> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Muhammed b. Kab el kurezî
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muhammed b. Kab el kurezî  (Okunma Sayısı 671 defa)
17 Eylül 2010, 13:43:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Eylül 2010, 13:43:30 »




MUHAMMED B. KA'B EL-KUREZÎ

Muhammed b. Ka'b el-Kurezî ibadet ve taatinde son dereÂce hassas idi. Kur’ân'a kendini verişi, onun bir suresi ve bir ayeti üzerinde günlerce durup tefekkür etmesi, ona kulluk hanesinin kapılarını açtı.
Bütün mesaisini ilim tahsiline, Kur’ân okumaya ve ibadet ü taatle meşgul olmaya sarfeden İmam'ın mala, mülke ve dünyalığa asla itibarı olmazdı. Kendisinin Medine'de emÂlaki vardı, hepsini bir defada Allah yolunda sarfetti. KenÂdisine "Çocukların için de bir şey ayırsaydın" denilince, O, "Ben o malın tamamını Rabbim nezdinde kendim için biÂriktirdim, ayırdım (iddihar ettim) Rabbimi de çocuklarıma ayırdım (yani onların rızkını verecek olan O'dur) buyurdu.
Asrımız insanının ciddi bir hastalık olarak mübtela olÂduğu rahat ve endişesiz yaşamayı en büyük günahlardan saÂyan imam, Allah'ın rahmetinden ümit kesme nasıl büyük günah ise, Allah'ın azabından endişesiz yaşama da aynen öyle büyük günahtır, der.
Medine-i münevvere civarında Hz. Ebu Zerr'in medfun bulunduğu Rabeze Camiinde bir ilim meclisine Kur’ân-ı Kerim okurken veya hadis rivayet ederken meydana gelen bir yer sarsıntısında, camiin yıkılmasıyla enkaz altında kalarak AlÂlah'ın rahmetine kavuşmuştur.

Bu sayıda tanıtmaya çalışaÂcağım Zat da yine tabiîn'in büyüklerinden Ebu Hamza veya Ebu Abdillah künyesi ile maruf olan Muhammed b.Ka'b b.Süleym el Kurezî'dir. Babası Kureyza'ya mensuptu. Babası KaÂfa ile alakalı olarak nakledilen vak'a Kader-i İlahinin hikmetli icraatını göstermesi bakımınÂdan kayda değer bir hadisedir.
Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicret buyurduktan sonra Beni Kurayza Yahudileri ile anlaşma yaparak onlara dokunmamıştı. Ne var ki, Ahzab vak'ası olarak bilinen Hendek savaşında, Beni Kurayza yahuÂdileri müslümanları arkadan vurmaya çalışmışlardı. Peygamberimiz savaştan sonra Beni Kurayza yurduna bir seÂfer tertip etmiş ve bu ahde veÂfada hain olan yahudi kavminin erkeklerini öldürtmüş, kadın ve çocuklarını da esir almışlardı. Ahzab suresi bu vak'ayı 26. ayet-i kerimesi ile anlatmaktadır. Buharî'nin yaptığı rivayetÂte esirler arasında öldürülüp öldürülmemesi ihtilaflı olan birisi vardı. O da tabiin'in büyük imamları arasında yerini alaÂcak Kur’ân-ı Kerime hizmetiyÂle kıyamete kadar ümmet araÂsında yâd edilecek ve Muhammed'e baba olacak olan Ka'b b. Süleym isimli bir çocukÂtu. Peygamberimiz tarafından muayene edildi ve kasık tüyleÂri bitmediği görülünce çocuk olduğuna karar verilerek esirler arasında öldürülmeden serÂbest bırakıldı.(1).
Ka'b b. Süleym Kûfe'ye yerÂleşmiş ve burada Hz. Ali (R.A.)'ın hilafetinin sonlarına doğru hicrî 40. yılında Muhammed doğmuştu.(2) Bilahare babası Medine-i Münevvere'ye gelerek orada yerleşmiş ve ikaÂmet etmiştir. Bu arada Muhammed b. Ka'b kendisini nûr ikliminde bulmuş ve bu nurdan inÂsanlarla teşrik-i mesai etmeye ve ilim öğrenmeye başlamıştı.
Sahabe-i Kiram'dan Fuzale b. Ubeyd, Muğire b. Şu'be, Muaviye, Ka'b. b. Amre, Ebu Hureyre, Zeyd b. Erkam, İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, Abdullah b. Yezid, Abdullah b. Ca'fer, Bera b. Azib, Cabir ve Hz. Enes (Radiyallahu anhum) gibi zeÂvattan bizzat görüşerek ilim almış ve rivayette bulunmuştur.(3)

Ayrıca Hz. Abbas, Hz. Ali, İbn-i Mesud, Amr b. As, Ebu Zer ve Ebu'd-Derda gibi zatlarÂdan mürsel olarak rivayette buÂlunmuştur.(3) Bazı kaynaklar daha birçok sahabiden rivayetÂte bulunup feyz aldığını da nakÂlederler.
Kendisinden de yine çok büÂyük zatlar istifade etmişlerdir. Gerek Hadis ve Kur’ân ilimleÂrine dair kendisinden rivayette bulunanlar arasında, kardeşi Osman, Hakem b. Uteybe, YeÂzid b. Ebi Ziyad, İbn-i Adan, Musa b. Ubeyde, Velid b. KeÂsir, Ebu Ca'fer, Muhammed b. Münkedir ve Asım b. Kuleyb zikredilebilir(5)
Muhammed b. Ka'b, rivayet tefsiri hususunda fikrine sık sık müracaat edilen zatlardan biriÂsidir. İbn-i Saad ve İclî hakkınÂda "Alim, zahid, takva sahibi, Kur’ân-ı Kerimi iyi bilen, çok hadis rivayeti olan sika bir zattır" demişlerdir (6). Hadis nakkadı arasında sözleri hücÂcet sayılan İbnü'l-Medini ile Ebu Zür'a da sika olduğunu kaydederler.(7)
Rivayet ettiği hadisleri Kütüb-i sitte'de ve diğer hadis mecÂmualarında görmek mümkünÂdür. İmam Buharî Tarihinde şu rivayetini kayd eder ve der ki, Bana İbn-i Beşşar, Ona, Ebu Bekir Ona Dahhak b. Osman Ona Eyyüb b. Musa rivayet etÂmiş ve Eyüp demiş ki, Ben MuÂhammed b. Ka'b'dan işittim, o diyordu ki; "Ben Abdullah b. Mes'ud dan işittim. O da Resulullah Efendimiz’den şöyle buÂyurduğunu rivayet etti: "Kim AlÂlah'ın kitabından bir harf okurÂsa Allah Taala onun için bir hasene verir".(8 ) Buharî diyor ki, "Kur’ân'ı ezberlese mi, yoksa okusa mı dedi bilmiyorum" (9) Kadir gecesinin zamanı ile alâÂkalı olarak İbn-i Abbas'tan yapÂtığı şu rivayet de önemlidir; "ibn-i Abbas muhacirlerle beÂraber bir toplulukta oturuyordu. Kadir gecesinden bahsedildi. Herkes kendi görüşüne göre bir mânâ verdi. Hz. Ömer (r.a.) İbn-i Abbas'a "Sen niçin konuşmuyorsun, konuşsana, çocukluk sana mâni olmasın." Bunun üzerine İbn-i Abbas koÂnuştu: "Ey müminlerin emiri AlÂlah tektir, teki sever. Dünya günlerini yedi üzerine döner yaptı, insanı yedi aşamada yaÂrattı, rızıklarımızı yedi şeyden yarattı, üstümüzde yedi kat gök yarattı, altımızda yedi kat yer yarattı, mesânîden yedi ayet verdi, Kur’ân'da yedi akraba ile evlenmeyi yasakladı, mirası yeÂdiye taksim etti, yedi azamız üzerine secde etmemizi emr etÂti, Resulullah Kabe'yi yedi deÂfa tavaf etti, Safa ile Merve araÂsında yedi defa koştu, yedi defa şeytanı taşladı, Kadir geceÂsini de Ramazan ayının son yedi gecesinde olduğunu gösterdi." Bunları dinledikten sonra Hz. Ömer (R.A.) dedi ki, "bu hususta bana, henüz baÂşının kemikleri düzelmemiş olan bu çocuktan başkası muÂvafakat etmedi. Arkadaşlar bu hususta bana İbn-i Abbas gibi kim cevap verebilir"?(10)
Te'vil-i Kur’ân'ı en iyi bilenÂlerden birisi olduğunu, Avn b. Abdıllah şu sözüyle dile getirir: "Ben Kurezî kadar te'vil-i Kur'-an'a vâkıf birisini görmeÂdim.(11)
Kulluktaki derinliği ve hassaÂsiyeti, akıl almayacak kadar ileÂride idi. Kur’ân'a kendini veriÂşi, O'nun bir suresi ve bir ayeti üzerinde günlerce durup tefekÂkür etmesi, O'na bu hazinenin kapılarını açmıştı. Nitekim bu mevzuda o şöyle demiştir: "AkÂşamleyin başlayıp da sabaha kadar "Zilzal" ve "Karia" suÂrelerini okumam ve üzerinde tefekkür etmem, o gece bütün Kur’ân'ı okuyup bitirmemden benim için daha sevimlidir. (12)
Kur’ân-ı Kerim'i iyi anlama mevzuunda mucizevâri olarak Efendimiz'in, Ebu Bürde'nin baÂbasından O'nun da dedesinÂden yaptığı rivayette şöyle buÂyurduğunu görüyoruz: "İki kaÂhin kavimden yani Kureyza ve Nadirden Allah'ın kitabını en iyi bilen, okuyan birisi çıkacak ki, ondan sonra onu o kadar iyi biÂlecek birisi olmayacak!' Nafi b. Yezid diyor ki, biz zannederdik ki, bu zat, Muhammed b.Ka'b’dır. (13) Aynı kanaatte olan başkaları da vardır.
İnsanların hayrının üç şeyde olduğunu beyan eden imam, şunları söyler: "Allah Taala bir kula hayır murad ederse, onun için üç haslet verir. Birincisi onu dinde fakih kıÂlar, yani dini ilimleri ona öğreÂtir, o da bunun gereğine göre amel eder.
İkincisi, onun dünyadan eliÂni eteğini çektirir.
Üçüncüsü de kendi ayıbını kendisine gösterir yani kendi kusurunu ve ayıbını düzeltmeÂye çalışır, başkasının kusur ve ayıbıyla meşgul olmaz" (14)
Bütün mesaisini ilim tahsiline, Kur’ân okumaya ve ibadetü taatle meşgul olmaya sarfeden İmam'ın mala, mülke ve dünÂyalığa asla itibarı olmazdı. KenÂdisinin Medine'de emlaki varÂdı, hepsini bir defada Allah yoÂlunda sarf etti. Kendisine çoÂcukların için de bir şey ayırsaydın, denilince, O, ben o malın tamamını Rabbim nezdinde kendim için biriktirdim, ayırdım (iddihar ettim); Rabbimi de çoÂcuklarıma ayırdım (yani onların rızkını verecek olan O'dur) buÂyurdu"(15)
Çok az ve öz konuşur, fakat manâlı ve derin konuşurdu. Kendisine hızlan (Rahmet-i ilaÂhiden mahrumiyet) dan sual edildi, şu cevabı verdi: "Kişinin, güzel olan şeyi çirkin ve kabih; çirkin olan şeyi de güzel görÂmesi hızlandır".(16)
Halife Ömer Ibn Abdülaziz, kendisine itibar eder ve mecliÂsinde bulundurur, fikirlerinden istifade ederdi. Ibn-i Ebi Hatim Tefsirinde Muhammed b. Ka'bdan yaptığı rivayette şunu nakleder: "Ömer b. Abdülaziz beni çağırdı ve "bana adaleti tavsif et" dedi. Ben 'Allah hayÂrını versin! Benden büyük bir şey sordun.' dedim. "İnsanlaÂrın küçüğüne baba, büyüğüÂne oğul ve emsaline de karÂdeş gibi muamele edersin, kaÂdınlara da öyle davranırsın, halÂka günahları, kadar azab edersin, onların vücutlarının kaviliğini, zayıflığını nazara alırsın, kızdığından dolayı kimseye bir kamçı vurmazsın ve böylece âdillerden sayılırsın" dedim.(17)
Allah'a karşı çok saygılı olÂmayı, O'nu çok zikretmeyi ve tefekkür etmeyi tavsiye eder ve katiyyen bunlardan uzak durulmaması gerektiğini ve hiç bir halde kulun Allah'ı anmaktan uzak kalamayacağını beyan ederek şu önemli tesbiti takdim eder: "Eğer zikri terketmek mevzuunda Allah Taala bir kuÂluna ruhsat verseydi, Hz. Zekeriya (A.S)'a ruhsat verirdi. Halbuki Cenab-ı Hak onun için şöyle buyurmuştur"... BununÂla beraber Rabbını çok an ve akşam sabah O'nu teşbih et!" (Âl-i İmran,41), Yine eğer zikri terketmekle birisine ruhsat verseydi, i’lay-ı kelimetullah için geÂceli gündüzlü cephelerde savaÂşanlara bu ruhsatı verirdi. Halbuki, onlar için de "Ey iman edenler, (harbeden) bir topluÂlukla karşılaştığınız zaman seÂbat edin ve Allah'ı çok anın. Tâ ki, umduğunuza kavuşasınız" (Enfal, 45)"(18)
Bu hususları sadece nakletÂmekle kalmayıp, en ince nokÂtasına kadar kendisi de tatbik ederdi. O kadar çok ibadet eder ve geceli gündüzlü ağlar sızlardı ki, onun bu halinden anası endişeye düşer ve şöyle derdi: "Ey benim oğlum! küÂçüklüğünde ve büyüklüğünde ne kadar temiz hayat yaşadığıÂnı bilmeseydim, zannederdim ki, ne kadar büyük günah işleÂmişsin ki, nefsine gece g...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muhammed b. Kab el kurezî
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:09:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muhammed b. Kab el kurezî rüya tabiri,Muhammed b. Kab el kurezî mekke canlı, Muhammed b. Kab el kurezî kabe canlı yayın, Muhammed b. Kab el kurezî Üç boyutlu kuran oku Muhammed b. Kab el kurezî kuran ı kerim, Muhammed b. Kab el kurezî peygamber kıssaları,Muhammed b. Kab el kurezî ilitam ders soruları, Muhammed b. Kab el kurezîönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes