> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Kılıçarslanın Mesajı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kılıçarslanın Mesajı  (Okunma Sayısı 541 defa)
07 Eylül 2011, 20:39:39
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Eylül 2011, 20:39:39 »



Kılıçarslan’ın Mesajı


Ekim 2008 - 118.sayı


Ali DEMİRTOPUZ kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Tarih bir ırmak gibi akıp dururken, olan bitenler noktasından bakıldığında her şey değişiyormuş hissi uyandırır. Evet, değişen çok şey vardır ama toplumların ruhu öyle kolay kolay değişmez. Bazen o ruh bir şahsiyetle ete kemiğe bürünür ve onun mesajı çağları aşarak bütün bir topluma kendini hatırlatır.

On binlerce Haçlı askeri, 1096 yılının Sonbahar’ında, İzmit Körfezi’nin kuzey sahilleri boyunca Anadolu içlerine, kutsal amaçlarına doğru yol alıyordu. Bizans İmparatoru’nun kendilerine karargâh yeri olarak tahsis ettiği Yalova yakınlarındaki Kibotos’a ulaştıklarında, Anadolu Selçukluları’nın merkezi durumundaki İznik şehrinin de neredeyse yanıbaşına sokulmuş oluyorlardı. Bizans İmparatoru onlara Kibotos’ta beklemelerini ve geriden gelen büyük haçlı gruplarıyla birleşmelerini tavsiye etmişti.

Ne var ki çoğunluğu işsiz güçsüz maceracılar ile köylülerden oluşan bu ilk Haçlı grubu, kutsal amaçlarına bir an önce ulaşmadan pek rahat edeceğe benzemiyordu. Alman’ı, Fransız’ı, İtalyan’ı ile Avrupalı Katoliklerin oluşturduğu bu güruh yurtlarından çıkıp Anadolu’ya gelinceye kadar epeyce kendilerine göre kutsal cinayet işlemişlerdi bile.

Bir vahşet dalgası


İşe Avrupa’daki yahudilerden başlamışlar, Macaristan’a girdiklerinde köylere saldırmışlar ve Bizans toprakları boyunca da hiç hoşlanmadıkları; dilleri, giyimleri, tavırları, ayinleri kendilerininkilere benzemeyen Ortodoks Hıristiyanların sayısını azaltmak için gayret göstermişlerdi. Bizans İmparatoru Aleksios savaşmayı sakıncalı bulduğu bu adamları bir an önce Selçuklu bölgesine göndermenin derdindeydi. İmparator’un kızı Anna Komnena aynı zamanda bir tarihçiydi ve Haçlılarla ilgili düştüğü notlardan biri de şuydu:

“Çevrede korkunç bir katliama giriştiler; bebekleri mızraklarına geçirip yaktılar, büyüklere ise mümkün olan her yöntemle işkence yaptılar.”

Bu ifadeler biraz abartı hissi veriyorsa da işin gerçeği bu adamların kutsal amaçları uğrunda her şeyi yapabilecekleri ve yapmış olduklarıdır. Ne de olsa işkence Katolik engizisyonunun kutsal yöntemidir ve bunlar da haç uğrunda yola çıkmış Katolik kilisesinin çocuklarıdır.

Şimdi ise Selçuklularla burun buruna idiler ve hedeflerinde İznik vardı. Önce araziyi , köyleri yağmaladılar ve sonra da İznik civarındaki bir kaleyi ele geçirdiler.

Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan bu münasebetsiz ve nereden çıktığı belli olmayan kalabalığın üzerine bir kumandanını gönderdi. Haçlılar ele geçirdikleri kalede kuşatılarak susuzluğa mahkum edildiler. Daha fazla dayanamayacaklarını anladıklarında bir kısmı müslümanlığı kabul edip canlarını kurtarırken, diğerleri ya esir alındı ya da kılıçtan geçirildi.     

Gerçekten de bir rüya gibi gelip geçmişti her şey. Aniden ortaya çıkan ve hemen eriyip giden bir kalabalık… Kimdi bunlar ve amaçları neydi? Ama tehlike ortadan kalkmıştı ve şimdi yapılacak başka işler vardı.

Kılıçarslan yetişiyor

Kılıçarslan’ın hedefindeki şehir Malatya idi. Ama bu arada Avrupa’dan, üzerlerinde haç işareti olan elbiseler giyinmiş bir başka grubun daha Konstantinopolis’e doğru ilerlemekte olduğuna dair haberler Kılıçarslan’a ulaştı. Kılıçarslan, ilk grubun akıbetini göz önüne alıp fazla ciddi bir durumla karşı karşıya bulunmadığı sonucunu çıkarmış olmalı ki, hanımını, çocuklarını ve hazinesini İznik’te bırakarak Ermenilerin elindeki Malatya’yı kuşatmak için yola çıktı.

Fakat gelen haberler bu yeni ordunun bir öncekine nispetle oldukça kalabalık ve hedeflerinin de İznik olduğu yönündeydi. Kılıçarslan ordusunun bir kısmını derhal İznik’e doğru yola çıkardı ve kendisi de kuşatmayı kaldırarak aynı yönde hareket etti. Mayıs ayı sonlarında İznik önüne vardığında gördüğü manzara inanılmazdı. Mücadele etmesi gereken şey, bir ordudan ziyade pek çok ordunun bir araya gelerek oluşturduğu muazzam bir insan seliydi. Kaç kişilerdi? Kimilerine göre bir milyon. Telaffuz edilen bir sayı da altı yüz bindir ama insanın buna bile inanası gelmiyor. Kılıçarslan yine de İznik’e girmek için güney tarafından bir hücumu göze aldı ve savaş gün boyu devam etti. Haçlılar çok ağır kayıplar verdilerse de neticede sayılarının çokluğu sebebiyle Kılıçarslan’a geçit vermediler ve o da ordusunu daha fazla yıpratmamak için geri çekildi. Bir yolunu bulup şehir garnizonuna gönderdiği mektupta “Bundan böyle kendiniz için en doğru bulduğunuzu yapın..” diyordu. Artık İznik kendi başının çaresine bakmak ve Kılıçarslan ise bu devasa ordu ile nasıl mücadele etmesi gerektiğini düşünmek zorundaydı.

Bir hayalin peşinde


İznik Haçlılar’ın eline düşmedi. Şehirdekiler Bizans İmparatoru’na teslim olmanın daha akıllıca olduğunu düşünerek teslim şartlarını onunla müzakere ettiler. Bizans İmparatoru buna dünden razıydı ve taahhütlerini yerine getirerek İznik halkını Haçlıların kılıçlarından korudu. İmparator Haçlıları madden elinden geldiğince memnun ederek İznik’ten vazgeçmelerini sağladı ve Haçlılar 26 Haziran 1097’de tekrar yollara düştüler. Haçlı liderlerinden birisi karısına yazdığı mektupta “5 hafta sonra Kudüs’te olacağız.” diyordu. Tahmini tutmadı. Sağ kalanlar Kudüs’ü ancak iki yıl sonra görebileceklerdi.   

Şimdi bu muazzam kütle rotasını Eskişehir’e çevirmişti. O kadar kalabalıklardı ki düzeni sağlamak ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için orduyu ikiye böldüler. İlk grup yola çıktıktan yirmi dört saat sonra ikinci grup onları takiben yola çıkacaktı. Zırhlara bürünmüş ilk hantal kütle Eskişehir yakınlarındaki bir ovada mola verdiğinde, civar tepelerin ardında bir ordunun gizlenmiş olduğunun farkında değildi.

1 Temmuz sabahı Haçlılar güne üzerlerine yağan ok sağanağıyla başladılar. Ardından tepeler yükünü boşalttı ve Selçuklu ordusu her taraftan ovaya akmaya başladı. Haçlılar kuşatılmıştı ve sayıları her geçen dakika azalırken çember de daralıyordu. Ne var ki bu kargaşada bir haberci çıkartıp durumu süratle arkadan gelmekte olan gruba bildirebilmişler ve bu ikinci grup hızla hareket edip öğlen vakti savaş alanına ulaşmıştı. Şimdi iki ateş arasında kalan Kılıçarslan’ın ordusuydu. Durum yine geri çekilmenin akıllıca olacağını işaret ediyordu. Kılıçarslan ordusunu tekrar dağlara çekti. 

İman, zekâ ve cesaret


Savaş, tarafların galip gelebilmek için kendi ahlâk anlayışı çerçevesinde her türlü aracı kullanarak yürüttükleri bir süreçtir. Eldeki imkanların en verimli bir şekilde kullanılmasını gerektirir ve lüzumsuz kahramanlık gösterileri bu sürecin bir parçası değildir. Kahramanlık zamanı geldiğinde ortadan kaybolanlar ise bunun hesabını verirler.

Kılıçarslan elindeki araçları değerlendirdi ve sınırlı sayıdaki askerle böylesi kalabalık bir düşmana karşı nasıl mücadele etmesi gerektiği konusunda bir sonuca vardı. Haçlılar’ın nihaî hedefi Kudüs’tü ve bu muazzam kütlenin artık iyice çökmüş olan yaz sıcağı altında kuzeyden güneye katetmeleri gereken Anadolu toprakları da uzun ve zorluydu. Kılıçarslan, Haçlılar’ın yolculuğunu tam bir kâbusa dönüştürecek tedbirleri almak için harekete geçti.

Anadolu’nun müslüman halkı da durumu gayet iyi kavradı ve basit yaşantılarına bakıldığında, tahmin edilmesi mümkün olmayan muazzam bir mücadele bilinciyle kendilerine biçilen rolü mükemmelen oynadılar. Anadolu’da Haçlıların geçtiği her şehir, kasaba ve köy artık misafirperver sakinleri sayesinde seyyahların soluklandığı ve yeniden hayat bulduğu vahalar olmaktan çıkıyor, konuklarının ümitlerini tüketen hayalet beldelere dönüşüyorlardı. Bütün meskûn mahaller boşaltıldı, mümkün mertebe bütün ekinler yakıldı ve bütün su kaynakları kullanılamaz hale getirildi.

Dönülmez bir yolda

Haçlılar Eskişehir’den itibaren yola tek bir kütle halinde devam ettiler ve ulaştıkları her noktaya bir öncekine nazaran eksilmiş olarak varabildiler. Kılıçarslan fırsat buldukça yine saldırdı. Kavurucu sıcak, susuzluk, açlık, sarp dağ geçitleri, dondurucu soğuk, fırtına, yağmur ve nereden ne zaman geleceği belli olmayan saldırılar...

Haçlılar Antakya önüne geldiklerinde sayıları hayli azalmış ve bitkin durumdaydılar. Yine de her şeye rağmen kalabalık bir orduya sahiptiler. Antakya bu orduya daha fazla direnebilirdi ama Firuz isimli bir Ermeninin ihaneti Haçlılar’ın şehre girmesini sağladı. Esas hedeften sapan bir grup Urfa’yı işgal etti. Nihayetinde artakalanlar Kudüs’e varmayı ve 1099 Temmuz’unda onu zaptetmeyi başardılar.

Kutsal savaş mı yoksa talan mı?

Birinci Haçlı seferi amacına ulaşmıştı. Şimdi ise bu başarıyı sürekli kılmak için daha fazla adama ihtiyaçları vardı. Avrupa’ya giden haberler yankısını buldu ve yeni ordular haçın etrafında toplanmaya başladılar. 1101 yılında Anadolu topraklarına giren yeni Haçlı orduları amaçlarına çok yaklaştıklarını düşünüyorlardı. Ama çoğu bu topraklardan asla çıkamayacaklardı.

I. Haçlı seferinin başarıya ulaşmasının önemli sebeplerinden biri, bu seferin anlamını kavrayamayan bazı Türk beylerinin Kılıçarslan’ın çağrılarına kulak asmamasıydı. Ama şimdi bu barbar güruhun gerçek bir tehdit olduğu iyice anlaşılmış ve civar beylikler Kılıçarslan’ın çağrısını cevapsız bırakmamışlardı. Anlaşılmıştı ki bu seferlerin amacı sadece Kudüs’e değil mümkün mertebe Anadolu’nun, Suriye’nin ve Mezopotamya’nın bütün imkanlarına ve zenginliklerine el koymaktı. Antakya, Urfa ve Kudüs’ten sonra sıra diğerlerine gelecekti.

Nitekim 1101 yılında Anadolu’ya giriş yapan Haçlı ordularının ilki, yönünü birden Anadolu’nun içlerine doğru çevirdi. 2 Ağu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kılıçarslanın Mesajı
« Posted on: 29 Nisan 2024, 10:58:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kılıçarslanın Mesajı rüya tabiri,Kılıçarslanın Mesajı mekke canlı, Kılıçarslanın Mesajı kabe canlı yayın, Kılıçarslanın Mesajı Üç boyutlu kuran oku Kılıçarslanın Mesajı kuran ı kerim, Kılıçarslanın Mesajı peygamber kıssaları,Kılıçarslanın Mesajı ilitam ders soruları, Kılıçarslanın Mesajı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes