> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Seyfüddin El Âmidi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Seyfüddin El Âmidi  (Okunma Sayısı 1073 defa)
13 Ekim 2010, 17:17:39
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Ekim 2010, 17:17:39 »



Seyfüddin El-Âmidi


Âmidî Hicri 551 senesinde Âmid (Diyarbakır)’de doğdu, asıl adı Ali b. Ebu Ali b. Muhammed b. Salim’dir. Memleketi Diyarbakır’ın eski ismi Âmid’e nisbetle Âmidî diye tanınmaktadır. Künyesi Ebu’l-Hasen, lâkabı ise Seyfüddin’dir. O, meşhur bir Eş’ari kelamcısı, Şafiî usul-i fıkıhçısıdır.

İlim Tahsili ve Hocaları


Âmidî, ilk tahsilini kendi memleketinde yaptı. Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi, kıraat ilmi, Arapça ve İmam Ahmed b. Hanbel’in mezhebi üzere fıkıh okudu. Gençliğinde devrinin ilim merkezi Bağdat’a gitti. Orada Hanbelî âlimlerinden Ebu’l-Feth Nasr b. Fityan el-Müna’dan fıkıh dersleri aldı. Bağdat’ta büyük muhaddis Ali b. Şâtil’den hadis okudu ve ondan Kasım b. Sellam’ın Garibü’l-Hadis kitabını rivayet etti.

Bağdat’ta ikametinden bir müddet sonra Şafiî mezhebine geçti. Şafiî ulemasından, fıkıh, usul-i fıkıh, cedel, münazara; kelam ve mantıkta hüccet olan Ebul Kasım Yahya b. Fadıl’dan ders okudu. Yahya b Fadıl, onun üzerinde en kuvvetli tesir bırakan hocalarındandır. Aklî ilimlerde derinleşmesinin temelini de o atmıştır. Yine ondan ilm-i hilaf okudu ve bu ilimde de temayüz etti. Şerif el-Meraği ve Esa’d el-Miheni’nin hilafiyattaki metodunu ezberledi. Bu arada Kerh’teki Yahudi ve Hıristiyan âlimlerden felsefe dersleri aldı. Felsefe ve kelamda zamanının en salahiyetli kişilerden biri oldu. Felsefe ile meşgul olması bazı kimselerin ona karşı cephe almasına sebep oldu. Bu rahatsız edici durumdan dolayı hicri 582’de Şam’a geldi, aklî ilimleri orada tamamladı. 592 yılında Şam’dan Selahaddin Eyyubî’nin oğlu Melik el-Aziz’in idaresindeki Mısır’a geçti. Orada Melik el-Aziz için akaide dair El-Livâül Aziz Tezkiretü’l-Melik el-Aziz isimli bir risale yazdı.

İlme Hizmetleri ve Talebeleri

Âmidî Mısır’da ilmi çalışmalarla dolu yirmi yıl geçirdi. Evvela Fustat’taki Menazil el-İzz medreselerine yerleşti. Sonra İmam Şafiî’nin Karafe-i Suğra’daki kabrinin yanında Selahaddin Eyyubî’nin kurduğu Nasırıyye medresesinde muidlik (asistanlık), daha sonra Zafir medresesinde idarecilik ve müderrislik yaptı.

Onun başarısının artması, şöhretinin yayılması ve insanların ondan istifade etmeleri bazı kimseleri kıskandırdı. Onu inancının bozukluğuyla itham ettiler. Felsefe ile uğraşmasını ve akidesinin bozukluğunu ileri sürerek hakkında bir tutanak hazırlayıp sultandan idamı için bir ferman istediler. Fakat durumun kendisine intikal ettiği bir kadı, meselenin haset kaynaklı olduğunu ifade ederek onların bu isteklerine engel oldu. Âmidî, karşılaştığı bu olumsuz durumdan rahatsız olarak Mısır’ı terk edip Şam’a gitti; Hama şehrine yerleşti.

Hama’nın âlim emîri Melik el-Mansur onu himaye etti, Mansuriyye medreselerinde ders okutmakla görevlendirdi. Âmidî, onun yanında hayatının en istikrarlı dönemini yaşadı. Usuluddin, usul-ü fıkıh, hikmet ve hılafiyata dair eserlerinin en mühimlerini burada yazdı. Bunlar ilm-i kelam’a dair Ebkâru’l-Efkâr, mantığa dair Dekâiku’l-Hakâik, felsefeye dair el-Mübin fi elfâzı’l-Hukemâ ve’l-Mütekellimin ve Keşfü’t-Temvihât fi Şerhi’l-İşârat’tır.

Melik el-Mansur 618’de ölünce Hama’dan ayrılıp Dımeşk’e yerleşti. Dımeşk emîri Melik el-Muazzam bazı dostlarının tavsiyesi üzerine Âmidî’yi Aziziye medreselerinin başına getirdi. Melik el-Muazzam’ın vefatına kadar orada ders okuttu. Salı ve cuma günleri Beni Ümeyye camiinde ilim meclisleri kurup münazaralar yapmayı âdet edindi. Bu arada ilimleri ile temayüz eden nice âlim kimseler yetiştirdi. Mısır ve Şam ulemasının sultanı İzz b. Abdüsselam, meşhur tarihçiler İbn-i ebi Usaybia ve Ebu Şâme onun talebelerindendir. Burada usul-i fıkıhta yoğunlaştı. El-İhkam fi Usuli’l-Ahkâm ile onun muhtasarı durumunda olan Münteha’s-Sûl fi İlmi’l-Usul’ünü yazdı.

Melik el-Muazzam’ın ölümünden sonra Dımeşk emîri olan Melik el-Eşref, medreselerde tefsir, hadis ve fıkıhtan başka ilim okutulmamasına ve felsefe ile meşgul olanların sürülmesine dair bir ferman çıkardı. Seyfüddin Âmidî’yi de Aziziye medresesi müderrisliğinden azletti. Âmidî hayatının bu son anlarını evine çekilerek geçirdi. 631 senesi safer ayının ilk günlerinde 80 yaşında iken hayata gözlerini yumdu ve Kasyun dağının eteklerine defnolundu.

İlim ve Ahlâkı

Âmidî’nin hayatından bahseden tarihçiler onu, dinin iki aslında eserler sahibi, usulcü, mantıkçı, cedelci ve hilafiyatçı olarak nitelerler. Aynı zamanda onu, “zamanın en zekisi”, “âlemin en zekilerinden birisi” gibi sözlerle tavsif ederek ifratkâr bir zekâya sahip olduğunda ve aklî ilimlerde imam olduğunda ittifak ederler. Hafız Zehebi onun aklî ilimlerdeki değerini “Usül, kelam ve mantıkta onun bir benzeri yoktur.” sözüyle anlatır. Talebesi büyük âlim İzz b. Abdüsselam ondan bahsederken, “Ondan daha güzel ders anlatan hoca görmedim, münazara ve araştırma usulünü ondan öğrendik. İslâmiyet hakkında çeşitli şüphe ve tereddütler oluşturmaya çalışan bir zındık gelse onunla sadece Âmidî münazara yapardı, çünkü bunun için gerekli ehliyete o sahipti.” demektedir.

Âmidî kelam ilminin en büyük temsilcilerinden biridir. İmam Gazali ile başlayan ve gelişen felsefî kelam Âmidî ile zirveye ulaşmıştır. Mantığı ve felsefeyi çok iyi bilmesi zekâsının da keskin olması sebebiyle kelamın meselelerini anlatımda bu ilimleri gayet ustalıkla kullanıp güzel yorumlar getirmiştir.

Bütün bunlara rağmen zaman zaman hakkında dedikodular çıkmış, inancının bozuk olduğunu söyleyenler olmuş ise de, İbn Kesir, dedikodusu yapılan hususların doğru olmadığı kanaatindedir. İbn-i Teymiye de onun hakkında; “Devrinde felsefe ve kelamda ondan daha mütebahhir bir âlim yoktu. O, bu ilimlerle uğraşanların itikad yönünden en güzeliydi.” demektedir. Bunlardan anlaşılıyor ki o, âlim, fazıl, inancı sağlam, ameli de salih bir kimsedir. Âmidî’nin ahlâkı hakkında da güzel şeyler söylenmektedir. O, selim ve ince kalbli ve gözü yaşlı bir insandır. Bazı Eyyubî melikleri, ondan hoşlanmasalar bile, ilme hizmette devam etmesini istediler. İlim yolunda birtakım sıkıntılara katlanması da sabırlı, sadakatli ve azimli bir insan olduğunu gösterir.

Yaşadığı Devirde İlmî Hareketler

Âmidî’nin yaşadığı devir 6. asrın ikinci yarısı ile 7. asrın ilk yarısıdır ve Selahaddin Eyyubî ve hanedanının hüküm sürdüğü ilmî hareketlilik açısından canlılık arz eden bir devirdir. Daha önceleri Müslümanların Moğol istilası, haçlıların tasallutu ve Şiî fitnesiyle Şam ve Mısır’da ilmî hayat zayıflamıştı. Musul atabeyi Nureddin Zengi haçlı tasallutunu bertaraf etmek, siyasi birliği tekrar sağlamak ve Ehl-i Sünnet çizgisini korumak için çok çaba sarfetti.
Önce haçlılarla mücadele edip başarılar kazandı, sonra da medreseler kurarak, ilme ve âlime önem vererek İslâm inançlarını korumaya yöneldi.

Nureddin Zengi’nin ölümünden sonra yerine geçen Selahaddin Eyyubî de onun yolunu takip etmiştir. Eyyubîler hanedanına mensup melikler, emirler, vezirler ve kadılar gibi devletin ileri gelenleri yüksek tahsil görmüş münevver insanlardı. Başta Selahaddin Eyyubî’nin kendisi Kur’ân’ı, Ebu Temmam’ın el-Hamase’sini ve Ebu İshak Şirazi’nin Et-Tenbih fil-Fıkh’ını ezbere biliyordu. Ayrıca devrinin meşhur âlimlerinden hadis, fıkıh, edebiyat okumuştu. Bu da açıkça göstermektedir ki Eyyubîlerde gerek ilimle iştigal etme, gerekse ilim adamlarını koruma yaygın bir gelenektir. Bundan başka hanedandan Takıyüddin Ferruhşah, Melik el-Mansur, Behramşah, Tacü’l-Mülûk Böri, Kadı el-Fazl ve İmadeddin el-Katip de ilimle meşgul olmuşlardır. Selahaddin Eyyubî onların da yardımıyla birçok medrese açıp hocaların ve talebelerin barınması ve geçimlerinin temin edilmesi için vakfiyeler kurdu. O’nun bu gayretleri Şam ve Mısır’ı âlimler ve talebeler için cazip hale getirmiştir. Artık İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinden talebeler ve ilim adamları Şam ve Mısır’a yerleşmeye başlamışlardır. Mağrib hac yolunun Mısır’dan geçmesi ve ticarî ilişkiler gibi nedenlerle Mısır’ın önemi daha da artıyordu. Şam kapıları da Bağdat taraflarına açılmış ve çevresiyle münasebete geçmiştir. Bu tür vesilelerle Endülüslü, Kuzey Afrikalı, Bağdatlı ve İsfahanlı nice âlimler Şam’a ve Mısır’a gelip ilim için müsait ortamı görünce yerleşip kalmışlardır. Bunlar arasında meşhur simalardan Şahabeddin Sühreverdî, Sıbt-ı İbni’l-Cevzi, Abdullatif Bağdadî ve Seyfüddin Âmidî’yi zikredebiliriz. Mağrip’ten gelenler arasında ünlü tabibler ve filozoflar da vardı. Bunlardan birisi de Yahudi asıllı olan Musa b. Meymun’dur. Bunlar dahi Selahaddin Eyyubî’nin himayesini görmüşlerdir. Böylece Şam ve Mısır ilmî hareketlilik açısından Bağdat’ı geride bıraktı. Tarihî kayıtlara göre o devirde Dımeşk medreselerinde ders veren 600 kadar fakih vardı. Ders okutan idareciler, tabipler, edipler, şairler bu rakamın dışında idiler.

İlm-i Kelâm’da Metodu

Âmidî felsefi kelam döneminin en parlak simalarından birisidir. Bu yüzden kelamî eserlerinde felsefi izahlar ağır basar. Mantığın prensiplerini de çok güzel kullanmaktadır. O, Gâyetü’l-Meram adlı eserini düşüncede kemale erip kelam sahasında derin araştırmalar yaptıktan sonra telif etmiştir. Mükemmel ve kusursuz bir eser meydana getirme iddiasıyla bu eseri yazdığını kendisi eserin girişinde “Hiçbir bulut kalmadı, hepsini dağıttım; hiç karanlık bir yer kalmadı, hepsini aydınlattım.” şeklinde ifade etmektedir....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Seyfüddin El Âmidi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:06:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Seyfüddin El Âmidi rüya tabiri,Seyfüddin El Âmidi mekke canlı, Seyfüddin El Âmidi kabe canlı yayın, Seyfüddin El Âmidi Üç boyutlu kuran oku Seyfüddin El Âmidi kuran ı kerim, Seyfüddin El Âmidi peygamber kıssaları,Seyfüddin El Âmidi ilitam ders soruları, Seyfüddin El Âmidi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes