๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kabir Alemi - Suyuti => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:15:18



Konu Başlığı: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:15:18
Ruhların Makamı Berzah Âlemi


Cenâb-ı Hak Kur´an-ı Kerim´inde şöyle buyuruyor: O Allah ki sizi bir nefisten insa etti: Karar kilinacak yer ve emânet edilecek yer (kildi). [1]Yine buyuruyor:Allah onun karar kilacak yeri ve emanet edilecek yeri bilir. [2]Karar kilinacak yer, meni ve yumurta keseleridir. Emanet edilecek yer de, ölümden sonraki berzah âlemidir. Müslim, îbn-i Mes´ud (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Seîlem) söyle buyurdu: Şehidlerin ruhları, Allah katinda, (Âhirette) yesil kuslarin içlerine girerler, gündüzleyin Cennette, istedikleri gibi gezerler. Sonra Arsin altinda bulunan kandillerin içine barinirlar.


îmam Ahmed, Ebû Dâvud, Hâkim, Beyhaki, ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettiklerine göre, Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu :

«Uhud´da, arkadaslariniz vuruldugu zaman, Allah onlarin ruhlarini yesil kuslarin içine koydu. Cennet gündüzlerinde, gelir. Cennet meyvelerinden yerler. Sonra Arsin altinda asili olan altin kandillerin içinde barinirlar.»


Saîd bin Mansûr, ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre söyle demistir:

«Sehîdlerin ruhlari, yesil kuslarin içine girerler. Cennet agaçlari içinde uçusurlar, meyvesinden yerler.»


Baki bin Muhalled, Ebû Said-i Hudri (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Sehidler, sabah gelir, aksam giderler. Sonra Arsa asili kandillerin içine barinirlar. Cenâb-i Hakk onlara:

? Size yaptigim ikramdan daha üstün bir ikram biliyor musunuz? der.

Onlar ise söyle derler:

? Hayir, fakat ruhlarimizin cesedlerimize iade etmeni isteriz ki, bir daha savasip senin yolunda sehid düselim.


Hennad bin Sirri, «Zühd» kitabinda ve ibn-i Mende, Ebû Said-i Hudri (Radiyallahû anh) ´dan Resûlullah´dan söyle buyurdugunu rivayet etmislerdir:

«Sehidlerin ruhlari, yesil kuslar içinde, Cennet bahçelerinde gezinirler. Sonra Arsa asili kandillerin içinde barinirlar.» Sonra Allah ile onlar arasida yukardaki konusma geçer.


Ebû Seyh, Enes (Radiyallahû anh)´dan, Resûlullah (SallfStâhû Aleyhi ve Sellem)´in söyle buyurdugunu rivayet etmistir.

«Allah sehitlerin ruhlarini arsa asili kandiller içinde barinan, ak kuslarin cevfinde diriltir.»


Ibn-i Mende, Saîd bin Süveyd´den rivayet ettigine göre, o ibn-i Sihab´dan müminlerin ruhlarinin nerede barindiklarini sormus. Ibn-i Sihap demis:

«Bana ulasti ki, sehidlerin ruhlari, Arsta uçusan yesil kuslar gibidirler. Gelir sonra, Cennet bahçelerine giderler. Her gün Cenâb-i Hakk Sübhanehu ve Teâlâ´ya gelir, ona selâm verirler.


Ibn-i Ebi Hatem, Ibn-i Mes´ud (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Sehidlerin ruhlari Arsin altinda kandiller içinde yesil kuslarin cevfindedirler. Istedikleri gibi Cennette gezerler. Sonra kandillerine dönerler. Mümin çocuklarinin ruhlari ise serçelerin içine girerler. Cennette istedikleri gibi gezerler.»


Ebû Derda (Radiyallahû anh)´dan rivayet edildigine göre; . Kendisinden sehidlerin r uhlari sorulmus. Demis ki:

Onlar yesil kuslardir. Arsa asili kandiller içindedirler. Cennet bahçelerinde istedikleri gibi gezerler.»

îmam Ahmed, Abd ve ibn-i Ebi Seybe, Teberani, Beyhaki, ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh)´dan sahih bir sened ile rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Sehid ruhlari, Cennet kapisinda genis bir bulut üzerinde yesil bir kubbe içindedirler. Sabah aksam, riziklari cennet´den onlara gider.»


Hannad bin Sirrî «Zühd» kitabinda ve ibn-i Ebi Seybe, ibn-i Ka´b´dan rivayet ettiklerine göre söyle demistir:

-Sehidler, Cennet meydanlarinin bahçeleri içinde kurulan kubbeler içindedirler. Onlara bir öküz bir de balik gönderilir, dövüsürler. Sehidler onlarla oynarlar. Bir seye muhtaç olduklari zaman, iki hayvandan biri digerini öldürür, sehidler ondan yerler. Onda Cennetteki her nimetin tadini bulurlar.


Buhari, Enes (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre Harise (Radiyallahû anh) katledildiginde anasi;

Yâ Resûlallah, benim Harise´ye olan bagliligimi biliyorsun, eger Cennette ise sabrederim. Eger Cennette degilse, ne yapacagimi bilirsin, dedi. Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu:

-Cennetler çoktur. O ise en yüksek Cennet olan Firdevs´dedir.


îmam Malik, Imam Ahmed, Nesai sahih bir sened ile Ka´b bin Malik (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Mü´minin ruhu. Cennet agacina konan, ondan yiyen bir kustur. Sonra kiyamet gününde Allah onu cesedine iade eder.»

Tirmizi´nin rivayeti ise, söyledir:

«Sehidlerin ruhlari, Cennet meyvesi veya Cennet agacii yen yesil kuslar içindedirler.»

. îmam Ahmed, Teberani hasen bir sened ile, ümm-ü Hani ´radiyallahû anhâ´dan rivayet ettiklerine göre;

O Resûlullah´a:

? Biz öldükden sonra, birbirimizi görüp ziyaretlesecekmiyiz diye sordu.

Resûlullah ise söyle cevap verdi:

? «Ruh Cennet agacindan yiyen bir kus olur. Kiyamet günü geldiginde her nefis cesedine döner.»

îbn-i Sa´d Mahmûd bin Lebid tarikiyle Ümm-ü Besir bin Berrâ Radiyallahû Anhüm,dan rivayet ettigine göre;

O Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den, ölüler birbirini tanir mi diye sormus.

Buyurmus ki:

Ellerin kurusun; itminan ile Allah´a inanmis bir ruh Cennette yesil bir kustur. Eger agaç basinda kuslar tanisiyorsa, onlar da tanisir.


Ibn-i Asâkir, ibn-i Lahia yoluyla, Ebul-Esved´den, o da ümm-ü Ferve bint-i Muâz es-Süllemiye´den o da Ebû Mârufun hanimi Ümm-ü Besir (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre;

O Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den «Öldükten sonra görüsecek miyim,» diye sormus. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurmus ki:

«Ruh, agaçtan yiyen bir kus olur. Kiyamet günü geldiginde cesedine girer.»


îbn-i Mâce, Teberâni, Beyhakî, Sahih bir sened ile, Abdurrahman bin Ka´b bin Malik´ten rivayet ettiklerine göre, söyle demistir:

«Ka´b Ölüme yaklastiginda, ümm-ü Besir binti Berrâ (Radiyal lahû anhüni) yanina geldi.

? Yâ Ebâ Abdurrahman sayet filani görürsen benden ona selam söyle, dedi.

Abdurrahman:

? Yâ Ümme Besir Allah seni bagislasin, bununla ilgilenecek vaktimiz olmaz, dedi.

Ümm-ü Besir:

? Isitmedin mi Resûlulllah buyurdu:

«Müminin ruhu istedigi gibi Cennette gezer. Kâfirin ruhu da Cehennemde hapsedilir.»

Abdurrahman:

? Evet, dedi.

Ümm-ü Besir.

? Iste, bahsettigim sey budur.


ibn-i Mende, Taberani, Ebû Seyh, Dumrate bin Habip (Radiyal lahû anh) ´ dan mürsel olarak rivayet ettigine göre söyle demistir:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den müminlerin ruhlari soruldu. Buyurdu ki:

«Onlar yesil kuslar içindedirler. Cennette istedikleri gibi gezerler.»

Yâ Resûlullah kâfirlerin ruhlari nerde olur?., dediler.

Buyurdu ki:

«Onlar Cehennem´de hapsedilir.


Beyhaki Suâb»da Ibn-i Ebi Dünya, «Menâmat» Saîd bin Müseyyib´den rivayet ettiklerine göre;

Selmân-i Fârisi ve Abdullah bin Selâm (Radiyallahû ânhÛma) karsilastilar. Biri digerine dedi ki :

-? «Eger benden önce Rabbine kavusursan, ne gördügünü bana bildir.»

? «ölüler, dirilerle görüsür mü?»

? «Evet müminlerin ruhlari Cennettedirler, istedikleri gibi gezerler.» dedi.


Taberani, Beyhaki, «Suâb»da Abdullah bin Amr (Radiyalla-hû anh) ´dan rivayet ettiklerine göre, söyle demistir:

«Cennet günes sualari içinde dörülür. Her sene iki sefer açilir. Müminlerin ruhlari bir nevi serçe kuslari içinde Cennet meyvelerinden yerler.»

îbn-i Mende bunu Abdullah´dan merfûan rivayet etmis; Hallâl, da ondan mevkûfen, su ibare ile rivayet etmistir:

«Müminlerin ruhlari serçeye benzer, yesil kuslar içindedirler. Cennette tanisirlar ve onun meyveleriyle riziklanirlar.»


Imam. Ahmed, Hâkim sahih görmüstür Beyhaki Ebû Dâ-vud, ibn-i Ebi Dünya, çesitli yollardan Ebû Hüreyre (Radiyallahû anhî´dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:

«Müminlerin evlâtlari, Cennetin bir dagindadirlar. Ibrahim ve Sâre onlara bakarlar. Kiyamet gününde Allah onlari babalarina teslim eder.


îbn-i Ebî Dünya el-l´za» kitabinda, ibn-i Ömer (Radiyallahû !anhî´dan rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

Islâm içinde dogan her çocuk Cennettedir. Yer içer. Yâ Rabbi ebeveynimi bana kavustur,» der.

Yine îbn-i Ebî Dünya o kitapta Halid bin Ma´dan´dan rivayet ettigine göre söyle demistir:

«Cennette Tuba isminde bir agaç var. Her tarafi memedir. Süt emen ve ölen çocuklar, o agaçtan emzirilirler. Bakicilari da Ibrahim Halilürrahmandir.»

Yine Ibn-i Ebî Dünya´nin Ubeyd bin Umeyr´den rivayetine göre;

«Cennet´de, sigir memeleri gibi memeli bir agaç vardir. Cennet ehlinin çocuklari onunla beslenirler.»

Saîd bin Mansûr, Mekhûl (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur :

Müslüman çocuklarinin ruhlari yesil serçeler içinde, Cennet agaçlari üzerindedirler. Babalari Ibrahim (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) onlara bakar.

Ibn-i Ebi Hatem, Hâlid bin Ma´dan´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Cennetde, Tuba isminde bir agaç vardir. Her dali süt verir. Cennet ehlinin çocuklari ondan emzirilirler. Kadinin düsürdügü çocuk da, Cennet nehirlerinden bir nehirde dolasir, Kiyamet kopunca (mahserde) kirk yasinda bir adam olarak diriltilir.»

Ibn-i Ebi Seybe, Beyhaki, ibn-i Abbâs tarikiyle Ka´b´dan rivayet ettiklerine göre, söyle demistir:

«Cennetü´l-Me´vada yesil kuslar vardir. Sehidlerin ruhlari içlerine girer, gezerler. Firavun kavmi gibi zalim milletlerin ruhlari ise siyah kuslar içine Cehenneme ugrarlar. Müslüman çocuklarinin ruhlari ise, Cennet serçeleri içinde olurlar.»

Hennad bin Sirri «Zühd»,de, Hüzeyl´den rivayet ettigine göre;

Firavun kavminin ruhlari siyah kuslar içinde Cehenneme sabah aksam ugrarlar.
Sehidlerin ruhlari ise yesil kuslar içindedir.
Bülüga ermemis müslüman çocuklarinin ruhlari, Cennet serçelerinden bir takim serçelerdir, gezinip otlanirlar.


Ibn-i Ebi Seybe;

«Allah yolunda kati edilenlere ölü demeyin. Onlar diridirler. Fakat siz bilemezsiniz,»[3] âyeti kerime hakkinda Ikrime´den rivâyet ettigine göre, söyle demistir:

Sehitler, Cennetin ak güvercinleri veya ördekleridirler.

Abdurrezzak, Katade (Radiyallahû anh) ´den rivayet ettigine göre; O söyle demis:

Bize ulasti ki:

Sehidlerin ruhlari, ak kuslar suretinde, Arsa asili kandiller içinde barinirlar.

îbn-i Mübarek, ibn-i Amr´den nakline göre söyle demistir:

«Müminlerin ruhlari beyaz kuslar suretinde Arsin gölgesindedirler.
Kafirlerin ruhlari ise yedi kat yerin dibindedirler.»


îbn-i Mende, Ümm-ü Kebse Binta Ma´rur´dan rivayet ettigine göre söyle demistir:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) yanimiza girdi. Biz ondan müminlerin ruhlarini sorduk. Öyle anlatti ki, evdekileri aglatti.

Buyurdu ki:

Müminlerin ruhlari, yesil kuslar içindedirler. Cennette gezerler. Meyvelerinden yer, suyundan içerler. Arsa asili altin kandiller içinde barinirlar.

«Ya Rabbi kardeslerimizi de bize kavustur. Bize va´d ettigini ver,» derler.

Kâfirlerin ruhlari ise, siyah kuslar içindedirler. Atesten yer, atesten içerler. Cehennem taslarinda barinirlar. «Yâ Rabbi dost ve kardeslerimizi bize kavusturma, bize vaad ettigini verme,» derler.



Beyhaki «Delâil»de, ibn-i Ebî Hatem ve ibn-i Merdeveyh, «Tefsirlerinde, Ebû Saîd el-Hudri Radiyallahû anb,´dan rivayet ettiklerine göre; Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle bu yurmustur :

Insan ruhlarinin onda yükseldigi miraç [4] bana verildi (gösterildi) . Ölü o miraci gördügü için, imrenerek göge dogru bakar. O miracin güzelliginden hayrette kalir. Hiç bir yaratik, o Miraç kadar güzel bir miraç görmemistir.

Ben ve Cibril, (O Miraçta) yükseldik. Semanin kapisini açmak istedik... Karsimiza, Adem çikti. Mümin zürriyetinin ruhlari ona arz olunuyordu. Herbirisine:

«Bu temiz bir ruh ve hos bir kisidir. Onu Âla-yi illiyine götürün,» diyordu.

Sonra facir, günahkâr zürriyetinin ruhlari ona arz olunuyordu.

Onlara da:

«Pis ruh, ve igrenç bir kisidir, onu esfel-i safiline götürün,» diyordu.


Ebû Nuaym, zaif bir sened ile Ebu Hüreyre (Radiyallahû den rivayet ettigine göre , Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellenf söyle buyurmustur:

Müminlerin ruhlari, yedinci gökte, beklerler. Cennetteki yerlerine bakarlar.

. Yine Ebû Nuaym, Hilye´de, Vehb bin Münebbih,den söyle rivayet etmistir:

«Allah in yedinci kat gökte, Beyda isminde bir evi vardir. Müminlerin ruhlari onda toplanir. Dünyadan biri öldügünde, ruhlar onu karsilayip dünyadaki durumlari ondan sorarlar. Disaridan gelen birisinden soruldugu gibi...


Said bin Mansûr, Sünen´inde ibn-i Ömer (Radiyallahû anhüma) ´dan rivayet ettigine göre;

O Abdullah bin Zübeyr´in cesedi daragacinda iken, anasi Esma {Radiyallahû anhâ) ´ yi teselli ve taziye etti. Dedi ki:

Üzülme, esas olan ruhlardir. Onlar Allah katinda bakidirler. Bu asilan ise fani bir ceseddir.

Mervizi «Cenazeler» kitabinda, Abbâs bin Abdülmuttalib´den sunu rivayet etmistir:

«Mü´minlerin ruhlari Cebrail (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm)´e götürülür. Ona:

«Bunlar, kiyamete kadar sana emanettir,» denilir.


Saîd bin Mansûr Sünen´inde Ibn-i Cerir-i Taberi «Edeb» kitabinda Mugire´ bin Abdurrahman´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

Selmân-i Fârisi, Abdullah bin Selâm (Radiyallahû anhüma) ile karsilasti. Dedi ki:

? Benden önce ölürsen, ne gördügünü bana anlat. Sayet ben önce ölürsem, basima, geleni sana bildiririm.

Abdullah (Radiyallahû anh) :

? Öldügün halde nasil bildirirsin, dedi. Selmân (Radiyallahû anh) :

? Ruh, cesedinden çiktiktan sonra bir daha cesedine dönünceye kadar, yer ve gök arasinda kalir, dedi.

Allah´in emri Selman, (Radiyallahû anh) önce öldü ve´Abdullah bin Selâm onu rüyada gördü.

? En üstün neyi buldun? dedi.

Selmân (Radiyallahû anh) :

? Ben tevekkülü çok acâip bir sey olarak gördüm, dedi.


Ibn-i el-Mübarek, «Zühd»de-Hakim-i Tirmizi. «Nevâdir el-Usiü» de, Ibn-i Ebi Dünya ve ibn-i Mende, Saîd bin Müseyyib´den rivayet ettiklerine göre Selmân-i Farisi (Radiyallahû anh) söyle demistir:

«Müminlerin ruhlari, dünya ve ahiret arasi bir Berzahladirlar, istedikleri gibi gezerler. Kafirlerin ruhlari da esfel-i safilindedirler.»

Hakim-i Tirmizi, Selmâii-i Farisi (Radiyallahû anh)"den rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Müminlerin ruhlari, yer ve gök arasinda Berzahta [5] dirlar. Istedikleri gibi gezerler. Sonra hasirde Allah onlari cesedlerine geri çevirecek.»


Ibn-i Ebi Dünya, Mâlik bin Enes (Radiyallahû anh)´den rivayetin göre, söyle demistir:

«Bana ulasti ki: Müminlerin ruhlari serbest birakilir, istedikleri gibi gezerler.»

Abdullah bin Amr bin Âs Radiyallahû anh digine göre;

Kendisinden, öldükten sonra müminlerin - (ba)rindiklari sorulmus. Demis ki rivâyef edilarinin nerde ba-

? Onlar, ak kuslar suretinde, arsin gölgesindedirler;
Kâfirlerin ruhlari ise, yerin yedinci katindadirlar.
Müminler öldügünde ruhlari müminlerin yanina götürülür. Onlarin mahfelleri vardir. Ondan kendi arkadaslarini sorarlar. Eger Of «Arkadasiniz öldü» dese, onlar:
«Demek yerin dibine götürüldü» derler.

Kâfir öldügünde, yerin dibine götürülür. Ordakiler kendisinden bâzilarini sorarlar. Eger «öldü» derse, onlar «demek, o göge çikartildi» derler.


Mervizi, ibn-i Mende, «Cenazeler» kitabinda ve ibn-i Asâkir, Abdullah bin Ömer (Radiyallahû anhüma) ´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Kafirlerin ruhlari Yemen´de, müminlerin ruhlari Sam´da toplanirlar.»



Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:15:57
îbn-i Asakir, Urve bin Ruveym´den rivayet ettigine göre:

? Her iyi ruh Sam´a gelir, demistir.


Ebû Bekir «en-Necâd» kendisinin meshur Hizbinde Ali bin Ebû Talip (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«En hayirli vadi, Mekke vâdisidir. Ve en serli vadide de Hadra-mutta olan Ahkâf (vâdisidir. Kâfirlerin ruhlari onda toplanir. Bu vadinin ismi, Bürhüt´tür.


îbn-i Ebi Dünya, ibn-i Mende, Ali bin Ebû Talip (Radiyallahû anh) ´dan rivâyet ettigine göre söyle demistir:

«Yeryüzünde Allah´in en fazla gazap ettigi yer, Hadramûtda Bürhüt ismindeki vadidir. Kâfirlerin ruhlari onda toplanir.»

.îbn-i Ebi Dünya ise, Ali´den rivayet ettigine göre;

Müminlerin ruhlari, zemzem kuyusundadir, demis.

Ahkaf, Ad kavmiinin yasadigi bölgedir.

Hakim «Müstedrek»;inde ve ibn-i Mende, el-Ahnas b. Dabi´den rivayet ettiklerine göre;

Kab´ül Ahbar, Abdullah bin Amr (Radiyallahû anh)´e mektup gönderip müslüman ve müsrik ruhlaruiin nerde toplandiklarini sordu. Abdullah b. Amr dedi ki:

Müslüman ruhlar Kerbelâ´da Eriha , denilen yerde toplanirlar. Müsrik ruhlar ise San´a´da toplanirlar. Kab´ül-Ahbâr´in gönderdigi elçi dönüp de Abdullah b. Amr´in dediklerini ona anlatinca, Kab; «O. dogru söyledi» dedi.

îbn-i Cerir «Tefsiriinde, dedi:

Muhammed bin Avf et-Tai, Ebû Mugire´den, o da Safvân´dan rivayet etti ki:

O Yemen´de Âmir bin Abdullah´dan «Mümin ruhlarin toplandigi bir yer var mi, diye sordu. Abdullah dedi ki: Onlar yerde toplanirlar. Cenab-i Hakk söyle buyuruyor:

Biz Zebur da yazdik ki, Arza benim salih kullarim varis olacaklar, Ravi demis ki, bu Arz´dan maksat, mümin ruhlarinin kiyamette dirilinceye kadar onda toplandiklari yerdir.[6]

îbn-i Ebi Dünya, Vehb bin Münebbih´deni? rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Mümin ruhlar, kabzedildigi zaman, Remyail isminde bir melege birakilir. O mümin ruhlarin muhafizidir.»

Yine ibn-i Ebi Dünya, Ebbân bin Sa´lep´den, o da ehl-i kitap bir adam´dan rivayet ettigine göre, söyle demis:

Kâfirlerin ruhlarina bakan melegin ismi Devme´dir...

Ukaylî, zayif bir sened ile, Hâlid bin Ma´dan tarikiyle Ka´b´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

Hizir, asagi deniz ile yukari deniz arasinda nurani bir minber üstündedir. Ona itaat etmek ve onu dinlemek için deniz hayvanlarina emir verilmistir. Ruhlar da sabah aksam ona arz olunur.

Ibn-ül-Kayyim, demis ki: Ruhlarin öldükten sonra karargâh edindikleri yer meselesi agir bir konudur. Ancak rivayete dayanilir.

Birinci görüs olarak denilmis ki, sehid ve gayr-i sehid bütün mümin ruhlar, Cennettedirler. Sayet büyük günahlar, onlari engelle mezse...

Kâb, ümm-ü Hani, ümm-ü Bisr, Ebû Saîd Pumrate rivayet ettikleri hadislerin zahiri bunu gösterir.

Su ayet-i kerime dahi bunu gösterir:

Eger Allah´a yakinlardan ise, ona rahatlik, güzellik, Naim cenneti vardir. Eger ashab-i yemin (sag taraftari) ise ashâb-i yeminden ona selâm olsun. Eger sapik kâfirlerden ise, ona kaynar sular takdim edilir ve Cehennem atesine tutulur. [7]

Bu âyet, vücuttan çikan ruhlari üç kisma ayirmistir. Allah´a yakin olanlar ki, onlar, Naîm cennetindedirler. Ashab-i yemin olanlar ki, onlara selam var. Bu da, onlarin azaptan kurtulacaklarini gösteriyor.

Sapik ve kâfirler ki, bunlar Cehennemliktirler.

Su gelen âyet-i kerime dahi, bâzi sahabe ve tabünlerin görüsüne göre, ruhlarin cesetten çiktiktan sonra. Cennete girdiklerini gösteriyor:

Ey nefsi mutmainne, Rabbine dön, razi olarak ve kendinden de razi olunmus olarak.. . Kullarimin içine gir Cennetime dahil ol. [8]

Sahabe ve tabiinden bir cemâat, demis ki, bu emir, ruh cesetten çiktiginda bir melek lisaniyle ona müjde olarak söylenilir. (Demek ruh cesetten çiktiktan sonra, Cennete girmeye emredilir.)

Yasin âlinden imana gelen hakkinda buyurulan su âyet de bunu teyid eder:

«îman eden o kisiye denildi ki, Cennete gir, o dedi ki: Keske kavmim bilseydi.» [9]

Ikinci bir görüs olarak denilmis ki:

Ruhlarin cennete girdigine dair hadisler, sehidlere mahsustur. Nasil ki baska bir ayette bu, açikça ifâde edilmistir.

Hem su normal ölü hakkinda buyurulan «Sabah aksam cennet veya Cehennemdeki yeri ona gösterilir.» hadisi...

Ve sabikan sözedilen Ebû Hüreyre (Radiyallanû anh)´den rivayet ettigi:

«Onlar yedinci gökte, Cennetteki makamlarina bakarlar.» hadisi ve ayni mealde ki, Vehb´in hadisi, bunu teyid ederler.


Ibn-i Hazm, demis ki:

Bir kisim, ruhlarin karargâhi, cesedleri yaratilmadan önce barindiklari âlemdir. Yani Adamin saginda ve solundadirlar. Bunu âyet ve sünnet de teyid eder.
Cenâb-i Hakk buyuruyor:

«Hani Rabbin Adem ogullarinin sirtlarindan zürriyetlerini aldigi ve onlari sahit gösterdigi zaman, ben Rabbiniz degil miyim? dedi.

Onlar: «Kâlü Bela» (Evet Rabbimizsin) dediler. [10]

Yine Cenab-i Hakk buyuruyor;

«Sizi yarattik, sonra sizi tasvir ettik, sonra meleklere, Adem´e secde edin, dedik.» [11] Demek Cenab-i Hakk, bütün ruhlari birden yaratmistir. Bunun için Resul-i Ekrem Sallallâhû Aleyhi ve Sellem):

«Ruhlar, düzenli askerlerdir. Tanistiklari birlesirler, tanismadiklari dagilirlar.» diye buyurmustur.

Kâlu Belâ´da, Allah, onlari Rubûbiyetine sahit gösterdiginde onlar, mahluk, musavver ve akil sahipleri idiler. Bu durumlari, meleklerin Adem´e secde etmelerinden ve ruhlar´in cesedlerine girmelerinden öncedir. Cesedler o zaman, toprak ve su idi. Cenâb-i Hakk ruhlari istedigi yerde barindirdi. Ki, öldükten sonra, bu berzah aleminde barinirlar. Ruhlar bu Berzah âleminden, peyderpey bu dünya mesherine gönderilirler.

îbn-i Hazm demis ki:

Demek ruhlar, tanisma ve tanismama gibi vasiflara sahip cisimlerdir, islerin farkindadirlar. Cenab-i Hak onlari imtihan için dünyaya gönderir, sonra, onlari vefat ettirip berzah alemine gönderir.

Resûl-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Miraç gecesinde, bu ruhlari Berzah âleminde ehl-i saadet olanlari Hazreti Adem´in saginda, ehl-i sekavet olanlari da Hazreti Adem´in solunda görmüs. Bu onlarin ayni hizada olmalarini gerektirmez. Sagin son yüksekligi oldugu gibi, solun son derece asagi kati vardir. Peygamberlerin ve sehidlerin ruhlari ise acele edip Cennete giderler.


Muhammed bin Nasr el-Meryizi, îshak bin Raheveyh´den rivayet ettigine göre, o da bu görüsün aynini söylemistir. Ve bütün ehi-i ilim bu görüstedir, demistir.

îbn-i Hazm, demis ki, bu ayni zamanda bütün Islâm ulemâsinin da görüsüdür.

Âyet-i Kerime´de, Vak´a sûresinin sonunda, sagda olanlar, solda olanlar» ve cennette olan mukarrebler» diye bahs edilen üç grup ruh yukarda sözedilen, mesudlar, sakiler, sehid ve peygamberlerin ruhlaridir. Ruhlar bitinceye kadar, pespese gönderilirler. Sonra, ayni o Berzah âlemine dönerler. Ve kiyamet koptugunda, ikinci diriliste bir daha cesedlerine dönerler. (Buraya kadar, ibn-i Hazm´m sözü idi.)

Üçüncü görüse göre :

Ruhlar, kabirlerindedirler. Ibn-i Abdul-Berr, anlatilan görüslerin en sahihi budur, demis.

Demis ki, kabrin sual ve sorgusu, azap ve nimeti, kabir ziyareti, onlara selam vermek ve muhatap edinmeleri bunu gösterir.

Îbn´ül-Kayyim demis ki:

Eger bundan kasit, ruhlarin kabirden ayrilmadiklari ise, bu yanlistir. Kitap ve Sünnet bunu reddeder. Sorguya çekilmesi ise, ruhun kabirde veya kabrin üzerinde oldugunu göstermez. Ancak onunla iliskisi oldugunu gösterir. Bu iliski ile ruh sorguya çekilir. Çünkü ruhun bir özelligi bir anda iki yerde bulunmasidir. Refik-i Âla´da oldugu halde, bedenle bitisik olabilir. Cesedine selam verildiginde selamini alabilir.

iste, peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Cebrail (Aleyhi´s-selâm) ´ i altiyüz kanat içinde, gördü. Yalniz iki kanadi ufku kapatiyordu. Bununla beraber, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´e yanasip dizini dizine koymustu. Muhlislerin imani artiyordu. Mümkündür ki, o böyle yaklastigi halde, gökteki yerinde olsun.

Resul-i Ekrem, (Sallaîlâhû Aleyhi ve Sellem) Cibril´i gördügünü bir hadisi serifiyle, söyle buyurmustur:

«Basimi kaldirdigimda baktim, Cibril, yer ve gök arasinda dikilmis, söyle diyor:

«Ya Muhammed, sen Resulullah´sin, ben de Cibril´im.» Basimi hangi tarafa çevirdimse, onu orda öylece gördüm.» îste, Allah´in dünyanin birinci gögüne inmesi, ve Arefe günü müminlere yakinlasmasi ve benzeri ayet ve hadisler bu mânâya yorumlanir. Çünkü Allah, hareket ve yer degistirmekten münezzehtir.

Bu gibi konularda yanlislik, alem-i gaybi, alem-i sehadete ki yaslanmaktan dogmaktadir. Ruhu bir yeri mesgul eden, yani hacmi olan bir madde olarak düsünüyorlar. Bu mahza yanlistir.

Resûl-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Miraç gecesinde, Musa (Aleyhi´s-selâm) ´i kabrinde namaz kilarken gördügü halde, onu altinci gökte de görmüstür. Ruh, orda beden seklinde, bedenle iliskisi olarak kabrinde namaz kildigi ve selam verenlerin selamini iade ettigi halde, Refik-i ala´da (göklerin üstünde) de olabilir. Bu iki durum arasinda münafat ve terslik yoktur. Çünkü ruhlarin özelligi bedenlerin özelliginden degisiktir. Bazilari bunu günese benzetirler. Kendisi gökte oldugu halde, sualari yerde olur. Sua günesin bir vasfi olup yani günesin kendisi olmadigindan, bu temsil mutabik degilse de meseleye isik tutar.

Resul-i Ekrem {Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´m Miraç gecesinde Peygamberleri gökte görmesi de bu kabildendir. Sahih görüse göre (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) cesed olarak görünen ruhlari görmüstür. Onlarin bedenleri ise kabirde diri olup namaz kildiklarina dair, hadis vardir. Demek gökte görülen ruhlardir.

Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurmustur ki:

Kim kabrimin yaninda bana salavat getirirse, ben onu isitirim. Kim uzakta dahi okursa, onun sala vati bana ulastirilir. (Beyhaki, bunu ´Suab´da Ebû Hüreyre (Radiyallahû anh) hadisinden rivayet etmistir.)

Yine Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmus :

Allah kabrime bir melek müekkel kildi. Ona bütün yaratiklarin kulaklari kadar kulak verdi. Kiyamete kadar, kim bana salavat okursa, ismini ve babasinin ismini bana ulastirir.
Bezzâr, Taberâni, Ammar bin Yâsir (Radiyaîlahû anh) hadisinden bunu rivayet etmislerdir.
Bu kesin olarak gösteriyor ki, onun (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ruhu diger peygamberlerle âla-i illiyinde olmakla beraber, ayni zamanda, Refik-i ala´da (Cenab-i Hakkin huzurunda) dir.
Bu izahat, ayni zamanda gösteriyor ki, ruhun âla-yi illiyinde olmasi, Cennette olmasi veya gökte olmasi ile bedenle iliskisi olup anlayip isitmesi, namaz kilip Kur´an okumasi arasinda münâfat yoktur.
Bunun garip görünmesi, âlem-i Sehadetde, dünyada onun benzerinin olmayisidir. Berzah ve Ahiret isleri dünyada alistigimiz islere benzemez. (Buraya kadar ibn-i Kayyim´in sözü idi.)

Yine baska bir kitapta demis ki:

Ruhun bedenle bes degisik iliskisi vardir:

Birincisi: Ana karninda,
Ikincisi Dogumdan sonra,
Üçüncüsü: Uykuda..
. Uykuda ruh bedende bir yandan iliskisi vardir. Bir yandan da ondan ayridir.

Dördüncüsü: Berzah aleminde.
.. Bu alemde, ruh ölümle bedenden ayrilmissa da tamamen ondan ayri degildir.

Besincisi: Ikinci diriliste....
Iliskilerin en saglami en mükemmeli de budur. Çünkü, bu iliski ile vücut artik, ne Ölür, ne yatar, ne de bozulur.

Yine ibn-i Kayyim, baska bir yerde demis ki:

Ruh öyle bir hiz ve harekete sahip ki, göz kirpmasi gibi bir anda, kabirden göge çikar. Delili de uyuyanin ruhudur. Tesbit edilmis ki, uyuyanin ruhu, bir kaç saniye içinde, yedi kat göge gelip Ars-i âla altinda Allah´a secde eder. Sonra cesedine döner.

îbn-i Kayyim,/görüsünü söyledikten sonra, diger görüsleri de söyle anlatmistir:

Ruhlar, Cabiye´de veya Zemzem kuyusundadirlar. Kâfirlerin ruhlari da Bürhût vadisindedirler. -

îbn-i Mende senediyle, Süfyan bin Ebbân bin Said tarikiyle bir adamin söyle dedigini rivayet etmistir:

Bir gece Bürhût vadisinde yattim. Sanki bütün insan sesleri onda toplanmisti.
«Ya Davme, Yâ Davme.» diyordular.

Ehli kitapdan bir adam, demis ki:

Devme´ kâfirlerin ruhlarina müekkel olan melektir.

Süfyan: Hadramutu onlardan sorduk; dediler ki kimse geceleyin o vadide yatamaz.

îbn-i Ebû Dünya, el-Kubur, kitabinda, Ömer bin Süleyman´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir:

Yahudi bir adam öldü, yaninda müslümanin bir emâneti vardi. Onun müslüman bir oglu da vardi. Fakat emânetin yerini bilemedi. Suayb el-Cebbai´ye durumu anlatti. O da su tavsiyede bulundu :

Bürhût vadisine git, orda bir çesme vardir, yahudiler, Cumartesi gününü orada geçirirler. Iste Cumartesi günü oraya gidersen, babam çagir, ona istedigini sor. Adam, bu tavsiyeyi dinledi, gidip çesmenin basma varinca iki veya üç sefer babasini çagirdi. Babasi cevap verdi.

Ogul Filan kisinin emaneti nerdedir? dedi.

Baba:

Kapinin esiginin altindadir, git ona teslim et ve üzerinde oldugun dinde kal, dedi.

Sonra, ibn-i Kayyim, demis ki:

Bu rivayetlerin birine sahih, digerine, bâtil demek mümkün degildir. Sahih görüs odur ki, ruhlarin Berzah alemindeki yerleri degisiktir. Bu degisiklik, bu alem. hakkinda olan görüs ve rivayetlerin arasindaki degisikliklerden daha fazladir. Çünkü bu görüslerin herbirisi, saadet, ve sekavetteki derecelerine göre guruplanan insanlarin bir gurubu hakkindadir.
Bâzi ruhlar, ala-yi illiyindedir. Mele-âla´dadir. (En yüce makam ve meclislerdedir) Peygamberlerin ruhlari gibi. Mirac gecesinde göründügü gibi onlarin da makamlari degisiktir.
Bâzi ruhlar da yesil kuslar içinde, Cennette istedikleri gibi gezerler. Onlar da sehidlerin ruhlaridir. Fakat hepsinin degil. Çünkü, bâzilari borcundan veya baska bir sebepden dolayi Cennete girmekten alikonulurlar.
Nasil ki, Müsned,de Muhammed bin Abdullah bin Cahs (Radiyallahû anh) ´dan rivayet edilmis :

Bir adam Resûl-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´e gelip dedi ki:

«Yâ Resûlallah, Öldürülsem, bana ne var?» Resul-i Ekrem (Sal lallâhû Aleyhi ve Sellem.) :

«Cennet» diye buyurdu. Sonra adam dönünce, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Borç müstesna.. Biraz önce Cebrail bana bunu gizliden bildirdi,» diye buyurdu.

Bâzi ruhlar, cennet kapisinda olurlar. îbn-i Abbâs´ui hadisinde geçtigi gibi.
Bazilari da kabirde ates içinde mahpus kalir.
Bâzilari da yerde kalir, yüksek makamlara çikamaz. Çünkü süfli bir ruh imis. Ve arzî süfli ruhlar, semavi ruhlarla bir araya gelemez. Tipki dünyada bir araya gelemedikleri gibi.
Ruh, bedenden ayrildiktan sonra, benzer arkadaslarina ve yaptigi amellere kavusur. Çünkü, insan sevdigi ile beraber olur.
Bâzi ruhlar da, zânilere mahsus bir tandirda olur.. Bâzilari da kandan bir nehir içinde olurlar. Demek, iyi ve kötü ruhlar´için yalniz tek bir yer var degildir. Hepsinin, de yer ve makamlarinin degisikligine göre, kabirlerdeki cesedleriyle iliskileri vardir. Ki hak ettigi azap ve nimeti görsün. (Ibn~i Rayyim´in sözü bitti.)

Ben diyorum ki; imam Ahme´din «Zühd»,de rivayet ettigi su gelen nakil, ibn-i Kayyim´in bu anlattigini yani ruh ve cesedin nimet ve azapta ortak olduklarini teyid etmektedir. Söyle ki:

imam Ahmed, Vehb bin Münebbih´den rivayet ettigine göre, Hizkil (Aleyhi´s-selâm) söyle demistir:

Bir melek bana geldi,, beni yüklendi, bir araziye birakti. Orasi bir savas meydani idi. Orada binlerce ölü vardi. Etleri çürümüs, kemikleri birbirini birakmisti. Ben onlari çagirdim. Her kemik, bulundugu ekleme geldi. Sonra üzerlerine et bitti. Sonra, cilt geçirildi. Ben de bakiyordum. Bana denildi ki:

Ruhlarini çagir. Ben çagirdim, baktim, her bir ruh cesedine gitti.

Ben ne durumda idiniz? dedim.

Onlar:

Biz ´ölüp hayat bizden ayrildiginda, karsimiza Mîkail isminde bir melek çikti, bize,

«amellerinizi getirin, ücretlerinizi aliniz, size, sizden öncekilere ve sizden sonrakilere yaptigimiz ve yapacagimiz kanun budur, dedi.

Sonra amellerimize bakti, gördü ki; biz putlara tapiyörmusuz. Bunun üzerine, cesedlerimize kurtlari musallat etti. Ruhlarimiz, elem çekmeye basladi. Ruhlarimiza gam ve kederi musallat etti, cesedlerimiz elem çekmeye basladi; Iste biz, simdiye kadar, böyle azap çekiyorduk.

Kurtubi dedi:

Hadisler, .gösteriyor ki, Cennete girecekler, yalniz sehidlerin ruhlaridir. Yani ruh olarak baska ruhlar girmez. Ka´b hadisi ve benzeri hadisler, sehidler´e yorumlanir.
Ama diger ruhlar ise, bazen gökte olur, Cennette degil. Bazen de kabirlerinin avlusunda olurlar.

Bir rivayete göre, onlar, aleddevam, her Cuma kabirlerine gelirler.

Ibn-i Arafei dedi ki;

Ceride hadisinden anlasilir ki, ruhlar, kabirlerinde azap ve nimet görürler.

Sonra, Kurtubi, dedi ki:

Diger ölülerden baska bazi sehidlerin ruhlari da cennetin disinda kalir, Nitekim ibn-i Abbas´in hadisinde;

«Sehidlerin ruhlari, Cennet kapismda genis parlak bir nehir üzerindedirler. Üzerlerinde borç gibi insanlarin hakki kaldigindan Cennete giremiyorlar» denilmektedir.

Ebû Musa (Radiyallahû anh) rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Büyük günahlardan sonra, insanin karsilasacagi en büyük günah, Allah´in yasakladigi su günahtir ki, kisi borçlu iken borcunun ödenmesi için bir çareye basvurmadan ölmesidir.
Ebû Davud da bunu rivayet etmistir.

Kurtubi demis ki:

Bâzi âlimler bütün mü´minlerin ruhlari Cennet ül-Me´vada olduklari görüsündedirler. Me´va siginak demektir. Ruhlar oraya sigindigi için, ona Cennet´ül Me´va denilmis. Bu Cennet Ars´in altindadir. Ruhlar onun nimetleriyle nimetlenir, kokusundan istifade ederler.
Fakat birinci görüs daha sahihtir.




Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:16:36
Hafiz ibn-i Hacer, «Fetâva» adli kitabinda söyle demistir:

Mü´minlerin ruhlari, illiyinde (en yüksek makamda) olurlar. Kafirlerin ruhlari da siccinde (en asagi bir yerde) olurlar. Her ruh, manevi bir sekilde, cesediyle iliski içindedir. Bu iliski, dünyada ruh ve beden iliskisine benzemez. Daha fazla rüyadaki iliskiye benzer, belki ondan daha: kuvvetli bir iliskidir.

Demis ki, bu yorumla, (ruhlarin gökte veya yerin dibinde veya kabirlerinin avlularinda oldugu hakkinda gelen üç ayri rivayet bir lestirilmis olur.
Ve bununla beraber, ruhlar için, tasarruf ve kabrine gidip gelme izni vardir.
Kabir degistirilse veya vücut parçalan dagilsa, da mezkur ruh - kabir iliskisi devam eder. Ibn-i Hacer´in sözü bitti.

Ben de diyorum ki ibn-i Asakir´in ibn-i îshak yoluyla rivayet ettigi su hadis, mü´min ruhlarin illiyinde en yüksek makamda oldugunu teyid etmektedir:

Hüseyin bin Ubeydulîah, ibn-i Abbâs Radiyallahû anh,dan rivayet ettigine göre Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem):

Cafer (Radiyallahû anh) sehid edilisinden sonra, söyle buyurdu:

Bu gece, Ca´fer, bir gurup melek pesinde giderken yanimdan geçti. Iki kanadi vardi. Kanadinin tüyleri, kana bulanmisti. Yemende Bise namindaki bir sehre gidiyordular.

îbn-i Adi, Ali bin Ebû Talip hadisinden rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Bir gurup melek arkadaslariyle Cafer´i gördüm. Bise halkini yagmurla müjdeliyordular.»

Hâkim, Ibn-i Abbas, Radiyallahû anhüma,dan; söyle demistir:

Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) oturuyordu. Esma binti Amis de yakininda idi, birden bir selami iade etti. Ve söyle dedi:

Yâ Esma! Cafer, Cibril ve Mikail ile beraber yanimizdan geçip bize selâm verdiler. Ve Cafer dedi ki:

Ben filan gün, müsriklerle çarpistim. Cesedimde önümden, yetmis üç darbe yedim. Sonra sancagi sag elimle tuttum, elim vurulup kesildi. Sonra, sol elimle tuttum, o da kesildi. Iste, bunlara bedel Cenab-i Hakk, bana iki kanat verdi. Cibril ve Mikail ile uçuyorum. Cennette istedigim yere konuyorum. Meyvelerinden istedigimi yiyorum.

Bunun üzerine Esma (Radiyallahû anhâ) «Cafer´e afiyet olsun. Allah ona ne nimeti rizik vermisse. Fakat korkarimki, insanlar buna ulanmazlar, minbere çik, halka bunu anlat,» deyince. Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) minbere çikti, hamdü sena getirdikten sonra :

«Cafer bin Ebû Talip Cibril ve Mikail ile beraber geçti. Allah, ellerine bedel ona iki kanat vermisti. Bana selam verdi», buyurduktan sonra Cafer (Radiyallahû anh)´in ona haber verdiklerini anlati.

Kurtubi, Ka´b´in: «müminin ruhu bir kustur.» hadisi hakkinda söyle demistir:

Müminin ruhu kus seklinde olur, yoksa, onun içine girer, ve o zarf olur demek degildir.

Ibn-i Mace´nin ibn-i Mes´ud´dah rivayetinde;

«Sehidlerin ruhu Allah katinda, yesil kuslar gibidir» denmektedir.

îbn-i Abbâs´m rivayetinde «yesil kuslarin içinde gezer» ifadesi vardir.

îbn-i Ömer´in ibaresinde, «Ak kuslar seklindedirler» diye geçmektedir.

Ka´b´m rivayetinde de: «Sehidlerin ruhlari yesil kuslardir» ifadesi geçmektedir.

Kurtubi demis ki, bütün bu rivayetler, «yesil kuslarin karinlarindadirlar» rivayetinden daha sahihtir.

Kabîsi´de; Âlimler, «Yesil kuslarin içindedirler» rivayetini münker görmüsler. Çünkü o zaman, ruhlar, mahpus kalmis olurlar, demis. Ve söylece ona cevap verilmistir:

Rivayet, sabittir. Tevil edilmesinin ihtimali var ki, «içinden» maksat, «üzerinde» olsun. O takdirde mâna söyle olur:

Sehidlerin ruhlari yesil kuslar üzerindedirler. Ayet-i Kerimede, Sizi hurma dallarinda asacagim. [12] ifadesinin dallarin üzerinde asacagim manasinda geldigi gibi.

Digerleri de demis ki, bu rivayeti, hakiki mânâsinda almaya hiç bir mâni yoktur. Çünkü Allah, kusun içini fezadan daha genis kilabilir.

Ibn-i Dihye, «Tenvir»de;

«Bâzi mütekellimlerin bu rivayet münkerdir» (belli degil) dediklerini» yazmistir. Demisler ki iki ruh bir cesed de olamaz. Ve bu muhaldir.
Onlarin bu sözleri hakikatleri bilmemektir. Sabit olan sünnet ve icma´a itirazdir. Çünkü hadisin mânâsi açiktir: Sehidin ruhu dünyadaki cesedden çiktiginda, kus suretinde olan baska bir cesede girer. Kiyamette cesedine dönünceye kadar. Berzah âleminde bu sekilde kalir.

Esas muhal olan, iki hayatin bir cisimde olmasidir. Ama iki ruhun, bir cesed de olmasi , muhal degildir. Çünkü, iki cisim içice girer diye bir sey iddia etmedik. Iste cenin ana karnindadir. Ve ruhu, anasinin ruhundan ayri bir ruhtur. Bunu misâl verirken kusu sehidin ruhudan baska bir ruhu var kabul edildigi takdirde deriz. Halbuki, «yesil kuslarin içindedir» hadisinden, yesil kuslar seklindedir, mânâsini gayet kolay anlayabiliriz.
«Insan suretinde bir melek gördüm» ifâdesi gibi Üstad Izzeddin ibni Abdüsselâm, Emâlisi´nde;

«Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayiniz, onlar diridirler. Allah katinda riziklanirlar.» [13] mealindeki âyet-i kerime hakkinda söyle bir soru açiyor:

Eger denilse bütün ölüler de böyledirler, neden, sehidler tahsis edilmis.

El-cevap: Bütün ölüler böyle degildir. Bir kismi cesedden çikarilir. Mücerret kalir. Normal ölüler gibi. Bir kismi da bu cesedden çikar, yesil kuslarin içine girer, sehidler gibi...

Ka´b´m rivayet ettigi, «Mü´minin ruhu yesil kus olur» hadisindeki umumilik sehidlere mahsustur. Bütün bunlar gösteriyor ki, ruhlar cesedden ayrilir. Görür ve isitir. Yoksa, kabir azabi ve nimeti ve kabre selam verme hakkinda varit oîan hadislerin bir mânâsi kalmaz, (Üstad îzzeddin´in sözü bitti.)

Iste, o da, sehid ruhlarinin kuslar cevfinde oldugu görüsündedir. Yani «kuslar seklinde olurlar» görüsünü kabul etmiyor.

Ibn-i Ömer (Radiyallahû anhüma)´dan rivayet edilen su hadis de bunu teyid etmektedir:

«Onlar baska bîr cesede girerler.»
Bu hadisin senedi, mevkuf [14]ise de merfu [15] hükmündedir. Çünkü böyle seyler sahsi bir görüs olarak söylenilmez ve! daha önce bunu teyid eden merfu bir rivayeti gördün.


Hennad bin Sirri «Zühd» kitabinda, ibn-i Ishak yoluyla îshak bin Abdullah bin Ebu Ferve´den rivayet ettigine göre, söyle demistir:

Bir ehl-i ilim bize rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallâhû Aley hi ve Sellem) söyle buyurmustur:

Sehidler üç guruptur: Allah, katinda derecesi en düsük olan o adam ki, malini, canini ortaya kor, Ölmek ve öldürülmek istemez ken, ona bir ok isabet eder, ondan akan ilk kan damlasiyle, Allah onun bütün günahlarini afv eder. Sonra, Allah gökten bir cesed indirir, ruhunu içine kor. Sonra Allah´in huzuruna kaldirilir. Hangi gökten geçerse, melekler onu tesci ederler. Ta Allah´in huzuruna varir. Vardiginda hemen secdeye kapilir. Sonra, ona atlas kumasdan yetmis hülle giydirin diye emir verilir. Sonra, onu diger sehid kardeslerinin yanina götürün, denilir. Onlarin yanina getirilir. Onlar, Cennetin kapisinda yesil bir kubbe altindadirlar. Onlara riziklari Cennetten gelir.
Kabir, O sehidlerin yanina vardiginda, siz memleketinizden gelen misafirden sordugunuz gibi filan kisi ne yapti diye sorarlar. O, iflâs etti» der.

Onlar:

O ne yapti ki? O iyi bir tüccardi. Biz, sizin müflis saydiginizi müflis saymiyoruz. Esas müflis amelce müflis olandir, derler.

Sonra filan kisi filan hanimina ne yapti, diye sorarlar.

Onu bosadi, der.

Onlar:

Aralarinda ne geçti ki, onu çok seviyordu, derler.

Onlar:

Filan ne yapti, derler.

O:

O bendi Onlar:

Yok önce öldü, der.

«Demek helak oldu, biz onun öldügünü isitmedik. Allah´in iki yolu vardir. Biri yanimizdan geçer, digeri de onun zit istikametinde gider. Allah bir kula iyilik dilerse, onu yanimizdan geçirir, ne zaman öldügünü biliriz. Bir kula da ser dilerse, onu baska tarafa götürür, onun haberini isitmeyiz, derler.

îbn-i Mende, Abdurrahman bin Zeyyad bin En´am tarikiyle, Hayyam bin Cebele´ den rivayet ettigine göre, söyle demistir:

Bana ulasti ki, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

Sehit düsenlere Cenâb-i Hakk en güzel bir cesed indirir, ruhuna «içine gir» der. Evvelki cesedine bakar, Halk´in yaptiklarini görür, ordakilerle konusur. Onlarin isittigini sanir. Ve onlarin gördügünü sandigindan onlara bakar. En sonunda, onun huri olan hanimlari gelir, onu alir götürürler. ifsâh sahibi dedi ki: "Nimet gören ruhlar çesit çesittir. Bâzilari cennet agaçlarina kalan bir kustur. Bazilari da yesil kuslarin havsalasinda olur. Bazilari Ars altinda kandiller içinde barinirlar. Bazilari da, ak kuslarin havsalasinda olur. Bazilari baska bir çesit kuslarin havsalasinda olurf Bazilari, Cennetlik sekiller içinde olurlar. Bazilari da amellerinden yaratilan bir sekil içinde olur. Bazilari gezer ve döner, cesedini ziyaret eder. Bazilari da ölenlerin ruhlarini karsilamakla görevlidir.

Bunlardan, baskalari da, bir kismi Mika(il) ´in kefaletinde olur. Bil kismi Âdem´in kefaletinde olur. Bir kismi da Hz. Ibrahim´in kefaletinde olur.

Kurtubi dedi ki, bu güzel bir görüstür. Bütün rivayetleri birlestirir.

Ben diyorum ki, Beyhaki ve ibn-i Merdeveyh´in Ebû Said-i Hud-ri´den rivayet ettikleri Miraç hadisi de bunu teyid etmektedir. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«...Sonra, ikinci göge çiktim, Yahya ile Isa ve milletlerinden bir gurubu gördüm.
Sonra üçüncü göge çiktim. Yûsuf ve milletinden bir gurubu gördüm.
Sonra dördüncü göge çiktim. Idris ve milletinden bir gurubu gördüm.
Besinci göge çiktim, Harun ve milletinden bir gurubu gördüm.
Altinci göge çiktim, Musa ve milletinden bir gurubu gördüm.
Yedinci göge çiktim, Ibrahim ve mîlletinden bir gurubu gördüm.

Bana denildi ki, burasi senin ve ümmetinin yeridir.» diye buyurdu.

Sonra su mealdeki âyeti okudu:

Ibrahime en lâyik olanlar, onun tabileri, bu peygamber ve ona imân edenlerdir. [16]

Sonra ümmetimi iki firka halinde gördüm. Bir firkanin üzerinde kagit gibi ak elbiseler vardi. Bir firkanin da üzerinde çamurdan elbiseler vardi, diye buyurdu ve hadisin tamamini anlatti.

Iste bu hadis gösteriyor ki, ruhlarin mertebeleri degisiktir her bir semâda bir millet vardir.


Hakîm-i Tirmizi dedi ki, ruhlar Berzah âlem´inde gezerler, dünyadakilerin ve göktekilerin hâllerini seyrederler. Gökte insanlarin durumlarim konusurlar. Bâzi ruhlar da Arsin altindadir, bâzi ruhlar da Cennete uçar, dünyada Allah´a yaptigi ibâdet gücüne göre onda gezer.

Beyhaki de, bunun bir benzerini, «Azâbü´l-Kabir» kitabinda ibn-i Mesûd ve ibn-i Abbas´in (Radiyallahû anhüm) hadislerini zikrettiginde bu hadisin bir benzerini zikretmistir.

Sonra, Buhari´nin, Berra´ (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigi hadisi zikretmis:

Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´m oglu Ibrahim öldügünde, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Onun Cennette bir emzireni vardir» diye buyurdu.

Sonra, Beyhaki, «iste Ibrahim, Medine mezarligi olan Baki´de medfun oldugu halde, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) onun Cennet´de emzirildigini buyurmustur,» diye istidlal etmistir.

Ibn-i Kayyim, demis ki:

«Ruhlar Cennet kuslari olurlar, meyvesinden yerler hadisi, «onlara kabirlerinde Cennetteki yerleri gösterilir» hadisi arasinda zitlik yoktur.

Ruh, Cennet nehirlerine girer. Onun meyvesinden yer, ayni zamanda onun Cennetteki yeri ona gösterilir. Çünkü Cennete hakiki olarak girmek, ancak hasir gününde olur.

Bunun bir delili de sudur:

Sehidlerin ruhlarinin Berzah Âleminde barindiklari yerler, onlarin hakiki makamlari degildir. Demek hakiki olarak Cennete girmek ruh ve cesede sahip insana müyesser olur. Ruhun yalniz olarak girmesi ise bundan ayri ve geride bir seydir.


Nesefi´nin «Bahrü´l-Kelâm»,da söyle denilmistir: Ruhlar dört guruptur:

Peygamberlerin ruhlari ki, cesedinden çikar, misk ve kâfur gibi güzel kokulu cesedinin sekline girer. Cennette olur. Yer içer faydalanir, geceleyin de Arsa asili kandillerin içine barinir.

Sehidlerin ruhlari ki, cesedlerinden çikar, Cennette yesil kuslar içinde olurlar, yer, içer, faydalanir ve geceleyin Arsa asili kandillerin içinde olur.

Müminlerden ehl-i itaat olan ruhlar ki, Cennet etrafinda olurlar. Yemez, içmez, faydalanmazlar, fakat Cennete bakmakla istifade ederler.

Mü´minlerden ehl-i isyan ruhlari ise gökte ve yerde havada olurlar.

Kâfirlerin ruhlari ise onlar, Siccinde yerin yedinci katinin dibinde siyah kuslar içindedirler. Cesedleriyle iliskileri vardir. Günes gökte iken isigi yerde oldugu gibi...
Ruhlari azap gördükçe cesedleri de elem çeker.


Hafiz ibn-i Recep «Ahvalü´l-Kubûr» adli kitabinda söyle demistir:

Yedinci Bab, Berzah aleminde ruhlarin barindiklari yer konusundadir.
Peygamberler (Aleyhi´s-selâm) ruhlari hiç süphesiz, Allah katinda Âlâ-yi îlliyindedirler.

Sahih hadiste var ki, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ´in en son söyledigi söz:

«Yâ Rabb Refiki ´lâ isterim» [17] sözüdür.


Bir adam, ibn-i Mesud´a Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) vefat etti. Simdi nerdedir? diye sormus.

Ibn-i Mesud, «O (Aleyhi´s-selâm) Cennette dir» demis.

Sehidlere gelince çogu alimler, onlarin da Cennette olduklari görüsündedirler. Bu konuda hadisler çoktur. Müslim´in ibn-i Mesûdtan, Imam Ahmed ve Ebû Davud´un ibn-i Abbâs (Radiyallahû anhVdan ve digerlerinden rivayet ettikleri hadisler gibi...

Bu konuda geçen hadislerden baska, Ahmed, ibn-i Ebu Dünya, Ebu Yala´nin Enes Radiyallahû anh,dan rivayet ettikleri su hadistir :

Enes dedi ki:

Güzel rüya, Resul-i Ekrem (Aleyhi´s-selâm) ´in çok hosuna giderdi. Buyruklarindan birisi de, içinizde kimse rüya gördü mü sorusu idi. Tanimadigi bir adam, rüyayi gördügünü anlatinca, onu sorustururdu. iyi bir insandir, dediklerinde rüya daha fazla hosuna giderdi

Enes dedi ki, bir gün bir kadin geldi. «Yâ Resulûllah ben bir rüya gördüm. Sanki çikip Cennete girmisim. Bir düsüs sesini isittim. Cennet kapilari kapandi. Baktim filan ve falan vardir, dedi ve on iki kisiyi saydi ki, Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) onlari savas için bir bölük olarak göndermisti..

Sonra devam etti i Onlar getirildiler, üzerlerinde kanli elbiseler vardi. Damarlari kan akiyordu. Onlari Beydah nehrine götürün, denildi. Götürüldüler. Onlan içine batirip çikardilar. Yüzleri dolun ay gibi parladi. Onlara altin sandalyeler getirildi. Üzerinde oturdular. Altin tabak içinde onlara hurma takdim edildi. Canlari istedigi kadar yediler. Tabagi bir yönden öbür yöne çevirdikçe degisik me veler oluyor ve canlari istedigi kadar yiyordular. Ben de onlarla beraber yedim, dedi. Bir az sonra o bölükten haberci geldi.

«Yâ Resulûllah söyle söyle oldu, filan ve filan on iki kisi isabet aldi» dedi.

Resul-i Ekrem;

«Bana o hanimi çagirin.» dedi. Hanim geldi, «bu adama rüyani anlat» dedi. Rüyayi anlatinca adam (haberci) dedi ki;

«Evet onun gördügü dogrudur. Filan ve filanlar isabet aldilar.»


Mücahit´den rivayet edildigine göre, "Sehidler Cennette degiller, fakat ondan riziklanirlar.» demistir ".

Adem bin Iyas Mücahit´den:

- "Allah yolunda katledilenleri ölü sanmayiniz." mealindeki âyet-i kerime hakkinda rivayet ettigine göre demistir ki;

«Onlar Allah katinda diridirler, Cennet yemisinden riziklanirlar, onun kokusunu alirlar, fakat Cennette degiller.»

îbn-i Abbas (Radiyallahû anhüma)´dan rivayet edilen:

«Sehidler, Cennet kapisinda ak bir nehir üzerindedirler» hadisi buna delildir. Çünkü, bu, gösteriyor ki nehir Cennetin disindadir.

Buna söyle cevap verilmistir:

Hadisin ravilerinden olan ibn-i îshak, aldatan birisidir, hadis olarak isittigini de açik söylememistir.
Belki de, bu hadis umum sehidler içindir, sehidlerin haslari ise Cennette Arsa asili kandillerdedirler.
Veya belki de, hadiste sözedilen sehidden kasit, manevi sehid-dir. Taunda, denizde, yanginda, ve karin agrisiyla ölenler gibi ki, haklarinda hadis varit olmustur.
Veya hadisten kasit delillerle iman edip imanin dogruluguna sahit olanlardir. Çünkü, onlara da sehid denilir. Nasilki Ebu Hüreyre ve Berra (Radiyallahû anhüma) ´dan söyle rivayet edilmistir:

Ebu Hüreyre:

«Her mümin siddik ve sehiddir.» dedi.

«Ne diyorsun ya Eba Hüreyre» denilince, o:

«Su âyeti okuyun» diye cevap verdi:

"Allah´a ve Resulüne iman edenler, Allah katinda siddik ve sehidlerin tâ kendileridir."[18]

Berrâ bin Âzip (Radiyallahû anhVdan rivayet Resulûllah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Ümmetimin müminleri sehidlerdir.» diye buyurdu, sonra yukarardaki âyeti okudu.

Sehidlerden baska teklif altinda olmayan, diger ehl edildigine ima ve mümin çocuklarinin cennette olduklarina dair nas vardir.
Imam Ah med bu konuda icma vardir, diye anlatmis. Cafer bin Muhammed, «Zahirde bunlarin Cennette olduklari konusunda ihtilaf yoktur» ve Meymuni´nin rivayeti izahinda «bu konuda süphe eden yoktur» demistir.

Imam Ahmed gibi, îmam Safii de, onlarin Cennette olduklarini kesin olarak söylemistir.

Selefden de, ayni görüs açik olarak nakledilmistir. Bununla beraber, bir gurup âlimler;

«Mümin çocuklarinin umum olarak Cennette olacaklari söylenebilir, fakat, fert fert olarak söylenemez» görüsündedirler.

Belki de bu görüs suna dayanir:

Çocuk babasiyle ehl-i iman sayilir. Halbuki, babasinin imam üzere öldügü kesin olarak söylenemez. Dolayisiyle onun mü´min çocugu oldugu söylenemez. Demek, ayri ayri her bir çocuk için bir sey söylenemez.
Fakat, bu görüs hiç bir imam müçtehitten açik olarak nakledilmemistir. Onlarin sözlerinin genisliginden alinan bir görüstür. Halbuki imamlarin çocuklar hakkindaki kasitlari müsrik çocuklaridir. Hatta Imam Ahmed «Müsriklerin küçükleri, Cennet seyyahlaridir» mealindeki hadisi delil göstermistir.

Imam Ahmed demis ki; «Eger, onun yüzünden ebeveyninin Cennete girmesi umuluyorsa, onun Cennete girmesinde nasil süphe edilir.»

Sehidlerden baska, teklif altinda olan diger ehl-i iman ise, eskiden ve simdi de, alimler onlar hakkinda ihtilaf etmis ve ediyorlar.

îmam Ahmed;

«Müminlerin ruhlarinin Cennette, kâfirlerin ruhlarinin Cehennemde oldugunu» kesin olarak söylemistir.

Ka´b bin Malik, ümm-ü Hâni. Ebü Hüreyre, ümm-ü Bisr Abdullah bin Amr Radiyallahû anh ve benzerlerinden nakledilen hadisleri delil göstermistir.

Hilal bin Yesâf´dan rivayet edilmis ki, ibn-i Abbâs (Radiyalla-hû anhüma) Kâb´ten ayette geçen illiyin ve siccinin ne demek oldugunu sormus. Kâb demis ki

Illiyin, yedinci göktür, müminlerin ruhlari ondadir. Siccin de yerin yedinci dip tabakasidir. Kâfirlerin ruhlari onda, Iblisin tesiri altindadirlar.
Ve Cennetin yedinci gögün üstünde, Cehennemin ise yerin yedinci tabakasinin altinda oldugu kesin deliller ile sabittir.»

Bu delillerden biri: Bezzar ve Taberani´nin Cabir, (RadiyaÜahû anhâ) ´dan rivayet ettikleri su hadis-i seriftir:

Resûl-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ´den, Hz. Hatice (rayiyallahû anhâ) ´nin durumu soruldu. Buyurdu ki:

Onu Cennet nehirlerinden bir nehrin basinda, içinde bos sey olmayan, yorgunluk vermeyen, kamistan bir evin içinde gördüm.

Ikinci bir delil: Taberani´nin Fâtime (Radiyallahû anhâ) ´dan kesik bir sened ile rivayet ettigi su hadistir:

Fâtime Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den «Anamiz Hatice nerdedir?» diye sordu.

Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)

«O içinde bos sey olmayan, yorgunluk vermeyen kamistan laîr ev içinde Meryem ve Firavunun hanimi Âsiye arasindadir» diye cevap verdi.

Fâtime:

«Bu bildigimiz kamistan mi?» diye sordu.

Resul-i Ekrem (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Hayir, o inci ve yakutla dizilmis bir kamistir» diye cevap verdi.

Üçüncü bir delil:

Imam Ahmed, Tirmizi ibn-i Mâce ve Ebû Da-vud Ebû Hüreyre Radiyallahû anh,dan rivayet ettiklerine göre:

Resûlullah {Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) zina suçundan i´tirafta bulunan el-Eslemeyi recm ettiginde:

«Nefsim kudret elinde olan Allah´a yemin ederim ki, o simdi Cennet nehirlerinde yüzüyordur» diye buyurdu.

Dördüncü bir delil:

Imam Ahmed, Tirmizi ve ibn-i Mace´nin Sevbân (Radiyallahû anh)´dan, o da Resûlullah´dan rivayet ettigine göre, buyurdu ki:

«Kimin ruhu cesedinden ayrilir da, üç seyden beri ise o Cennete girer: Kibirden, hiyanetten ve borçtan...»


Bir gurup da: «ruhlar yerdedir» demisler. Sonra ihtilafa düsmüsler.

Bir firka demis ki; Ruhlar kabirlerin avlularindadirlar. îbn-i Vaddah, bu görüstedir. Ibn-i Hazm de, hadiscüerin çogundan bu görüsü nakletmistir.

Ibn-i Abdi´l-Bennân, «sehidlerîn ruhlari Cennettedir, diger ölülerin ruhlari kabir aylularindadir, istedikleri gibi gezerler,» görüsünü tercih etmistir

. «Kabirlere selâm verme», ve «kabirde ölünün cennet veya cehennemdeki yeri ona gösterilir» hadislerinden delil getirmistir.

Fakat, bu hadisler de, ruhlarin Cennette olmadigina dair bir delil yoktur. Çünkü, yerin gösterilmesi ruhla iliskisi olan cesed içindir, ruh cesedden ayri olarak cennette olabilir.

Yine kabirdekilere selam verilmesinde, ruhlarin kabir avlularinda durduklarina dair bir delil yoktur. Çünkü peygamberlerin ve sehidlerin kabirlerine de selâm verilir. Halbuki, ruhlari âla-yi illiyin-dedir. Fakat, hizli bir sekilde cesedleriyle iliskileri vardir. Bu iliskinin mahiyeti ve keyfiyetini, hakiki olarak ancak Allah bilir.

«Uyuyanin ruhu Ars´a çikar ve cesedle iliskisi vardir. Uyandiginda ona döner» mealinde rivayet ve hadisler buna delildir.

Uyuyan için bu ayrilis ve iliski geçerli ise, bedenlerden siyrilmis ölüler için tarik-i evla ile, geçerlidir. Onlar göge çikarlar ve ruh suretinde kabirlerine dönerler.

Bir firka da demis ki: Ruhlar arzm bir yerinde toplanirlar, mü´minlerin ruhlari Câbiye´de, bir rivayette Zemzem kuyusunda toplanir. Kâfirlerin ruhlari da Bürhût vadisinde toplanirlar.

Hanbeli,lerden Kadi Ebu Ya´la el-Mutemed kitabinda bunu tercih etmistir.

Bu, Imam Ahmed´in, «Kafirlerin ruhlari Cehennemdedir» sözüne muhaliftir. Belki de, Bürhût vadisi, altindan Cehennemle bir ilgisi vardir. Nasil ki, «Denizin alti Cehennemdir» diye rivayet edilmistir.[19]



[1] En´am, 98
[2] hud,6
[3] Bakara, 154
[4] Burada; miraç ismi alet olup yükselte-n vasita ve yükselmenin yolu demektir.
[5] Berzah aralik demektir. Dünya ve Ahiret arasinda ruhlarin bekledigi alem´in ismi olmustur
[6] Enbiya 105
[7] Vakia, son ayetler...
[8] Fecir .son ayetler
[9] Yasin 26
[10] Araf, 172.
[11] Araf, 11
[12] Taha, 71.
[13] Ali Imran, 169.
[14] Mevkuf, senedi sahabelere kadar yükselen hadis demektir.
[15] Merfu, senedi, Peygambere yükselen hadis demektir
[16] Al-i Imran, 08.
[17] Allah´in huzuru demektir
[18] Hadid, 19
[19] Bu hadiste, Cehennemden maksat. Cehennem etesi gibi sicak olan magma atesidir. Sonradan ´kesfedilen ´bu tabaka 1400 sene önce Peygamber Efendimiz (A.S,) tarafindan haber verilmistir



Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Ceren üzerinde 31 Temmuz 2019, 21:42:31
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri kabri nur içinde cennet ehli olacak kullardan eylesin inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Züleyha üzerinde 01 Ağustos 2019, 10:43:21
Paylaşım için teşekkür ederiz hocam sayenizde ilmimizi arttırıyor kolayca bilgiye ulaşabiliyoruz selam ve dua ile...


Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 01 Ağustos 2019, 15:25:12
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 16 Ağustos 2019, 02:57:08
Rabbim her iki cihanda da yâr ve yardımcımız olsun inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Züleyha üzerinde 16 Ağustos 2019, 09:24:58
Rabbim bizleri kabri nur içinde cennet ehli olacak kullardan eylesin inşAllah. .


Konu Başlığı: Ynt: Ruhların makamı berzah alemi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Ağustos 2019, 15:26:31
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun