> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Kapak Konusu > Çocuklarımız neden doyumsuz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuklarımız neden doyumsuz  (Okunma Sayısı 761 defa)
13 Eylül 2011, 13:58:52
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 13 Eylül 2011, 13:58:52 »



ÇOCUKLARIMIZ NEDEN DOYUMSUZ?

Nisan 2010 55.SAYI

Çoğu anne baba çocuklarını üzmemek için her istediklerine “evet” demekten kaçınmaz ve onların doyumsuz bireyler olarak yetişmelerine neden olur. Böylece evlatlarımız hayatlarını yönlendirme konusunda yetersiz kalıp, kendilerini ciddi sorun yumakları içinde bulur. Zira bugünün doyumsuz çocukları, geleceğin tatminsiz bireyleri olmaya adaydır. Bu tatminsizlikleri her şeye yansır. Elindekilerle hiçbir zaman yetinmez, hep daha fazlasını ve daha yenisini isterler. Bu sayede tatmin olacaklarını sansalar da, arzu ettikleri şey, elde edildiği andan itibaren hemen eskir ve değersizleşir. Bugün oyuncaklarını kolayca eskiten ve atan çocuk, yarın hayatındaki insanları da kullanılıp tüketilecek bir eşya gibi görmeye başlayacaktır.

Doyumsuz olarak yetişen çocuklar sorunlu kişilikler sergiler. Fedakarlık yapamaz, sıkıntıya gelemez, sorumluluk alamazlar. Şükretmek ve sabretmek onlar için çok uzak kavramlardır. Bencil ve tahammülsüzdürler. Kolay kolay sağlıklı bir ilişki kuramazlar. Başta ebeveynleri olmak üzere herkesle sorun yaşarlar. İnsanlığın kendi emirlerinde olduğunu düşünürler. Dünyanın etraflarında döndüğü varsayımıyla herkesten özel ilgi ve saygı beklerler. Bunu göremediklerinde ise depresif ve mutsuz olurlar. Böylece iş ve sosyal yaşamlarında, beklenilen başarıyı gösteremeyen bireyler olarak yetişirler.

HER İSTEDİĞİNİ SATIN ALMAYIN

Uzmanların ortak görüşleri, “Çocuklarınızın her istediğini almayın. Çünkü az şeye sahip olan kişi, sonradan elde ettiği şeylerin kıymetini de bilir” yönündedir. Çocuğunun her arzusunu yerine getiren ebeveynin “Hiçbir şeyden memnun olmuyor, hiçbir şeyin kıymetini bilmiyor” diye yakınması da kaçınılmaz olur. Bu kıymet bilmezlik anne baba ilişkileri dahil her şeyde kendini gösterir. Çocuk kendisine sürekli bir şeyler almakta olan ebeveyninin tutumuna alışmış olduğundan zamanla, “Bu sizin göreviniz, almak ve yapmak mecburiyetindesiniz” demeye başlar.

Psikolojik Danışman Ümmühan Yamanoğlu, sürekli maddi şeylerle ödüllendirilen çocuğun, manevi değerlerle kendini motive etmeyi öğrenemeyeceğini belirterek ekliyor: “İstedikleri her şeyin altın tabak içinde sunulması onların çalışma şevkinden yoksun büyümelerine neden oluyor.”

Klinik Psikolog Çiğdem Bilgen, çocuklarımızın gerçek ihtiyaç ve duygularını anlamanın önemini şöyle açıklıyor: “Bazen çocuklar, duygusal bir ihtiyacı tatmin için somut nesnelere yönelir. Asıl ihtiyacı vitrindeki oyuncak olmadığı için, o oyuncağa olan ilgisi çok kısa bir sürede geçer ve çocuk yeni bir istekle karşımıza çıkabilir. Çocuğun isteklerinin altında çoğu zaman bir yakınlık ihtiyacı veya duygusal bir boşluk, hayal kırıklığı vardır. Gerçek ihtiyacı anlaşılır ve karşılanırsa, çocuğun nesnelere gereksinimi de kalmayacaktır.”

HER İSTEĞİNE “EVET” DEMEYİN

Çocuklarımızla yeterince ilgilenemediğimizi düşündüğümüzde, suçluluk duyarız. Bu suçluluğumuzu bertaraf etme yöntemimiz de, genelde onların her isteğine boyun eğmek şeklinde tezahür eder. “Hayır” cevabını duymamış çocuk, ileriki yaşlarda da aynı alışkanlıkla çok rahat bir şekilde makul olmayan şeyler isteyip, talepleri yerine getirilmediğinde çılgına dönebilir. Çünkü Ümmühan Yamanoğlu’nun da belirttiği gibi, her istediğine zahmetsiz kavuşan çocuklar, gerçek hayatla yüzleşince bocalar. Pasif, özgüveni eksik, hazır yiyici kimseler olarak yetiştikleri için, üretme yerine tüketme odaklı bir yaşam sürerler.

Bazı zamanlarda da uyanıklık yapan çocuklar, başkalarının yanında ebeveyne manevi baskı uygulayarak “Evet” dedirtmeye çalışırlar. Ailelerin buna mahal vermeyip, yapmayı reddedecekleri bir istek söz konusuysa, utanmadan “Hayır” diyebilmeleri gerekir.

HER İŞİNİ SİZ YAPMAYIN

Anne babalar ya kıyamadıklarından ya da beceremeyeceklerini düşündüklerinden çocuklarına sorumluluk vermekten kaçınır, onların her türlü işini kendileri yapar. Bu da o çocukları, sorumluluklarını yerine getiremeyen, en ufak görevin bile altından kalkamayan kimseler haline getirir. Bugün, 25 yaşında olup temizlik ve yemek yapmayı bilmeyen kızlar ya da evde tek kalınca kendi sofrasını hazırlayamayan erkekler mevcut. Ve bunun için en ufak bir kaygı veya utanma duymuyorlar. Çünkü onların dünyasında böyle bir sorumluluğun sahibi zaten kendileri değil! Bu durumu önlemek için çocuklarımıza, yaşlarına uygun sorumluluklar vermemiz gerekir. Ona evin patronu olmadığını, bilakis üzerine düşenleri yapması gereken bir aile ferdi olduğunu hissettirmemiz çok büyük
önem taşır.

Çalışan bir anne olan Dr. Nimet Hanım, çok iyi şartlarda büyütüp her türlü isteğini yerine getirdiği 13 yaşındaki kızıyla ilgili şunları anlatıyor: “Bir gün köydeki görümcemle konuşuyorduk. Bana ‘Kızın da büyüdü. Artık sana ev işlerinde yardımcı olur, kardeşine de bakar. Bakıcılarla uğraşmak zorunda kalmazsın’ dedi. Doğrusu bu söz üzerine çok şaşırdım. Çünkü ben ona bile bakıcı tutuyordum. Zira kızım hiçbir şey yapmak istemiyor, her şeyden şikayet ediyordu. Tatilde yaz okuluna gitmek istemeyince, ben de onu köye gönderdim. Bir gün yayladaki görümcemi arayıp kızımın ne yaptığını sorduğumda, gayet doğal bir şekilde ‘Sobayı yakıyor’ dedi. Kulaklarıma inanamadım. El bebek gül bebek yetiştirdiğim, ‘Şuradan kalk da şuraya otur’ dediğimde bile rahatsız olan kızım, meğer yayladaki işbölümü sonucu payına düşen tüm görevleri mükemmel biçimde yerine getiriyormuş. İşte o tatil dönüşü kızım çok değişti. Önceden defalarca söyleyerek yaptırabildiğim bir şeyi, ben hatırlatmadan yapar oldu. Artık eskisine göre sorumluluklarını daha iyi biliyor ve daha huzurlu.”

SAYGI SINIRINA DİKKAT EDİN

Bazı anne babalar çocuklarının kendilerine karşı saygısız davranış ve hitaplarına göz yumar. “O daha çocuk” diyerek evlatlarının yaptıklarını görmezden gelir, hafife alırlar. Fakat unutulmamalıdır ki, saygı duyulmayan bir anne babanın hiçbir söz, davranış ve tavsiyesi dikkate alınmaz. O nedenle eğitimde aşırı duygusallık göstermek, çocuğunu kırmamak için ikaz etmekten kaçınmak, ona yapılmış bir iyilik değil, bilakis kötülüktür.

DİSİPLİN VE OTORİTE ÖNEMLİ

Araştırmalar gösteriyor ki, otorite sahibi olmayan ebeveynlerin çocukları “Hayır”ı cevap olarak kabul edemiyor. Satın alınacak eşyadan, yapılacak işe, hatta uygunsuz bir davranışa kadar her konuda özgür olmayı ve onaylanmayı bekliyorlar. Oysa Psikolog Şeyda Özdalga’ya göre, “Çocuklar anne-babalarından, gerçek birer anne-baba olmalarını ister. Ebeveynlerinden, sınırları belirlemede kararlı olmalarını ve kendilerine güvenecekleri sınırları sağlamalarını beklerler.”  Çocuğun disiplin sorunu, ebeveynin ya fazla katı, ya tutarsız, ya da lüzumsuzca tavizkar davranmasından kaynaklanır. Bu anlamda, dozunda gösterilecek disiplin kimi zaman çocuğun canını sıkabilir. Ama onu dışarıdaki hayatın şartlarına daha gerçekçi hazırlamak için de gereklidir.

Diğer bir problem de “Hayır” dedikten sonra çocuğumuz ısrar ediyor ve mızmızlanıyor diye, cevabın “Evet”e çevrilmesidir. Böylece bir kez aralanan kapı, çocuk tarafından hep zorlanacaktır. Halbuki evlatlar, anne babalarının “Hayır” cevabını ne kadar huysuzlansalar da değiştiremeyeceklerini bilirlerse kabullenmeyi de öğrenirler.

ÇOCUKLARINIZI FANUSUN İÇİNDE BÜYÜTMEYİN

Çocuklar lüzumundan fazla pohpohlandığında, egoları onları olumsuz etkilemeye başlar. Fanus içindeki korunaklı yaşamlarından uzaklaşıp gerçek hayata karıştıklarında, topluma uyum sağlamaları oldukça güçleşir. Beklentilerini ve görmeye alıştıkları ilgiyi bulamamak onları depresif bir hale getirir. Çünkü kendilerine prens ya da prenses muamelesi yapan anne-babalarının aksine, hayat içerisinde türlü zorluklarla ve pek çok insanla uğraşmaları gerektiğini görürler. Bununla başa çıkmaları ve aşırı ilgiden yoksun yaşamaları güç olduğundan, toplum içerisinde dengesiz ve sağlıksız bir tablo çizerler.

SABRI VE ŞÜKRÜ ÖĞRETİN

Çocuklara, istedikleri her şeye hemen ulaşamayacakları, çalışmaları, bedel ödemeleri, beklemeleri ve sabretmeleri gerektiği, onların anlayacağı tarzda anlatılmalıdır. Onun sahip olduğu nimetlerden yoksun yaşayanlar gösterilerek, şükretmenin önemine dikkat çekilmelidir. Hatta uzmanlar, çocukların zaman zaman belli yoksunluklar içerisinde bırakılmaları da tavsiye etmektedirler.

Bir dediğini iki etmediği, büyük imkanlar içinde büyüttüğü kızını, köy şartlarında yaşayan görümcesinin yanına gönderen Dr. Nimet Hanım, “Aslında bütün tatminsiz çocukları yoksunluk içindeki köylere biraz göndermek lazım” diyor ve ekliyor: “Onlara çok büyük nimetlere sahip olduklarını anlatmak yetmiyor. Belki de elindekilerin kıymetini anlayabilmeleri için sıkıntı içindeki insanları bizzat görmeleri ve o sıkıntıları bir süre yaşamaları gerekiyor.”

HAYIR İŞLERİYLE UĞRAŞMASINI SAĞLAYIN

Psikiyatrist Mustafa Merter “Dokuz Yüz Katlı İnsan” eserinde, tatminsiz çocuklara ve sorunlu insanlara hayır yapmayı tavsiye ediyor. Me...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuklarımız neden doyumsuz
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:02:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuklarımız neden doyumsuz rüya tabiri,Çocuklarımız neden doyumsuz mekke canlı, Çocuklarımız neden doyumsuz kabe canlı yayın, Çocuklarımız neden doyumsuz Üç boyutlu kuran oku Çocuklarımız neden doyumsuz kuran ı kerim, Çocuklarımız neden doyumsuz peygamber kıssaları,Çocuklarımız neden doyumsuz ilitam ders soruları, Çocuklarımız neden doyumsuzönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes