> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF  (Okunma Sayısı 2931 defa)
18 Temmuz 2009, 03:30:20
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Temmuz 2009, 03:30:20 »




Sevr antlaşmasından sonra düşman baskısına maruz kalan vatanın semâlarını kara bulutlar kaplamıştı. Asırlar boyu esaret nedir bilmeyen bir millet mahzundu, kederliydi... Bu vatan semâlarında dalgalanan şanlı sancak ve asırlar boyu vatan semalarını çınlatan Ezan-ı Muhammedi dinecek miydi?.. İşte bu esnada gönüllere su serpen ümit mayası aşılayan gür bir ses şöyle haykırıyordu:

 

"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden Yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlıyacak,

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım."


Bu ses, Mehmed Akif in sesiydi. İstiklal marşıyla millete böyle sesleniyordu. Aynı ses, Balkan harbi esnasında; Beyazıt, Fatih, Süleymaniye camii şeriflerinden, milli Mücadele'de Balıkesir Zağanos Paşa, Kastamonu Nasrullah ve daha pek çok camilerden millete seslenmişti...

İlk önce ümitsizliğe karşı çıkmış, daha sonra fikir birliği için, İslam Birliği için çalışmaya başlamıştı.

"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez"


diyerek tefrikanın dehşetine dikkatleri çeken Akif hiçbir vakit ümidini kaybetmiyordu. Şöyle sesleniyordu necib milletine:

"Değil mi cephemizin sinesinde iman bir

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir

Değil mi sinede birdir vuran yürek... Yılmaz!

Cihan yıkılsa, emin ol bu cephe sarsılmaz!...


Ve Mehmed Akif in dediği gibi yedi düvel saldırsa da bu cephe sarsılmayacaktı, sarsılmamıştı. İstaklal, Hakka tapan milletindi ancak... Ve "İla-yı kelimetullah" için didinen bir millete Cenab-ı Hakkın armağanıydı, ihsanıydı istiklal...

Mehmed Akif şiirleriyle, makaleleriyle vaazlarıyla bu milletin dertlerini dile getirmiştir. O hislenişiyle, heyecanıyla, yaşayışıyla bu milletten bir parçaydı. Bu necib milletin tercümanı, san'atkârı, bir temsilcisiydi. Bu yüzdendir ki millet onu muhabbetle bağrına basmış, aradan yıllar geçmesine rağmen unutmamıştı. Unutmayacaktı da... Her sabah vatan evladları "İstiklâl Marşı "nı gür sesle söylemekte, mânâsını ruhlarına sindirmektedir...

Hayatı-Şahsiyeti

Mehmed Akif in hayatına bakıldığında onu vatan şairi, İslâm şâiri yapan unsurların ne kadar yerli ve asil olduğu görülecektir.

Akif, 1873 yılında Fatih Sarıgüzel semtinde her köşesine Kur'an sesi sinmiş mütevazi bir evde dünyaya geldi. Babası, Fatih müderrislerinden İpekli Tahir Efendi'dir. Annesi Buhara Türklerinden Emine Şerife Hanım'dır.

Çok âbid ve zâhid ebeveynin çocuğu olmak saadetini tadarak dünya misafirhanesinde günlerini geçiren Akif, henüz çok küçük yaşından itibaren anne ve babasından ibâdetin vecdini, zevkini, heyecanını tadarak hayat mektebinin ilk basamağını adımlamaya başlamıştı.

Konuşmaya başladığı andan itibaren babası ona Kur'an-ı Kerim'den âyetler ezberletmeye başlamıştı.

Henüz dört yaşındayken de Fatih'te Emir Buharî mahalle mektebinde ilk tahsiline başlamıştı. Daha sonra yine Fatih'te muvakkitha'nenin yanında ilk mektebe devam etti. Ardından Fatih Merkez Rüştiyesini ve daha sonra da Mülkiye'nin idâdî kısmını bitirdi.

Bu tahsil devresi esnasında bir taraftan da babasından Arapça, fıkıh, tefsir gibi dinî ilimler tahsil etmekte, Esad Dede'den de Farsça dersleri almaktaydı. İlme ve ilim tahsiline doymak bilmiyordu âdeta...

1887 senesine kadar tahsil hayatı kesintisiz devam etmiştir. Bu sene içerisinde üst üste gelen iki acı, Akif i kedere boğmuştur. Hem hocası, hem arkadaşı olan babası bu sene içerisinde vefat etmişti. Pederinin vefatından sonra büyük Fatih yangınında evleri yanmıştır. Bu hadiselerden sonra ailesinin mesuliyeti de omuzlarına yüklenen Akif, Halkalı Ziraat ve Beytar Mektebine girerek yüksek tahsilini tamamlamış ve hayata atılabilecek duruma gelmiştir.

Okulu bitirdiği 1893 senesinden memuriyetten ayrıldığı 1913'e kadar çeşitli vazifelerle Anadolu ve Rumeli'de bulunmuştur. Memuriyeti esnasında bir yandan da, Halkalı Ziraat ve Ziraat Makinesi mektepleriyle, İstanbul Darülfünununda edebiyat ve kitabet dersleri vermiştir.

Balkan harbinin arkasından memuriyetten ve Darülfünundan istifade etmiştir. Akif o andan itibaren bütün mevcudiyetiyle vatan hizmetine koşmuştur. Balkan faciasını müteakip İstanbul'un selâtin camilerinde binlerce İstanbulluya verdiği vaazlarında mağlubiyetin sebeblerini tahlil ediyor ve ümitsizliğe yer verilmemesini ihtar ederek ümidvâr olmalarını, ayrılığa asla yer verilmemesini, birlik ve beraberlik içerisinde olunmasını, Cenab-ı Hakka bağlılıktan ayrılınmadığı müddetçe zaferin er geç kendilerinin olacağını söylüyordu.

Akif, 1918 yılında İslam'a yapılan hücumlara ilmi cevap vermek ve saldırıları ikna edici delillerle susturmak, İslam Âleminde ortaya çıkan birtakım dinî meseleleri halletmek için kurulan "Darül Hikmet-il İslâmiyye" de vazife yapmıştır.

İstanbul'da hizmet vasıtasının tamamen kaybolması üzerine de mücadelesini sürdürmek üzere Anadolu'ya geçmiştir.

Milli Mücadele'de Akif

Milli Mücadele saflarında yer almak için Ankara'ya giden Akif i çeşitli bölgeleri dolaşarak halkı aydınlatırken görüyoruz... Vaaz ve nasihatlarıyla mücadelenin ehemmiyetini dile getiren Akif, her gittiği yerde büyük alâkayla karşılanıyordu.Konuşmalarıyla milletin hissiyatını dile getiriyor. Milletin hissiyatına, ruhuna hitap ediyordu.

6 Şubat 1920 günü Balıkesir Zağnos Paşa Camiini tıklım tıklım dolduran ahâliye şöyle sesleniyordu Akif:

"Ey cemaati Müslimin! memleketlerinizi kurtarmak için devam eden mücâhedâtımızda bir noktaya son derece dikkat etmelisiniz! Bu hareketlerin, bu himmetlerin sırf müdafai din ve vatan gayesine müteveccih olduğu yar ve ağyar nazarında tamamiyle anlaşılmalıdır. Fırkacılık, menfaatcilik, komitecilik gibi hislerden külliyen müberra olduğuna yakındakilere uzaktakilere tamamiyle kanaat gelmelidir. Bu kanaati zerre kadar sarsacak bir harekete, bir söze kimse tarafından meydan verilmemelidir."


Yine devamla şöyle diyordu:

"Cemaat içinde herkesin uhdesine düşen bir vazife-i vataniye, bir farizâ-i diniye vardır ki onu ifa hususunda zerre kadar ihmal göstermek caiz değildir. Bu hususta hiçbir fert kenara çekilerek seyirci kalamaz. Çünkü düşman kapılarımıza kadar dayanmış, onu kırıp içeri girmek, harîm-i namus ve şerefimizi çiğnemek istiyor. Bu nâmerd taarruza karşı koymak, kadın, erkek, çoluk çocuk, genç, ihtiyar... Her fert için farz-ı ayın olduğu, bir lahza hatırdan çıkarılmamalıdır."

Akif in bu vazlan kulaktan kulağa her tarafa yayılıyordu. Kastamonu Nasrullah Camiinde verdiği vaaz ise Yurdun çeşitli yerlerinde camilerde okunmuş, bastırılarak her tarafa dağıtılmıştır.

İstiklal Harbi esnasında I.Büyük Millet meclisine Burdur mebusu olarak giren Akif bu devrede 17 Şubat 1921'de İstiklal Marşı'nı yazmıştır. Millet meclisince yüzlerce şiir arasından seçilerek 12 Mart 1921'de kabul edilen İstiklal Marşı, mecliste tekrar tekrar okunmuş, vecd içerisinde ayakta dinlenmiştir...

Bu esnada yazdığı şiirler dillerden düşmüyordu. Cepheye giden kahraman Mehmedçiğe şöyle sesleniyordu Akif:

"Yurdunu Allaha bırak çık yola

"Cenk"e deyip çık ki vatan kurtula.

Böyle müyesser mi gaza her kula

Haydi, levend asker, uğurlar ola."

Bütün şiddetiyle Anadoluya saldıran düşmanlar karşısında imanlı göğsünü siper edenlere kuvve-i maneviyye olarak Akif in sesi çınlıyordu siperlerde:


"Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;

Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz.

Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i namusun?

Meğer ki harbe giren son nefer şehid olsun."


...Ve azimle, imanla büyük savaştan yüz akıyla zaferle çıkılmıştı.

Akif in İstiklal Harbinden sonraki devresi vatandan cüda geçmiştir.

Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine 1923'te Mısır'a gitmiştir. Daha sonra aralıklarla tekrarlanan bu Mısır seyahati, 1926'dan 1936'ya kadar 10 sene fasılasız sürmüştür. Bu devrede Akif fikrî mesâisi yanında Mısır Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Türk edebiyatı dersi okutmuştur.

1936 senesi sonlarında hastalanması üzerine Vatana dönen Akif, 26 Aralık 1936 günü akşamı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naşı ebedî âlemin ilk kapısı olan Edirnekapı'daki şehitlikte bulunan mezarlığa binlerce gencin elleri üzerinde taşınmıştır...

Fikirleri-şahsiyeti

Akif, İslama ruhu canıyla bağlı bir şahsiyet olarak İslâmı lisanı hali yanında kaliyle de müşahhas olarak anlatmıştır. Akif, İslamiyetin gericilik ile asla alakası olmadığım, müsbet ilimlerle dinî ilimlerin beraber götürülmesi lazım geldiğini söylüyordu.

Miskinliğin İslamiyyette yeri olmadığını bilakis İslamiyyetin gayret dini olduğunu haykırıyordu. Şöyle diyordu Akif:

"Şehâmet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır, Hakiki Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır." İslam Birliği'nin önde gelen savunucularındandı. Mekteplerde, ahlaktan millî şuurdan, inançlardan taviz verilmeden tedrisat yapılmasını müdafaa ediyordu...

Gençleri çalışmaya, gayret etmeye...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:56:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF rüya tabiri,İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF mekke canlı, İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF kabe canlı yayın, İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF Üç boyutlu kuran oku İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF kuran ı kerim, İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF peygamber kıssaları,İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİF ilitam ders soruları, İstiklâl Marşı Şâiri MEHMED AKİFönlisans arapça,
Logged
25 Eylül 2014, 16:40:43
Burcu 8D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.332



« Yanıtla #1 : 25 Eylül 2014, 16:40:43 »

çok iyi bir şair hayatını daha öncede okumuştum asil bir kimliğe sahip
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Ne kadar acıdır insanın teselliyi sigara da araması. Çok mu zor elini semaya kaldırıp yalvarması!
25 Eylül 2014, 18:08:19
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 25 Eylül 2014, 18:08:19 »

Esselamü aleykum; bağımsızlık mücadelemizin sembol isimlerinden ve İstiklal Marşı ile de göüllerimizde taht kuran  saygıdeğer insan..Rabbim ona rahmet eyelsin..
paylaşım için Allah razı olsun..çok güzel bir konu.v.esilenizle bir kez daha hayatını okumuş olduk..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Ocak 2015, 22:11:19
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #3 : 22 Ocak 2015, 22:11:19 »

ve aleykum selam;
Mehmet Akif Ersoy , kuruluş savaşı'nın öncülerinden ,destekleyenlerin öncülerinden biriydi..Gerek yazdığı şiirlerle,gerekse verdiği vaazlarla bunu tüm Türkiye'ye duyurdu..İstiklal Marşı kadar güzel bir eseri de zaten ancak o yazabilirdi..mevlam razı olsun..rabbim mekanını cennet etsin..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Kasım 2015, 23:02:37
Ramazan.
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 6.353



« Yanıtla #4 : 01 Kasım 2015, 23:02:37 »

Ve Aleyküm Selam .

 Asırlar boyu esaret nedir bilmeyen bir millet mahzundu, kederliydi... Bu vatan semâlarında dalgalanan şanlı sancak ve asırlar boyu vatan semalarını çınlatan Ezan-ı Muhammedi dinecek miydi?..

Dinmedi ve Asla dinmeyecek !!!!

Ben ecdadımla gurur duyuyorum . Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoya Allah cc rahmet eylesin mekanı cennet olsun . Bu milleti aydınlattı yonlendirdi ve milletin ruhunu daima diri tuttu .
1. Dunya savasini okulda da goruyoruz . Atamız Osmanlıyı,  dusmanlar ve Osmanliyi cekemeyenler ve 600 yıllık huzuru bitirmek isteyenler parcalamaya calisiyorlar .
1, dunya savasinda da en cok uzulduğum nokta Arapların İngilizlerle bir olup bizlere kurşun sıkmasıdır . Osmanlınım parçalanmasına karşı harekete geçen Mehmet Akif Ersoy , Aziz milletimizi aydinlatmis ve sozleriyle ve yaptiklariyla halka umit kaynaği olmuş .Kusura bakmayin boyle konusuyorum , benim icimdeki milliyetci duygusu biraz kabarik .
 Rabb'im bu millete bir daha oyle gunler gostermesin .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 01 Kasım 2015, 23:04:19 Gönderen: Ramazan »
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes