> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Bayram Sevinciyle Huzura Ermek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bayram Sevinciyle Huzura Ermek  (Okunma Sayısı 515 defa)
07 Eylül 2011, 20:40:47
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Eylül 2011, 20:40:47 »



Bayram Sevinciyle Huzura Ermek


Ekim 2008 - 118.sayı

Ahmet ALEMDAR kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Bayram, insan ruhunun dinginliğe ulaşabilmesidir. Bayram, vuslata erebilen insanın sürekli olarak hissedeceği ve yaşayacağı derinlerden gelen bir huzurdur. Hakikatin tecelli ettiği bir bayrama ulaşmadan insanın bu dünyada ve ahirette huzura erebilmesi mümkün müdür?

Bayram, insanlarla birlikte aynı heyecanı yaşamak, hüznün içine bir tebessüm yerleştirmek ve yorgun yüreklere zarif bir cümle sunmaktır. Hayatın karmaşası içinde güzel günlerde ilâhi bir nefes almaktır bayram.

Dünyayı örten bembeyaz kar gibidir bayram. Olup biten her şey bir anda unutulur ve dünyamız bayramla güzelleşir. Dünyamızın var oluş serüveni içerisinde belki de en çok bugün bayramlara ihtiyacımız vardır. Çünkü bayram bizlere güleryüzlü olmamızı ve herkesi kucaklamamızı hatırlatır; gülümsemenin yüzün değil, kalbin bir davranışı olduğunu öğretir.

Bayram insan ruhunun dinginliğe ulaşabilmesidir. Bayram, vuslata erebilen insanın sürekli olarak hissedeceği ve yaşayacağı derinlerden gelen bir huzurdur. Bayramı bayram yapabilenler, Allah katında yüce makamlara ermiş kişilerdir. Hakikatin tecelli ettiği bir bayrama ulaşmadan insanın bu dünyada ve ahirette huzura erebilmesi
mümkün müdür?

Bayramı ancak samimi ve gayretli insanlar hak edebilirler. Bayram, ibadet, zikir ve iyiliklerimizden sonra gelirse, ruhumuzdaki sevinci çok daha kalıcı olacaktır. Bayram inanan insana Allah’ın bir lütfudur. Diğer zamanlardaki muhtemel gafletlerimizin aksine, bayramlardaki ilâhi sevincimizin idrakiyle kendimizi Allah’a daha yakın hissedebiliriz.

Allah’ın yüce varlığının ispatıdır bayramlar. Çünkü bayramlarda Allah Tealâ sevgili kullarını farklı bir ruh hali içerisinde yaşatmaktadır. Nasıl ki bir camiye girdiğimizde manen huzur bulabiliyorsak, Allah’ın evinde kendimizi misafir gibi hissedebiliyorsak, aynı şekilde bayramlarda da Allah’ın yeryüzü evinde ve ulu bir zaman diliminde sürekli yaşıyor gibi coşabiliriz.

Bu zaman dilimlerinde yetimlere, öksüzlere, fakir insanlara sahip çıkılmaktadır; onlarla kucaklaşmanın zevki yaşanmaktadır. İnsan olduğumuzu, çevremizdeki insanların da Rabbimiz tarafından insan olarak yaratıldığını bayramlarda daha çok idrak edebiliriz. Artık bizler için kadın erkek, çocuk yetişkin, fakir zengin, batılı doğulu ayrımı önemsizleşmiştir. Bizdekini paylaşabiliriz ve paylaştıkça da kemâle erebiliriz.

Cenab-ı Hak bizlere kendi nefsimizden, hırslarımızdan, kinlerimizden, kavgalarımızdan, küskünlüklerimizden arınabilmemiz için bayramları hediye etmiştir. Bayramlar eksiklerimizi tamamlama günleridir. İnsan ahlâkî zaaflarını aşabildiği ölçüde var olmanın anlamıyla yeniden dirilecektir. Nefsimizi ıslah edebilmişsek, benliğimizi arındırabilmişsek artık bizler için her gün bayram değil midir?

Bayramları anlamak

Bayram kavramının farklı açılımları vardır. Dinimizin bildirdiği ve müslümanların neşelenip sevindikleri Fıtr (Ramazan) ve Kurban bayramları bayramın genel anlamlarıdır. Peygamber s.a.v. Efendimiz, Medinelilerin cahiliye adetlerinden kalma bayramları kutladıklarını görünce, “Allah Tealâ size onlardan daha hayırlı iki bayram ihsan buyurdu.” (Ebu Davud) diyerek, sevinç ve neşe günlerini göstermiştir.

Hadis-i şerifte buyrulduğu üzere, “Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tevbe red olmaz. Fıtr (Ramazan) ve Kurban bayramının birinci geceleri, Şaban ayının on beşinci gecesi (Berat) ve Arefe gecesi.” (et-Tergîb ve’t-Terhîb). Bu gecelerde günahlarımızdan af olduğumuz müjdelendiği için müslümanlar olarak bayramlarda sevinçliyiz.

Her hafta yeniden yaşadığımız için belki yeterince istifade edemediğimiz cuma günleri de bayram olarak kutlanır. Hadis-i şerife göre, cuma günü dünyada ve cennette müminlerin bayramıdır. (Beyhakî, 3/243). Günlerin en kıymetlisidir cuma. Bu günde sadece yeryüzünde yaşayan müminler değil, aynı zamanda gök ehli de bayram yaparlar. Ubeydullah İbn Sebbak r.a.’dan gelen bir rivayette, Rasulullah s.a.v. cumalardan birinde şöyle buyurmuştur:

“Ey Müslümanlar! Bu öyle bir gündür ki, Allah Tealâ Hazretleri onu sizlere bayram kılmıştır. Öyleyse yıkanın. Kimin yanında bir tiyb (sürünme maddesi) varsa ondan sürünmesinde bir zarar yoktur. Size misvakı da tavsiye ediyorum.” (İbn Mace, İkametu’s-Salât, 83)

Kalbimizdeki bayramlar


Özel kişilere has olan bayramlar da vardır. Bu bayramlar daha çok kalpte yaşanır. O kalbe sahip olabilmeyi Allah’tan dilemeliyiz. Yüce Rabbimizin emirlerine uyup yasaklarından sakınarak, günah işlemeden, haram lokma yemeden geçirilen günler de o kişi veya kişiler için bayram günleridir.

Hazret-i Ali r.a. bir kalabalığı eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğu zaman onlar: “Bugün bayramımız.” dediler. Bunun üzerine Hazret-i Ali r.a. da, “Günah işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır.” buyurdu. (İmam-ı Gazalî rh.a., İhyâ). Velilerden Behlül Dânâ k.s. Hazretleri de: “Bayram bineklere binenler için değil, hata ve isyanı bırakanlar içindir.” demektedir.

İnsan olmamız sebebiyle unutkanlığımız ve dolayısıyla gafletimiz sonucu işlediğimiz günahlarımızın Rabbimizden bir lütuf olarak affedildiği gün, bizler için gerçek bayram günüdür. Rabbimizin, “Kaldır başını Habibim, hatırına hepsini affettim..” dediği gün ne mübarek bir gündür. Alvarlı Efe Hazretleri’nin bayramını tebrik edenlere karşı söylediği şu sözler, yıllar yılı herkesin dilinde tatlı bir nağme olarak söylenegelmiştir:

“Mevlâ bizi affede
Gör ne güzel ıyd olur
Cürm u hatalar gide
Bayram o bayram olur.”

Hakikat’in peşinde

Bayram kavramının en özel anlamı ise, insanın kendi varlığının özünü idrak edebilmesidir. Gönlümüzde yaşadığımız bayram gerçek bayramdır. İnsanın kendi özünü bilmesi, bayramın özünü bilmesi demektir. Allah’ın varlığını hissederek insanın ne olduğunu anlamaya çalışırsak, Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin, “Bayram özünü bildi, aradığını gönlünde buldu, bayramım imdi.” dediği o muhteşem noktaya gelebiliriz. Bayramlar nasıl birbirimizi kavuşturuyorsa, hayatımız da bizleri gerçek kavuşturucuya kavuşturmalıdır. Dolayısıyla insan ancak Hakikat’i keşfettiğinde kendisini tanıyabilir:

“Bayram özünü bildi
Bileni anda buldu
Bulan ol kendü oldu
Sen seni bil, sen seni.” (Hacı Bayram-ı Velî)

Kendini bilen insanın her günü, her anı bayramdır. Hak ile birlikte olduğu şuurunda olmak, varlığını O’nda eritip O’nda, O’nunla bulmak insan için bütün bayramları kapsayacak en büyük bayram olmaz mı?

Bilindiği üzere veliler, yakîn mertebelerini üçe ayırırlar: İlme’l-yakîn, bilgi bakımından inanmak; Ayne’l-yakîn, bu bilgiyi görgü haline sokmak; Hakka’l-yakîn de bilinenle birleşmek, tahakkuk etmektir. Bu üç dereceyi şu örnekle aydınlatabiliriz: Yiğitliği duyup inanmak birinci derecedir. Bir yiğidin bahadırlığını görmek ikinci derece, yiğitliğin insanın kendisinden zuhuru da üçüncü derecedir.

Hacı Bayram-ı Velî bir ilâhisinde bu üç dereceyi “bilmek, bulmak, olmak” şeklinde ifade etmiştir. Bulduğuyla olabilenler, var oluşun bütünlüğünü oluşturan rahmet deryasında ilâhi bayram zevkiyle yaşamaktadırlar.

Müslümanın son bayramı


Müslüman ve mümin bir kişinin ruhunu Rabbine teslim edeceği zaman, hayatı boyunca ilâhi emirlere riayeti ve diğer insanları hoşnut bırakması sonucu rahmet meleklerini ve cennet hurilerini görmesinin zevkiyle can verme vakti de o mutlu kişi için bu dünyanın son bayramıdır.

Abdullah Ensarî k.s. Hazretlerinin naklettiğine göre, “Kendisinden başka ilâh olmayan Allah Tealâ’nın kıymetli bir kulu vefat edeceği zaman, Azrail Aleyhisselam gelerek; ‘Korkma! Merhametlilerin en merhametlisine gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük bayrama ulaşıyorsun. Bu cihan bir konaktır. Bu konak müminin zindanıdır. Ödünç olarak sana verilen bu varlık bir bahanedir. Bu sebepten, bu bahane gider ve uzaklaşır. Hakikat meydana çıkarak, kişi devamlı diri olan Allah’a kavuşur.’ der. O kul için, dünyada bu sözlerden daha tatlı, daha hoş ve daha rahat bir gün olmaz.”

Salih kullar arasında birbirlerine söylenen, “Ömrünüz ramazan, ahiretiniz bayram olsun!” dileği mümin için son derece anlamlıdır. Bu ifadede ramazan şuuru ve dikkati, bir ay olmaktan öte insanın bütün bir hayatına yayılmıştır. Ömür boyu ramazan düşüncesi, insana ömür boyu bayram düşüncesini de birlikte aşılar. Dünyayı sürekli ramazan duyarlılığıyla yaşayanlar, ahirette bayram sevinciyle sonsuz huzura ereceklerdir.

Yazımızı Mevlâna k.s. Hazretlerinin bu ilâhi gerçeğe işaret eden sözleriyle bitirelim:

“Şimdi o şiddetli ses hikâyesini dinle. O iyi bahtlı konuk, sesi duyunca yerinden bile kıpırdamadı.

Dedi ki: ‘Bu ses, bayram davulu sesi… Neden korkacakmışım? Tokmağı yiyen davul; o korksun!

Ey kalbi olmayan boş davullar! Can bayramınızdan kısmetiniz, tokmaktan ibaret. Kıyamet bayramında dinsizler davul… Biz ise gül gibi gülmekteyiz, bayrama erişenlere benziyoruz.

Şimdi duy da bak, bu davul nasıl ses vermekte… Devlet tenceresi nasıl kaynamakta.” (Mesnevi-i Şerif, 4345-4349)

Maksat, Sevenlerin Birlikteliği


Gerek Ramazan ve Kurban bayramları, gerekse cuma günleri herkesi içine alan bir vasfa sahiptir. Bu bakımdan dinimizde bayramların toplumsal özellikleri ağır basmaktadır. Mevlâna k.s. Hazretleri “Fîhi mâ Fîh” isimli eserinde bayramların fonksiyonel yönüne şu ifadelerle işaret eder:

“Birisi her yılda iki bayram, her ayda dört cuma ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bayram Sevinciyle Huzura Ermek
« Posted on: 29 Nisan 2024, 17:09:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bayram Sevinciyle Huzura Ermek rüya tabiri,Bayram Sevinciyle Huzura Ermek mekke canlı, Bayram Sevinciyle Huzura Ermek kabe canlı yayın, Bayram Sevinciyle Huzura Ermek Üç boyutlu kuran oku Bayram Sevinciyle Huzura Ermek kuran ı kerim, Bayram Sevinciyle Huzura Ermek peygamber kıssaları,Bayram Sevinciyle Huzura Ermek ilitam ders soruları, Bayram Sevinciyle Huzura Ermek önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes