> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Kalbimizi Kemiren Kıskançlık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kalbimizi Kemiren Kıskançlık  (Okunma Sayısı 568 defa)
25 Eylül 2011, 12:22:52
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Eylül 2011, 12:22:52 »



Kalbimizi Kemiren Kıskançlık


Ekim 2007 - 106.sayı


Ahmet ALEMDAR kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Kimse cimri olduğunu, kıskanç olduğunu kabul etmez. Hasta olduğumuzu bilmemek, iyileşmemizi daha da zorlaştırır. Yapmamız gereken, kendi vicdanımıza karşı dürüst olmamız ve kıskanç olduğumuzu itiraf edebilmemizdir.

Kıskançlık, insanın kendi varlığından bile rahatsızlık duymasıdır. Kendi zâtı-nın kapasitesinden habersiz kişiler, başkalarının varlıklarına haset ederek tatmin olmaya çalışmaktadırlar. Benliğinin sınırlarını araştırmayan insan, varoluşsal boşluk yaşamaya başlar. Başkasının başarısı, mutluluğu, Allah’a karşı muhabbeti, vs... onun varlığındaki uçurumları hatırlatmakta ve böylece kişinin ıstırabı daha
da derinleşmektedir. Kendisinde olmayanı başkasına da layık görmemektir kıskançlık.

Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak, bir müslüman için imanı altı ilkesinden biri değil midir? Yaratılan herbirimizin Allah’ın takdiriyle kendimize has bir kaderi yok mudur? Bu muhteşem evren sahnesinde bilinmezliğini irade buyuran Yüce Rabbimizin ortaya koyduğu ilâhi senaryoda hepimiz farklı farklı rolleri oynamıyor muyuz?

Başkasının varlığını, güzelliğini, ilmini, mülkünü kıskanan bir insan, Müslüman olduğunu söylese bile Allah’a isyan halinde demektir. Çünkü O’nun taksimine razı olmayarak O’nun iradesine karşı gelmektedir.
Başkalarını kıskanmamız, Allah’ın bizce gizli olan hükümleri ile mülkünde gerçekleştirdiği adaletini göz ardı etmek anlamına gelmektedir. Bu tavır ise, imanın zedelenmesinden, dolayısıyla kişinin tevhidin özüne ters düşmesinden başka bir şey değildir.

Hasetten vazgeçmek için bu zararını bilmek bile insana yeterli olmalıdır. Bunun yanında haset eden kimsenin müminleri zarara uğratması halinde bundan en çok sevinecek olan şeytan ve kâfirlerle aynı işi yapmış olmak gibi, hiç de küçümsenmeyecek suç ve günahları işlemiş olacağı unutulmamalıdır.

Ayrıca dünyada olup bitenlerde, ibadetlerde, iyilik ve kötülüklerde insanın yerine getirmesi gereken sorumlulukları yok mudur? Sahip olamadıklarımız, yapamadıklarımız için niçin kendimizi değil de, kıskançlığımızla adeta Allah’ı suçlamaya kalkıyoruz?

Bir de şunu düşünelim: Kıskanan kişi kendisine bir kazanç sağlayabiliyor mu? Kıskanan kişi mi, yoksa kıskanılan kişi mi hayır ve hikmet yolunda devam ediyor?

GÜZELİ YAKAN KÖTÜLÜK

“Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden karanlığı yırtan nurun Rabbine sığınırım.” (Felâk, 5) şeklinde dua etmemizi bizlere öğreten Rabbimiz, aynı zamanda kıskançlığın ne kadar kötü bir şey olduğunu da haber vermektedir. Çünkü haset, Allah Tealâ’nın bir kimseye ihsan ettiği nimetlerin, onun elinden çıkmasını istemektir. Hasetçi bunu başarabilmek için pek çok fitne ve desiselere başvurur ve böylece başka kötülüklerin meydana gelmesine de zemin hazırlar. Bütün bu özellikleriyle kalbin saşığını ve temizliğini gideren kötü bir duygu olan haset, “ateşin odunu yakıp yok etmesi gibi insanın iyi huy ve amellerini giderir, yok eder.”  (Ebu Davud, Edeb 44; İbn Mâce, Zühd 22)

“Haset eden daima hastadır, cimri insan daima fakirdir. Haset bir dert ve hastalık olup, haset eden veya olunan helak olmadıkça çaresi bulunmaz.” diyen Hz. Ali r.a., haset eden kimsenin en büyük zararı aslında kendisine verdiğini vurgulamaktadır. Kıskanılan kişi bu durumu bilmeli ve hasetçi ile rekabete girişeceği yerde aslında ona acımalıdır. 

Haset eden kimsenin içinde sürekli bir ateş yanar. Bu ateş onu yakar, yavaş yavaş eritir. Çünkü birisine haset edildikçe Allah onun nimetini artırır. Onun nimetinin artması da hasetçinin hasedini, dolayısıyla rahatsızlık ve sıkıntısını çoğaltır. Hasetçinin göğsü daralır, uykusu kaçar.Amansız bir hastalığa düşer. Haset edilenin perişanlığı istenirken, hasetçi perişan olur. Haset edilen kimsenin
durumunda ise bir bozulma, bir kötüleşme olmaz.

Ronald Barthes ¸öyle diyerek kıskançlığın insanın kalbini kemiren özelliklerini özetlemektedir:

"Kıskançlık duyduğumda dört kez acı çektim:

1. Kıskanç olduğum için,
2. Kıskançlığım nedeniyle kendimi kınadığım için,
3. Kıskançlığımın kıskandığım insanı etkilemeyeceğini bildiğim için,
4. Bir klişeye kapıldığım için; dışlandığım, saldırgan, deli ve bayağı olduğum için acı çekiyorum."

Ebü'l-Leys Semerkandî Hazretleri’ne göre, haset etmekten daha kötü bir şey yoktur. Çünkü haset eden kimse, şu beş kötülüğün içine düşer:

1. Bitmeyen gam ve kedere tutulur.
2. Haset etmesi, onun için sevabı olmayan bir musibet olur. Onun günaha girmesine yol açar.
3. Hasedinden dolayı kınanır, ayıplanır.
4. Allah Tealâ ona gazap eder.
5. Allah Tealâ’nın yardım ve ihsan kapıları kendisine kapanır.

KISKANÇLIK NİÇİN HARAM?


Kıskançlığın haram olmasının sebebi, Allah'ın kullar arasındaki takdirine insanın razı olmaması ve dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de de ifade edildiği gibi kâfirlerin özelliklerinden birisi olarak sayılmasıdır: “Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır, size bir kötülük dokunsa, ondan ötürü sevinirler.” (Âl-i İmran, 120)

Ehl-i kitabın kalplerindeki hasetlerinin kendilerini nasıl bir yola sürüklediği de şöyle anlatılmaktadır: “Kitap sahiplerinin çoğu, gerçek kendilerine belli olduktan sonra sırf içlerindeki hasetten ötürü
sizi imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler.” (Bakara, 109) Kendilerine kitap ve ilim geldikten sonra insanların birbirlerine düşmelerinin sebebi de haset olarak ifade edilmiştir: “Onlar kendilerine
ilim geldikten sonra sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süreye kadar (azabın ertelenmesi hakkında) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hüküm verilir yani işleri bitirilirdi." (Şura, 14)

TAMAHKÂRLIK VE DİĞER KISKANÇLIK SEBEBLERİ


Hasedin ortaya çıkışının temel sebeplerinden biri tamahkârlıktır. Bu duygu özellikle cahil bir kişide meydana geliyorsa çevresine vereceği zararın oranı da çok yüksektir.

Haset duyguları yeşermesinin diğer sebeplerini şöyle açıklayabiliriz:

Hasedin en önemli sebeplerinden birisi düşmanlıktır. Kin ve düşmanlık sebebiyle ortaya çıkan haset çok kere çekişme ve kavgalara yol açar; hileli yollarla nimetin izalesine gidilir, insanın şerefi ile oynanır ve gizli işlerinin açığa çıkarılması için çaba harcanır.

Bunun yanında, bir kişinin üstünlük tasladığı bir durumda, muhatabının bu davranış karşısında gücenmesidir. Kişinin, emsallerinden, mevki, ilim veya servet sahibi olan birisinin kendisine karşı kibirlenmesi
halinde bunu hoşgörü ile karşılayamadığı için ona haset etmesidir.

Doğrudan doğruya kendi kibri yüzünden, insanın karşısındakini küçük görerek, onu sadece kendine hizmet etmesi ve bütün arzularında kendi emrinde olmasını istemesi sonucu ortaya çıkan haset türü de tehlikelidir. Müşriklerin “Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?” (Zuhruf, 31) demeleri böyle bir hasedin ifadesidir.

Beklenmedik bir zamanda ortaya çıkacak şaşkınlık ve kıskanmadan doğan hayranlık. Kur'an geçmiş ümmetlerden bahsederken, onların kendileri gibi bir insanın vahiy ve Allah'a yakınlık gibi bir mevkie ulaşmasına şaştıklarını ve bunun sonucu olarak haset ettiklerini anlatır: “Siz de bizim gibi birer insansınız.” (Yasin, 15; ayrıca bk. Mü’minun, 34, 47)

İnsan hedeşediği bir amacına ulaşamama korkusu yaşamaya başlarsa, çevresindekilerle rekabeti de artar. Arkadaşının amacına ulaşmasına yardımcı olan her nimet, diğeri için bir haset kaynağıdır.

Özellikle günümüzde karşılaştığımız kıskanma sebeplerinden biri, insanın başkalarına göre önde olma isteğinden gelen duygularıdır. Bu duygu insanda makam sevgisi olarak kendisini göstermektedir. Sürekli övülmek ve üstün gelmek isteğinde olan kimse, “işte bu adam kendi sahasında zamanın en büyüğüdür, eşi ve benzeri yoktur” denildiğinde nasıl sevinirse, başka bir kimsenin kendisine ortak gösterilmesi halinde
de kıskançlık duyar, haset eder.

Allah'ın kullarına verdiği nimetlere karşı cimrilik eden insanlar da hasetçi olurlar. Böyle bir kişide mal veya liderlik sevgisi olmamakla birlikte, kendisine Allah'ın nimetler verdiği, iyi huylarla donattığı bir kimseden söz edilirse bundan rahatsız olur, haset eder. Buna karşılık birisinin içinde bulunduğu zorluk ve çektiği sıkıntılardan söz edildiğinde de sevinç duyar. Böylesi kimseler Allah'ın
verdiği lütuşarına karşılık cimrilik gösterirler.

Haset, en çok insanın çevresindeki tanıdıkları ve akrabaları arasında ortaya çıkmaktadır. İmam-ı Gazali'ye göre, Allah bir kimseye bir nimet bağışladığı zaman diğer insanda ona karşı iki türlü duru belirir. Birincisi, o nimeti çok görerek onun elinden gitmesini istemektir. İkinci hal ise ne varlığa sevinmek ne de yok olmasını istemektir. Buna karşılık o insanda bulunan nimetin kendisinde de bulunmasını
arzu etmektir. Buna gıpta denilir. İdeal mümin gıpta etmeyi de aşabilen insandır.

REÇETE: ÖNCE HASTALIĞI KABUL


Montaigne, “Ülke değiştirmekle kıskançlık, cimrilik, korku, tutku bizi bırakmaz.” dese de, insan iradesini güçlendirir ve kararlı olursa ve Allah’tan da yardım isterse kıskançlık hastalığından kurtulabilir. Kimse cimri olduğunu, kıskanç olduğunu kabul etmez. Hasta olduğumuzu bilmemek iyileşmemizi daha da zorlaştırır. Yapmamız gereken kendi vicdanımıza karşı dürüst olmamız ve kıskanç olduğumuzu itiraf edebilmemizdir.

Hasetten kurtulmak için kıskandığımız o kişiye hediye göndermeli, onu başkalarına karşı methetmeliyiz. Abdülhakîm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kalbimizi Kemiren Kıskançlık
« Posted on: 25 Nisan 2024, 00:27:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kalbimizi Kemiren Kıskançlık rüya tabiri,Kalbimizi Kemiren Kıskançlık mekke canlı, Kalbimizi Kemiren Kıskançlık kabe canlı yayın, Kalbimizi Kemiren Kıskançlık Üç boyutlu kuran oku Kalbimizi Kemiren Kıskançlık kuran ı kerim, Kalbimizi Kemiren Kıskançlık peygamber kıssaları,Kalbimizi Kemiren Kıskançlık ilitam ders soruları, Kalbimizi Kemiren Kıskançlık önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes