๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kabir Alemi - Suyuti => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:08:34



Konu Başlığı: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:08:34
Ölülerin Kabirdeki Halleri Ve Kabre Alışmaları



Ölüler Kabirde Namaz Kılar, Kur´an Okur, Ziyaretleşîr Ve Her Türlü Nimetten Yararlanırlar Taberani, Ebû Ya´la, Beyhaki, «Suab»daîsbehani «Tergib» îbn-i Ömer (Radiyallahû anhüma) ´dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur: «Lâilâhe illallah diyenler ölümde, kabirde ve haşirde vahşet ve sıkıntı görmezler.»



Ebu´l-Kasim el-Ceyli, Diba da îbn-i Abbâs (Radiyallahû an-hüma)´dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

«Lâilahe illallah Ölümde, kabirde ve kabirden çıktığında müslüman için ünsiyettir.»



Ebû Ya´la, Beyhaki, ibn-i Mende, Enes (Radiyallahû anh) ´den ri vayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´:

«Peygamberler, kabirlerinde diridirler ve namaz kılarlar,» diye buyurdu.



Müslim, Enes (Radiyaîlahû anh)´dan rivayetine göre, Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmustur:

Miraca çiktigim gece Musa (Aleyhi´s-selâni)´in yanindan geç tim. O kabrinde namaza durmustu.

îbn-i Mende dedi ki, bu hadisi Haccac bin Minhal, Yûnus bin Muhammed, Ebû Nasr et-Temmâr, Hibban ve baskalari Hammad´-dan, O Süleyman et-Teymi ve Sâbit´den, onlarda, Enes (Radiyalla hû anh)´dan rivayet etimislerdir.

Ayrica Süfyan, Yahya bin Said, Amr bin Habip Cerir bin Ab-dulhamid, Mutemir bin Süleyman, Yezid bin Harun îsa ve baska lari Süleyman et-Teymiden, rivayet etmislerdir. Enesten baska, sa habelerden Ebu Hüreyre, Abdullah bin Cerrad ve baskalari bu ha disi Resülullahtan rivayet etmislerdir.



Ebû Nuaym, Hilye´de Ibn-i Abbâs (Radiyallahû anhüma)´ Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:

Ben, Musa´nin kabrinin yanindan geçerken O, dikilip namaz ki liyordu.



îbn-i Sa´d Tabakat´da ibn-i Ebi Seybe Musannaf da îmam Ahmed «Zühd»de beraber olarak Affan bin Müslim´den, o da Hammad bin Selem´den o da Sabit el-Bennani´den söyle dedigini rivayet etmislerdir.

«Yâ Rabbi, eger kabirde namaz kilmayi, bir kimseye nasip et missen, bana da nasip et.»



Ebû Nuaym... Sâbit´den rivayet ettigine göre, o Hamid et-Tavile:

Peygamberlerden baska kimsenin kabrinde namaz kildigim bili yor musun,» demis.

O:

«Hayir» demis.

Sabit:

| Ya Rabbi! Eger bir kimseye kabrinde namaz kilmak için izin veriyorsan Sâbit´e kabrinde namaz kilmak için izin ver.»



Yine Ebu Nuaym, Cübeyr´den söyle dedigini rivayet etmistir:

«Ondan baska ilah olmayan Allah´a yemin ederim ki, ben Sabit el-Bennani´yi kabrine koydugum zaman Halid et-Tavil de yanimda idi. Kabrinin duvarini ördügümüzde, Iahdîne bir tas düstü, bak tim namaz kiliyor. O daima söyle dua ederdi:

«Yâ Rabbi! Eger mahlûkatindan bir kimseye kabirde namaz kilmayi nasip etmissen, bana da et. Iste, Allah onun duasini reddetmedi.»



Ibn-i Cerir «Tehzib el-Asar»da ve Ebû Nuaym, ibrahim bin es-Samme el-Mühellebiden rivayet ettiklerine göre söyle demistir:

Seher vaktinde Hisin´dan geçerken, Sabit el - Bennani´nin kabrinin yanmdan geçtigimizde kabrinden Kur´an sesini isitiyorduk.



îbn-i Meride... Ebû Hamniad el-Haffar´dan güvenilir ve mut-I taki bir zat idi senediyle rivayet ettigine göre söyle demistir:

«Cuma günü, ögle vaktinde, kabristana girdim. Hangi kabrin yanindan geçtiysem , onda Kur´an´in okundugunu isitiyordum,»



Tirmizi, hasen gördügü bir rivayette, Hakim ve Beyhaki Abdul-llah bin Abbas Radiyallahû anhüma´dan rivayet ettiklerine göre, O, söyle demistir :

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´in sahabilerinden birisi çadirmi bir kabrin üstünde kurdu. Oranin kabir oldugu bilinmiyordu. Sahabi bakti ki içinde bir insan Tebâreke sûresini sonuna kadar okuyor. Resûlullah´a (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) gelip ona durumu anlatti. Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Selîeni) O, kur taricidir, O koruyucudur, insani kabir azabindan kurtarir, diye buyurdu.



Ebu´l-Kasim es-Sa´di, Ruh kitabinda söyle demistir:

«Bu peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den bir tasdikdir ki ölü kabrinde Kur´an okur. Çünkü Abdullah (Radiyallahû anh) peygambere haber vermis. O (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) de, tasdik etmistir.

Imam Kemalüddin bin Zemelkani, «el-Amelü´1-Makbul Fi Ziya-reti´r-Resûl» adli kitapda, söyle demistir:

Bu hadis açiktan ifâde eder ki ölü, Tebâreke suresini okuyor. Bu rivayetten Allah´in bazi velilerini Kur´an okumakla, bazilarini namaz kilmakla mükerrem kildigi anlasilmaktadir.

Bu durum, veliler için geçerli ise, peygamberler için tarik-i evlâ ile geçerlidir.



Hafiz Zeyneddin bin Recep «Ehl-ul Kubur» kitabinda, söyle demistir :

«Allah Berzah âleminin ehlinden bâzilarina salih amelleri ikram eder, Amelleri kesildiginden onunla onlara sevap hâsil olmasa da, Allah´in zikir ve taatiyle nîmetlenmek için daha önce yaptigi ibadet o alemde devam eder. Tipki, melekler ve Cennet ehlinin zikir ve ibadetle nimetlendikleri gibi..

. Sevap olmasa dahi zikir ve ibadetler, erbabi için, bütün dünya nimetlerinden daha büyük bir nimet tirler. Ve lezzetleri daha fazladir. (Hakiki) mutlular, Allah´in zikir ve taatinden baska seylerle mutlu olamamislardir.



Ebu´l-Hasen bin el-Berrâ «Havza»´ kitabinda, Abdullah bin Mu-hanimed bin Mansur´dan Ibrahim el-Haffar´m [30] ona söyle dedigini nakletmistir :

«Bir kabir kazdim, bir tas göründü, tas kabrin önünden açildi.



Ibn-i Receb´in nakline göre muhaddis Ebü´l-Haccac Yûsuf bin Mu-hamirted es-Seriri´nin üstadi Ebu´l-Hasan Ali bin Hüseyin Es-Samîri ki, salih ve muttaki bir adamdi; Talebelerine rivayet ederken, Samu ra kabristanindan bir yer gösterip:

«Bu yerden, devamli olarak Tebâreke suresinin okundugunu isi tiyoruz,» dedi. ;



Hafiz, Ebû Bekir El-Hatip senediyle Isa bin Muhammed el-Tu-mâri´den söyle dedigini rivayet etmistir:

«Ebû Bekir bin Mücahid el-Makri´yi rüyada görüm, sanki Kur´an okuyordu. Ben, ona *sen ölüsün nasil okuyorsun dedim.

O:

Ben her namazda ve Kur´an´i her hatmettigimde dua ederdim ki Allah, beni kabrinde Kur´an okuyanlardan eylesin. Iste bu kabrimde Kur´an okuyorum.»



Hallâl es-Sünne» kitabinda Ibrahim bin Hakem bin Ebban tarikiyle rivayeti zaiftir o da babasindan, o da îkrime´den, ibn-i Abbâs (Radiyallahû ânh) ´in söyle dedigini rivayet etmislerdir:

«Kabirde, mümine bir Kur´an verilir. O da okur.»



Ibn-i el-Berra «Ravzada Hafs bin Ömer el-Adeni´den ki onunda rivayeti zaiftir o da El-Hakem bin Ebban´dan bu hadisi rivayet etmislerdir.

Hafiz, Ebu´1-Ala EI-Hemedani ölümünden sonra rüyada duvar lari kitaplardan olan bir sehirde görünmüs. «Nedir bu» diye soruldugunda, O demis ki:

«Allah´dan istedim ki, hayatimda ilimle mesgul oldugum gibi ölümümde de beni ilimle mesgul etsin. Iste kabrimde de ilimle mesgulüm.



Ibn-i Mende, Ebû Ahmed, Hakim. «el-Künnâ» (künyeler) kita binda zayif bir sened ile, Talha bin Ubeydullah´dan söyle dedigini rivayet etmistir:

«Ormandan malimi getiriyordum. Gece oldu. Abdullah bin Arar bin Hizam´in kabrinin yaninda barindim. Kabirden esini isitmedigim bir Kur´an sesini isittim. Resûlullaha (Sallallâhû Aleyhi ve Sel lem)´e geldim, durumu onâ anlattim.
Buyurdu ki:

«O, Abdullah´dir, biliyorsun, Allah ruhlarini alip Cennette, Zeberced ve yakut kandillerinin içine birakir. Sonra Cennetin ortasina asar; gece oldugu zaman ruhlari onlara döner. Fecir oluncaya kadar öylece Kur´an okurlar. Fecirde Cennetteki yerlerine geçerler.



Nesâi, Hâkim Beyhaki, -Suâb-i iman»da Âise (Radiyallahû an-hâVdan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Uyudum kendimi Cennette gördüm.

Neseî´nin rivayetinde Cennete girdim. Kur´an okuyan birisinin sesini isittim. Kimdir bu dedim. Harise bin Numandir, dediler.

Sonra Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) üç sefer:

«Iste, hayirli insan böyledir,» diye buyurdu. Harise anasina çok iyi davranan bir insandi...



Beyhâki, Ebû Hüreyre (Radiyallahû anh)´dan, Resûlullah (Sal lallâhû Aleyhi ve Seilem) ´ in söyle buyurdugunu rivayet etmistir:

Ben kendimi Cennette gördüm. Orda, bir adamin Kur´an okudugunu isittim, kimdir, bu dedim. Harise bin Numandir, dediler. Iste hayirli insan böyledir, böyledir, böyledir.



îbn-i Ebi Dünya, Yezid er-Rekkas´dan naklettigine göre, söyle demistir;

Bana ulasti ki, mümin öldügü zaman, Kuran´dan ögrenmedigi parça kalmissa; Cenab-i Hak, ona Kur´an Ögretecek melekleri gönderir. Bu durumu kiyamete kadar devam eder.



Hasan´dan rivayet edildigine göre, söyle demistir:

Bana ulasti ki, mümin Kur´ani hifzetmeden ölürse, Allah onun Hafaza (koruyucu) meleklerine emreder ki, kiyamette ailesiyle beraber dirilecegi güne kadar ona kabrinde Kuran ögretin.



Ibn-i Ebi Dünya, Ibn-i Mende, Atiyye el-Avfi´den rivayet ettik lerine göre, söyle demistir:

Bana ulasti ki, kul Allah´in kitabini ögrenmeden Allah ile kar silastigi (öldügü) vakit, kabirde Allah ona Kur´am ögretir ki, karsiliginda ona sevap ihsan etsin.


Deylemi´nin Firdevs´inde, Ebû Said el-Hudri (Radiyallahû anh) ´-nin hadisinde benzeri merfûan rivayet edilmistir. Fakat Deylemi´nin oglu senedini zikretmemistir.

Sonra Ebul-Hüseyin bin Büsran´m «Fevâid»inin birinci cüz´ün-de bunu senedli olarak gördüm:



Ebul-Hüseyin, Atiyye el-Avfî tarikiyle Ebû Saîd-i Hudrî (Radi-yallaû anh)´dan Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´m söyle buyurdugunu rivayet etmistir:

«Kim, Kur´ani ezberlemeden ölürse, bir melek kabirde ona Kur´an ögretir; Kur´an´i ezberlemis olarak dirilir.

Bunu Ebu´l-Kasim el-Ezheri, Fezâilü´l Kur´an. kitabinda ve Se lefi Müntehamat´inda rivayet etmislerdir.




Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2010, 16:09:05
ibn-i Mende, îkrime´den rivayet ettigine göre söyle demistir:

«Mümine bir mushaf verilir. Ondan okur.»


îbn-i Mende, Âsim es-Sakafi´den söyle dedigini rivayet etmistir :

«Belh´ te bir kabir kazidik. Baktim kabirde yasli bir adam, kibleye yönelmis üstünde yesil bir örtü atilmis, etrafi yesil ile sarili, odasinda bir mushaf vardi. Adam onu okuyordu.



îbn-i Mende, Ebû Nadir en-Nisabûri el-Haffar´dan Salih f muttaki bir insandi rivayet ettigine göre, söyle demistir:

«Bir kabir kazdim. Kabirde baska bir kabir çikti, baktim, güzel yüzlü, güzel elbiseli, güzel kokulu, bir genç dört köse oturmus. Oda sinda güzellikte benzerini görmedigim bir hatla yesil mürekkeble yazilmis bir kitap var. O da Kur´an okuyor. Genç bana bakti, kiya met koptu mu dedi, ben hayir dedim. O, öyle ise taslari yerine koy dedi, ben de taslari yerine yerlestirdim. ;

Ben diyorum ki, bu ibn-i Neccâr´m, rivayet ettigi nakildir O demis ki: Ismini bilmedigim tsbehanh bir talebenin el yazisiyle iya-zili bir kitapta okudum ki;

| Rasitbillahin kölesi Hatla bin Abdullah, Mus´ab bin Abdullah el-Haffar´dan, kabir kazarken bir sey gördün mü? diye sormus.

O hayir! Fakat, babamdan isittim ki diyordu:

Bir kabir kazdim; lahde ulastigim zaman bir tas çikardim, baktim altinda bir adam, elinde bir Kur´an okuyor. Bana «kiyamet koptu mu?» dedi.

Ben «hayir» dedim. Sonra üstünü örttüm.



Ebû Nuaym, Mücahidden rivayet ettigine göre: «Amel-i salih isleyenler kendi nefisleri için yer yaparlar»[31] mealindeki âyeti kerimeden maksat kabirde1 yer yaparlar, demis. Ibn-i Ebi Dünya -el-Kubûr- kitabinda Bisr bir Hars´dan ri vayet ettigine göre söyle demistir: «Allah´a itaat eden için en iyi menzil kabirdir.» Hars bin Ebû Üsame, Müsned´inde Ukayli ve Vaüi, el-Ibbane´de Câbir (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur: «Ölülerinizin kefenini güzellestiriniz, çünkü onlar kabirde birbir leriyle ziyaretlesirler, birbirlerine karsi iftihar ederler. Sahih-i Müslim´de Cabir´in hadisi söyledir: «Biriniz kardesinin isine bakacak olursa, kefenini güzellestirsin.» Âlimler demisler ki, kefen güzelliginden maksat beyazligi, te mizligi, genislik ve kalinligidir. Yoksa pahali kumastan olmasi de mek degildir. Çünkü kefende asiri gitmekten nehy vardir. Ibn-i Adiy, Ebû Hüreyre (Radiyallahû anhl´dan rivayet ettigine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Ölülerinizin kefenlerini güzellestiriniz. Çünkü onlar kabirlerinde birbiriyle ziyaretlesirler.» Ukayli ve Hatip «Tarih»inde Enes (Radiyallahû anhî´dan rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur: Biriniz kardesinin tekfin isine bakacak olursa, kefenini güzelles-tirsin. Tirmizi, Ibn-i Mâce, Muhammed bin Yahya el-Hezeli, ?Sahihin´-de? ibn-i Ebi Dünya, Beyhaki, ?«Suâb-i Iman» da Ebû Katade (Radiyallahû anh)´den rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur: ! Biriniz, kardesinin isine bakacak olursa kefenini güzellestirsih. Çünkü, onlar kabirlerinde birbirini ziyaret ederler Beyhaki, senedini zikrettikten sonra demis ki; Bu hadis, Elsû Bekir es-Siddik (Radiyallahû anh)´m «klfenlerini kurutmak için dir» sözüne muhalif degildir. Çünkü, bu dis âlemde gördügümüzdür. Allah´in ilminde duru mu Allah´in diledigi gibi olur. Nasil ki sehidler, Allah´in katinda di ridirler, riziklanirîar. Halbuki, gördügün gibi kan içindedirler. Sonra vücûtlari dagilir. Bizim bu gözümüzde böyledir. Gayb âleminde ise Allah´in bildirdigi olur. Eger Allah´in bildirdigini göz önünde gör-seydik, gayba iman meselesi kalkardi. Ibn-i Ebi Dünya, «Rüyalar». kitabinda, Râsit bin Sa´d´dan riva yet ettigine göre; Hanimi vefat eden bir adam rüyasinda baska hanimlari görür ken hanimim göremedi. Onlardan hanimini sormus. Demisler ki; «Siz onun kefenini kisa yaptmiz, bizimle beraber çikmaktan utaniyor.» Adam gelip Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´a haber verdi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki; «Git bak, güvenilir çare var mi?» Adam, Ensardan Sekerata gi ren birisinin yanina gitti. Ona durumu anlatti. Ensari dedi ki: «Ölülere bir sey ulastirmak isteyen varsa ben ulastiririm». Sonra Ensari, öldü. Adam, zeferan ile boyanmis iki elbise gel di. Ensarinin kefeninin içine koydu. Geceleyin adam o kadinlarla be raber hanimim o iki elbise içinde gördü. 1 Bu mürsel bir hadistir. Resûlullah´a isnadinda sakinca yoktur. Rasit bin Sa´d ise; güvenilir ve çok mürsel hadis nakleden birisidir. Ibn-i Cevzi, «Uyun el-Hikâyat» kitabinda senediyle Muhammed bin Yusuf el-Firyabi´den rivayet ettigine göre söyle demistir: Kayseriye´de bir hanim vefat etti. Bir kizi onu rüyada gördü. Hanim kizma, ey kizcagizim! Beni dar bir kefenle tekfin ettiniz. Ben arkadaslarim arasinda onlardan utaniyorum. Filan kadin, falan gün bize gelecektir. Filan yerde benim dört dinarim vardir. Onlarla bana bir kefen al ve o hanimla bana gönder.» Kiz dedi ki: «Ben o yerde anamin dinarlarinin oldugunu bilmi yordum. Ve ondan söz ettigi kadinda da bir hastalik yoktu. Bu rü yayi gördügümden sonra hastalandi.» Firyâbi, dedi ki: bana gelip durumu anlattilar. ´Yâ Ebû Abdul lah sen ne diyorsun* dediler. Ben «ölülerin kefenleri içinde birbirini ziyaret ettikleri ile ilgili hadisi zikrettim. Ve ona bir kefen alin» dedim. Kiz bahsedilen o hanima gitti, «sayet ölürsen seninle anama bir kefen gönderecegim, ona ulastirirsin» dedi. Hanim ayni gün öldü. Alman o kefen onun kefeninin içine konuldu. Kiz bîr claha anasini rüyada gördü. Kizma dedi ki: «Kizim filan kadm bize geldi, kefen bize ulasti. Çok güzeldir. Ce-nab-i Hak karsiliginda seni mükafatlandirsin.» Selefi, el-Mesihat el-Bâgdadiye´de Muhammed bin Sirin´den ri­vayet ettigine göre söyle demistir: Eskiler, kefenin katlanmali ve dügmeli olmasini mtistahap sa yiyorlardi. (Ravi dedi ki) Çünkü, ölüler kabirlerinde birbirini ziyaret eder­ler. Ibn-i Ebi Seybe, Umeyr bin el-Esved es-Sükûni´den rivayet etti gine göre; Muâz bin Cebel hanimi için tavsiyede bulundu ve sefere çikti. Pesinde hanimi öldü. Eski iki elbisesi içinde tekfin edildi. Sonra gel di. Onun geri dönmesinden bir az önce kabri bitirmistik. Sordu «Kaç kefenle kefenlediniz,» «Eski iki elbisesi içinde defnedildi» dedik. Bunun üzerine, kabri açti ve yeni elbiseler içinde tekfin etti, de di ki: «Ölülerinizin kefenlerini güzellestirmis, çünkü ölüler kefen leri içinde hasrolunurlar.» Ibn-i Ebi Dünya, Sa´bi´den rivayet ettigine göre; «Ölü lahdine birakildigi! ailesi ve çocuklari onun yanina geldik leri zaman onlardan geride biraktiklarini ve ne yaptiklarini sorar. Mücahit´den rivayet edildigine göre, söyle demistir: Adam kabrinde çocuklarinin sâlih olmasiyle müjdelenir. Sa´di, «Arkada kalip onlara k a vusmay anlarla müjdelenirler [32] mealindeki ayeti kerime hakkinda demis ki Sehide bir kitap verilir. Içinde yanina gelecek kardeslerinin is mi yazilidir. Kisi seferden gelen akrabasiyle dünyada sevindigi gibit sehid onlarla sevinir. Ibn-i Ebû Dünya, Beyhaki, Ebû Hüreyre (Radiyallahû anhdan rivayet ettiklerine göre, söyle demistir: Kabirde, mümin için, takva ehlinin uykusu gibi oyu denir.Ibn-i Asâkir, Said bin Cübeyr´den rivayetine göre, söyle demis- Ibn-i Abbâs (Radiyallahû anhüma) Taif´de öldü, ben cenazesin de hazir bulundum. Hiç görmedigim bir sekilde olan beyaz bir kus geldi, cenazesine girdi, daha çiktigini görmedim. Defnedildigi za man, kabrinin kenarinda su ayet okundu, «Ey nefs-i mutmainne Rabbine razi ve kendinden razi olunmus olarak dön, kullarimin içi ne gir, cennetime dahil ol» [33]Fakat o ayetlerin kimin tarafindan okundugu bilinmedi. Ikiime ve Ebû Zübeyr (Radiyallahû anh) ´dan da bir benzeri, az farkla rivayet edilmistir. Söyle ki: «Gökten beyaz bir kus geldi, kefeninin içine girdi, sonra, bir da ha görünmedi. Ordakiler o kusun onun ameli olduguna kail oldular.» Mücâhid, Abdullah bin Yamin ve Bahr bin Ubeyd´den de rivayet edilmistir: Yalniz su farkla: «Vecc tarafindan beyaz büyük bir kus geldi. Geylan bin Ömer, Meymûn bin Mehran´dan da su farkla riva yet edilmistir: «Kus arandi, bulunmadi. Defnedildigi zaman sahibini göreme digimiz bir sesi isittik: «Ey nefs-i mutmainne. Rabbine dön Razi ve marzi olarak... Kul larimin içine gir, Cennetime dahil ol.» [34] Yine îbn-i Asakir, Meymûn bin Mehran yoluyla ibn-i Abbâs (Ra-diyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre söyle demistir: Resûluîlah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ´a seni rüyada gördüm. Dihyetü´l-Kelbi ile konusuyordunuz, konusmanizi kesmek istemedim, dedim. O buyurdu ? Gerçekten gördün mü? Ben ? Evet, dedim. Buyurdu ki: __ O Cibril´dir, uyanik ol, gözün kapanacak. Allah, ölümünde onu sana bir daha gösterecek. Ravi dedi ki, Ibn-i Abbâs (Radiyaîlahû an hüma) defnedildigi zaman, yatagina birakildi, çok beyaz bir kus geldi, kefenine girdi. Bunun üzerine o kusu aramaya basladilar. îkrime bunun aynisini rivayet edip sunu da ilâve etmis: Kabrine birakildigi zaman ordaki herkesin isittigi bir sesle yu-kardaki âyet-i kerimenin okundugunu dinledik. Emir´ül-Müminin Mehdi´den de bir benzeri rivayet edilmistir, O demis ki: Babam bana, babasindan, dedesinden, ibn-i Ab£âs (Radiyalla hû anh) ´dan rivayet etti ve dedi ki: Biz kendi aramizda, «Ibn-i Abbâs»m ölümde, gözünün kendisine iade edildigini konusuyorduk. Saîd bin Mansûr, ibn-i Ebi Seybe, ibn-i Ebi Dünya ve Hüzeyfe bin el-Yemân´dan söyle dedigini rivayet etmislerdir. Öldügüm zaman, Bana iki elbise alin ve pahaliliga kaçmayin. Eger arkadasiniz (yani ben) bir hayir görürse süphesiz daha gü­zelini giydirilir, yoksa çok kisa bir zamanda o pahali aldiginiz seyi ondan sökerler. îbn-i Saîd, Beyhakî, çesitli yollarla Hüzeyfe bin Yemân´dan|nak-lettiklerine göre; O ölümü, aninda, söyle demistir: Bana iki kat beyaz kefen alin, çünkü onlar az bir zamatümde kalacaklar, sonra, onlardan daha hayirli veya daha serli bir sey giydirilecegim. Ibn-i Ebi Dünya, Yahya bin Râsit´den, nakline göre, Ömor bin el-Hattap (Radiyallahû anh) vasiyetinde söyle demistir: Kefenimde iktisad edin, eger Allah katinda bana hayir varsa Allah onlari daha hayirlisiyle degistirir. Eger durum baska sekilde ise, Allah onlari kisa bir zamanda benden söker. Ve kabrimde de iktisat edin. Çünkü eger, Allah katindan bana verirse, gözüm alacagi kadar bana kabrimi genislettirir. Eger bas ka sekilde isem, kaburgalarim birbirine geçinceye kadar üzerime daraltilir. Abdullah bin Ahmed ? «Zevaidüz-Zühd»de, Ubâdete bin Nu-seyy (Radiyallahû anh) ´den rivayet ettigine göre, söyle demistir: Ebû Bekir (Radiyallahû anh) ölüme yaklastigi an, Âise, (Ra diyallahû anhâ) ´e söyle dedi: Benim su iki elbisemi yika, beni onlarla tekfin et. Çünkü baba nin iki siktan birinin olmasi muhtemeldir. Ya en güzel sekilde giy d irilecektir veya hepten soyulacaktir. Said Sin Mansûr, Sahabi Uhban bin Sayfi el-Gifari´nin kizi Âise´-den rivayet ettigine göre, söyle demistir: Babam, bize gömlek içinde onu tekfin etmememizi tavsiye etti. Onu defnettigimizin ertesi günü sabahleyin baktik, onunla kefen ledigimiz, gömlek ipte asili... Taberâni, Ebû Bekr el-Berki, Marifet es-Sahabe´de, Ebû Amr, et-Tesemmülî´den, o da Uhba´nm kizindan rivayet ettigine göre, söy le demistir: Uhban, hastaligi agirlastigi zaman, ailesine onu kefenleyip göm­lek giydirmemeyi vasiyet etti. Ravi dedi ki biz ona gömlek giydir dik, sabahladigimizda baktik, gömlek ip üstündedir. Taberâni, Adise binti Uhban´dan rivayet ettigine göre, söyle de mistir : Babam Ölüme hazirlandigi zaman, dedi ki; beni, dikilmis bir sey le tekfin etmeyin. Ruhunu teslim edip yikandigi vakit, beni kefeni getirtmek için gönderdiler. Ben kefeni getirttim. Onlar «gömlek de getir» dediler. Ben «hayir, babam bizi gömlekten sakindirdi.» cte-dim. Ravi dedi ki, «Terziye gömlek için gönderdim. Babamin onda bir gömlegi vardi. Gömlegi getirdi, giydirip götürdüler. Kapiyi ka patip pesinde gittim. Döndügümde baktim, gömlek evdedir. Sonra, babami yikayanlari çagirdim, «gömlegi ona giydirdiniz mi?» dedim. Onlar «evet» dediler. Ben «Bu mu idi» dedim. Onlar «evet» dediler. tbn-i Neccar «Tarih»inde Halef el-Berdaniden rivayet etti gine göre, söyle demistir: Bir adam öldü, kefen evinden ona bir kefen getirildi. Kçfen faz la geldi. Ben fazlaligini kestim. Gece olunca biri gelip dedi: | «Sen Allah´in velisinin kefeninde bahillik yaptin. Iste senin ke fenini sana iade ettik. Onu da Cennetten bir kefenle tekfin ettik. Bunun üzerine ben korkarak kalktim, Kefen evine gittim baktim, benim ölüye sardigim kefen oraya atilmis. Ebû Nuaym, Müslim el-Cündi´den rivayet ettigine göre, Tavus ogluna söyle demistir: Benim kabrimi bitirdiginiz zaman bak eger ben kabirde olma sam Allah´a hamd et, eger beni içinde bulursan, «Muhakkak biz Al-Iahin mülküyüz ve ona dönecegiz.» Sonra oglu kabre bakmis ki, Babasi içinde yok. Bundan dolayi oglunun yüzünde daima sevinç okunuyordu. îbn-i Ebû Dünya «el-Kubûr» kitabinda Ebû Bekr el-Makarri «Fe-vâid»de Haramad bin Zeyd´den, adini söyledigi bir adam ona söyle rivayet edip demis ki, «Bir ölü defnettik. Ben gittim Kabrinde bir sey yapacaktim, fa kat onu göremedim.» Beyhaki Delâil´de Enes bin Malik (Radiyallahû anh) ´dan ri vayetine göre; Ömer bin el-Hattâp (Radiyallahû anh) bir ordu düzenledi, Ala bin el-Hadremiyi de baslarina komutan yapti. Ben de o gaziler için de idim. Seferden döndügümüzde Alâ, (Radiyallahû anh) öldü, def nettik. Is bitince bir adam geldi, «kimdir bu?» dedi. Biz, «insanlarin iyilerinden Alâ bin el-Hadremidir» dedik. O: «Bu arazî, ölüleri disari atar, iyisi onu bir iki mil ilerde, ölüleri kabul eden yere nakledin. Bunun üzerine kabri destik, lahdine ulas tigimiz zaman, baktik arkadasimiz içinde yok, ve kabri göz alacak kadar nurla genisleyip parliyor. Biz üzerine topragi attik ve yolu muza devam ettik. Bu kissa, Ebu Hüreyre (Radiyallahû anh)´dan da varit olmus tur. Ebû Nuaym «Delâil»de rivayet etmistir. Rivayetin lafzi söyle dir : Arkadasimiz öldü, biz onu kuma gömdük. Sonra, vahsi hay vanlar gelir, onu yer dedik ve kabrini destik, fakat onu bulamadik.» Ebu´l-Hasan bin Bisranin «Fevâid»inin birinci cildinde senediy le Abdülaziz bin Ebû Verrad´dan rivayet ettigine göre, söyle de mistir : Mekke´de her gün, on iki bin tesbih çeken bir kadin vardi. Öldü, kabre konuldugu zaman, erkeklerin elinden alindi. Ebû Nuaym, Cürcan ahâlisinin birisinden, öyle dedigini riyet etmistir: Kerz bin Vebre el-Curcâni, vefat ettigi zaman, bir adam rüya da söyle görmüs. Sanki, kabirdekiler üzerlerine yeni elbiseler giyerek kabirleriüzerine oturmuslar. Onlara nedir bu durumunuz, denilmis. Gaipten biri, Kerz, kabirdekilerin yanma geldigi için yeni elbise giymisler, diye cevap vermis. Ibn-i Ebi Dünya, «Rikka ve Beka» kitabinda^ Miskin bin Bekir´ den rivayet ettigine göre; Verrad el-îcli, öldügü zaman, kabrine götürülüp lahdine bira kilacaginda baktilar ki, lahd reyhan çiçegi ile dösenmis. Bâzilari o çiçekten bir miktar aldilar, yetmis gün yas durdu, bozulmadi. în-sanlar gidip onlari seyrediyordular. Etrafinda kalabalik oluyordu. Bunun, üzerine Emir, fitne korkusundan çiçegi aldi, halki dagitti. Sonra, Emir evinde o çiçegi kaybetti ve nereye gittigini bilemedi. Muhalled ed-Devri Hafiz Ebû Bekir el-Hatip, Muhammed bü el-Hafiz´dan naklettigine göre, söyle demistir: Anam öldü, indim, onu kabrine koyacaktim. Bitisigindeki, bir kabirden bir delik açildi. Baktim içinde bir adam, üzerinde yeni ke fenler var, gögsü üzerinde de, taze yasemin çiçeginden bir demet konulmus. Ben demeti aldim, kokladim, kokusu miskten daha kes kindi. Beraberimdeki cemâat de kokladi, sonra yerine koydum, ve gedigi kapattim. Hafiz Ebu´l-Ferec bin Cevzi, Cafer es-Sarrac tarikiyle bir üsta dindan rivayet ettigine göre söyle demistir: Imam Ahmed (Radiyallahû anh) kabri yaninda bir kabir bu lundu. Baktik, gögsü üzerinde bir reyhan çiçegi dalgalaniyor. Yine Hafiz Ebul-Ferec «Tarih»inde zikrettigine göre, Basra´da h. 176 senesinde, bir tepede havuz seklinde yedi kabir açildi. Içinde yedi kisi vardi. Cesed ve kefenleri saglamdi. Onlardan birisi gençti, saçlari yerinde idi, dudaklarinda sanki su içmis gibi yas vardi. Gözleri sürmeli idi, yalniz kalçasindan bir darbe izi vardi. Orda hazir bulunanlardan bâzilari saçindan almak istediler, bakti lar ki, diri saçi gibi saglamdir. îbn-i Sa´d, Tabak´at´inda Ebû Saîd-el-Hudri (Radiyallahû anh)´-dan rivayet ettigine göre, söyle demistir: Ben, Baki´de Sa´d bin Muâz için kabir kaziyanlar içinde idim. Kabri bitirinceye kadar topragi kazdikça misk kokuyordu. îbn-i §a´´d,´ Muhajnmed bin Sürahbil bin Hasene´den, naklettigi ne, göre söyle demistir: Birisi, Sa´d´in kabrinden bir avuç toprak aldi, götürdü, sonra bakti ki, o aldigi toprak misktir. Ibn-i Ebî Dünya, Mugire bin Habip´den naklettigine göre; Bir adam, rüyada görülmüs, Ona-; «Nedir bu, kabrinde duyulan misk kokulari?» denilmis, O; «Bunlar Kur´an okumak ve orucun kokusudur» demis> îmam Ahmed, Câbir bin Abdullah (Radiyallahû anh) ´dan riva yet ettigine göre söyle demistir: Bedevi bir Arab geldi. Biz bir yolda peygamber (Sallallâhû Aley hi ve Sellem) ile beraberdik. Arab, peygambere, bana Islam ve için-dekileriiü söyle, dedi. Biz o durumda iken, adam birden devesinin üstünden bas asagi düstü ve öldü. Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurüu kij Iste az yorulan çok nimet gören budur. Sanirim o aç öldü, çün kü, hürü´l-inden olan hanimlarina baktim, cennet meyvelerinden onun agzma sokuyorlar. Tirmizi, Hâkim, Ebû Hüreyre (Radiyallahû anh)´dan o da gamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´den naklettigine göre buyurmustur: Cafer´in, Cennetde meleklerle uçtugunu gördüm. Hakim, ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine gö re, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) «Aksam Cennete girdim, baktim. Cafer meleklerle beraber uçu yor. Hamza, bir koltuga dayanmis,» diye buyurdu ve sahabelerinden bir kaç kisi daha zikretti. Ibn-i Ebî Dünya, ibn-i Ömer, (Radiyallahû anhümal´di yet ettigine göre; O, yikilmis bâzi kabirlerin yanma gitmis, bakmis ki, bir kafa tasi açikta duruyor. Bir adama emretmis. Adam onu topraga göm müs. Sonra demis ki, bu toprak bu cesetlere zarar vermez. Kiyame te kadar, ikap gören sevap gören ancak ruhlardir. Ibn-i EbI Dünya ve îbn-i Ebî Seybe «el-Garra» adli kitapda, Sa-fiyye binti Seybe´den rivayet ettiklerine göre söyle demistir: Ben Haccac´in Abdullah bin Zübeyr´i astigi zaman, onun (Ab-dullahm) anasi. Esma binti Ebu Bekir es-Siddik (Radiyallahû aiihü-ma)´m yaninda idim. îbn-î Ömer (Radiyallahû anhüma) yanina gel di. Onu taziye ediyordu. Dedi ki: «Yâ filâne Allah´dan sakin, sabret, bu cesed bir sey degildir. Allah katinda esas olan ruhlardir.» Esma dedi ki: «Beni sabirdan ah koyan bir sey yoktur. Yahya bin Zekeriya (Aleyhimesselâm) ´m basi da yahudi, bozguncularindan birisine hediye edilmisti. îbn-i Sa´d, Hâlid bin Ma´dan´dan rivayet ettigine göre; Iki ordunun karsilastigi gün, Rum ordusu hezimete ugradigin da, bir geçide kaçtilar. Orda ancak birer birer geçîlebiliyordu. Ordan müslümanlara savas açtilar. Hisam bin As giderek, onlarla sehid oluncaya kadar savasti. O geçidin üstüne düstü. Geçidi kapatti. Müs lümanlar oraya vardiginda geçitde onun cesedinin üzerine at sür mekten çekindiler. Bunun üzerine Amr bin As dedi ki: «Allah ona sehadet rütbesini vermis, ruhunu yükseltmis, kalan yalniz bir ceseddir. Atlari sürün, o atim sürdü, digerler de pesinde gittiler. Öyle ki, Hisam´in cesedi parçalandi... îbn-i Recep dedi ki, bu sözler ruhlarin öldükten sonra cesedle ilgileri olmadigini göstermez. Ancak cesedin insanlarin tazibinden topragin çürütmesinden mutazarrir olmadigini gösterir. Çünkü ka bir azabi, dünya azabi cinsinden degildir. O baska bir çesit azabdir. Allah´in irade ye kudretiyle ölüyü etkiler. [35] Bir Bâb îbn-i Mace, Ebu Hüreyre (Radiyallahû anh)´den rivayet ettigi ne göre; Resûlullah (Sallallâhû Alehi ve Seüem) söyle buyurmustur^ Sehid, Cennetteki iki hanimi tarafindan karsilanmadan, yer onu kurutmaz. Sanki bir alandaki iki kus gibi kanatlarim ona gölgelik yaparlar. Her birinin elinde dünya ve içindeküerden daha hayirli bir elbise var. Taberani, Bezzâr, Beyhaki Dirilis konusunda Yezid bin Secere (Radiyailahû anh)´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir: Sehid kanindan akan ilk damla, hayatinda yaptigi her kötülü ge karsi keffâret olur. Cennet huri´l-in´lerinden iki hanimi yanma iner. Yüzünden toz topragi silerler. Sonra, Cennet bitkisinden olan, insan dokumasi olmayan yüz kaftan giydirilir. Hepsi iki parmak ara sini doldurmaz. Hâkim, sahih bir rivayetle Enes (Radiyallahû anhl´dan rivayet ettigine göre, söyle demistir: Siyah bir adam peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´in ya nina geldi. Eger öldürülünceye kadar savassam öldügümde ben ner-de olurum? dedi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Cennette olursun, buyurdu. Adam, sehid düsünceye kadar savasti. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) yanma geldi. Allah yüzünü ak çikartti. Kokusunu da hos kilmis. Buna veya baska biri si için dedi ki: Ben hurü´den olan hanimini gördüm; yünden olan cübbesini açti, onunla cübbesi arasina girdi. Beyhakî, hasen bir sened ile ibn-i Ömer (Radiyallahû anhüma) dan rivayet ettigine göre: Bedevi bir adam Resulullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) ile beraber savasirken sehid düstü. Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) yani basinda durdu. Sevinçliydi, tebessüm ediyordu. Sonra yüzünü ondan çevirdi. Bu durum, Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem)´den sorul du. Buyurdu ki: Ama sevincim ise, ruhuna olan, Allah´in ikrami içindi. Yüz çevirmem ise, simdi huril-înden olan hanimi yanibasinda oldugundandir. Beyhaki, ?«Suâb-i îman»da? Kasim bin Osman bin Cedi´den rivayet ettigine göre söyle demistir: Kabe etrafinda tavaf eden bir adam gördüm. Yanastim. Baktim; «Yâ Rabbi! Sen muhtaçlarin ihtiyacini giderdin. Benim ki ise gide rilmedi» demekten baska bir sey ilâve etmiyor. Ben neden bundan baska bir sey demiyorsun, dedim. Adam, sana anlatayim» dedi. Biz yedi kisi idik. Herbirimiz ayri bir memleketten idik. Düs man arazisine saldirdik, hepimizi esir aldilar. Bizi ayirdilar k, basi miz vurulsun. Ben göge baktim, yedi kapi açilmis, kapilarda hur´il-inden yedi cariye var. Her kapida bir câriye vardi. Bizden birisi öne götürülüp basi vuruldu. Baktim-cariyelerden biri, elinde mendil, ye re indi. Böylelikle, alti kisinin boynu vuruldu. Ben, bir kapi ve bîr câriye kaldik. Benimde boynum vurulmak için öne sürüldügünde, beni bagislamak istediler. Ve düsmanlar beni bagisladi. Isittim, câ riye «Ya mahrum, ne yapmistin ki, sen kaldin» dedi ve kapiyi ka patti. [36] Iste kardesim! Ben kaybettigim bu duruma hasret çekiyorum. Kasim bin Osman dedi ki t «Bu adamin onlardan üstün olduguna kaniim. Çünkü onlarin görmedigini görmüs ve sevk ile amel etmek için birakilmis.» [37]


[32] Ali Imran: 170.
[33] Fecir: 27-30
[34] Fecir: 27-30.
[35] Imam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayinlari: 310-330.
[36] Cariye, burada kiz manasmdadir
[37] Imam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayinlari: 331-332.


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Mustafa Yasin üzerinde 26 Mart 2018, 13:28:20
Selamun Aleyküm. Allah bizi iyi işlere yönlendirsin inşalllah . Böylelikle kabrimizde iyi olur.Allah razı olsun paylaşımdan.


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Ceren üzerinde 26 Mart 2018, 15:47:58
Aleykum selam.rabbim bizleri ıslam üzerine iman üzerine yaşayan ve bu hal üzerine ölüp kabir azabından kurtulan kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Mart 2018, 21:02:49
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri kabir azabından korusun Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Sevgi. üzerinde 28 Mart 2018, 00:10:55
Aleyküm Selam.  Kabir azabı istemezsek eğer Rabbimizin emir ve yasaklarına uyanlardan olalım inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Ağustos 2019, 17:38:53
Esselamu aleykum. Kabri cennet bahçesinden bir bahçe olan ve allagin rahmetine kavuşan kullardan olalim inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Ölülerin kabirdeki halleri ve kabre alışmaları
Gönderen: Züleyha üzerinde 25 Ağustos 2019, 19:49:49
Allah razı olsun hocam selametle...