๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => İz Bırakanlar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 21 Temmuz 2010, 16:28:12



Konu Başlığı: Hedefleri Temiz Tutmak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 21 Temmuz 2010, 16:28:12
Hedefleri Temiz Tutmak

Kişiler tek olarak, ve dahada büyük topluluk olarak hedef belirleyebilrler Ama Müslümanlarda tek diye bir kavram yoktur,BEN diye bir kavram yokturBİZ kavramı vardırBizler kavramı vardır

Bir hedef düşünün ki,kokuşmuş toplumun örflerinden uzak, korkudan uzak,her zaman güven içinde,huzur içinde mutluluk içinde bir yerEvet bu yerin adını bizler koyacağızBu yeri göstermek gerçekten de çok basitAğzımızdan çıkacak bir kelimeAma bu yerin adını söylemek kadar kolay olmayan bir yönüde var;Bu yolda ki Hedeflerimizi ne kadar temiz tutabilecegiz

Gerçektende inanıyormuyuzEvet can ,evet kardeş … bizler bu yolda pazarlıksız yürümeye hazırız diyebiliyormuyuzBu hedef basit bir hedef degilBu hedef pazarlıklı bir hedef de degil çünkü bizler müslümanız Yahudi degilBu hedefte benim ayağıma diken batarsa dayanamam ben dikensiz bir yolda yürüyeyim deme hakkımızda yokBu hedefte kibir,gurur,asabiyet,öfke,kin,kıskançlık,riya ve daha sayabileceğimiz bir çok şeytani oyunların hiç birine yer yokBu hedefte, Bak işte tapusuz şöyle yapmıştı bir ara deyip,geçmişteki olayları irdeleme hakkımızda yok

Şeytan bu yolda yürüyen,yani rahmanın istediği bir yaşantıyı isteyen topluluklara hep ayak bağı olmak için çalışırVe hedefi görmemize müsaade etmek istemezİşte burada bizler önümüze çıkacak her engele tahammülümüzün olmadığını göstermeli,yüreğimizi hedefe kitlemeliyiz

Cafer'in şehadet haberini duyan Abdullah bin Revaha'ya, kendisini ayakta tutacak kadarbir et parçası vermişler , onu yemekle meşguldü Cafer'in gittiği dünyada benim işim ne? diyerek elindeki eti bir tarafa bırakıp atına sıçradığı gibi düşman üzerine yürüdü Çarpışma sırasında kırık parmağı canını sıkıyordu Bir fırsatını bulup atından indi, hareketine mani olan parmağının ucuna basarak koparıp attı Abdullah İslam için şehid olmaya kararlı idi Nevar ki, Medine'de ailesi, köleleri, hurma bahçeleri vedaha bir sürü serveti vardı Şeytan bunları Abdullah'ın hatırına getiriyor: Vazgeç, dunyayı sen mi ıslah edeceksin, git,Medine'deki hurmalıklarını işlet, para kazan, yaşamana bak! diyordu Şeytanın bu vesvesesini de susturmak için bir ayağı atının üzengisinde, biri de kumların üzerinde olan Abdullah bin Revaha'nın kendi
kendine şöyle konuştuğu duyuldu : Ey nefis! Zevcen olan hanımını kendini sakınıyorsan, ben onu boşadım; sahip olduğunköleleri hatırlayarak geri çekilmek istiyorsan, ben onların hepsini azad ettim; eğer Medine'deki bağ ve hurmalarını merak ediyorsan, iyi bil ki, şu andan itibaren onları ben Resul-i Ekrem'e hediye ettim Şimdibir diyeceğin, bir vesvesen kaldı mı? Etrafı dünyalıklarla dolu olan hedef bir anda tertemiz bir hedefe bürünmüş ve zafere yaklaşmıştı

Unutmuyalım ki hedefin bize en yakın olduğu an,hedefle aramızda hiçbir şeyin olmadığı andır

 

ALINTI