> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Kapak Konusu >  Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık  (Okunma Sayısı 783 defa)
14 Ekim 2011, 11:30:40
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Ekim 2011, 11:30:40 »



Sevgi Medeniyetiyken Sevgisiz Kaldık

Şubat 2009 41.SAYI

Sevgi hayatımızın anahtar kelimelerinden biri. Sevgisiz bir hayatın lezzeti olmadığı gibi böyle bir hayatta huzuru yakalamak da zor. Sevgiyle büyüyen çocuktan, sevgiyle yapılan ibadete, hatta pişirilirken sevginin de katıldığı yemeğe kadar sevginin değdiği her şey bambaşka bir hale bürünüyor.

Sevgisiz kalan kalplere ise bencillik, para hırsı, merhametsizlik ve vahşet duyguları yerleşerek toplumu telafisi olmayan sonuçlara götürüyor. Türkiye’de 2007 yılında 166 bin boşanma davası görülmesi, son yedi yılda 50 bin kişinin cezaevine girmesi bunun kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Batı kültürünün ve kapitalist sistemin tüm dünyaya dayattığı yapay sevgi günlerinin tuzağına düşen Türkiye yapılan son Dünya Huzur İndeksi araştırmasında da 140 ülke arasında 115’inci sırada yer alıyor. Birçok Batı ülkesiyle birlikte dünyanın en huzursuz ülkelerinden biri haline gelmek için acaba nerede yanlış yaptık, diye sormamız gerekiyor. Sevgi ahlakını, Kur’an-ı Kerim’den ve Sevgili Peygamberimiz’den (s.a.v) öğrenen, Hz. Mevlana’dan, Yunus Emre’den, Hacı Bektaş-ı Veli’den dinleyen bu toplum nasıl oldu da bu kadar sevgisiz oldu? Sohbetlerimizin adı bile “muhabbet etmek” iken şimdi neden Sevgililer Günü gibi yapay günlerden medet umuyoruz.

HER DUYGUYA SEVGİ DENİLDİ, SEVGİ TÜKETİLEN BİR NESNE HALİNE GELDİ

Edebiyatçı-Yazar Belkıs İbrahimhakkıoğlu sevgiyi tarif ederken, tezahürleriyle farklılaşsa da kaynağının Cenab-ı Hak olduğunu söylüyor. Allah’ın yeryüzünde nurunun sönmeyeceğini, bu bakımdan sevginin baki kalacağını belirten İbrahimhakkıoğlu, günümüz insanının her duyguya sevgi diyerek sevgiyi tüketilen bir nesne haline getirdiğini sözlerine ekliyor. İbrahimhakkıoğlu, “Neyi çok kullanırsanız içini boşaltırsınız. Yaşadığımız sistem insanı her şeyin içini boşaltmaya odaklayan, yönlendiren, farkında olmadan şartlandıran bir sistemdir. Üzücü olan, Müslüman toplumların da bu sistemi kabullenmeleridir” diyor. Sistemin insanlara sürekli bir şeyler dayattığını ifade eden İbrahimhakkıoğlu, kapitalizmin işine yarayan Sevgililer Günü’ne, Anneler Günü’ne ve Babalar Günü’ne duygusallık yüklense bile mahiyeti itibariyle içinin boş olduğunu söylüyor.

MÜSLÜMANLAR KENDİLERİNİ SİSTEME KAPTIRDILAR

İbrahimhakkıoğlu sistemin ürettiği bu günlere Müslümanların çok rağbet göstermesinin nedenlerini ise şöyle anlatıyor: “Adımızın Müslüman olması kalbimizin de Müslüman olması demek değildir. İman noktası Cenab-ı Hak ile kulun arasındadır. Benim söylemek istediğim bu değil, ancak şeriat zahire bakar. Günümüzdeki görüntülere bakınca, İslam ahlakının şuurunu içselleştirmeden adımıza Müslüman deyince terazi farklılaşıyor demek yanlış olmaz. Müslümanlar sisteme kendilerini çok kaptırdılar ancak bir an durup düşünmeleri gerekiyor. Bizim kültürümüzün yüzü Allah’a bakar. Biz bu kültürle yoğrulmuşuz. Müslümanlar bu dünyayı geçici imtihan meydanı olarak görür. Onun asıl mekânı ebediyettir. Ahirete bakan Müslüman’ın dünyevi hazların içine dalması onu yolculuğundan alıkoyar. Kapitalizmi besleyen Sevgililer Günü ve diğerleri, bizi öz muhabbetten uzaklaştırdığı gibi, çok süslü, albenisi fazla ancak içi boş bir dünyaya çekti.”

EFENDİMİZ (S.A.V) GİBİ PUTLARI YIKMALIYIZ

Müslümanların sistemin dayatmalarından kurtulması için dış dünyasından biraz sıyrılarak kendi iç dünyasını beslemesi gerektiğini belirten İbrahimhakkıoğlu, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) bize örnek olduğunu söylüyor. “Bunun formülünü başka şeylerde aramaya gerek yok” diyen İbrahimhakkıoğlu şöyle devam ediyor: “Hz. Peygamber, çekilen onca zulüm sonrasında Kâbe’ye geri döndüğünde hemen Kâbe içindeki putları yıktı. Hz. Peygamber hangi duyguyla, hangi inançla ve hangi imanla o putları yıktıysa biz de hayatımızdaki putlarımızı yıkmalıyız. Hareket noktamız bu olmalı. Çünkü putun olduğu yere sevgi ve muhabbet girmez. Bu putlar, eşimiz, çocuğumuz, evimiz, işimiz ve her şey olabilir. İbadetimiz bile yerine göre putumuz olabilir. Müslüman’da Hz. Peygamber’in dediği feraset, irfan, sezgi oluşması için sevgi ve muhabbet esastır. O bakımdan bu romantik günlerle sevgiyi dile getirmeler gerçek değil, aldatıcıdır ve gelip geçicidir. Sevgi ne gerekiyorsa yapmaktır. Muhabbeti bulmak için heyecanları bile indirmemiz gerekiyor. Kendimize bakmalıyız, nereye gidiyoruz, kime faydamız var, Allah için ne yapıyoruz? Bu kadar tefekkürü ve muhasebeyi bile günümüzde insanlar ayrıntı gibi görüyor. Müslüman’ın en büyük serveti inancıdır. Allah’tan daha güçlü kim var, Allah’tan daha muhabbetli kim var? O zaman sevgimizi ona vermeli, sırtımızı ona dayamalıyız.”

HIRSLI BİR TOPLUM HALİNE GELDİK

Uzun yıllar edebiyat öğretmenliği yapan eğitimci-yazar Ayla Ağabegüm “ben merkezli” oluşumuza dikkat çekiyor ve ekliyor: “Sevginin azaldığı, toplumsal sorunların arttığı dönemlerde Hz. Mevlana, Yunus Emre ve daha birçok Allah dostu gelmiştir. Allah dostları en karışık devirlerde geldi ve insanlara sevgiyi sundular. Böyle yüzyıllar geçti ancak tasavvuf edebiyatından uzaklaştık ve kâinata sevgi gözüyle bakamaz hale geldik. Batı’ya ayak uydurma gayretiyle de özümüzden uzaklaşarak her şeye nefsanî arzularla bakmaya başladık. Daha güzelini, daha fazlasını almaya çalışan bir toplum haline geldik. Bütün bunları yaparken de farkına varmadan ‘ben merkezli’ olduk. Oysa ki, milletimiz ve vatanımız var. Allah’ın yarattığı çocukları sevgi gözüyle bakarak yetiştirme sorumluluğumuz var. Ancak çocuklara başta devlet, ebeveynler ve öğretmenler sevgi gözüyle bakmayı unutunca çocuğun beslendiği kaynaklar azaldı. Medyanın pompaladığı popüler kültür de eklenince ‘ben merkezli’ bir dünyanın içine getirildik.”

SEVGİMİZİ ZEVKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KULLANIYORUZ

Ağabegüm, sevginin temelinde sorumluluğun yattığını ancak günümüzde sevginin zevklerimizle birleşmeye başladığını söylüyor. “Örneğin bir hanım kermeslerde çalışıyor, arabasıyla bir sürü masraf yaparak oradan oraya koşuyor ancak aynı hanım hastaneye bir diyaliz makinesi almak için verilen yemeğe davet edildiğinde yemeğin parasını soruyor. Çünkü o, kermeste çalışmanın heyecanını yaşıyor. Bir başka örnek ise, aylık maaşını hayvanların sağlığı ve beslenmesi için harcayan bir adam, ayağında ayakkabısı ve sırtında kabanı olmayan bir çocuğa yardım etmiyor. Çünkü burada sevgimizi zevklerimiz doğrultusunda kullanıyoruz ve kâinatı tükettikçe içimizdeki sevgiyi de tüketiyoruz.”


    ÜMMÜHAN ATAK (GAZETECİ): “SEVGİLİLER GÜNÜ ANLAMSIZ”

    Sevgi, içinde aşkı, saygıyı, ümidi, korkuyu, heyecanı, tereddüdü, karşılıksızlığı, sabrı, tevekkülü, duayı, nefes almayı ve nefes vermeyi barındıran fakat hiçbir zaman bunlardan herhangi biriyle karıştırılmaması gereken “şey” olsa gerek Ben samimi olan her şeyi ve herkesi seviyorum.

    Bir alışveriş merkezinin müdürü veya bir gömlek markasının tasarımcısı veya sepetinde çiçek satan bir çingene veya bir televizyon kanalının genel yayın yönetmeni veya bir gazetenin yazı işleri müdürü veya süs eşyaları satan bir dükkanın sahibi veya özel günlerde bir masanın başında romantik şarkıların notalarını savuran bir kemancı veya üzerinde kalp şekli bulunan balonların dağıtıcısı olsaydım, sevgililer gününün benim için bir anlamı olabilirdi. Fakat bunların hiçbiri değilim ve bunlar kadar para kazanma hırsım hiç olmadı.


    REHA YEPREM (SUNUCU): “SEVGİLER GÜNÜ’NDE EŞİMDEN  ÖZEL BİR ŞEY BEKLEMEM”

    Sevgi, sevdiğinle empati kurup neticesinde oluşan sempatinin keyfini sürmektir. Ben Allah’a ve onun sevgilisi olduğu için Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) sevgi duyuyorum. Ayrıca, eşime ve çocuklarıma sevgi duyuyorum. Sevgiler Günü tamamen dayatılan bir gün. Bu günde eşimden özel bir şey beklemem. Belki farklı bir muamele içten bir tebessüm olabilir.


    ÖZLEM YEPREM (SUNUCU): “BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE SEVGİ  HER GÜN SUNULAN BİR DUYGU”

    Sevgi, bana göre bağlanmak demektir. Bu dünyada eşime ve çocuklarıma sevgi duyuyorum. Çünkü onlar Allah’ın emaneti ve ben onlara değişik, kopmaz bağ ile bağlıyım. Sevgililer Günü’nün benim için bir anlamı yok. Bu günde eşimden de bir beklentim olmaz. Bana göre, dünyadaki bazı kurum ve kuruluşların para kazanmak için buna ihtiyaçları var. Bizim bu günlere ihtiyacımız yok. Çünkü bizim kültürümüzde sevgi her gün sunulan bir duygu.


    AYLA AĞABEGÜM (YAZAR): “SEVGİYİ DOĞRU ANLATIRSANIZ, YERİNE ULAŞIYOR”

    Oturduğum apartmanın önündeki beton saksıların içine çiçekler ekmiştim. Kağıt toplayan çocuklardan biri bir sabah o saksılardan bir tanesinin üzerine oturdu ve çiçekleri ezdi. Onların yanına giderek, pencereden kendilerini gördüğümü söyledim. Bunun üzerine benden özür dilediler. Özrü benden değil çiçekten dilemelerini gerektiğini, artık, o çiçeğin dirilmeyeceğini söyledim. Çocuklardan biri, gitti, çiçeği öptü ve ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:55:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık rüya tabiri, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık mekke canlı, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık kabe canlı yayın, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık Üç boyutlu kuran oku Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık kuran ı kerim, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık peygamber kıssaları, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık ilitam ders soruları, Sevgi medeniyetiyken sevgisiz kaldık önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes