> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Zübeyr Bin Avvam (r.a.)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zübeyr Bin Avvam (r.a.)  (Okunma Sayısı 3654 defa)
28 Nisan 2011, 16:16:00
Halis_52

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 642


« : 28 Nisan 2011, 16:16:00 »



Zübeyr bin Avvam (r.a.)

Her peygamberin bir havarisi yardımcısı vardır. Benim de havarim Zübeyr’ dir.
Hadis-i şerif

Peygarnberimizin (a.s.m), “Her peygamberin bir havarisi [yardımcısı] vardır, benim de havarim Zübeyr’dir”’ buyurarak methettiği Hz. Zübeyr, Islama gönül veren ilk bahtiyarlardandır. Peygamberimizin en yakın dava arkadaşıdır. Ayrıca, halası Hz. Safiyye’nin oğludur. Babası Avvam, Hz. Hatice Validemizin kardeşidir. Nesebi, Peygamberimizin nurlu silsilesi ile, dedelerinden Kusay’da birleşir.

Hz. Zübeyr küçük yaşta yetim kaldığından, annesi tarafından yetiştirildi. Hz. Safiyye, oğlunun terbiyesinde çok titiz davranıyordu. Onu hayata hazırlamak için bazan dövdüğü de olurdu. Bunu görenlerin, “Çocuğun kalbini çok kırıyor¬sun, onu helak edeceksin” demelerine karşı Hz. Safiyye şu cevabı veriyordu:
“Benim Zübeyr’i dövmem, onu sevmediğimden değildir. Ben onu akıllanma¬sı, adam olması ve ilerde orduları bozguna uğratarak ganimetle dönecek bir kahraman olmast için terbiye ediyorum.”

Gerçekten de Hz. Zübeyr’in annesinden aldığı çekirdek mahiyetindeki terbi¬ye, hayatına aksetmiştir. Zübeyr cesareti ve kahramanlığı ile tanınmış; Müslü¬man olduktan ‘sonra da, canını feda eder derecede ileri atılmıştır. Amcası ona iş¬kenceler ederek dininden dönmesi için zorlarken, Hz. Zübeyr ise, “Amca, artık ebediyen küfre girmem” diye sebat ediyordu.

Mekke’de müşriklerin, Müslümanlara göz açtırmadıkları devrede bir ara Peygamberimizin öldürüldüğünü duydu. On beş yaşında Müslüman olan Hz. Zübeyr, o sıralar henüz çok gençti. Hadisenin mahiyetini anlamadan kılıcını si¬yırarak, müşriklere bir ders vermek üzere yola çıktı. Yolda kendisini gören Pey¬gamberimiz (a.s.m.), “Ne oldu Zübeyr, nereye gidiyorsun böyle?” diye sor¬du.
Birdenbire şaşıran Hz. Zübeyr meselenin aslını öğrendi ve Peygamberimize, “Anam babam sana feda olsun ya Resulullah, senin katledildiğini duydum; müşriklere haddini bildirmeye gidiyordum” dedi. Peygamberimiz onu teskin etti ve duada bulundu.

Böylece, İslam tarihinde, küffara karşı ilk kılıç çeken Hz. Zübeyr oldu.
Mukaddes davaya bütün varlığıyla bağlanan Hz. Zübeyr, müşriklerin çeşitli işkence ve zülmüne maruz kaldı; fakat bütün bu taarruzlar ona bir teşvik kamçı¬si oldu, mücadele azmini arttırdı.
Habeşistan’a hicret eden kafileye Hz. Zübeyr de katıldı. Daha sonra oradan Medine-i Münevvereye hicret etti.

Medine’de Resulullaha (a.s.m.) kavuştuktan sonra, onun emrinden hiç ayrıl¬madı; hüzünlü ve sevinçli günlerinde hep onunla birlikte bulundu. Bütün muharebelerde Peygamberimizin yanında yer aldı, ona gelebilecek tehlikelere göğ¬sünü gerdi, kendisini feda etti. Bu hususta Hz. Züibeyr şöyle der:
“Resulullah ile beraber katıldığım savaşlarda yara almayan hiçbir yerim yok’ tur.” Hatta bu yaralanmaların edeb yerine kadar vardığı da kaydedilmekte dir.”

Bedir Savaşında karşısına çıkan hasımlarını bir darbede yere serdi, harbin en şiddetli anlarında müşrikleri perişan etti. Fakat kendisi de ağır şekilde yaralan dı. Oğlu Urve, babasının aldığı yaranın derinliğini anlatırken, “Parmağım içine girebiliyordu” demektedir.

Hz. Zübeyr, Bedir’de başına sarı bir sarık sarmıştı. Zübeyr’in düşman karşısında şahlanışını gören ALLAH’ın Resulü onun şecaat ve kahramanlığını şöyle övmekteydi:

“Meleklerin, sarı başlıklarla Zübeyr’in süretinde indiklerini görüyordum.”
Bu savaşta düşmana fırsat vermeyen iki süvariden birisi de Hz. Züibeyr’Zaten Bedir Savaşında sadece iki at vardı.

Uhud Savaşında da Resulullahın yanıbaşında çarpışan birkaç fedaiden birü Hz. Zübeyr’di. Savaştan önce Peygamberimizle “ölüm” üzerine biat etmişti. 111 bozgundan sonra Peygamberimizin çevresinde kendisini kalkan yaparak bahadırlık gösteren, hayatlarını Resulullahın hayatına feda eden gözü pek Sahabiler arasındaydı.

Hendek Savaşında müşriklerin hücumlarını püskürten ve üstün gayret göste¬ren Hz. Ali’nin yanında Hz. Zübeyr’de bulunuyordu.
Kurayza Yahudilerinin Peygamberimizle yapılan anlaşmayı bozmalarından sonra, Peygamberimiz, onların üzerine gidecek bir kumandan arıyordu. “Kim gidecek?” sualine hep Zübeyr cevap verdi. Peygamberimiz, Hz. Zübeyr’in gö¬nüllü hizmete talip olmasından çok memnun oldu ve “Anam babam sana feda olsun, Ey Zübeyr” diyerek iltifatta bulunmuştu.
Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), dünyada iken Cennet saadetiyle müjdeledi¬ği Sahabiler arasında Zübeyr’i de zikretmiştir.

Cihad meydanlarında hep ön saflarda yer alan ve her seferinde bileğinin gü¬cünü, kılıcının hakkını veren Hz. Zübeyr, Hayber’de karşısına çıkan, Yahudile¬rin en gözde yiğitlerinden Yasir’le mücadele ediyordu. Şiddetli bir çarpışma başladı. Annesi Safiyye de cephe gerisinde bulunuyordu. Sabırsızlanıyor, evlad şeflatiyle yerinde duramıyordu. Dayanamayarak Peygamberimize yak¬laştı:
“Ya Resulallah, oğlum şehit mi oldu, yoksa?” diye sordu.
Peygamberimiz, “Hayır, inşaallah oğlun onu öldürecek” cevabını verdi. Bu cevaptan kısa bir zaman sonra da Hz. Zübeyr hasmını yere serdi

Mekke’nin fethinde Hz. Zübeyr, Peygamberimizin sancaktarı idi. Mekke halkının bir kısmı toplanmış, İslam mücahitlerine tazimde bulunuyorlardı. Bu sırada Hz. Zübeyr ile Mikdad bin Esved at üzerinde geldiler. Sevgili Peygam¬berimiz elbisesinin ucuyla yüzlerindeki tozu sildi, onlara dönerek şöyle buyur¬du: -
“Ben ganimetten at için iki pay, süvari için de bir pay veriyorum. Bu miktarı kim azaltırsa, ALLAH da onu noksan kılsın”

Huneyn Savaşında, Peygamberimizin etrafında kalan, onu yalnız bırakma¬yan fedailer içinde Hz. Zubeyr de vardı. Boylu poslu, güçlü kuvvetli bir insan olan Hz. Zübeyr, müşrikleri birer birer savuşturuyordu. Düman sürüsünü Pey¬gamberimize yaklaştırmamak için canını dişine almıştı.
Taif Muhasarasında ve Tebük Seferinde de hazır bulunan Hz. Zübeyr, Veda Haccında yine Peygamberimizin yanındaydı.


Hz. Zübeyr, Hz. Ömer devrinde fetih ordusuna tekrar katıldı. Yermuk Sava¬şında İslam mücahitlerinin önünde çarpışan Hz. Zübeyr’in, zaferin elde edilme¬sinde büyük hissesi vardı.
Mısır’ın fethiyle vazifelendirilen Hz. Amr bin As, Fustat Muhasarası sırasın¬da Halife Hz. Omer’den yardım istedi. Hz. Omer de dört bin asker gönderdi. As¬kerin başında Hz. Zübeyr’le birlikte üç Sahabi daha vardı. Hz. Amr muhasara işini Hz. Zübeyr’e havale etti.

Hz. Zübeyr burada da askeri tecrübesini ve dehasını kullanarak kaleyi muha¬sara etti. Atlıları ve piyadeleri uygun yerlere yerleştirdikten sonra mancınıklar kurarak kaleyi tehdit etti. Muhasara uzayınca, başka bir taktik kullanarak kalenin duvarlarına ipten merdivenler astı. Kale duvarlarına tırmanan mücahitler içeri girdi, kapı açıldı. Böylece kale içten fethedilmiş oldu.’

Suriye ve Mısır topraklarının İslam beldesi haline gelmesinde Hz. Zübeyr gi¬bi mümtaz Sahabilerin büyük payı vardır. Cihadla fethedilen bu ülkeler sonun¬da birer İslüm beldesi oldu.
Hz. Zübeyr celadet, şehamet ve cesareti; savaş meydanlarında gösterdiği üs¬tün kahramanlığıyla beraber, son derece takva sahibi, merhametli, hakperest, ince ruhlu ve temiz huylu, seçkin bir şahsiyetti.
İnancı uğruna bütün varlığını feda edecek derecede fedakar, azimli; kararla¬rında hakkı takip eden mert bir zattı. Geçimini ticaretle sağlayan Hz. Zübeyr zengin Sahabilerdendi. Bununla birlikte, son derece cömert ve eli açık, sahibiydi. Birçok fakir Müslümanın geçimini üzerine almıştı. Onların her türlü ihtiyacını görürdü. Borç isteyenlere yardım eder, mücahitleri cihada hazırlar, teçhiz ederdi.

O kadar bol serveti ve malı olmasına rağmen, son derece sade yaşar, mütevazi giyinirdi. Külfetsiz bir hayat geçirdi. Zaten bütün davranış ve yaşayışında Pey¬gamberimizi örnek almıştı.
Müslümanlar arasında emanete riayetiyle meşhurdu. Sahabiler en önemli şeylerini Hz. Zübeyr’e emanet ederlerdi. Bu vasfından dolayı Hz. Omer onu“dinin bir rüknü” ifadesiyle methediyordu.
Hz. Osman devrinde devlet işlerine karışmayıp sükünet içinde yaşayan Zübeyr, Hz. Ali’nin halife olmasından sonra, Hz. Talha ile birlikte müracaat ederek, Hz. Osman’ın katillerinin cezalandırılmasını istedi. Daha sonra meydana gelen Cemel Vak’asında Hz. Aişe tarafında yer aldılar.

Her iki kuvvet bir çarpışma kastı olmadan birbirlerine yaklaşmışlardı. Bazı müfsit ve fitnecilerin karıştırmasıyla kılıçlar kalktı. Müslüman kanı dökül¬dü.

Ertesi gün Hz. Ali ile Hz. Zübeyr yüz yüze geldiler. Hz. Ali niçin karşı çıktığı¬nı sordu ve Peygamberimizin bir hadisini hatırlattı:
“Hatırlar mısın, birgün Resul—i Ekremle (a.s.m.) birlikte gidiyorduk. Sana rastladık. Resul—i Ekrem sana, ‘Sen bir gün Ali ile haksız yere savaşacaksın’ de¬mişti.”
Bu ikazı duyan Hz. Zübeyr hakperestlik gösterdi. Ve şöyle dedi:

“Evet hatırladım, Bunu daha önce hatırlamış olsaydım, yerimden kımılda¬mazdım. Yemin ederim ki, ben seninle savaşmam” diyerek oradan ayrıldı. Da¬ha sonra Hz. Aişe’nin yanına gitti, savaştan vaz geçtiğini söyledi.’

Hz. Zübeyr oradan ayrılırken peşine Amr bin Cürmüz adında bir adam düştü. Yanına yaklaştı. Bir iki soru sormak istedi. Adam silahlıydı. Hz. Zübeyr bir ara namaza durdu. Bunu fırsat bilen Amr bin Cürmüz, Hz. Zübeyr tam secdeye ya¬tınca kılıcını çıkardı. Büyük Sahabiyi şehid etti.
Hz. Zübeyr’in atını, kılıcını ve yüzüğünü alarak Hz. Ali’nin yanına gitti. Hz. Ali durumu öğrenince, “Safıyye’nin oğlunu öldürene Cehcnnemi nıüjdele” de¬di.

Hicretin 36. senesinde şehid olan Hz. Zübeyr, 64 yaşında bulunuyordu. Zübeyr bin Avvam Hazretleri ahiretteki mükafatını daha dünyada iken öğ¬renmişti. Sevgili Peygamberimiz, “Talha ile Zübeyr Cennette benim komşula¬rımdır” müjdesiyle onu bahtiyarlar safına katmıştı.’






[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 28 Nisan 2011, 16:16:54 Gönderen: Halis_52 »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zübeyr Bin Avvam (r.a.)
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:26:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zübeyr Bin Avvam (r.a.) rüya tabiri,Zübeyr Bin Avvam (r.a.) mekke canlı, Zübeyr Bin Avvam (r.a.) kabe canlı yayın, Zübeyr Bin Avvam (r.a.) Üç boyutlu kuran oku Zübeyr Bin Avvam (r.a.) kuran ı kerim, Zübeyr Bin Avvam (r.a.) peygamber kıssaları,Zübeyr Bin Avvam (r.a.) ilitam ders soruları, Zübeyr Bin Avvam (r.a.)önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes