> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Çocuğun Hayal Dünyası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuğun Hayal Dünyası  (Okunma Sayısı 980 defa)
28 Ağustos 2011, 11:35:51
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Ağustos 2011, 11:35:51 »



Çocuğun Hayal Dünyası


Temmuz 2008 - 115.sayı


Ayşe İZCİ kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Çocuklar için hayal dünyası genelde gerçek hayattan daha önemlidir. Önemlidir, çünkü bu hayallerin hem psikolojik, hem sosyal işlevi vardır. Öyle ki, çocuklar hayal güçleri sayesinde özgüvenlerini tesis ederler, zamanlarını hoş geçirirler, yalnızlıklarını giderirler.

Hayal kurmak, insanın önemli ruhsal süreçlerinden biridir. Zekâ düzeyi ile yakın bağlantılı olan bu kavram, ağırlıklı olarak duygusal zekâ boyutunun bir göstergesi olarak kabul edilir. Hayal kurmaya temel teşkil eden “hayal gücü” insanda doğuştan mevcuttur. Fakat varlığını hissettirebilmesi, potansiyelini sergileyebilmesi için uygun koşullar gerekir.

Burada ele aldığımız hayal kavramı, bireyin ileriye dönük, makul sınırlardaki plan ve projeleri değildir. Örneğin, bir işletme sahibinin işyerini genişletmesi, kazancını arttırması bir hayal olarak adlandırılsa da bu daha çok plan veya
tasarıdır.

Çocukluğun zengin hayal dünyası ile yetişkinliğin hayalperestliğini aynı ele almamak gerekir. Hayale ilişkin bazı deyimler günlük konuşma dilimizde sıkça yer alır. Boş hayaller peşinde koşmak, hayalleri yıkılmak, geleceğe ilişkin hiçbir hayali kalmamak, hayallerindeki eve kavuşmak gibi. Şair demiş ki “İnsan yaşarsa şu alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”

Yetişkin insanların hayalleri daha çok bir maksada ve menfaate dönüktür. Bir modacı hayalindeki tasarımları uygulamaya geçirip daha önce rastlanılmamış tarzda sunum yaptığında ilgi çeker, alkış toplar, kişisel doyumu artar vs... Bir hayal türü de vardır ki sağlıksız kişiliğe işaret eder. Kendisini takip eden gizli düşmanları olduğu, vahiy geldiği gibi sanrılar bu tür hastalıklı kişiliklere ait semptomlar sayılır.

Hayal Gücünü Tanımlarken

Hasta kabul edilmeyen ama başarısızlıklarla zedelenmiş kimliğini telafi etmek maksadıyla bol abartılı beklentiler içerisinde bulunan kişiler de vardır. Bir gün mutlaka piyango zengini olup eline geçecek parayı ne şekilde değerlendirip nasıl harcayacağı, servet sahibi olunca şimdi onu adam yerine koymayanların o zaman nasıl etrafında fır döneceği hayalleriyle günler geceler tüketen bu kimselere sadece “hayalperest” deriz. Bu tiplerden de pek hoşlanılmaz.

Her şey bir hayal ile başlar, demişler. İşte burası son derece önemlidir ve hayalin kıymeti de buradadır. Çünkü hayaller somut veya soyut orijinal ürün veya eserlerin ham maddesini oluşturur. Mevcut ve görünür olanı yansıtmaları gerekmez. Bugünün birçok teknoloji nimetinin temelinde çocukça hayaller, çocukluk düşleri vardır.

Uçağı icat eden mucidin hayat hikâyesini anlatan bir film izlemiştim. Çocukluğu tabiatla iç içe bir malikanede geçiyordu. O etrafındakilerin ilgisine, yönlendirmelerine pek aldırış etmiyor, sürekli kuşlara imreniyor, onlar gibi uçabilmeyi hayal ediyordu. Şüphesiz kendinin bir kuş olmadığını biliyor, sadece kuşların nasıl uçabildiğine çocuk aklını erdirmeye çalışıyordu. Ona mutluluk veren tek şey kuşların nasıl uçuşa geçtiklerini gözlemlemek, heyecanlandıran tek şey de bir gün kuş gibi uçabileceğine dair kurmuş olduğu hayalleriydi.

Annesi ona istediği malzemeleri temin etmede ve istediği şekilleri vermede destek veriyordu. Ama yine de çocuğunun bu gerçekleşmesi imkansız hayallerine şüphe ile bakıyordu. Sırf mutlu olsun diye oğlunun tarifleri üzere ona bezden kanatlar dikti, uçuş denemeleri başarısız oldu. Sonra çocuk kuş tüyleri, kanat telleri topladı. Annesine bu malzemelerden tekrar kanat diktirdi. Küçük kazalar atlattı, nihayetinde kanadı koparılmış kuşların uçamayışından hareket ederek, yaşı ilerledikçe kuş tüylerinin anatomisini incelemeye koyuldu. Her gece uyumadan önce annesine uzun uzun uçuş hayallerini ve edindiği bilgileri aktarıyor, annesi ise inanmış görünüyor ve sabırla dinliyordu. Sonra, hayli emek ve tecrübeden sonra gerçekten de genç yaşta hayallerini gerçeğe dönüştürdü.

Bugün artık insanlar Alaaddin’in sihirli halısı ile uçmuyor, uçağa biniyorlar. Belki bizim vademiz yetmez ama kim bilir bir gün herkes küçük bir halıyla uçabilir, ne dersiniz! Bu hayalin sponsorluğunu üstlenecek bir hayalperest(!) içimizden çıkar mı acaba?

Küçük yaştaki çocuklar bazen hayal ile gerçeği ayırt edemezler. Hayalleri onlar için en az gerçekler kadar, hatta gerçekten daha önemlidir ve ruhsal işlevselliğe sahiptir. Psiko-sosyal ihtiyaçlarını doyurmada, özgüvenlerini oluşturmada, ruhsal zedelenmeleri onarmada, zamanını hoş geçirmede, yalnızlığını gidermede, etrafındakilere varlığını kanıtlamada hayaller vazgeçilmezdir.

Ancak, çocukların kendi kendine veya arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği her etkinliği yüksek hayal gücü ürünü olarak düşünmek yersiz olur. Yetişkinlerin mesleklerini ve rollerini taklit ederek bir takım oyunlar oynamak tam manasıyla hayal ürünü sayılmaz. Bunlar, yetişkin hayata yönelik küçük yaşam provaları olarak düşünülmelidir. Hayal gücünden kaynaklanan her ne ise bu bir taklit olamaz ve de orijinal olması gerekir.

Zorunlu olarak yalnızlaşmış veya arkadaş ilişkilerinde başarısız olan, sağlıklı ilişkiler geliştiremeyen bir çocuğun kendine başarılı senaryolarda rol vermesi gerçek bir hayal ürünü değil, daha çok bir telafi etme mekanizmasıdır. Burada kuvvetli bir hayal gücünden söz edemeyiz.

Mevcut oyuncaklar ile gittim geldim, aldım, yendim, kazandım gibi eylem ve temaları alışılagelmiş kalıplar içinde canlandırmak (buna dramatize etmek diyorlar), aynı anda iki üç rolü birden üstlenmek de hayal gücünün göstergeleri değildir. Bir kere her çocuğa drama yaptırılabilir ama büyük hayal gücü ender çocuklarda görülür. Sanatçı ruhu doğurur ve bilimsel merak uyandırır. Şaheserler böylelikle ortaya çıkar.

Aile Masalsız Olursa


Şu örnekteki çocuğa bir bakalım: Mert 5 yaşında. Orta yaşa gelmiş annenin çok özenle ve evhamla üzerine titrediği tek çocuğu. Öyle ki bu yaşa kadar sadece annesi tarafından beslenmiş, pirinç tanesi genzine kaçar da boğulabilir ihtimaline karşı tüm çorbaları dahi öğütücüden geçirilerek içirilmiş. Fizik ve zihin gelişimi 6-7 yaşında gibi görünüyor. Babasının önceki evliliğinden de çocukları olduğu için o sadece annesinin bir tanesidir.

Lakin karıkocanın yoğun tempolu iş hayatı Mert’in çocukluğunu yaşamasına uygun bir zemin hazırlayamamış. Eve çok yorgun geliyorlar, ikisi de zaten biraz yaşlanmışlar. Gönül almalık kısa anların dışında çocuğu başları götürmüyor. Çocuk, çocuk ama hayalleri çocuk değil. Büyükler ona şaşırıyor. Belki diğer çocuklarla iç içe olmak ona hitap eder ve mutlu olur düşüncesiyle “iyi bir kreşe” verilmiş. Bu kez Mert’in başı diğer çocukları götürmüyor. Ne
oyunlarını beğeniyor ne de onlara katılabiliyor. Özel çocuk tutulmaktan dolayı iletişim kurma becerisindeki sorunlar da eklenince, ne yapsın çocuk çareyi kendi kendine oyun kurmakta bulmuş. Elinde malzeme olarak iki bozuk eski ev telefonu cihazı var. Hattın diğer ucundaki kişi Levent diye bir arkadaşı. Aslında öyle biri yok. Ama Mert ile Levent’in öyle derin sohbeti var ki dinlemeye doyamazsınız! İlgi alanları, bilgi düzeyleri, orijinal fikirleri ile sanki birbirlerinin tıpatıp aynısı gibiler. Gelecek için ne işler planlıyorlar duysanız hayrete düşersiniz.

Anne durumu fark ettiğinde, oradan buradan duyduğu bilgilerle çocuğunun otistik olduğuna hükmedip panik içerisinde psikologa götürüyor. Hayır, bu çocukta hiçbir hastalıklı durum olamaz. O sadece yüksek zekâ ve hayal gücü kapasitesine çıkış noktası sağlamayan marazî aile ve çevre şartlarına karşı makul bir çözüm geliştirmiş.

Faaliyet Değil, Oyun Gerek


Çocukların hayal gücünü açığa çıkarabilmesi için nasıl destek verilebilir sorusuna da hap gibi bir cevap vermek yanıltıcı olur. Bazıları diyor ki bol malzemeli oyun ortamları hazırlayın. Bu yeterli değildir. Hayal gücü olan çocuk adeta otomatik olarak maksadına yönelir. Tabir caizse yumurtlayacak tavuğun uygun bir yer aradığı gibi çocuk da kendi hammaddeleri ile baş başa kalmak ister. Kalabalığın curcunanın olduğu cıvıltılı ortamlar onlara yaramaz.

Bir çocuk yuvasında “Yaratıcı Drama Eğitimi Verilir” diye reklam yazmışlar. Ne yaptırıyorlar çocuklara? Değişik kostümlerle tiyatroya benzer bir etkinlik. Drama var ama “yaratıcılık” neresinde. Bazı ailelerin anlayışına akıl fikir ermiyor. Çocuk okula alışsın, evde kapanıp kalmasın düşüncesiyle veya annenin çalışıyor olmasının verdiği mecburiyetle çocuğu kreşe veriyor.

Resmi okullara bağlı anasınıfları veya hazırlık sınıfları dahil, müfredatları incelendiğinde, son derece yetersiz olduğu anlaşılır. Her ALLAH’ın günü önlerine bir kağıt koy, üzerindeki şekilleri bakalım önce kim taşırmadan, boşluk bırakmadan tertiplice boyayacak diye yarıştır! Bu etkinlikler daha çok el kaslarını kontrol edebilme maksadına yöneliyor. Veya ender zamanlarda oyun hamuru veriliyor. Sonra öğretmenler bir kenarda sohbete dalıyor. Oyun saatinde ise genelde çocuklar oyuncak başında kapışıyor. 2-3 yıl aynı sınıfa giden çocuklar oluyor ve neredeyse bu şartlandığı faaliyetleri gözü kapalıyken bile yapabilir hale geliyor.

Oysa öyle yetenekli çocuklar var ki insana sürpriz yapabiliyor. Çalıştığım kurumda bazen özürlü öğrencilerimizle eğlensinler diye resim çizeriz. Kulağında işitme cihazı olan ve konuşma engeli olan 5 yaşında bir kız çocuğu odamın camından melül melül içeri bakıyordu, belli ki gelmeye çekiniyordu. İşaret ederek çağırdım, cesaret bulup içeri geldi. Masamın başında durdu, çekmecemden iki kağıt ve boya kalemlerimi çıkardım. Gözlerime baktı tebessümle. Sonra ona güzel bir çiçek çizdim. O sırada telefonum çald...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuğun Hayal Dünyası
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:26:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuğun Hayal Dünyası rüya tabiri,Çocuğun Hayal Dünyası mekke canlı, Çocuğun Hayal Dünyası kabe canlı yayın, Çocuğun Hayal Dünyası Üç boyutlu kuran oku Çocuğun Hayal Dünyası kuran ı kerim, Çocuğun Hayal Dünyası peygamber kıssaları,Çocuğun Hayal Dünyası ilitam ders soruları, Çocuğun Hayal Dünyası önlisans arapça,
Logged
28 Ağustos 2011, 22:53:29
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 28 Ağustos 2011, 22:53:29 »

Hayallerde olmasa insan ne yapar acaba. Rabbimin bir lütfu da bu çok şükür.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes