> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Öfkemle Başbaşa
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Öfkemle Başbaşa  (Okunma Sayısı 602 defa)
27 Temmuz 2011, 15:53:04
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Temmuz 2011, 15:53:04 »



Öfkemle Başbaşa


Kasım 2009 - 131.sayı


Mükerrem METE kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Öfkeyle konuşuyorum. Kendi öfkemle.

Sizin de dinlemenizde bir sakınca yok.

Gerçi öfkem bundan pek hoşlanmayacak ama olsun. Doğruyu bulmam için yüzümün açığa çıkması gerekiyor.

Öfkem bana pek bir düşkündür. Hep yanımda olur, yalnız bırakmaz. Benden başka kimseyle de kolay kolay geçinemez. Belki siz de onu haklı bulur, onunla nefreti paylaşırsanız size ısınabilir. Herkesten, hatta kendinizden bile nefret etmelisiniz. Belki ben bile onunla anlaşabilmek için kendimden nefret etmeliyim.

Aynaya konuşmak


Öfkeyle konuşacağımı söylediğimi biliyorum. Bu konuşma size garip gelecektir, çünkü ben söyleyip ben dinleyeceğim.

Öfkeyi hissedebiliyorum, bazen karşıma da alabiliyorum ama cevap vermesini sağlayamıyorum. Bazıları bunu yapabildiklerini söylüyorlar. Kendi içleriyle konuşabildiklerini, onları duyabildiklerini...

Ben henüz yapamıyorum. Elbette sorularıma karşılık içimde bazı cevaplar doğduğunu hissediyorum. Ama bu cevapların da sonuçta bana ait olduğunu, aslında öfkenin de sonuçta benden ayrı değil, kendimden bir şey olduğunu göz ardı edemiyorum.

Yani siz buna bir tür kendi kendine konuşma diyebilirsiniz. Hatta deli saçması da diyebilirsiniz. Çünkü öfkemle başbaşa iken delirmek üzereyim. Kendimle başa çıkamıyorum. Ne yapmak istediğimi anlayamıyorum. Beni muhatap almasa da artık şu öfkeyle hesaplaşmak istiyorum. Benden ne istediğini ya da kendimden ne istediğimi anlamak istiyorum.

Nedir bu düşmanlık?

“Nasıl geldik buraya? Sen başlattın! Önce en sevdiğim insanla arama girdin. Halbuki onu o kadar çok seviyordum ki, bu sevgi için güvene ihtiyaç bile duymuyordum. Denizde kumdu güven. Bu kadar muhabbetle doluyken kim girebilirdi onunla arama.

Dünya gözümde un ufak olmuştu. O benim canım ciğerim, en büyük dostumdu. Birbirimiz için yaptıklarımız dile gelmeyecek kadar değerliydi. Anlatılamazdı bizim dostluğumuz, biz omuz omuza verince dağlar bizi kıskanırdı. Birbirimiz için ölmeye dünden razıydık. Onun benim için ne kadar değerli olduğunu bir anlatmaya başlasam üç gün hiç susmadan devam edebilirdim. Üçüncü gün da artık gevezeliğime katlanamadığı için beni o sustururdu.

Ama sen onu bile sevemedin. Benim en yakın dostumu bile beğenmedin. Hem de ne için, geç kaldığı için!

Görüşmemize yarım saat geç gelmiş ve yarım saat boyunca ne mesaj atmış ne de aramıştı. Gelince de bir özür bile dilemeden muhabbete girmişti. Ona telefonumun nerede olduğunu sordum, getirmeyi unuttuğunu söyledi. Hem geç kalmış, hem de telefonumu tamircide unutmuştu.

Bu kabul edilemezdi. Zaten kabul de etmedik. Önce sen kabul etmedin, sonra da beni kabul etmemeye ikna ettin. Ona, bir daha haber vermeden geç kalırsa onunla görüşmeyeceğimizi söyledik. İkimiz, sen yakamdan düşmeyen öfkem ve ben.

Gerçi seninle görüşmek istemezdi, seni sevdiğini sanmıyorum. Bence sen onun umurunda bile değilsin. Ama o senin de benimle beraber olduğunu bilmiyordu. Doğal olarak benimle konuştuğunu sanıyordu. Bana benim geç kaldığım zamanları hatırlattı. Ve sen şaha kalktın. Böyle karşılaştırma anları senin en sevdiğin anlardır. Kontrolü eline almıştın, ağzına geleni söyledin.

Birbirimiz için yaptığımız bütün fedakârlıklar rakibe sıkılan birer kurşun olarak havada uçuşuyordu. Sanki onca iyiliği bu müsabakayı kazanmak için yapmıştık. Sen tahtına kurulmuş, arenayı izliyordun. Sonra elini kaldırdın ve hiç beklemeden mührü vurdun. Bize birkaç dakika bile izin vermedin. Bir nefes almamız, ne yaptığımızı fark etmemiz için zaman tanımadın.

Birbirimize arkadaşlık dersi vermeye başladık. Arkadaşlık böyle olmaz, şöyle olur filan... Ve sonuç: Senin arkadaşlığına ihtiyacım yok, sensiz de yapabilirim!”

Ateşle yaşamak

“Şimdi bana neye güvenebileceğimi söyle. Anlık bir olayın, bir tartışmanın elimden alamayacağı neye sahibim. Söyle bunu bana. Senden koruyabileceğim neyim var. Annemden bile nefret etmemi sağlayabilirsin.

Karım ve çocuklarımın da bir ayrıcalığı olduğunu sanmıyorum. Sen kimseye torpil geçmezsin. Peki bütün değerlerim ve sevgilerim senin yüzünden bir anda yok olacaksa ben niye yaşıyorum? İnsanlara onları sevdiğimi, benim için önemli olduklarını niye söylüyorum?

Ve sen dostum! Bir anda bütün yaşananları unutturmayı nasıl başarıyorsun? Arkadaşım benim için kaç gününü harcamıştır bilmiyorum. Ama sen yarım saat için onu silip attın. Senin için sevginin, dostluğun hiçbir anlamı yok. Güya sadece haklar önemli.

Bana bir haksızlık yapıldıysa bunun hesabını sormak zorundasın değil mi? Bunu kimsenin yanına bırakamazsın. Bir haksızlık bütün iyilikleri siler. Benim yaptığım haksızlıklar kimin umurunda! Onları fark etmeye bile gerek yok.

Böyle olmayacağını ikimiz de biliyoruz. Değerlerimiz olmak zorunda, sevgilerimiz, bağlarımız olmak zorunda. Onlar olmadan yapamayız. Onlar olmadan bir hiçiz. O yüzden bırak yakamı. Bir daha birine gönül koyduğumda beni rahat bırak.

Kızgınlığım geçene kadar ağzımı açmamalıyım. Söz içimde durduğu gibi durmuyor. Sinirlenince, hele de haksızlığa sinirlenince sarhoşum. Ayılana kadar yapacak hiçbir şey yok. Bunu adım gibi biliyorum. İnsanlığım, onurum için susmak zorunda olduğumu biliyorum. Eğer bir damlacık değerim kalsın istiyorsam susmam gerektiğine eminim. Bunu yapacağım, sen de göreceksin.

Asıl neyi bilmeni istiyorum biliyor musun? Aslında sen bensin, ben!.. Dünyayı çekilmez hale getiren, kimseyi sevmeyen, herkese yalan söyleyen benim. İkimiz de beniz ama gerçek olan ben, benim.

Ayrılırsak sen bir hiç olursun ama ben ben olmaya devam ederim. Öyleyse ya sakinleş ya da ne yapıp edip terk edeceğim seni.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Öfkemle Başbaşa
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:22:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Öfkemle Başbaşa rüya tabiri,Öfkemle Başbaşa mekke canlı, Öfkemle Başbaşa kabe canlı yayın, Öfkemle Başbaşa Üç boyutlu kuran oku Öfkemle Başbaşa kuran ı kerim, Öfkemle Başbaşa peygamber kıssaları,Öfkemle Başbaşa ilitam ders soruları, Öfkemle Başbaşa önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes