> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > İbret nazarıyla okumak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbret nazarıyla okumak  (Okunma Sayısı 1093 defa)
03 Kasım 2010, 13:03:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Kasım 2010, 13:03:50 »



Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından –26-İbret Nazarıyla Okumak



Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerîm’den ilk emri “Oku!”dur. Kâinattaki her varlık ve her hâdise, ârif gönüller için okunup anlaşılması gereken bir hikmet dersidir. Kullukta asıl mesele de “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (el-Alak, 1) emr-i ilâhîsi muktezâsınca, bu okuma istîdâdını kazanabilmektir. Esas tahsil budur. Yani her şeyde ilâhî hikmetleri okuyabilme meziyetini elde ede­bilmektir.

Kur’ân-ı Kerîm gibi kâinat da gönül gözüyle okunmak için beşeriyete takdîm edilmiş ilâhî bir beyan mûcizesidir. Onun her zerresi, hikmet ve hakîkatlerin bir nevî zarfı hükmündedir. Kâmil ve ârif bir mü’minin vazîfesi, bu zarfları açarak mazrûfu, yani içindeki ilâhî mesajları, sır ve hikmetleri okuyup lâyıkıyla idrâk edebilmektir.

Kur’ân-ı Kerîm’deki birçok âyet-i kerîme de bizleri, bu zarfların içindeki hikmet derslerini okumaya davet hâlindedir. Bunlardan birinde şöyle buyrulur:

“Şüphesiz göklerde ve yerde mü’minler için birçok âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve Allâh’ın muhtelif canlıları yeryüzüne yaymasında, kesin ola­rak inanan kimseler için ibretler vardır. Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allâh’ın gökten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve yeri ölümünden sonra onunla diriltmesinde, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, aklını kulla­nan toplum için dersler vardır.” (el-Câsiye, 3-5)

Buna benzer pek çok âyet-i kerîmede de Rabbimiz;

-Mahlûkâta dikkat çekerek; “Onlar deveye bakmazlar mı?”1,

-Coğrafî hâdiselere dikkat çekerek; “Buluta, yağmura, dağlara, yeşil bitkilerin kışın ölüp baharda dirilmesine bakmazlar mı?”,

-Tarihe dikkat çekerek; “Geçmiş kavimlerin â­kı­bet­le­rine bakmazlar mı?” buyurarak bu dâvetini tekrarlamaktadır.

ASIL OKUYAN KALPTİR

Şunu unutmamak gerekir ki Kur’ân-ı Kerîm gibi kâinât ve hâdisâtı da asıl okuyacak ve hikmeti keşfedecek olan kalptir. Baş gözü, kalp gözüne bir nevî gözlük mesâbesindedir. Çünkü göz, kalbin niyet ve mâhiyetine göre bakar ve görür.

Hak dostu Mevlânâ Hazretleri bunu şöyle îzah eder:

“Gözlerimiz, bakışlarımız gönlün rotası is­ti­kâ­metin­de­dir. Gönül isterse göz yılana bakar, yani zehire bakar; gönül isterse göz ibret alacağı, ders alacağı şeylere ba­kar.

Gönül isterse göz, dünyaya (ve nefsin arzu ettiği) dünya nîmetlerine ba­kar; gönül dilerse göz, mânâya (nazar eder, hikmetler devşirir) ilâhî sırlara âşinâ olur…

Gönül dilerse el parmakları ile hesap yapar, dilerse o parmaklar (mahâret kazanır) kitap ve eserler te’lif eder.

Dikkat ediniz, bütün bu işleri yapan hünerli el, aslında içte bulunan gizli bir elin (yani kalbin) dilediği gibi hareket eder. O gizli el (yani tefekkür ve tahassüs merkezi olan kalp), bedenimizin şu görünen elini maşa gibi kullanarak (müsbet ve menfî) işler yaptırmaktadır.”

Bu bakımdan kalbi, ibret ve hikmete âşinâ kılacak şekilde mânen hazırlamak îcâb eder.

Yusuf Hemedânî -kuddise sirruh- buyurur ki:

“Kalp ile zikir, ağaç ile su gibidir. Kalp ile tefekkür ise ağaç ile meyve gibidir. Ağaca su vermeden yeşermesini beklemek; yaprak ve çiçek açmasını beklemeden de ondan meyve istemek hata olur. İstense bile aslâ meyve vermez. Çünkü o vakit meyve zamanı değil, ağacı besleme ve îmâr etme zamanıdır. Ona su vermek, sarmaşık otundan ve yabancı şeylerden arındırmak, sonra da güneşin ısısını beklemek gerekir. Bunlar gerçekleşin­ce a­ğaç­ tâ­ze ve neşeli olur, yeşil yapraklarla süslenir. Ağaç bu olgunluğa ulaştıktan sonra onun dalından meyve beklemek doğru olur. Artık bu vakit meyve zamanıdır.” (Rutbetü’l-Hayât, s. 71)

Işık olmadan göz hiçbir şey göremeyeceği gibi; îmânın nûru, Kur’ân ve Sünnet’in rûhâniyeti ol­ma­­dan da, kalp gözü hiç­bir ha­kî­kati göremez. Kalp­ler­de î­mâ­nın nûru ise te­fek­kür­le parlar. Bu itibarla kalplerimize hayat ve kâinâtı ibret ve tefekkürle okumayı öğretmek mecbûriyetindeyiz. Nitekim hikmet ehli şöyle buyurmuşlardır:

“Kim dünyaya ibret almadan bakarsa, kalp gözünde bu gafleti nisbetinde bir körelme hâsıl olur.” (İbn-i Kesir, I, 448)

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“…De ki: Hiç (kalp gözü) kör olan ile (kalp gözü) gören bir olur mu? Hiç tefekkür etmez misiniz?” (el-En’âm, 50)

Rabbimizin körlüğe teşbih ettiği tefekkürsüzlük hâli, kalbin gaflet ile perdelenmesidir. Nice baş gözü gören vardır ki kalpleri kaskatı kesilmiş, hikmet ve hakîkatlere kapanmıştır. Böyleleri hakkında bir başka âyet-i kerîmede de:

“…Gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (el-Hac, 46) buyrulmuştur ki, asıl körlük de budur.

Kalp gözü kör olan bir insan, güzeli çirkin, çirkini de güzel görür. Şirk ve cehâlet karanlıklarında gömülüp giden Ebû Cehil’in hâli, buna en bâriz bir misaldir. Nitekim o bedbaht, sayısız peygamber âşığının bir defa olsun görebilmek için can attığı Fahr-i Cihân Efendimiz’i, hâl-i hayâtında defâ­lar­ca gör­­­me fır­sa­tı­na ermişti. Fakat nefsânî menfaatlere dalmış, vicdanı nasırlaşmış o azgın müşrik, kalbindeki zifiri karanlık yüzünden, gözü önündeki cennet nûruna âmâ kesildi. Tıpkı İblis’in Hazret-i Âdem’e bakışındaki çarpıklık gi­bi…

Mevlânâ Hazretleri buyurur ki:

“Şeytan, Âdem’in çamurunu (yani topraktan yaratılmış olan beden yapısını) gördü; yüceliğini göremedi. Bu dünyaya âit olan çamuru seyretti. Fakat öteki âleme âit olan mâneviyâtına âmâ oldu. Şeytanın bilemediği ta­raf, insa­nın Hakk’ın halîfesi olmasıdır.”

“Ey insan, dünyadan birbirine zıt iki ses gelir. Acaba se­nin kalbin hangisini almaya istîdatlı?

O seslerden biri Allâh’a yaklaşanların (takvâ sahiplerinin) hâli, diğeri ise aldananların (fısk u fücûra dalanların) hâlidir. Bu seslerden birini kabul ettin mi, öbürünü duymazsın bile! Çünkü seven bir kimse, sevdiğinin zıddı olan şeylere kar­şı adetâ kör ve sağır olur.”

İşte hayatta her şeye nef­sâniyet penceresin­den bak­­­­ma­­­ya karar ve­rip ken­di­­ni o yön­de şart­lan­dıran biri, dâimâ kabukta takılı kalır, hiç­bir şe­yin özüne ve ha­kî­ka­tine nüfûz edemez.

İbn-i Atâullah İskenderî der ki:

“Âlemin dışı güzel, içi ibrettir. Nefs, dışının güzelliğine (yani şekil şemâiline), (rûhâniyetle tezyin olmuş bir) kalp ise, içinin ibretlerine bakar.”

Bu sebeple neye ve nasıl baktığımız çok mühimdir. Ebû Ali Ruzbârî Hazretleri buyurur ki:

“…Nefsine bir defâ olsun lâyık olduğundan fazla kıymet vererek bakan kimse, (yani kibir ve gururunun esiri olan kişi) kâinattaki eşyânın hiçbirine ibret nazarıyla bakamaz.”

Demek ki, kabarık bir benlik, hoyrat bir nefis ve şiddetli bir egoya sahip olanın kalp gözü kördür. Bu yüzden bilhassa ibret nazarımızın kuvvetlenmesini, basiret nûrumuzun artmasını arzu ediyorsak, nefsimizi riyâzat ve mücâhede ile terbiye etmemiz şarttır.

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Dünyada misafir gibi olun! Mescidleri ev ittihâz edin! Kalplerinizi rikkate (incelik, zarâfet ve hassâsiyete) alıştırın! (İlâhî azamet ve kudret akışlarını) çok tefekkür edin ve (ilâhî nîmetlere lâyıkıyla şükredememek endişesiyle) çok ağlayın! Nefsânî arzularınız sizi değiştirmesin!..” (Ebû Nuaym, Hilye, I, 358)

Varlık Nûru r Efendimiz’i rakik kalpli Ebû Bekir t da gördü. O’nun sâdık bir âşığı ve dostu oldu. Ebû Bekir t Peygamber Efendimiz’e yanında bile hasret kaldı, hayatının her ânını O’na dâsitânî bir muhabbet ve hayranlık içinde yaşadı.

O yüzden hiçbir şeye şeytan gibi nefsâniyetin kasvetli penceresi ardından bakmamalı, bilâkis her şeye Ebû Bekir t ve emsâli kâmil mü’minler gibi, rûhâniyet nûruyla bakabilmenin gayreti içinde olmalı…

Zira şâirin dediği gibi:
“Aşkla nur görünen, Kinle nâr olur. Galat-ı ru’yete bir misâl olur,

Ebû Cehil ile İmâm-ı Ali!..” 2

İBRET
MANZARALARI…

Ebû Süleyman Dârânî şöyle der:

“Evimden çıkıyorum, gözümün iliştiği her şeyde Allâh’ın bana olan bir nîmetini görüyorum. Ondan bir ibret alıyor, ders çıkarıyorum.” (İbn-i Kesir, I, 447)

Süfyan bin Uyeyne de bu hâlin îzâhı sadedinde, bir şâire âit olan:

“İnsan, düşünce sahibi olursa, her şeyden bir ders alır.” sözünü sık sık tekrar ederdi. (İhyâ, IV, 764)

Hayatın her ânı, ilâhî kudret ve azameti hatırlatıp hikmet ve ibret almaya ve­sî­le olan ni­hâ­yet­siz­ vâ­­kı­­a ve manzaralarla do­lu­­dur. Ce­nâb-ı Hak bu vâ­­kı­a ve man­za­ra­lar­dan ib­ret almaya dâvet sadedindeki pek çok âyet-i kerîmeden birinde şöyle buyurur:

“Size, (varlığına ve birliğine delâlet eden) âyetlerini (mûcizelerini) gösteren, size gökten rızık indiren O’dur. (Bu âyetlerden,) Allâh’a yönelenden başkası ibret almaz.” (el-Mü’min, 13)

Hakîkaten, dünya kurulduğundan bugüne kadar hiçbir canlının rızkı ihmâl edilmeden sayısız ilâhî sofralar kurulmuş ve hâlen de kurulmaya devam etmektedir. Bir düşünecek olursak; dünyanın dörtte üçü su ile kaplıdır. Dörtte birinin büyük bir kısmı da bitki yetiştirmeye elverişli olmayan kayalıklar veya çöllerden oluşmaktadır. Geriye kalan çok az bir kısmı topraktır. Ancak o ne yüce bir kudrettir ki, bu toprağı sonsuz bir istihâle ile, yâni değişim ve dönüşümle bütün canlıları doyuracak gıdâların kaynağı kılmıştır.

Peygamber Efendimiz r şöyle buyurur:

“ALLAH -azze ve celle- «Sen infâk et ki, Ben de sana infâk edeyim.» buyurdu. Allâh’ın hazineleri geniştir. Bütün mahlûkâta verdiği rızıklar O’nun hazinesinden hiçbir şey eksiltmez. O, gece gündüz ardı arkası kesilmez infaklarda bulunur. Semâ ve arzı yarattığı günden beri Allâh’ın infâk ettiği şeyleri düşünün! Bunlar, O’nun mülkünden hiçbir şey eksiltmemiştir.” (Buhârî, Tefsîr 11/2, Tevhî...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbret nazarıyla okumak
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:35:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbret nazarıyla okumak rüya tabiri,İbret nazarıyla okumak mekke canlı, İbret nazarıyla okumak kabe canlı yayın, İbret nazarıyla okumak Üç boyutlu kuran oku İbret nazarıyla okumak kuran ı kerim, İbret nazarıyla okumak peygamber kıssaları,İbret nazarıyla okumak ilitam ders soruları, İbret nazarıyla okumak önlisans arapça,
Logged
02 Kasım 2015, 19:51:53
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Kasım 2015, 19:51:53 »

Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri hak yolda olan kulların ahlakı ile kur an ahlakı ile,peygamber efendimizin ahlakı ile ahlaklandırsın inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Aralık 2015, 19:45:03
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 25 Aralık 2015, 19:45:03 »

Ve aleykumusselam ve rahmetulllah;kainata karşı o ibret nazarını yakalayabilmek daha doğrusu sürekliliğini sağlayabilmek  gerçekten zor.inşalalh bunun için bol bol Kuranı okuyup düşünmek,anlamaya gayret etmek gerek .Allah razıo lun paylaşım için
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Aralık 2015, 20:27:17
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 25 Aralık 2015, 20:27:17 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah .  Herşeyi görmeye çalışmalıyız. Ve bunda da vardır bir hikmet var demeliyiz.  Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes