> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri  (Okunma Sayısı 612 defa)
11 Temmuz 2011, 21:03:31
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 11 Temmuz 2011, 21:03:31 »



Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri



Ekim 2010 - 142.sayı


Ahmet ALEMDAR kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Çeşitli ışık kaynakları, bir merkez etrafında çevrimsel olarak kâinata hayat sunmaktadırlar. Varoluş sahnesinde yer alan her şey, bu kaynaklardan ulaşan ışınlar tarafından kuşatılmıştır.

Kâinatın kendisi ile içinde barındırdıkları arasındaki varoluş ilişkisini sağlayan unsurlardan biri ışık hüzmeleridir. Işığın kuvveti, farklı dereceleri içerir. Bazen kişi veya nesneler ışık yağmuruna tutulurlar ve ışık bir dönüşüme uğrar. Yani akkor haline gelinceye kadar ısıtılan cismin kendisi, aydınlık ve nur kaynağı olarak etrafına şavkır.

Bu durum dış ve iç öğeler olmak üzere iki yönlüdür. Varlığının iç derinliklerini keşfedebilmiş kişilerin hissettikleri ruhî/manevi duyarlılıklarını bir eser şeklinde somut hale getirmeleri, en verimli ve en kalıcı dışavurumlardan biridir. Bir başka ifadeyle, nurun yansımalarını kâğıda dökebilen bir insanda dış’tan iç’e gelen şualar, tekrar iç’ten dış’a kelimeler şeklinde müşahhas hale gelmektedir.

Dünya sahnesinde insan

İnsanın yazgısı, sürekli kendi içine dönük bir şekilde ilerlemektedir. Aslında insan, “hiç” olanla “hep” olan arasında gidip gelmektedir. Bazen de bu gidiş ve gelişlerden oluşan uzun yolda kısa veya uzun süreli molalar vermekteyiz.
Aslında hayatın sürekliliği içerisinde dinlenme var mıdır? Zamanın akışkanlığı ile mekânın değişkenliği arasında yer alan insanın, sürekliliğin bir sonucu olarak iyi ve kötüyü birlikte değerlendirme melekesini kazanması, kemâle erme anlamında zirveye aday olduğunun bir belirtisidir.

Uzun yola düşmüş olanların uzun hikâyeleri vardır. Dünya sahnesindeki her varlık, dünyaları, hülyaları farklı olsa da, ayrı sokaklarda farklı çeşmelerden su içseler de, gerçekte aynı çember içerisinde dönmektedirler. İnsanın büyük alem oluşundaki sırlar, bu anlamda değer kazanmaktadırlar.

İnsan-kâinat birlikteliğinin tecrübe edilmesi, derin bir duyarlılığa dayanan aşkın bir bilinç seviyesiyle gerçekleşmektedir. Bu bilincin kazanılması ise, kendimizin ve çevremizdeki tabiatın farkına varılması, dağın ve denizin anlamlarının idrak edilmesi ile mümkündür. Dolayısıyla, dağın esintileri ile ciğerlerimizi doldurabilmeli ve denizin sularını içebilmeliyiz.

Hayatın tam ortasını bulmak

Her ideal insanın umudu, güneş ile karşılaşmaktır. Güneş, ışık ve enerji kaynağı olarak yoğunluğu ile insanı tedirgin etse de, hatta ışınları gözlerimizi kamaştırsa da, ulaşmak istediğimiz hedefimiz odur. Çünkü güneş bizler için hayat kaynağıdır. Güneşle selamlaşmak, insan için en mutlu an değil midir? Ancak bu seviyeye ulaşabilmek, rüzgârda koşmayı ve bulutların altından ıslanarak geçmeyi gerektirir. Bunları göze alabilen ve güneşin peyki olmayı arzu eden insan, aynı zamanda kendi köşesinde umutla onu beklemesini de bilmelidir. Bir köşesi olan ve burada uzlete çekilebilen kişi, bu yalnızlığı ile güzeldir. Söz konusu güzellik, yüce ideallerle donanmış ve hedefe kilitlenmiş olmaktan doğmaktadır.

İnsan, hayatın tam ortasında... Aynen kalbin konumu gibi! İnsan ruhu ve kalbi ile vardır, bunlarla bir anlam kazanır. Mücerret olan bu kavramlar yine mücerret/ruhanî pencerelerle varlık değeri kazanırlar. Kalp, insan için penceresiz bir evdir; kâinata ve ilâhî olana açılan pencereler ise onun duvarlarında değil, özündedir.

Bu noktayı, İsmail Hakkı Bursevî hazretlerinin Kâbe ve İnsan isimli eserinde işaret ettiği gibi, Kâbe-i Şerif’in sembolik anlamıyla da bağdaştırmamız mümkündür. Kâbe de penceresiz bir evdir; ama aynı zamanda, özü ve varlığı ile bir nur merkezidir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:24:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri rüya tabiri,Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri mekke canlı, Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri kabe canlı yayın, Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri Üç boyutlu kuran oku Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri kuran ı kerim, Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri peygamber kıssaları,Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri ilitam ders soruları, Gönlümüze Akan Işık Hüzmeleri önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes