> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Nasıl ve ne kadar Mutluluk?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nasıl ve ne kadar Mutluluk?  (Okunma Sayısı 2420 defa)
12 Aralık 2010, 13:56:37
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 12 Aralık 2010, 13:56:37 »



       Nasıl ve ne kadar Mutluluk?

İnsanın en büyük arzu ve hedefi daimi bir mutluluk içinde olmaktır. Herkesin mutluluk anlayışı ve insanları mutlu eden sebepler farklı olmakla beraber mutluluk; “dertsiz, tasasız, üzüntüsüz bir hayat” şeklinde tanımlanabilir. Fakat böyle bir hayata yüzde yüz ulaşmak asla mümkün değildir. Zaten insan olmak dertsiz olmaya aykırıdır. Şirazlı Sadi ne güzel söylemiş:

“Bu dünyada gamsız insan yoktur, varsa insan değildir.”

Hayvanlarda akıl olmadığı için gam da yoktur. Onlar ne geçmişin muhasebesini ne de geleceğin endişesini taşırlar. Biraz sonra bıçak altına yatacak öküz, önüne konan yemi rahat bir şekilde yer, idama götürülen insanın korku ve telaşını yaşamaz.

İnsan akıl sahibi olduğu için sorumludur. Emaneti yüklenerek yeryüzünde Allah’ın halifesi olmuştur. Kazanma-kaybetme, ümit ve korku duygusu içinde yaşar. Bu konumda olan insan dünyada mutlak anlamda mutlu olamaz. Beyhaki’nin rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim ki yaratılmayan şeyi isterse, kendini yorar ve eline bir şey geçmez. Yaratılmayan şey nedir ya Resulallah? Dediklerinde: Bir günü tamamen sevinçli geçirmek diye cevap verdi.” Bırakın bir ömrü bir günü bile dertsiz tasasız geçirmek mümkün değildir. Farz edelim ki bir kimse istediği maddi şeyleri elde edebiliyor, sağlığı yerinde, işi yolunda, istikbali garanti altında… Böyle bir kimsenin şahsi problemleri olmasa bile etrafındaki olumsuzluklardan rahatsız olmaması, başkalarının acılarından elem duymaması düşünülemez. Ancak bütün insani duygulardan sıyrıldığı takdirde hayvani bir duyarsızlık söz konusu olabilir. Hiçbir zaman ferdî mutluluk yeterli değildir. Dertleri azaltmak, sevinçleri çoğaltmak ancak paylaşmakla mümkündür. Dertler paylaşılarak azalır, sevinçler ise paylaşılarak çoğalır. Paylaşılmayan bir iyiliğin ne tadı olabilir ki?

İnsanları mutsuz kılan sebeplerin başında dünyalık elde etme hırsı gelir. Arzular sonsuz, imkânlar sınırlı olduğu için nihai anlamda arzular tatmin edilemez. Sermayesi iman ve kanaat olan gönül zenginliğinden mahrum insanlar ölçüsüz bir şekilde nefes nefese çoğaltma yarışı içinde adeta bir savaş havası yaşamaktadırlar. Bu hal gerçek anlamda bir iman atmosferinden uzak yaşayan insanların değişmeyen kaderidir. Kurân-ı Kerim bu duruma şöyle işaret etmektedir: “Kabirlere girinceye dek çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp durdu. Yoo, öyle değil ileride bileceksiniz.” (Tekasür, 1-3) Muhammed Esed çoğaltma anlamına gelen tekasürü şöyle açıklıyor: Tekasür terimi; çoğaltmak için ihtirasla çırpınma, yani taşınır veya taşınmaz, gerçek veya hayali kazançları arttırma ihtirası anlamına gelir. Yukarıdaki bağlamda bu terim insanın daha çok konfor, daha fazla maddi servet, insanlar veya tabiat üzerinde daha güçlü otorite ve kesintisiz bir teknolojik ilerleme için çırpınma saplantısını ifade eder. Bu çabaların, başka her şeyi dışlayan bir şekilde aşırı bir tutku ile sürdürülmesi, insanı her türlü ruhi kavrayıştan ve dolayısıyla tamamıyla manevi-ahlaki değerler üstüne kurulmuş herhangi bir sınırlama ve kısıtlamayı kabullenmekten alıkoyar. Neticede fert ve toplumlar iç tutarlılığını ve dengesini ve her türlü mutluluk şansını yavaş yavaş yitirir.

Aç mideleri doyurmak mümkün, aç gözleri, aç gönülleri doyurmak mümkün değildir. Hadis-i şerifte de belirtildiği gibi: “Zenginlik mal çokluğu ile değil, gönül tokluğu iledir. Kanaat bitmeyen bir hazinedir.”

Aslında ihtiyaçları çoğaltan ölçüsüz arzulardır. Zevklerin faturası ağır olmakta, geçici zevkler devamlı sıkıntılar doğurmaktadır. Sahip olduklarına sevinmeyip, sahip olmadıklarına üzülen insanlar ahmaktır. İnsan isterse pek çok mutluluk sebebini, şükredecek çok şeye sahip olduğunu fark edebilir. Bize en güzel mutluluk reçeteleri sunan Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuşlardır: “Sizden her kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcutsa sanki dünyalar onun olmuştur.” (Tirmizi, Zühd, 34) Yine Hz. Peygamberin (sav) belirttiği gibi, ikamet edeceği bir eve, avretini örteceği bir elbiseye, katıksız bir ekmek ve suya sahip olan insanın şikâyet etmeye hakkı yoktur. Çünkü yetecekle yetinmeyene hiçbir şey yetmez. Nefis cehennem tabiatlıdır. Ateşe ne kadar odun atılsa daha fazlasını ister. İhtiras ateşi ancak iman, kanaat ve tevekkül suyuyla söndürülebilir. Geridekilerden önde olduğuna şükretmeyip öndekilerin gerisinde olduğuna üzülen insan hiçbir zaman mutlu olamaz.

Hz. Peygamber (sav) mutlu olmanın formülünü şöyle belirtmiştir. Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca bir de kendisinden aşağıda olana baksın. Böyle yapmak; Allah’ın, üzerindeki nimetini küçük görmemenizi sağlar.” (Buhari, Rikâk, 30; Müslim, Zühd, 8) Rivayete göre Avn b. Abdillah şöyle dedi: “Ben zenginlerle düşüp kalkıyordum, o zaman benden daha heveslisi yoktu. Gördüğüm her bineği benimkinden daha üstün baktığım her elbiseyi de benimkinden daha kıymetli görürdüm. Ne zaman ki bu hadisi işittim, fakirlerle düşüp kalkmaya başladım ve rahata erdim.”

İnsan nimet hususunda kendisinden geride olanlara bakarsa şükreder ve şikâyetten utanır, beterin de beteri var diyerek teselli olur. İbadet hususunda kendinden ileri olanlara bakar, imrenir, kendi kusurlarını giderip öndekilere yetişmeye çalışır. Hayırda yarışmak hayırların artmasına vesile olur. Yarışmaya değer olanlar güzelliklerdir. Kötülüklerden uzaklaşma, iyiliklere kavuşma yarışı en güzel yarıştır.

Zenginlik içinde fakir gibi yaşayabilen insan mutludur. Filozof Seneca, Lucillius’a yazdığı mektupların birinde şöyle diyor: “Filozof: Neşeli fakirlik iyi bir şeydir demiş. Neşeli ise o fakirlik fakirlik olmaz ki zaten. Çünkü çok az şeyi olan değil, hep daha çoğunu isteyen fakirdir aslında. İnsan başkasının malına göz dikerse elindekini değil, elde edeceklerini hesap eder durursa, hazinesinde, ambarında yığın yığın malı olmuş, ürünleri, yığın yığın parası olmuş neye yarar? Zenginliğin sınırı nedir diye mi soruyorsun? Önce gerekli olana sonra yeteri kadarına sahip olmaktır.” Seneca bir başka mektubunda da şunları söylüyor: gıda açlığı yatıştırsın, içecekler susuzluğu gidersin, elbise soğuğu geçirmesin, evler kötü havalara karşı bir sığınak olsun diyedir. Bir ev kerpiçten mi yapılmıştır yoksa yaban soylu alaca mermerden mi? Önemli değildir aslında. Bilesin ki üstünü saman da örtebilir pekâlâ, altın yaldızlı tavan da. Hayran olunacak tek şey ruhtur. Zenginlikleri önemseyen kişi, zenginlik uğruna hep kuşku içindedir. Huzuru kaçıran bir maldan kimse yararlanamaz, bunlara hep bir şeyler katmaya çalışır durur. Zenginliği arttırmayı düşüneyim derken onu kullanmak aklına gelmez. Bir efendiyken bir kâhya olur çıkar.

Hakim b. Hizam diyor ki;

“Resulullah’tan mal istedim verdi. Tekrar istedim yine verdi, üçüncü defasında da verdi ve şöyle buyurdu: “Ey Hakim! Bu mal hoş ve tatlıdır: kim ki bir malı tamahsız olarak elde ederse bu mal onun için bereketli olur. Kim de hırsla elde ederse bereketini görmez. Yedikçe acıkan kimsenin haline döner.”

Buhari ve Müslim’de rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kimin hedefi ahiret mutluluğu olursa Allah zenginliği onun kalbine yerleştirir, iki yakasını bir araya getirir, dünyalık da ister istemez ona gelir. Kimin hedefi dünyalık elde etmek olursa Allah fakirliği onun iki kaşı arasına yerleştirir, iki yakasını bir araya getirmez, dünyalıktan da ancak nasibi kadarını elde eder.” Yine bir başka hadis-i şeriflerinde Hz. Peygamber (sav): “Haramlardan sakın ki insanların en abidi olasın. Allah’ın taksimine razı ol ki insanların en zengini olasın.” buyurmuştur.

Buraya kadar söyleyip aktardıklarımız mutlak mutluluğa ulaşmakla ilgili olmayıp bu dünyada ne kadar mutlu olunabilecekse o kadarına erişmekle ilgilidir. Başta da belirttiğimiz gibi dertsiz, tasasız, problemsiz bir dünya düşünülemez. Dünya bir imtihan sahası olduğuna göre her türlü nimet ve külfetle sınanacağımız muhakkaktır. “Biz sizi denemek için hem kötülük, hem de iyilikle imtihan ederiz.” (Enbiya, 35)

Üzüntü ve korkunun söz konusu olmadığı yegane yer cennettir. Şayet dünya problemsiz olsaydı cennetin anlamı olmaz, cazibesi de kalmazdı. Biz elbette iki cihanda da güzellikler dileriz fakat gerçek hayatın ebedi hayat olduğunda hiç şüphe yoktur. Dünyanın fani olması bile ebedi mutluluğa terstir. Ebedi mutluluk ancak ebedi âlemde gerçekleşir. Bu dünyanın zevkleri tadımlıktır. Dünyanın fani lezzetleri de öteki âlemin ebedi zevkleri için bir numunedir. Bu numuneler de gerçeği tam olarak yansıtamazlar. Hadis-i şerifte de belirtildiği gibi; cennet hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir aklın kavrayamadığı kadar güzeldir. Bu âlemin ölçüleriyle öte âlemi tam olarak kavramak mümkün değildir.

Hedefi Allah’ın rızasını kazanmak olan bir hayat her türlü sıkıntılara rağmen huzur ve mutluluk kaynağıdır. Zira böyle bir hayatta kaybetmek yoktur. Efendimiz (sav) bunu ne güzel belirtmiş: “Müminin hali ne kadar da hayret vericidir. Zira her işi onun için hayırdır. Bu hal sadece mümine hastır. Sevindirici bir şeyle karşılaşırsa şükreder, kazanır. Üzücü bir şeyle karşılaşırsa sabreder yine kazanır.” (Müslim, Zühd, 61) Asıl kazanç da bu olsa gerek, zira ebedi mutluluğun yolu da buradan geçmektedir.

Alıntıdır
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nasıl ve ne kadar Mutluluk?
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:20:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nasıl ve ne kadar Mutluluk? rüya tabiri,Nasıl ve ne kadar Mutluluk? mekke canlı, Nasıl ve ne kadar Mutluluk? kabe canlı yayın, Nasıl ve ne kadar Mutluluk? Üç boyutlu kuran oku Nasıl ve ne kadar Mutluluk? kuran ı kerim, Nasıl ve ne kadar Mutluluk? peygamber kıssaları,Nasıl ve ne kadar Mutluluk? ilitam ders soruları, Nasıl ve ne kadar Mutluluk?önlisans arapça,
Logged
23 Nisan 2016, 09:07:45
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 23 Nisan 2016, 09:07:45 »

Esselamu aleykum;
İnsan gerçekten sıhhatli olduğuna ve yiyecek bir yemeği olduğuna şükretse zaten mutlu olacaktır...İnsan,kendinden büyük isteklerii Allah'tan istediği için mutsuzdur,elindekiyle bir türlü yetinmeyi bilmez....Rabbim sabırlı kullarından etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Eylül 2019, 06:28:52
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 22 Eylül 2019, 06:28:52 »

Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herzaman rızasına uygun şekilde yaşıyan ve rızasına erişenlerden eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Eylül 2019, 15:59:27
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 23 Eylül 2019, 15:59:27 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri hak yolda mutluluk arayanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes