๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => İz Bırakanlar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 29 Ekim 2010, 16:03:48



Konu Başlığı: Mehmet Akif
Gönderen: Zehibe üzerinde 29 Ekim 2010, 16:03:48
Mehmet Akif

Yasin Doğan


MEHMET AKİF Ersoy, 1873 yılında İstanbul'un Fatih semtinde Sarıgüzel'de doğdu. Babası Fatih Dersiamlarından Tahir Efendi, annesi Şerife Hanımdır.

Akif, ilk tahsiline dört yaşında Fatih civarında Emir Buharî mahalle mektebinde başladı. Sonra İptidaî Mektebinde ve Fatih Merkez Rüştiyesinde okudu. Bu arada babasından Arapça öğreniyordu. Fatih Camii'nde de Hafız Divanı, Gülistan ve Mesnevî okutan Esat Dede'ye devam eden Akif, Mülkiye ve Baytar Mektebinden sonra 1893 yılında Baytarlıkla başlayan memuriyet hayatını 1913 yılına kadar devam ettirdi. Memuriyetten istifa ettiği zaman bile Darulfünunda (üniversite) edebiyat dersleri veren Akif, meşrutiyetle birlikte ilk şiirlerini Sırat-ı Mustakim' de yayınlamaya başladı. Bu devrede "Safahat" şairi olan Akif, 1918'den sonra Anadolu da başlayan isyanları fırsat bilir ve Balıkesir'e giderek orada mücahitlerle görüşür, camilerde hutbeler okuyarak müslüman halkı İslam için cihada çağırır.

ANADOLU kıyamı ile Ankara'ya geçer. Artık Akif, Kurtuluş Savaşı'nın sembol ismidir. Vaazları, şiirleri valiler, ordu komutanları ve müftüler tarafından on binlerce çoğaltılarak Anadolu'nun en ücra köşelerine ve Rusya'nın içlerine kadar her yere dağıtılır. Kendisi Burdur mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisine girer ve 1921 yılında İstiklal Marşını yazar. Yazdığı Marş, mecliste üç defa ayakta dinlenerek ve alkışlanarak kabul edilen Akif, verilecek olan ödülü de parayla İstiklal Marşı yazılamayacağını söyleyerek reddeder.

SONRA Cumhuriyet ilan edilir ve bilinen devrimler yapılır. Akif bir süre sadece kışları geçirdiği Mısır'a, temelli gider ve ölümünden kısa bir süre önce Türkiye'ye döner. 27 Aralık 1936 yılında hakkın rahmetine kavuşan, koskoca bir İslam İmparatorluğunun gözleri önünde eriyerek küçücük bir Anadolu'ya sığması ve İslam aleminden koparak, eski gücümüzü kaybetmemiz ve hızla batılılaşmamız üzerine yüreği bir yangın yerine dönen ve Safahat'ında bu yanışı acı acı seyrettiğimiz Mehmet Akif'in ruhu için yüzlerce fatiha....