> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Kapaktakiler > Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti  (Okunma Sayısı 666 defa)
11 Eylül 2011, 17:49:09
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 11 Eylül 2011, 17:49:09 »



Afrika’nın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti


Aralık 2008 - 120.sayı


Ali DEMİRTOPUZ kaleme aldı, KAPAKTAKİLER bölümünde yayınlandı.

Batı’nın kölelik tarihi aynı zamandavahşetin de tarihidir. Resmi olarak yakın zamanlarda bitmiş olan, fakatgayri resmi olarak türlü şekillerde halen devam eden kölelik,içerisinde büyük trajediler barındırır. Bunlardan TV dizisi olan KuntaKinte’nin hikâyesini biliyoruz. Fakat o sadece çok küçük bir örnek.

Yıllarönce çocukluğumuzun o hassas ruh hali içerisinde siyah-beyaztelevizyonumuzun biricik kanalında Kunta Kinte ile tanıştık. Doğupbüyüdüğü Afrika otlaklarında özgürce dolaşırken Avrupalı beyaz adamtarafından hayvanlara mahsus bir tarzda tuzağa düşürülüp köle yapılanKunta Kinte.

İçimiz ezilse de, acı çeksek de dizinin hiçbir bölümünü kaçırmıyor,buğulanan gözlerimizi kimseye göstermeden silmeye çalışarak siyahadamın hikâyesini izliyorduk. Köle tacirleri onu zincir ve kırbaçşakırtıları arasında bir geminin ambarına tıkarken bizim de boğazımızabir yumruk takıldı kaldı.

Bu, 16. yüzyılın başından 19. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık 350yıl boyunca Afrika’dan Amerika’ya götürülen on milyondan fazla köleninhikâyesiydi. Çocuk zihnimizde şekillenen şuydu: Ellerinde mızrak yarıçıplak bir vaziyette avlanmaya çalışan, ruhlara ve putlara tapaninsanların, gelişmiş teknolojiye sahip beyaz insan karşısında hiçbirşansı yok.

Bir filmle görülmeyenler


Zaman içerisinde filmde gösterilenlere ek olarak gerçeğin başka yönleriolduğunu da gördük. İlk olarak Afrika’nın yalnızca ilkel kabilelerdenoluşmadığını öğrendik. Afrika’da eli mızraklı yarı çıplak insanlarınyaşadığı gerçekti, fakat o topraklarda gelişmiş bir medeniyet deyaşanıyordu. Okuryazarlık oranının oldukça yüksek olduğu bu medeniyeteen büyük katkıyı da müslüman Afrikalıların sağlıyor olmasından ayrıcagurur duyduk.

Ancak, köle ticaretine hazırlıksız yakalanan Afrika bu zulmü yaşadı veAmerika’ya götürülen on milyondan fazla köle arasında çok sayıdamüslüman Afrikalı da vardı. Bunların sayısı konusunda kesin rakamlarolmamakla beraber, tahminler köleleştirilen Afrikalılarının en az yüzdeotuzunun müslüman olduğu yönündedir. Bu da yaklaşık üç buçuk-dörtmilyon kişi demektir.

Dikkat çekici bir diğer konu da, Afrika’dan Amerika’ya götürülen buinsanların çoğunun Avrupalı köle tacirleri tarafından yakalanmışolmadıklarıdır. İşin gerçeği, kölelerin önemli bir kısmı kendiırkdaşları tarafından köle tacirlerine satılmışlardır. Özelliklemüslümanlar ve putperestler arasındaki savaşlarda esir alınanlar bumuameleye tabi tutuluyorlardı ve bu savaşlar köle tacirleri tarafındankışkırtılıyor, silah sevkiyatıyla sürekli besleniyordu.

İlk zamanlar özellikle İspanyollar Afrika’dan Amerika’ya doğrudanmüslüman köle götürmeyi sakıncalı buluyorlardı. Şüphesiz ki bununsebebi İspanyolların müslümanlar hakkındaki tarihî tecrübeleriydi.Endülüs müslümanlarını tanıyorlardı ve her ne kadar zincire vurulsalarbile inançları yüzünden bu insanların ruhen tam anlamıylaköleleştirilemeyeceklerinin farkındaydılar. Tam aksine, zor şartlaraltında bile inançlarını yayma çabasına girişip, isyana kadarvarabilecek çalışmalarda bulunabilecekleri endişesini taşıyorlardı.

Ne var ki diğer Avrupalı köle tacirlerinin müslüman AfrikalılarıAmerika’ya taşımakta sakınca görmediler. Zamanla İspanyolların dadirenci kırıldı. Ama olaylar İspanyolların haklı olduklarınıgösterecekti. Brezilya’da çıkan köle isyanlarını müslümanlar organizeetmişti.

Afrika’nın İslâmla tanıştığı yıllar


Afrika’nın İslâm’la ilk tanışması, bilindiği gibi Mekke müşriklerininbaskıları sonucu Peygamber s.a.v. Efendimizin emriyle Habeşistan’ahicret eden bir grup sahabi ile oldu. Sonrasında 7. yüzyılın ikinciyarısındaki fetihlerle Kuzey Afrika halkları hızla müslüman olmayabaşladılar. Ne var ki, Kuzey Afrika ile Orta ve Batı Afrika doğal birengel olan Sahra Çölü ile birbirlerinden ayrılıyordu. Yine de tüccarlarvasıtasıyla İslâm 8. yüzyılda Batı Afrika’da yayılmaya başladı vemüslüman olan yöneticiler ve tebliğciler sayesinde süreç hızlandı.

Aradan yedi yüzyıl geçtikten sonra, yani köle sevkiyatının başladığı1500’lü yılların başına gelindiğinde, Batı Afrika’da müslümanlar vediğer inanç mensupları kimi yerde birinin, kimi yerde diğerininçoğunluk olduğu karışık bir nüfus yapısı sergiliyorlardı.

Batı Afrika müslümanları pek çok önemli İslâm devleti kurmayıbaşarmışlardır. Bu devletlerin yöneticileri eğitim ve öğretime büyükbir önem vermişlerdir. Tarihçi John Hunwick, Batı Afrika’daokuryazarlık ve İslâm’ın yayılmasının paralel gittiğini ifade ederekşöyle der:

“İslâm’ın yayıldığı her yerde, Arapça ve Kur’an öğretilen küçük okullarile Arap dilinin ve müslüman halkların edebiyatının daha derinçalışıldığı yüksekokullar, özellikle de müslümanların maddi ve maneviyaşamlarının temelini oluşturan din ve hukuk literatürünü öğretenokullar teşvik edilmiştir.”

Eğitimle tanışan kıta

Üstelik Batı Afrika’da müslümanlar arasında okuryazarlık köylere kadargirmişti ve erkekler kadar olmasa bile kadınlar arasında da önemli birokuryazar nüfus mevcuttu. Batı Afrika’ya gelen Cezayirli bir seyyah 15.yüzyılın sonlarında Kano şehrinde 3000 hoca bulunduğunu notlarındabelirtir. 16. yüzyıl sonlarında sadece Mali’nin Timbuktu şehrinde tam150 okul vardı. Bunun yanında okullar mümkün olduğunca tüm şehirlereyaygınlaştırılmaya çalışılıyordu. Bir Fransız tüccar Senegal’de gördüğühemen herkesin okuma yazma bildiğinden bahseder.

Batı Afrika müslümanları eğitim ve tebliğ gibi dinî nedenlerle çokçaseyahat etmekteydiler ve Senegal, Mali, Fildişi Sahili, Gana, Nijeryagibi ülkeler arasında önemli bir hareketlilik vardı. Bir İngiliz tüccar1623 yılında bölgede yaptığı gözlemleri şöyle ifade ediyor:

“Mary-buckes denilen insanlar yaşları müsait olduğu zaman toplu haldeyola çıkan, beraberlerinde kitaplarını, elyazmalarını ve küçük yaştakiçocuklarını da götüren ve onlara konakladıkları yerlerde ders veren birtopluluktur. Bunun için bütün memleket toprakları onlara açıktı.”

Müslüman köleler


Şimdi hayal edelim. Bu gezgin gruplardan biri, bir gün böyle birseyahat esnasında ya batılı köle tacirleri ya da köle tacirleri ileanlaşmış ırkdaşları tarafından yakalanıyor. Atlantik Okyanusu’nunkıyısına sürülerek gemilere dolduruluyor. Artık bir daha vatanlarınadönmek kesinlikle sözkonusu olmayacak ve götürüldükleri yerdeyaşamlarını köle olarak noktalayacaklar.

Avrupalı köle tacirleri için yaptıkları işin kendilerince bir meşruiyetzemini de yok değildi. Ele geçirdikleri Afrikalılar’ı zorla vaftizettirerek güya ruhlarını kurtarıyorlardı. E, bu büyük hizmetin tabii kibir bedeli olmalıydı; bu insanların hayatları dahil sahip oldukları herşeyi almak...Yani onları katolikleştirerek güya öyle büyük bir iyilikyapmaktaydılar ki, hayvanlara bile reva görülemeyecek şartlarda ömürboyu kölelik yapmak bile bu iyiliği karşılamakta yetersiz kalırdı.

Önce, gemilere doldurulan bu insanların fiziksel ve ruhsal dirençlerinikırılabilmek için aşağılanmaları gerekiyordu. Çırılçıplak soyuluyor,kızdırılmış demirle damgalanıyor, gemi personelini eğlendirmek içindans etmeye zorlanıyorlardı. Yine de yukarıda ifade ettiğimiz gibi BatıAfrika müslümanlarını köleleştirmek bir putperesti köleleştirmek kadarkolay değildi. İspanyolların farkında olduğu durum diğer tacirlertarafından pek umursanmıyordu. Onların bu işten anladıkları tek şey,gemilerine doldurdukları siyah derili vahşilerin(!) kendilerinesağlayacağı maddi kazançtı.

Ama pek çok örnek, Afrikalı müslümanların bütün aşağılayıcımuamelelere, kölelikle geçen bir hayata ve vaftiz edilmiş olmalarınarağmen inançlarını büyük oranda koruduklarını göstermekte. Çoğununhıristiyanlığı göstermelik olmaktan öteye geçmemişti. Çünkü imanlarınımuhafaza edecek şuura sahip idiler.

Robertler, Edwardlar


Gineli Muhammed Kaba 1778 yılında 20 yaşındayken kaçırılmış veJamaika’ya götürülmüştü. Vaftiz edildikten sonra Robert Tuffit isminialdı. İsmi Ebubekir Sıddık iken Edward Donlan olarak değiştirilen birarkadaşı vardı ve 1834 yılında kölelikten azat edilmişti.

Bu olay üzerine Muhammed arkadaşını tebrik etmek için bir mektupgönderdi. Mektubu Arapça olarak yazmıştı. Hıristiyan bir aracının elinemektubu teslim ederken, bunu arkadaşını İslâmiyet’ten vazgeçirmek içinyazdığını söylemişti. Jamaika’ya getirildikten tam 56 yıl sonra yazdığıbu mektupta arkadaşına şöyle hitap ediyordu:

“ALLAH’ın adıyla. Her şeyi yaratan ve onlara merhamet eden ALLAH’a hamdve Muhammed’e selam olsun. Bu mektup Muhammed Kaba’dan Bekir SadıkiŞerif’edir.”

Bir başka örnek ise şudur: Uzun yıllar hıristiyan olarak gözükmüş KuzeyCarolinalı Ömer İbn Said, 1831 yılında yazdığı hatıratına şöylebaşlıyordu:

“Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla. ALLAH’ın salât ve selamı peygamberimiz Muhammed üzerine olsun.”
Edindiğimizbilgiler, küçük bir grubun gerçekten Hıristiyanlığa geçtiğini, yineküçük bir grubun İslâmiyetle Hıristiyanlığı harmanlayan bir yoltuttuğunu, ama büyük bir kesimin ve özellikle de memleketinde yaniAfrika’da eğitim görmüş kesimin Hıristiyanlığı sadece görünüşte kabulettiklerini gösteriyor.

Brezilya’da bulunan Fransız elçi Kont de Gobineau 19. yüzyılortalarında bu konuda şöyle yazmış: “Minas’ın tamamı olmasa bile çoğugörünüşte hıristiyandı, ama gerçekte çoğu müslümandı. Dış görünüşlerinerağmen Kur’an’ı en azından kabaca anlayacak kadar Arapçabildiklerinden, Afrika’da sahip oldukları dinlerine sadık kaldılar veona hararetle sahip çıktılar.”

Köl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:50:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti rüya tabiri,Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti mekke canlı, Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti kabe canlı yayın, Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti Üç boyutlu kuran oku Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti kuran ı kerim, Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti peygamber kıssaları,Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti ilitam ders soruları, Afrikanın Karanlık Hikâyesi Köle Ticareti önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes