> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Kolaylaştırılmış Din Anlayışı
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kolaylaştırılmış Din Anlayışı  (Okunma Sayısı 5071 defa)
26 Ağustos 2011, 15:53:13
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Ağustos 2011, 15:53:13 »



‘Kolaylaştırılmış Din’ Anlayışı



Nisan 2008 - 112.sayı
 

Ebubekir SİFİL kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Sanki Din bizi, ne halde bulunuyorsak o halde rahatlatmak ve her halükârda tercihlerimizi onaylamak için gönderilmiş gibi, hayatımızı Din’e göre değil, Din’i hayatımıza göre ayarlamanın peşindeyiz sürekli.

Günümüzde Ümmet-i Muhammed olarak yaşadığımız en önemli problemlerden birisi, küresel hale getirilmiş Batılı hayat tarzı ve düşünme biçimi karşısında nasıl hareket edeceğimizi bilemeyişimizdir.

Bu çerçevede yapılması gereken şey, dayatmalar karşısında küresel sisteme adapte olarak müslüman kalmanın yollarını aramak mıdır? Bu soruya “evet” cevabı verdiğimizde hareket tarzımızı ve alanımızı, doğrularımızı ve yanlışlarımızı küresel sistemin belirlemesine evet demiş olacağız.

Evet, ahir zamanda yaşadığımız bu hali, bir “geçici arıza durumu” olarak tespit edip, problemlere bu anlayış doğrultusunda cevap üretmeye çalışmak bir çözüm yolu olarak görülebilir. Ancak bir yandan bu yapılırken diğer yandan da yaşadığımız arıza durumunun düzeltilmesine çalışmak, bunu “nihaî hedef” olarak daima göz önünde tutmak bu işin olmazsa olmazıdır. Aksi halde bir süre sonra hayatımızı kolaylaştıran ruhsatlar, “hafifletilmiş” hükümler, “seyreltilmiş” mükellefiyetler alışkanlık yapar, istisnalar kaide haline dönüşür. Sonunda “geçici durum” söylemli bir kalıcılık oluşur ve biz de onun keyfini sürmeye başlarız! Bu, yaşadığımız arıza durumunun meşrulaştırılması demektir ki, “fitne” kelimesi en çok böyle durumları anlatıyor olsa
gerektir.

Kolaylaştırılmış Fıkıh anlayışının bir diğer önemli tehlikesi de, kaynaklarımızı ve tarihimizi değerlendirmede yol açacağı arızalardır. Azınlık Fıkhı (Fıkhu’l-Ekalliyât) üzerine yazdığı kitapta Yusuf el-Karadâvî’nin ortaya koyduğu şu tespit bunun en çarpıcı örneklerinden birini oluşturur:

“Sahabe, kolaylaştırma anlayışı bakımından Tabiûn’dan daha ileridedir. Tabiûn da kendilerinden sonra gelenlere göre daha “kolaylıkçı”dır. Bu durum daha sonraki kuşaklarda böylece devam eder. Her sonra gelen kuşak bir öncekine göre daha “ihtiyatçı”dır. Bu tavır kuşaktan kuşağa birikerek gelmiş ve sonunda Efendimiz s.a.v.’in kaldırmak üzere gönderildiği ağır yüklere ve zincirlere benzer bir hal almıştır.” (Fıkhu’l-Ekalliyâti’l-Müslime, s. 48-49)

el-Karadâvî’nin, Efendimiz s.a.v.’in nasıl kolaylaştırma taraftarı olduğunu ortaya koymak amacıyla zikrettiği örneklerin istisnasız tümü Fıkıh kaynaklarında “ma’mûlun bih” (kendileriyle amel edilen) hükümler olarak zaten yerlerini almışken, her yeni gelen kuşağın İslâm’ı “ihtiyata riayet” adı altında zorlaştırdığını söylemenin nasıl bir dayanağı olduğu merak konusudur.

Mezheplerden Kurtulmak


Çağdaş müftüleri, mezheplerin dar çerçevesinden kurtulup daha serbest davranmaya, özellikle de Sahabe’nin alimlerinin görüşlerini esas almaya davet eden kolaylaştırma taraftarlarının bunu söylerken neyi amaçladıklarına dikkat etmek durumundayız. Burada, kendisini mezheplerin üzerinde gören bir tavır bulunduğunu tesbit etmek zor değil.

Fıkhî hükümleri yenilemek, yani “ıslah” ve “tecdid” adı altında “reform” yapmak isteyenlerin önündeki en büyük engel mezheplerdir. Yaşadığımız hayatı İslâmlaştırmaya çalışmak yerine, yaşadığımız hayata İslâm’dan onay aramak peşinde olanlar gayet iyi biliyorlar ki, insanımız mezheplere sıkı sıkıya bağlanmayı sürdürdükçe bunu yapmaları mümkün olmayacak.

Fıkhî hükümleri yenilemek adına hareket edenlerin “çağın problemlerine çözüm aramak” başlığı altında ortaya koyduğu hassasiyetlere katılmamak mümkün değil. Ama bu durum bizi, adeta bir panik havası içinde nerede ne bulursak almak gibi bir garabete de itmemeli.

Mezhepler Kur’an-ı Kerim’i ve Sünnet-i Seniyye’yi en doğru biçimde anlamanın yegane yolu olduğu için, tarih boyunca ortaya çıkmış büyük alimlerden hiçbirisi kendisini mezheplerden azade görmemiş, böyle bir tavrı aklından bile geçirmemiştir. İmam Gazzâlî, Takiyyüddîn Sübkî, İbn Dakîk el-Iyd, Kemalüddîn İbnu’l-Hümâm ve daha yüzlerce alim, içtihat yapabilecek seviyede oldukları halde “ben mezhepleri tanımıyorum” gibi bir tavır içinde asla olmamıştır. Tam aksine, bu büyük alimler uhrevî sorumluluk duygusu içinde hareket ederek mevcut yapıyı zedeleme anlamına gelecek her türlü davranıştan şiddetle uzak durmuşlardır.

Modern dönem müslümanlarının belki de en temel problemi şu: İçinde bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimiz, niçin bu şartlarda yaşamak zorunda olduğumuz, dünyanın gidişatını tayin etme, ya da en azından etkileme konumuna gelebilmek için global ölçekte neler yapmamız gerektiği… gibi meselelere kafa yormak yerine, hasbelkader yaşamakta olduğumuz durumu Din’e onaylatarak rahatlamanın yollarını arıyoruz.

Sanki Din bizi, ne halde bulunuyorsak o halde rahatlatmak ve her halükârda tercihlerimizi onaylamak için gönderilmiş gibi, hayatımızı Din’e göre değil, Din’i hayatımıza göre ayarlamanın peşindeyiz sürekli.

Teslimiyet Ruhu


Dünyanın globalleştiğini, küçük bir köy haline geldiğini, artık bu köyde kimsenin tercih kullanma hakkının bulunmadığını söyleyenler, aslında dünyaya vaziyet eden global tuğyanın dayatmalarının Din gibi algılanmasını istiyor. Müslümanlar da bu durumu, “gerçekleri görmek” adına kabulleniyor, hatta mutlaklaştırıyor ve giderek hayatını Din’e göre değil, global enformasyon merkezlerinin ürettiği kavramlara göre tanzim etmenin peşine düşüyor.

“Nahve Fıkhin Cedîd li’l-Ekalliyyât” adlı kitabında Prof. Dr. Cemalüddin Atiyye Muhammed’in ortaya koyduğu yaklaşım, bu tespitlerin canlı bir örneğini oluşturuyor. Prof. Muhammed, toplumların ve bireylerin “dinî taassup”tan kurtulması gerektiğine vurgu yapıyor!!!

Hatta iş burada da kalmıyor, gelip “dinlerin birliği” meselesine dayanıyor. Kur’an ayetleri devreye sokuluyor. Önce Ehl-i Kitap’la başlayan “kardeşliğimiz”, Sabiîler’i de içine alarak genişliyor ve en sonunda, aynı Yaratıcı tarafından var edilen muhtelif dinlere mensup “insanlık ailesi” fotoğrafı önümüze konuyor! Artık burada söylenecek söz kalmıyor tabii.

Bu anlayış açısından baktığımızda aslında gayrimüslim ülkelerde yaşayan müslüman azınlıkların gayrimüslimlerle bir arada yaşaması “arızî” değil, olduğu gibi kabul edilmesi gereken bir durum. Yahudi ve hıristiyanlarla dinî yakınlaşmanın ve “aramızdaki ortak noktalar”ı öne çıkartmanın gereğine vurgu yapan Yusuf el-Karadâvî, dinsizlik cereyanına karşı, bir dine inananlarla birlikte hareket edilmesini öneriyor. Sanki müslümanların kanını dökenler, ülkeler işgal edip sömürenler, dünyayı ve uzayı kirletenler başkalarıymış gibi!

Kolaylaştırmanın Metodu ve Amacı


Gayrimüslim ülkelerde yaşayan ve İslâm’ı sonradan kabul eden insanların durumu konusunda belli kolaylıkların gösterilmesi normal bir durum. Özellikle İslâm’a kısa bir süre önce girmiş olanların, bu yeni kimliklerini tam anlamıyla benimseyip içselleştirene kadar kimi hususlarda intibak problemi yaşamasını da tabii karşılamak gerekir.

Ancak ne bu durum, ne de oralara göçmen olarak gitmiş bulunan müslümanlar, yaşadıkları ortamı ve şartları İslâmîleştirmenin yollarını bulma hedefinden vazgeçmemelidir. Unutmayalım ki yaşadığımız topraklara İslâmiyet, yaşadığı yeri dönüştürme azmindeki büyük insanlar, gazi dervişler eliyle kök saldı.

Dikkat edilmesi gereken husus şu ki, gayrimüslim memleketlerde yaşayan müslümanların fıkhî problemlerini çözme çalışmaları, sadece onlara “kolaylık sağlama” anlayışıyla yapılırsa, bir süre sonra “olanı meşru kabul etmek” gibi bir tehlike gündeme gelecektir.

Öte yandan İslâm dininin kolaylaştırıcı bir özelliğe sahip olduğunu söyleyenlerin, bu iddiaya delil olarak ileriye sürdüğü örneklere yakından baktığımızda şunu görüyoruz: Gerçekten de bir “değişim” var; ama bu değişimin yönünün mutlak anlamda “kolaylaştırma”ya dönük olduğunu söylemek hayli zor.

Ömer b. Abdilazîz rh.a.’in Medine emiriyken baktığı davalarda tek şahit ve davalının yemin etmesiyle yetinerek hüküm verdiği halde, bilahare Şam’da tek kişinin şahitliğini yeterli görmemesi ve iki şahit istemesi “değişim”e örnek olarak gösterilir.

Bir diğer örnek İmam Ebu Hanîfe’nin, mestûr’un (zahiren adalet sahibi olarak görünmekle birlikte bu vasfı güvenilir kimseler tarafından tescil edilmemiş, ama güvenilmez olduğu da söylenmemiş kişi) şahitliğini kabul etmesi, buna mukabil, iki talebesi İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’in, şahitlik yapacak kimseler için adalet sahibi olduklarının –bir anlamda– belgelenmesini şart koşması bir diğer örnektir.

Görüldüğü gibi zaman değiştikçe ve insanların hali bozuldukça yapılması gereken, özellikle kul hukukunu ilgilendiren hususlarda ihtiyatı elden bırakmamaktır. Yukarıdaki örnekler de bunu açıkça göstermektedir.

Müslüman Kadın Yabancı Erkek


Meselenin bir diğer önemli boyutunu da, gayrimüslim ülkelerde azınlık durumunda yaşayan müslümanların gayrimüslimlerle ilişkisi oluşturuyor. Kolaylık taraftarları, gayrimüslim ülkede yaşayan ve kendisi gibi gayrimüslim bir erkekle evli bulunan bir kadının müslüman olması halinde eşinden ayrılıp ayrılmaması meselesinde ilginç bir tavır takınıyor. Onlara göre kadın, gayrimüslim kocasından ayrılmak zorunda değildir; dilerse kocasının yanında kalma hakkına sahiptir. Ancak aralarında eşler arasında cereyan eden muaşeret olmamalıdır.

Daha da önemlisi, müslüman bir kadının dilerse gayrimüslim bir erkekle evlenebileceğini, din farkının nikâh akdine engel olmadığını söylemeleridir ki, tarihte bu tarz bir hüküm veren ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kolaylaştırılmış Din Anlayışı
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:29:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kolaylaştırılmış Din Anlayışı rüya tabiri,Kolaylaştırılmış Din Anlayışı mekke canlı, Kolaylaştırılmış Din Anlayışı kabe canlı yayın, Kolaylaştırılmış Din Anlayışı Üç boyutlu kuran oku Kolaylaştırılmış Din Anlayışı kuran ı kerim, Kolaylaştırılmış Din Anlayışı peygamber kıssaları,Kolaylaştırılmış Din Anlayışı ilitam ders soruları, Kolaylaştırılmış Din Anlayışıönlisans arapça,
Logged
24 Mart 2014, 20:28:30
Gülbahar Aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 581



« Yanıtla #1 : 24 Mart 2014, 20:28:30 »

ödevimde yardımcı oldu.paylaşım içi teşekkürler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.
26 Mart 2014, 21:02:00
Kader 7/C

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.088



« Yanıtla #2 : 26 Mart 2014, 21:02:00 »

Ödeimde çok yardyıncı oldu ALLAH razı olsun sizlerden?
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Dünya güzel olsaydı,doğarken ağlamazdık...

Yaşarken temiz olsaydık,ölünce yıkanmazdık.
05 Mart 2015, 21:27:11
sultan aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 417


« Yanıtla #3 : 05 Mart 2015, 21:27:11 »

"CENNETE İÇİN NE YAPMALIYIM ?" DİYE SORAN BİRİNE "namaz kıl" DERKEN AYNI SORUYU SORAN BİR BAŞKASINA DA "anne ve babana iyilik et " demiştir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
05 Mart 2015, 22:08:46
❣ Muhammed ❣

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 3.112


« Yanıtla #4 : 05 Mart 2015, 22:08:46 »

Esselamualeyküm Ve Rahmetullah...Konu çok detaylı anlatılmış ve öz açıklanmış.Rabbim (celle celaluhu) razı olsun paylaşımdan dolayı İnşaAllah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 05 Mart 2015, 22:09:31 Gönderen: [Muhammed] »
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes