> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Hizmette edeb ve ölçüler 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hizmette edeb ve ölçüler 2  (Okunma Sayısı 520 defa)
31 Ekim 2010, 15:18:26
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 31 Ekim 2010, 15:18:26 »



Hizmette Edeb ve Ölçüler - 2- "Benlik" Hizmet Yolunun Kanseridir


“Biz bu yol da ki me sâ fe le ri, sâ de ce ta sav vuf ki tap la rı nı oku ya rak de ğil, oku duk la rı mı zı im kân nis pe tin de tat­bik et mek le ve hal ka hiz met le kat et tik. Her ke si bir yol dan gö tü rür ler, bi zi hiz met yo lun dan gö tür dü ler.”

Ubeydullâh Ahrar Hz.

Heçen ayki yazımızda da belirttiğimiz gibi Cenâb-ı Hak, yaptığımız amellerin sâlih olmasını arzu ettiği kadar onları ne derecede takvâ ölçülerine riâyet ederek yaptığımıza da nazar eyler. Yâni davranış ve ibâdetlerimizi usûl ve erkân açısından nasıl îfâ ettiğimizle birlikte onları nasıl bir kalbî keyfiyet ile icrâ ettiğimize de bakar. Bu itibarla madden fakir, fakat gönlü zengin bir kimse yarım hurma ile dahî cenneti kazanırken, maddî olarak zengin, fakat kalbi fakir, yâni hasta ve gâfil olan da, bütün servetini sarfetse bile yine de hüsrâna düşebilmektedir.

Bu demektir ki, yapılan ibâdetlerin Hak nazarında kabûlü, gönüldeki ihlâs ve aşkın coşkunluğuna bağlıdır. Zâhiren muazzam görünen nice amel-i sâlihler, cüce bir gönlün içinde yok kadar küçülürken, zahiren basit ve küçük sanılan amel-i sâlihler de, yüce bir gönlün iklîminde ecri yerlere ve göklere sığmayan ulvî bir kazanç ve ebedî bir kâra vesîle olmaktadır.

O hâlde en mühim husus; özdür, kalbin duyuşlarıdır. Yâni ibâdette gönlün riâyet ettiği edeb ve ölçülerdir ki, bu hakîkat, hizmette daha bir ehemmiyet kazanır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e, ihlâs ve takvâ ile kurulan Kuba Mescidi’nde namaz kılması, ancak münâfıkların nifak ve fitne temelleri üzerine kurduğu Mescid-i Dırar’ı da yıkması emredilmiştir. Dıştan bakınca bunların her ikisi de mesciddir, ancak içten bakınca aralarında doğu ile batı, cennet ile cehennem kadar fark vardır.

İşte edeb ölçüleri ile îfâ edilen hizmetler ile bu ölçülere riayet edilmeden yapılan hizmetlerin durumu!..

Bu meyanda sayısız âdâb vardır. Bir kısmını geçen ayki yazımızda kaleme aldığımız bu edeb ve ölçülerin diğerleri de şöyledir:

7. Îtidâli Muhâfaza Etmek

Her işte olduğu gibi hizmette de îtidâle riâyet etmek, son derece mühimdir. Hizmet ehlinin, hizmet adına çoluk-çocuğunu, anne-babasını ve rızkını kazandığı işini bir kenara bırakıp ihmâl etmesi nasıl doğru değilse, bunları bahâne ederek hizmetten geri durması da aynı şekilde mahzurludur.

Allâh Teâlâ, ümmet-i Muhammedi îtidâl üzere bulunmakla tavsif etmiş ve:

“Böylece sizi orta (îtidâl üzere, ifrat ve tefritten uzak, âdil) bir ümmet kıldık…” (el-Bakara, 143) buyurmuştur.

Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:

“İşlerin hayırlısı, (ifrat ve tefrite düşmeden) îtidâl üzere olandır.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, V, 261) buyurmak sûretiyle, ümmetine her hususta bir davranış ölçüsü sunmuştur.

Yine bir hadîs-i şerîflerinde:

“Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun. Çünkü onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz, kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.” (Buhârî, İlim, 28) buyurmuşlardır.

Bu âyet ve hadislerden de anlaşılacağı üzere, dünyevî ve uhrevî her işte dengeyi muhâfaza etmek, Allâh ve Rasûlü’nün koyduğu müstesnâ bir ölçüdür. Bu ölçüye riâyet edildiği takdirde gerek ferdî ve gerekse ictimâî huzûr, sükûn, âhenk ve intizâmın gerçekleşeceği muhakkaktır. Bu bakımdan hizmet ehli, bir denge insanı olmalıdır. Meselâ bir vâiz efendi, ezan ile birlikte vaazını kesmelidir. Yâni, yolcuların, hastaların, yaşlıların ve zamanı sınırlı olanların durumlarını dikkate almalıdır. Cemaatin hissiyâtını gözeterek onların ibâdet huzuruna vesîle olmalıdır. Çünkü hizmet insanı, gönlü ve aklı basîret nûruyla parıldayan, engin görüşlü ve firâsetli kimsedir. Muhabbetinde, buğzunda, iltifatında, tenkidinde, methinde ve zemminde ölçüyü kaçırmamalı, orta bir yol üzere bulunmalıdır. Lâubâliliğe varmayan bir samimiyet ve kibre düşmeyen bir vakar sâhibi olmalı, mütevâzî olmakla berâber, zillet çukuruna da düşmemelidir.

Îtidâli bozan en mühim âmillerden biri de öfkedir. Öfke bir acizliktir. Aklî dengenin kısmen zaafa uğramasıdır. İnsanın zayıflık ve liyâkatsizliğinin bir ifâdesidir, âdetâ nefse pirim vermektir. Bu itibarla hizmet ehli, öfkesini yutabilmelidir. Sonu pişmanlık olan en yanlış kararlar, umûmiyetle öfke anında verilen kararlardır. Bu gerçeğe binâen Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

“Hiç kimse öfkeliyken iki kişi arasında hüküm vermesin.” (Müslim, Akdıye, 16) buyurmuşlardır.

Toplum içindeki bir şahsı hoş olmayan bir şeyden men etmek lüzûmu hâsıl olduğunda, onun şahsiyetini rencide etmemek için kusûru, ortaya söylemeli veya kendine izâfe ederek ifâde etmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- de, muhâtabının hatâsını yüzüne vurmayıp, ince bir sitemle:

“Bana ne oluyor ki sizi böyle görüyorum.” buyurarak bir gönül hassâsiyeti sergilerdi.

İşte böyle bir üstün ahlâk içerisinde yetişen âbide şahsiyetler, tarih boyunca halkın en aşağı tabakasından devlet başkanlarına kadar hemen herkese yön ver mişlerdir. Bir misal olması bakımından Şeyh Edebali Hazretlerinin, Osmân Gâzî’ye ve onun şahsında bütün devlet adamlarına ve hattâ en alt kademeden en üst kademedeki her bir idareciye yaptığı şu tavsiyeleri, ne kadar derin ve mânâlıdır:

“Ey oğul! Beysin! Bundan sonra:
Öfke bize; uysallık sana...

Güceniklik bize; gönül almak sana...

Suçlamak bize; katlanmak sana...

Âcizlik, yanılgı bize; hoş görmek sana...

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana...

Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana...”

Ey oğul!

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana...

Tembellik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...”

İşte bütün bunlar, hizmet ehlinin uyması gereken birer îtidâl ölçüsüdür.

8. Kur’ân-ı Kerîm Eğitim ve Öğretimiyle

İlgili Hizmetlere Birinci Derecede

Ehemmiyet Vermek

İnsanlığa hidâyet rehberi olarak gönderilen Kur’ân-ı Kerîm’i, nefsimizden başlayarak Allâh’ın kullarına taşımak en mühim hizmetlerin başında gelir. Nitekim hadîs-i şerîfte:

“Sizin en hayırlınız, Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenen ve öğretendir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21) buyurulmuştur. Bir insana yapılabilecek en büyük hizmet, onun ebedî istikbâlini kazanmasına yardımcı olmaktır. Bunun yolu da onu istikâmet üzere bir kulluğa yönlendirebilmektir ki bu da ancak Kur’ânî duygularla istikametlenmek ve ahlâklanmakla mümkün olur.

Kur’ân-ı Ke rîm, reh ber li ği kı yâ me te ka dar de vâm ede cek olan ilâ hî bir ki tap ol du ğun dan, onun göl ge si al tın­da ki her mü min de, ölü mün ebe diyet ka pı sı ara la nın ca ya ka dar Kur’ân istikametinde olmalıdır. Bu istikamette Kur’ân’ın rehberliğine sâ dık kal malı ve bu yüce emânet ile insanlığın hidâyet ve huzuruna vesile olarak gelecek nesilleri onunla îmâr ve ihyâ etmeyi kendisine bir vazife bilmelidir. Bu vazîfenin ne kadar azametli olduğunu, asr-ı saâdette yaşanan şu hâdise açık bir şekilde sergilemektedir:

Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, bir taleb üzerine Ra’l, Zekvân, Usayye ve Benû Lihyân kabîlelerine ensâr-ı kirâmdan, kendilerine “kurrâ” adı verilen yetmiş kadar Kur’ân muallimi göndermişti. Bunlar, Bi’r-i Maûne denilen yere vardıklarında, bu kabîlelerin ahâlîsi hıyânette bulunarak onları şehid ettiler. Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e bu haber ulaşınca tam bir ay o kâtillere bedduâda bulundu.

Kendisini Tâif’te taşlayanlara bile bedduâda bulunmayan rahmet ve şefkat peygamberinin Kur’ân muallimlerine yapılan bu hıyânet karşısında bedduâda bulunması, Kur’ân hizmetine mânî olanların ne büyük bir cürüm işlediklerinin bir ifâdesi olduğu gibi, Kur’ân hizmetkârlığını ihlâsla ifâ etmenin, Allâh Rasûlü’nün nazarında ne şerefli bir hizmet olduğunun da açık bir delilidir.

Hak ve hakîkat adına her fetret (karışıklık) devrinden kurtuluşun en mühim sâikı, Kur’ân-ı Kerîm hizmetindeki gayretler olmuştur. Zamanımız, böyle gayretlerin hayâtî bir ehemmiyet arz ettiği bir devirdir. Bu zamanda bütün ümmetin yeniden silkiniş ve öz benliğine dönüşünü temîn edebilecek olan asıl hizmet, Kur’ân-ı Kerîm’e yönelen ilgiye revaç verebilmektir.

İnsanların ekseriyetle maddeye râm oldukları zamânımızda, bilhassa Kur’ân-ı Kerîm hocalarının talebelerine daha çok ihtimam göstermeleri zarûrîdir. Talebenin gönlü, hocasının muhabbeti ile dolmalıdır. Ondan “Elif-bâ”ya başlamadan önce “Elif”in hakîkatini öğrenmelidir. Minicik yüreğine, Allâh ve Rasûlullâh sevgisinden pırıltılar aktarılarak feyz ile yoğrulmalıdır. İslâm’ın nezâket, zarâfet ve tüm güzellikleri mâsum kalblerde mâkes bulmalıdır.

Hülâsa Kur’ân-ı Kerîm hizmeti, büyük bir îtinâ ve hassâsiyet isteyen bir gönül işidir ve Allâh’ın kuluna bahşettiği yüce bir ikrâmıdır.

9. Kendini İlmen ve

Ahlâken Sürekli

Geliştirmek

Hizmet insanı, keyfiyetli bir hizmet sunabilmek için, kendi gelişimini de ihmâl etmemelidir. Sürekli bir tekâmül (olgunlaşma) gayreti, onun tabiî vasfı olmalıdır. Yeterli bilgi ve tecrübeye sâhip bulunmayan, ahlâkî ve mânevî gelişimini önemsemeyen, işinin ehli olmayan bir hizmet eri, lâyık-ı vechile ciddî bir hizmet ortaya koyamaz.

Diğer taraftan, hayatta tekâmül ve değişim, Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu ilâhî bir kânundur. Hayâtın bu akışına ayak uyduramayan her bir varlık, zamanla silinip yok olmaya mahkûmdur. Bu itibarla hizmet ehli de, bu ilâhî kânuna riâyetle kendini geliştirmeyi bir vazîfe bilmelidir...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hizmette edeb ve ölçüler 2
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:20:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hizmette edeb ve ölçüler 2 rüya tabiri,Hizmette edeb ve ölçüler 2 mekke canlı, Hizmette edeb ve ölçüler 2 kabe canlı yayın, Hizmette edeb ve ölçüler 2 Üç boyutlu kuran oku Hizmette edeb ve ölçüler 2 kuran ı kerim, Hizmette edeb ve ölçüler 2 peygamber kıssaları,Hizmette edeb ve ölçüler 2 ilitam ders soruları, Hizmette edeb ve ölçüler 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes