi, Milli Mücadele’de olağanüstü yararlılıkgöstermiş sayısız dinî-tasavvufî müesseseden yalnızca bir tanesidir.Geçmişte ve bugün din ve dindarlık, mümkün olduğunca ruhlardan,zihinlerden, tarihten ve hayattan koparılmaya çalışılıyor. MilliMücadele’nin geneli itibarıyla hangi ruh ve gayeyle yürütülmüş olduğunusık sık vurgulamak, bu duruma verilecek makul ve güzel bir cevaptır.

Bu ülkede, kimi tarihî ve toplumsal gerçekleri önemsiz ayrıntılarolarak görenlerin varabilecekleri son nokta, şimdi durdukları yerin biradım bile ötesi olmayacaktır.


Mucit Bir Şeyh: İbrahim Ethem Efendi


Üsküdar Sultantepe Özbekler Tekkesi şeyhleri arasında usta sanatçılarve mucitler de bulunmaktaydı. Tekke şeyhlerinden Mehmet Sadık Efendi,Buhara’ya giderek ebru sanatı ile ilgili pek çok incelik öğrenmiş vebunları oğullarına aktararak bu sanatın Osmanlı’da gelişmesine katkısağlamıştır.

Oğullarından Şeyh İbrahim Ethem Efendi ise sahip olduğu hünerleraçısından istisna bir kişidir. “Çok hünerli” anlamında “hezarfen”sıfatıyla anılan İbrahim Ethem Efendi hattatlık, ebru, doğramacılık,
marangozluk, oymacılık, matbaacılık, dokumacılık gibi pek çok işi büyükbir beceriyle yapıyor olmanın yanında Arapça, Farsça ve Çağataycaşiirler de yazıyordu.

İbrahim Ethem Efendi yaptığı tüm bu işlerde büyük bir ustalıkgösteriyordu. Öyle ki, 1891 yılında tekkenin Hazine-i Hassa tarafındanonarılmasını uygun gören II. Abdülhamid Han’a teşekkür maksadıyla
yapıp hediye ettiği süslü yazı çekmecesi, marangozluk hususundakihüneriyle bilinen halife-padişahın büyük beğenisini kazandı veçekmecenin imalinde göstermiş olduğu maharete karşılık İbrahim EthemEfendi’ye mükafat olarak bir iftihar madalyası verildi.

İbrahim Ethem Efendi’nin yaptığı işleri anlatmak gerçekten de kolaydeğildir. Çeşitli sanat kollarındaki becerileri bir yana teknikmeselelere hakimiyeti inanılmazdır. 1867 yılında, Paris Fuarı’nakatılmış ve yaptığı buhar makinesi burada madalya almıştır. Bumakinenin plakası hâlâ tekkede muhafaza edilmekte ve üzerinde makinenin“üç beygir gücünde” olduğu yazılmaktadır. İbrahim Ethem Efendi yaptığıbuharlı
makineyi yine kendi yaptığı bir sandala takarak çalıştırmıştır. Bununyanında kuyudan su çekebilen bir tulumba sistemi de icat etmiştir.

Kendisi, ürettiği makinelerin teknik resimlerini de yapardı. Hattateknik resimleri çizmek için gereken araçları da kendisi imal ederdi.Döküm, torna velhasıl üretim sürecinin tüm aşamalarını kendisigerçekleştiriyordu. Türkiye’de ilk kurşun boruyu döken de odur. Harem-iŞerif’teki onarımlar için Hicaz’a gitmiş ve zemzem kuyusunun ağzınapirinç bilezik dökmüştür. Ayrıca pek çok sanatçı ve zanaatkâryetiştirmiştir

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Milli Mücadele ve Bir Dergâh
« Posted on: 19 Mart 2024, 08:16:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele ve Bir Dergâh rüya tabiri,Milli Mücadele ve Bir Dergâh mekke canlı, Milli Mücadele ve Bir Dergâh kabe canlı yayın, Milli Mücadele ve Bir Dergâh Üç boyutlu kuran oku Milli Mücadele ve Bir Dergâh kuran ı kerim, Milli Mücadele ve Bir Dergâh peygamber kıssaları,Milli Mücadele ve Bir Dergâh ilitam ders soruları, Milli Mücadele ve Bir Dergâh önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes