> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf  (Okunma Sayısı 1277 defa)
05 Aralık 2010, 12:05:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Aralık 2010, 12:05:30 »



MEHMED ZÂHİD KOTKU VE TASAVVUF


Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Bismillâhir rahmânir rahîm.

Elhamdü lillâhi rabbil àlemîn... Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh... Kemâ yenbağî licelâli vechihî ve liazîmi sultànih... Ves salâtü ves selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin ecmaîn...

Konumuz, "Es-Seyyid eş-Şeyh Muhammed Zâhid Kotku el-Bürûsevî ve İslâm'da Tasavvuf" diye tesbit edilmiş. Bu şunu gösteriyor: Gerçek bir sôfî olarak yaşamış, bizler tarafından görülmüş bir kimse olarak, --etrafında bulunduk, hayatını müşahade etme imkânını bulduk-- bir nümûne insan anlatılmış oluyor. Böylece tasavvuf sadece nazarî bir bilgi olmaktan çıkmış oluyor. Pratik uygulaması olan, elle tutulur, somut bir örnekle anlatılmış oluyor.

Örnekle anlatım, pedagojik bakımdan uygundur, güzeldir, anlaşılması da daha kolaydır. O bakımdan uygun olmuş.

Konferansı tertib eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Uzaktan yatkından bu konferansa gelen kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Mehmed Zâhid Kotku Hocamız, Türkiye'de ve Almanya'da gerçekten çok geniş bir şekilde tanınmış bir insandır. Hakkında konferans verilebilecek bir kimsedir. Türkiye'nin dinî hayatında ve siyasî hayatında çok büyük etkileri olan bir kimsedir. Çok enterasan bir şahsiyeti vardır.

Kendisi birinci planda Nakşî Tarikatı'nın Hâlid-i Bağdâdî ile Hindistan'dan Ortadoğu'ya gelmiş Hâlidiyye kolunun İstanbul'da devam eden Gümüşhânevî şûbesinden... Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri'nin halifelerinden, Trablusşam müftüsü olan Ahmed ibn-i Süleyman el-Arvâdî Hazretleri, tek bir şahıs için, Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin Efendimiz için İstanbul'a gelmiş, kendisini bulmuş ve "Sırf seni irşad etmek için buraya vazifeli olarak gelmiş bulunuyorum!" diye onu halvete alıp, tasavvufun âdâbını, erkânını, ahlâkını, esrârını öğretmiş.

Böylece Hindistan'dan bizzat Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri'nin gidip, Nakşî Tarikatı'nı kaynağından, Müceddidiye şûbesinden, yâni Ahmed el-Fârûkî es-Serhindî'nin mensub olduğu Müceddiye şûbesinden çok mükemmel bir tarzda, hocası Abdullah-i Dehlevî Hazretleri'nin tam rızasını alarak Bağdad'a getirdikten ve yerleştirdikten sonra ve bütün Ortadoğu'ya yaydıktan sonra, böylece Gümüşhâneli Hazretleri'yle İstanbul'a geçmiş oluyor Nakşî Tarikatı...

Bendeniz dört sene önce Güneydoğu Anadolu'da gezdim. Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Bitlis, Siirt, Tatvan gibi yerleri gezdim. Çok net olarak hatırıma geldi ve söyledim, hâlâ çok kesin olarak, net olarak aynı kanaatteyim: Güneydoğu Anadolu'nun ismi bence Nakşibendistan olsa, Nakşibendiler diyarı olsa revâ... Çünkü, her tepede bana bir Nakşî şeyhinin türbesini gösterdiler. Her yerde Nakşî-Hâlidî şubesinin mensublarını gördüm.

Allah makàmını âlâ eylesin, Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz bizzat kendisi Urfa'ya da gelmiş. Hattâ torunu Urfa Ulu Camisi'nin kabristanında, hazîresinde medfundur. Torunu orda vefat etmiş. O diyarları bizzat gezmiş. Halifeleri vasıtasıyla tarikatı oralara yaymış ve mükemmel bir şekilde yerleştirdikten sonra, İstanbul'a böylece aşılanmış oluyor Nakşî Tarikatı...

Nakşî Tarikatı'na Anadolu 15. Yüzyıl'dan, Molla İlâhî'den beri bilir. Fakat bu yeni bir şevk getirmiştir.

Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Efendi Hazretleri, 1311 hicrî [1893 milâdî] yılında vefat eden bir büyük muhaddistir. Terceme-i hal kitaplarına, biyografi kitaplarına büyük bir fakih ve muhaddis olarak geçmiştir. Ulûm-u şer'iyyede çok sağlam bilgilere sahip bir kimse... Tabii, tarikatın, tasavvufun şeriata tam, sağlam bir şekilde bağlı insanlar tarafından öğrenilmesi ve öğretilmesi son derece önemli bir olaydır.

İşte o koldan Gümüşhânevî Hazretleri çalışmasına devam etmiştir ve 114 kadar halife yetiştirmiştir kendisi... Üç sene de Mısır'da kalmıştır. Halifelerini Anadolu'nun her yerine, Kafkasya'ya, Mısır'a ve Ortadoğu'ya yaymıştır. Böylece onun çalışmalarıyla, Nakşî Tarikatı son derece büyük bir gelişme göstermiştir. Harblerde Devlet-i Aliyye'nin korunmasında, bu s�fî alimlerin cihada da iştirakleriyle çok büyük hizmetler meydana gelmiştir.

Ahmed Ziyâeddin Efendi Hazretleri'nden sonra Gümüşhânevî kolu devam etmiştir. Hocamız onlardan Ömer Ziyâeddin ed-Dağistânî Hazretleri'nden, İstanbul'da asker iken tarikata girip el almıştır. Sanıyorum Ömer Ziyâeddin Hazretleri'ni de bu konularla ilgilenen herkes tanıyabilir. Çünkü, kendisi hem Kur'an-ı Kerim hafızı, hem de Buhârî-yi Şerif hafızı idi. Buhârî-yi Şerif'i ezbere bilen müstesnâ insanlardandır. Altı saatte Kur'an-ı Kerim'i başından sonuna hatmettiği rivayet edilir.

Çok kıymetli eserler bırakmıştır. Buhârî'nin hulâsasını, Zübdetül Buhârî isimli eseri bırakmıştır. Bir de kıymetli evlât bırakmıştır --tabii, başka evlatları da vardır-- Profesör Yusuf Ziyâ Binatlı... Onu da Bursa İlâhiyat Fakültesi'nde dekanlık yaptığı için tanırsınız.

İşte Hocamız'ın asıl şeyhi Ömer Ziyâeddin Dağistânî Hazretleri'dir. Hocamız da zâten Dağistan'dan gelme bir seyyid ailesindendir. Dağistan'ın Nuhâ, bugünkü Şeki isimli şehrindendir. Bugün Azerbaycan'da bulunuyor bu şehir... Ama Dağistan'ın muhteşem dağlarının yamacında, Bursa gibi yeşillik, ipekçilik yapılan bir şehir imiş. Ben kendim gidip göremedim Şeki'yi... Dedesi oradan gelmiştir ve Bursa'ya yerleşmişlerdir. Onun için, Hocamız da Muhammed Zâhid-i Bursevî diye tanınıyor.

Hocamız'ın hayatıyla ilgili kendisinin eserlerinin önünde, biyografik mâlumat vardır. Ben onları kısa geçmek istiyorum. Hocamız'ın vefatı sene-i devriyelerinde de, biz çeşitli konuşmaları tesbit edip kitap halinde neşrettik. Bunların iki tanesi neşredilmiştir. Birisi, "Tanımı, Kaynakları ve Tesirleriyle Tasavvuf" isimli kitaptır. Birisi de geçen sene Eskişehir'de yapılan bir sempozyumun basılmış şeklidir [Mehmed Zâhid Kotku KS ve Tasavvuf].

Hocamız 1315 hicrî kamerî yılında (yâni 1897 yılında) doğmuştur. Bursa'da tahsilini tamamlamış, rüşdiyeye gitmiş. Bir ara teknik bir eğitim görecekken, harpler çıkması dolayısıyla muhtelif yerlerde askerlik yapmıştır. Kudüs'te, Çanakkale'de bulunmuştur. Ağabeyi de aynı şekilde asker imiş. Ağabeyini çok severdi; ben hatırlıyorum, ondan bahsederken çok duygulanırdı.

Hocamız tarikatteki eğitimini, tasavvufî eğitimini Abdül'aziz Efendi ve Hasib Efendi ile beraber Tekirdağlı Mustafa Feyzî Efendi Hazretleri'nde tamamlamış ve icazeti ondan almıştır.

Abdül'aziz Hocaefendi Râmûzül Ehâdîs'in mütercimidir, ordan tanıyabilirsiniz. Müridânı tarafından hakkında bir de kitap yazılmıştır. Hasib Efendi ondan önce, Abdül'aziz Efendi onun arkasından postnişin olmuştur. Onların arkasından da Hocamız 1952 Yılı Aralığında makàma geçmiştir, postnişin olmuştur.

İlkönce bulvar üzerinde bir camide vazife gördü. Bendeniz de o zaman bir ortaokul talebesi olarak konuşmalarını dinlemeğe giderdim. O cami Ümmügülsüm Camii idi. Sonradan 1958 tarihinde İskenderpaşa Camii'ne vazifesi nakloldu. Çünkü, bulvarın genişlemesi dolayısıyla Ümmügülsüm Camii yıkılacak gibi sözler, rivayetler vardı. Nakloldu, fakat o cami de yıkılmadı. O cami öyle kaldı, fakat Hocamız'ın dervişânı ve tekkesi İskenderpaşa Tekkesi olarak tanındı. O şekilde şöhret buldu.

Hocamızın yetiştirdiği, halvet çıkartıp icâzet verdiği pek çok halifesi vardır. Bunları bir deftere işlemiştir kendisi... O defterler bendenizde mevcut bulunuyor.

Bizim geleneksel Nakşî an'anesine uygun olarak, müslümanların her şeyiyle ilgilenmiştir. Meselâ, Türkiye'nin en büyük motor fabrikası olan Gümüş Motor Fabrikası'nı kuran, kurduran odur. Konuşmalarında bendeniz de bulundum. Nasıl kurulsun, nereden kurulsun tarzındaki müzakereler hep onun huzurunda olmuştur. Yâni bir şeyh efendi için, Türkiye için son derece gerekli böyle bir fabrikayı kurdurmak, önemli bir olaydır. Enteresan yönlerinden birisidir.

Sonra, politika konusunda da çalışmaları olmuştur, irşadı olmuştur. Herhangi bir şahsa doğrudan doğruya bend olmadan bütün politikacılarla ilgilenmiştir. Aşağı yukarı hepsinin kendisini ziyaret ettiğini biliyoruz. İsim söylemek istemiyorum, muhtelif partilerden, meşreblerden pek çok kimseler var... Tabii, onların hepsine hakkı söylemek istemiştir. İstanbul'da pek çok meşrebden insanı etrafında toplamıştır.

Enterasan olan şey şudur: Meselâ, Hocamız'ın yanından hiç ayrılmayan, Hocamız'ı her zaman evine davet eden, evinde günlerce misafir etmekten zevk duyan bazı insanlar vardı. Ben onları bizim ihvandan sanıyordum. Halbuki beşka bir şeyhin mensublarıymış. Sonradan hasta olduğunda, ziyaretine gidince sorup öğrendiğimde hayret etmişimdir. Ama Hocamız'ın böyle bir özelliği vardı. Yâni, her meşrebden, her cinsten insanı kendisine bağlayan bir güzel, geniş dairesi vardı. Herkesi kucaklayan bir sevgi anlayışı vardı. Herhangi bir ayırımcı durumu yoktu.

Kendisi çok yakışıklı, çok güzel bir hocaefendi idi. Bunu ben söylemiyorum, benim Ankara'daki evsahibim söylemiştir. Hocamız bizi Ankara'da ziyarete geldi. Ben Ankara İlâhiyat Fakültesi'nde asistandım. Evsahibi de Çubuklu bir hacıamca... Ümmi, yâni tahsilli bir insan değil... Hanımı da Anadolu hanımı... Bahçede beni gördü, "Kim o sizin eve gelen güzel adam?" diye sordu. Yâni Hocamız'ın sıradan bir kimse üzerindeki ilk etkisi bu idi.

Yakışıklı, çok güzel, çok sevimli, çok sempatik bir insandı. Ayrıca Anadolu'da muhtelif yerlere seyahatlerimiz olurdu. O seyahatlerimizde de, gören dururdu, yanıma gelirdi benim, "Bu zât-ı muhterem kim?" diye sorardı. Yâni böyle herkesi kendisine cezb eden, ilgi çeken, çok hoş, güzel bir hali vardı.

Uzunca boylu, şişmanca bir kimse idi. Şişmanlığını kendisi şöyle anlatırdı: "Ben öksüz büyüdüğüm için yemek filân olmazdı evde, kümes...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf
« Posted on: 24 Nisan 2024, 18:29:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf rüya tabiri,Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf mekke canlı, Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf kabe canlı yayın, Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf Üç boyutlu kuran oku Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf kuran ı kerim, Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf peygamber kıssaları,Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvuf ilitam ders soruları, Mehmed Zâhid Kotku ve tasavvufönlisans arapça,
Logged
31 Aralık 2010, 19:37:22
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 31 Aralık 2010, 19:37:22 »

   


    Bu güzel paylaşım için Rep..Rabbim sizi de dostluğuyla sevindirsin,inşaallah..Ben Rabbimi seven herkesi Allah için çok seviyorum..Rabbim bu güzel kullarını bizim sevgimizden haberdar eylesin ve Ahirette şefaatlerine nail eylesin,inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Aralık 2010, 20:57:34
zahdem

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 2.060


Site
« Yanıtla #2 : 31 Aralık 2010, 20:57:34 »

yüce RABBİM;bizleri,kendisini gerçek mana sevenlerden eylesin O'nu sevenleri sevmeyi ve ALLAH dostlarının sevgisini kazanmayı nasib eylesin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Eylül 2011, 02:59:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #3 : 26 Eylül 2011, 02:59:18 »

Esselamu aleykum ; Amin amin amin ecmain inşaallah değerli ablamız ve zahdem kardesimiz..Rabbim hakkıyla anlamayı nasip eylesin inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes