> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Ayrıcalıklı Olan Kim?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ayrıcalıklı Olan Kim?  (Okunma Sayısı 442 defa)
23 Ağustos 2011, 13:43:53
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 23 Ağustos 2011, 13:43:53 »



Ayrıcalıklı Olan Kim?


Ocak 2009 - 121.sayı

Mehmet IŞIK kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Sahabe-i Kiram, hem de Bedir gününün serdengeçtileri canlarını feda ettikleri savaşın hemen ardından büyük bir imtihana tabi tutuluyorlar. Yüce Mevlâ imanlarını ve itaatlerini gözden geçirmelerini istiyor. Onlar imtihana tabi tutuluyorsa, başka kim tutulmaz ki?

Etkinliği ve gücü artanın sorumluluğu da artar. Sorumluluğu artanın da imtihanları artar. Hele bu sorumluluk manevi yönü de olan bir sorumluluksa…

İsmi “Ganimetler” anlamına gelen sureyi bilirsiniz mutlaka. “Sana ganimetlerden soruyorlar..” diye başlayan Enfâl suresini…

Enfâl suresi Bedir savaşı esnasında nazil oldu. Hicretten bir buçuk yıl sonra.

Gerçekle yalanın ayrıldığı gün


Bedir deyip geçilmez. Bir dönüm noktasıdır o. Yüce Mevlâ’nın “Furkan Günü” diye özel olarak isimlendirdiği Bedir. Yani ayrışma günü. Hak ile bâtılın, doğru ile eğrinin ayrıştığı gün… Hakkı ve bâtılı temsil eden iki topluluğun karşı karşıya geldiği gündür Bedir.

Bin civarında müşrik ordusuna karşı bir buçuk yıldır Medine-i Münevvere’ye yerleşmiş olan Muhacirlerden yaklaşık doksan, Ensârdan yaklaşık iki yüz otuz sahabinin katılmış olduğu, İslâm için var oluş ya da yok oluş anlamına gelen büyük bir mücadelenin adıdır Bedir.

Muhacirler... Dünyalık neleri varsa hepsini terk edip canları pahasına Medine-i Münevvere’ye göç eden dünyanın en fedakâr insanları. Ve Ensâr... Evlerini, mallarını, kalplerini Allah için muhacir kardeşlerinin hizmetine açmış, imanları uğruna bütün dünyaya meydan okuyan dünyanın en vefakâr insanları…

Bedir’e giderken onların her biri orada düşüp kalmayı, şehit olmayı ulaşılabilecek en yüce mertebe olarak özlüyor, adımlarını öyle atıyorlardı.

Nihayet savaş meydanında karşı karşıya geldiler. Büyük mücadele yaşandı. Yüce Mevlâ melekleri yardıma gönderdi. Öğle civarında inkârcılar bozguna uğrayıp kaçmaya başladı.

Savaş bitti. Sahabe-i Kiram’dan on dördü şehit düştü. Müşriklerin kaybı ise yetmiş kadardı. Bir kısmı da esir alınmıştı. Bir de onlardan arda kalan ganimetler vardı.

Savaş bitti ama


Hiç akıl kabul eder mi? Canını feda eden bir insanın, birkaç kuruşluk dünya malına iltifat edeceğini insan düşünebilir mi.

Ama şu bir gerçek: Belki ümmete ibret için, Yüce Mevlâ’nın bir hikmetinin gün yüzüne çıkması için Bedir kahramanları ganimetler konusunda bir sarsıntı yaşadı. Aralarında ihtilafa düştüler. Onlar Allah yolunda canlarını tereddütsüz feda etmiş insanlardı. Bunu savaş meydanında ispat da ettiler. Ama savaştan sonra ganimetleri paylaşma konusunda gel-gitler yaşadılar.

Yeryüzünün en hayırlı insanları olan Bedir ashabı, canlarını feda ettikleri bir savaşın sonrasında hatta kanları kurumadan ciddi bir imtihana tabi tutuluyor. Şöyle ki:

Savaş esnasında büyük yararlılık gösterenler, kendilerine zayıf müslümanlardan fazla hisse verileceğini düşünüyorlar. Hz. Peygamber s.a.v., ganimetlerin eşit olarak bölüştürülmesini emredince aralarından Sa’d b. Ebi Vakkas r.a. şöyle söylüyor:

– Ya Rasulallah! Zayıfların koruyucuları olan süvarilere, zayıflar kadar mı hisse vereceksiniz?

Efendimiz s.a.v. ona şöyle cevap veriyor:

– Hay anan ağlasın senin! Sizler, yardıma ve rızıklara zayıflarınızın hatırına ulaştığınızı bilmiyor musunuz? (Buharî, Ahmed b. Hanbel)

Ubade b. Samit r.a. bu hadiseyle ilgili şunları söyler:

“Biz Bedir’de ganimetler konusunda anlaşmazlığa düştüğümüzde kötü huylarımız açığa çıktı da Allah ganimetleri bizim elimizden aldı ve Rasulullah’a verdi. Rasulullah da onları müslümanlar arasında eşit olarak bölüştürdü.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned)

İtaatiniz kimliğinizdir


Enfâl suresi bu esnada Rasulullah s.a.v. Efendimize vahy edildi. Yüce Mevlâ şöyle buyurdu:

“Sana ganimetlerden soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Rasulünündür.

Allah’a karşı takva sahibi olunuz, yani hassasiyetiniz bütün eylemlerinizde ortaya çıksın da aranızdaki durumu düzeltin.

Eğer iman eden kişiler iseniz Allah’a ve Rasulüne itaat edin.

Şüphesiz ki iman eden kişiler ancak şu özelliklere sahip olan kişilerdir:

• Allah anıldığında kalpleri ürperen,

• Allah’ın ayetleri onlara okunduğunda imanları artan,

• Sadece Rablerine dayanıp güvenen (tevekkül eden),

• Namazı ikame eden (namazı hayatın merkezine yerleştiren) ve;

• Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak edenlerdir.

İşte hakiki mümin kişiler bunlardır.

Onlar için Rableri katında dereceler, bağışlanma ve üstün rızık vardır.” (Enfâl, 1-4)

Yüce Mevlâ, iman edenlerden kendisine ve Rasulüne itaat istiyor.

Allah ve Rasulüne itaat eden müminlerin, itaatlerinin yanında yukarıdaki beş özelliğe sahip olmaları gerektiğini ifade buyuruyor. Bir mümin, Peygamber s.a.v. Efendimiz’in dizinin dibinde bulunsa bile, Bedir harbinde canını feda ettiğini ispat etse bile hayatta bulunduğu sürece yukarıdaki özelliklerle imtihan edileceğini, Yüce Rabbimiz çok açık bir şekilde bildiriyor.

Şuna özellikle dikkat etmemiz gerekiyor: Bu ayetlerde Yüce Mevlâ’nın “Eğer iman eden kişiler iseniz Allah’a ve Rasulüne itaat edin.” şeklinde hitap buyurduğu kişiler, Bedir ashabıdır. İman ettikleri, hatta imanları uğruna dünyalık namına ne varsa terk ettikleri için, bunun da ötesinde imanları uğruna ölmek için Bedir’de bulunmaktadırlar. Onlara bile böyle hitap ediliyor.

Demek ki iman etmek, mümin kişi olmak, öyle sadece ‘iman ettim’ demekle tamamlanmıyor.

Biz nerede duruyoruz?


Bugün Rasul-i Ekrem s.a.v. hayatta değil. Sahabe-i Kiram da ahirette. Ama İslâm kıyamete kadar devam edecek. Kur’an-ı Kerim’in hükümleri hepimize hitap ediyor.

Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in tebliğ vazifesi devam ediyor. Ümmetin ilim ve fazilet sahibi takva imamları O’nun görevini devam ettiriyor. Onların etrafında müminler, sahabe misali Allah yolunda hizmet ediyorlar.

Bu çerçevede Yüce Mevlâ, nice kardeşlerimizi tebliğ ve irşad yolunda nice hizmetlere muvaffak kılıyor. Bakıyorsunuz bir kardeşimiz onlarca, yüzlerce, hatta belki binlerce insanın hayrına vesile kılınıyor. Bir derneğin, bir vakfın, bir şirketin ya da etkili resmi veya sivil bir kurumun sorumluları arasında görevlendiriliyor. Bir taraftan Allah katında büyük mükâfatlara nail olabileceği bir kapı açılırken, diğer taraftan nimetin büyüklüğü ve etkinliği nispetinde bir imtihan da bekliyor kendisini.

İnsan bazen şöyle düşünebiliyor: Allah rızası için bu işi yapıyorsun, şu kadar fedakârlıkta bulunuyorsun, zamanını harcıyorsun, paranı harcıyorsun, çoluk çocuğunu ihmal ediyorsun, hatta canını feda ediyorsun, daha ne olsun?

Bugün bu tür düşüncelerle sorumluluk mevkiinde bulunanlar gevşekliğe düşebilir. Hayırlı bir insanın yanında bulunmakla, onun yanında Allah rızası için fedakârlıklar yapmakla Yüce Mevlâ’nın imtihanından kurtulabileceğini düşünebilir.

Oysa böyle bir şey asla olmaz. Nimeti fazlalaşan kişinin imtihanı da fazla olur. İşte Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in yanında bulunan Sahabe-i Kiram, hem de Bedir gününün serdengeçtileri canlarını feda ettikleri savaşın hemen ardından büyük bir imtihana tabi tutuluyorlar. Yüce Mevlâ imanlarını ve itaatlerini gözden geçirmelerini istiyor. Onlar imtihana tabi tutuluyorsa, başka kim tutulmaz ki?

İmtihanı Yüce Mevlâ yapar. Nasıl yapacağına, neyle yapacağına da O karar verir. Bir bakarsın küçük bir dünyalık menfaat ile, bir bakarsın ilimle imtihan eder. Bir bakarsın kâmil bir insanın en yakınına koymakla imtihan eder ya da ondan uzakta tutmakla. Bir dem gelir iltifatlar yağdırarak imtihan eder, bir dem gelir yüz çevrilen bir insan haline getirerek. Bir bakarsın emek verdiğin, dost bildiğin insanla imtihan eder, bir bakarsın uzak durduğun, hiç ilgilenmediğin insanla. Bir bakarsın yaptığın hayırla, fedakârlıkla ya da ibadetle imtihan eder, bir bakarsın düştüğün bir günahla, yanlışınla.

Ne olursa olsun, her durumda kendisine iman ve itaat ister. Kulunun sadece kendisine yönelmesine razı olur. Hareket tarzı olarak da sadece Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in yoluna uyulmasını emreder.

O halde gevşememek için çok dikkatli olmak, sürekli korku ile ümit arasında bulunmak lazım.

İmanımızı ve itaatimizi gözden geçirmeliyiz. Yüce Mevlâ’nın bildirmiş olduğu mümin kişi olma özelliklerini taşıyıp taşımadığımızı sürekli şöyle sorgulamalıyız:

• Allah anıldığında kalpleri ürperenlerden miyim? Yüce Mevlâ ile münasebetim nasıl?

• Allah’ın ayetleri okunduğunda imanları artanlardan mıyım?

• Sadece Rablerine dayanıp güvenenlerden miyim?

• Namazı günlük hayatın merkezine yerleştirenlerden miyim? Hayatını, namazın etrafında örgüleyenlerden miyim?

• Kendilerine verilen rızıklardan infak edenlerden miyim?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ayrıcalıklı Olan Kim?
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:01:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ayrıcalıklı Olan Kim? rüya tabiri,Ayrıcalıklı Olan Kim? mekke canlı, Ayrıcalıklı Olan Kim? kabe canlı yayın, Ayrıcalıklı Olan Kim? Üç boyutlu kuran oku Ayrıcalıklı Olan Kim? kuran ı kerim, Ayrıcalıklı Olan Kim? peygamber kıssaları,Ayrıcalıklı Olan Kim? ilitam ders soruları, Ayrıcalıklı Olan Kim? önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes