๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => İz Bırakanlar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Temmuz 2010, 13:54:55



Konu Başlığı: Seferlerde gece faktörü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Temmuz 2010, 13:54:55
Seferlerde Gece Faktörü




Allah Resûlü, bütün seferlerine gece çıkıyordu Gecede ayrı bir sır vardı Zaten Kur'ân-ı Kerim de, dolaylı yollarla O'na hep gece yolculuğunu tavsiye etmiyor mu? Hz Musa (aleyhisselâm) inananları, geceleyin alıp götürmüştü Cenâb‑ı Hak, O'na: فَأَسْرِبِعِبَادِيلَيْلاًإِنَّكُمْمُتَّبَعُونَ "Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip olunacaksınız"[1] buyurmuştu Hz Lut'a (aleyhisselâm) da aynı emir verilmiş ve: فَأَسْرِبِأَهْلِكَبِقِطْعٍمِنَاللَّيْلِ "Geceleyin bir ara, ailenle beraber yola çık!" denmişti[2]

Nebiler Sultanı, Cibril'i çok geride bırakan o semavî seyahatini de gece yapmış ve miraca gece çıkmıştı İşte, bu gök yolculuğunu anlatan âyet:

سُبْحَانَالَّذِيأَسْرَىبِعَبْدِهِلَيْلاًمِنَالْمَسْجِدِالْحَرَامِإِلَىالْمَسْجِدِاْلأَقْصَىالَّذِيبَارَكْنَاحَوْلَهُلِنُرِيَهُمِنْآيَاتِنَاإِنَّهُهُوَالسَّمِيعُالْبَصِيرُ

"Kulu Muhammed'i (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir gece Mescid-i Haram'dan, kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şanı ne yücedir! Muhakkak O, Semî'dir, Basîr'dir"[3]

Hemen her peygamberin bir gece yolculuğu vardır Zira menziller, geceleri katedilir Rabb'e vâsıl olma geceleri olur Cenâb-ı Hak birçok âyetinde gece üzerine yemin eder Karanlığın bağrında yapılan aydınlık işler, geceleri gündüzlerden daha nurlu kılmıştır

Hz Hakkı:

"Ey dîde nedir uyku, gel uyan gecelerde
Kevkeblerin et seyrini seyrân gecelerde!" der

Mesafe alan, gece alır, alnı geceleri, seccade ile tanışan ve seccadesi gözyaşıyla ıslanan tali'li, geceleri âdeta mesafelerle yarışır Evinin duvarları onun âhına âşina olan, geceleri merdiven merdiven yükselir ve mesafeler üstü âlemlere ulaşır Alanlar, mesafeyi gece aldılar; gece yatanlar ise hep yolda kaldılar Berzah azabından kurtulmayı düşünüyorsanız, gecelerinizi teheccütsüz bırakmayınız Bırakmayınız; zira Allah Resûlü hiç bırakmamıştı

Doktor İkbal diyor ki: "20 sene Londra'da, o sisli dünyada kaldım, bir gece olsun teheccüdü terk ettiğimi hatırlamıyorum"

Evet, Kur'ân'ın ifadesiyle, hiçbir sesin olmadığı, söylediğiniz her sözün, vicdanınızda mâkes bulduğu gecelerin sessizliğini değerlendiren mesafe alır Allah Resûlü, maddî-mânevî mesafeleri, geceleri yumak gibi sarıyor ve mesafe üstüne mesafe alıyordu Evet O, seferlerini geceleri yapıyor, gündüzleri de dinleniyordu Böylece birdenbire O'nu karşısında gören herkes şaşırıyor ve ne yapacağını bilemiyorduفَإِذَانَزَلَبِسَاحَتِهِمْفَسَاءَصَبَاحُالْمُنْذَرِينَ âyeti[4] bu ürperten görünüşten bir kesidi resmediyor

Evet onlar, bir cemaatin sahasına, alanına, meydanına kondu mu, yani o ordusunu getirip bir yere kurdu mu, artık onların işleri bitikti Onlar için çirkin ve üzücü bir sabah vardı Ayrıca Allah Resûlü, hücumlarını da hep fecir vakti yapıyordu[5] Fecir vakti, namazlarıyla, ezanlarıyla, o yer ahalisinin düşüncesini ortaya çıkarıyordu ve fecir vakti, bâd-ı tecellînin estiği zamanlardı Yine Hz Hakkı der:

"Seherlerde eser bâd-ı tecellî
Uyan ey gözlerim vakt-i seherde!"

Bâd-ı tecellînin estiği, mü'minin metafizik gerilime geçtiği ve sabah namazına kalkmaya alışan bir mü'min için seher vakti çok önemlidir Bu itibarla o, hep fecri kollardı Düşman esneye esneye, yatağından kalktığı dakikalarda, birdenbire mü'mini, bütün gerilimiyle karşısında bulurdu Resûlullah'ın yolu büyük ölçüde buydu Hayber surlarının dibinde:

اَللّٰهُأَكْبَرُخَرِبَتْخَيْبَرُ "Allahu Ekber, Hayber harab oldu"[6] dediği zaman Hayber Kalesi sarsılıyordu, ama kimsenin, bu ordunun oraya kadar geldiğinden haberi yoktu Tabiî O, bütün bu seferlerini yıldırım hareketiyle yapıyordu O, fevkalâde seri ve askerî tabirle, "muttasıl" yürüyordu Öyle bir yürüyordu ki hecîn deveyle dahi O'na yetişmek mümkün değildi

Mustalikoğulları Seferi, bu seri seferlerden biriydi Sefer den dönüşte nifak çıkmıştı ki, bu nifağın yayılmasına meydan vermemenin yolunu, fetanet-i a'zam, muttasıl yürüyüşte buldu ve seri yürüyüş emri verdi Hiç durmadan, öyle yüründü ki, münafıklar durup fitneyi büyütme fırsatı bulamadılar[7] Übey İbn Selûl, içinden kurup duruyordu ama, içinde kurup durduğu şeyleri, oturup olgunlaştırma fırsatını bulamıyordu Âdeta herkes koşa koşa yürüyordu Gidiş de öyle oldu, geliş de ve öyle bir yoruldular ki dinlenme izni verilince de yatıp kaldılar O gün güneş doğuncaya kadar uyumuşlardı Ve belki de ilk defa sabah namazını kuşluk vaktinde kılıyorlardı[8]

Hicretin 5 senesine kadar hep böyle gelindi Allah Resû lü karşısında teker teker tutunamayacaklarını anlayan kavim ve kabileler, bir araya gelip yek vücut olmaya karar verdiler Bu defa bütün güçleri bir merkezde toplayacak ve Medine'ye öyle hücum edeceklerdi


[1] Duhân sûresi, 44/23
[2] Hûd sûresi, 11/81
[3] İsrâ sûresi, 17/1
[4] Sâffât sûresi, 37/177
[5] Müslim, salât 9; Tirmizî, siyer 48
[6] Buhârî, salât 12; ezan 6; Müslim, cihad 120
[7] İbn Hişâm, es-Sîratü'n-nebeviyye, 4/252-256; İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-nihâye, 4/157-158
[8] Müslim, mesâcid 309-312; Ebû Dâvûd, salât 11

Fethullah Gülen