> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar >  Hazanla Gidip Baharla Gelenler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hazanla Gidip Baharla Gelenler  (Okunma Sayısı 607 defa)
04 Temmuz 2010, 15:31:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Temmuz 2010, 15:31:00 »



Hazanla Gidip Baharla Gelenler



Son asırlarda, içeride ve dışarıda, millet ve ülkemiz hakkında, ne düşünülen ne de söylenilen şeyler hiç de içaçıcı olmamıştır Bu düşünce ve söylentilere göre devlet eski güç ve aktivitesini kaybetmiş, toplum bütün bütün fonksiyonunu yitirmiş; kitlelerin çehrelerinde fevkalâde bir durgunluk, dalgınlık ve bitkinlik en canlı dakikaları sadece geçmişi sayıklama zamanlarında, en çalımlı halleri ona destanlar dizdikleri anlarda yaşadıkları asırla hesaplaşırken mâzîyi imdâda çağırmakla iktifâ etmekte ve tahkir edildiklerinde eski devirlerin ihtişâmına sığınmakta alabildiğine güçsüz, alabildiğine iktidarsız ve ayakta durabilmek için sarmaşıklar gibi hep dıştan destek arama peşinde hâsılı, hangi taraftan bakılırsa bakılsın; eskilerde, gücün, kuvvetin, canlılığın, nizam ve ahengin yurdu olan bu ülke, harâb elleri, kimsesiz hânumanları, yıkılmış yolları, çökmüş köprüleri ve dize gelmiş insanlarıyla yürekler acısıydı


Bir ölçüde düşünüp söylenenlerin hepsi doğruydu O kıskıvrak bir cendere içine alınmıştı ve bir taraftan, tıpkı toprağın bağrında çürüyen kökler gibi zeminin tâ derinliklerine kadar inen öldürücü sızıntılar onu çürütürken, diğer yandan esip savuran hazân rüzgarları onda ne dal ne de yaprak bırakmamışlardı Sonra da dört bir yandan ona hücum eden çeşit çeşit hastalıklar, alttan üstten sarsılmış bu enkaz üzerine gelip taht kurmuşlardı Bu durum bir taraftan bir bitiş, bir tükeniş, bir inkirâz görünürken, diğer yandan binbir gürültü, tarraka ve etrâfı velveleye vermesiyle de âdeta bir bâ’sü ba’del-mevt’in başlangıcıydı


Evet, milletçe, bu yorgunluk ve durgunluğu, bu çürüme ve kokuşmaları hemen her yerde ve hissedilir şekilde, tatlı bir canlılık, yeni bir yeşerip çimlenme ve gönüllerimize ümit kıvılcımları salan bir başka bahar takip ediyordu

Her yerde gülün, çiçeğin tomurcuklaştığı; kuşların, böceklerin birer hatip gibi minberleri tutup hutbe ve münâcaatlarını îrâda başladıkları; selvilerin “hû hû!” deyip salınmaya durdukları; zeminin bir baştan bir başa rengârenk ve pırıl pırıl bir haliçeye büründüğü; pembe, beyaz, erguvan ve kırmızıdan fistanlar giyip yeni bir bayrama, yeni bir şehrâyine hazırlandığı Hâsılı herşeyin kendi çevresine diriliş solukları salıp bir taze bahar müjdelediği ve bu taze baharın geçmiş hazan mevsimiyle aynı noktada buluştuğu, birinin alıp götürdüklerini öbürü aynıyla getirip yerlerine koyduğu yumuşak, tatlı, canlı fideleriyle, öteki âlemin bağ ve bahçelerinde hazırlanmış gibi taptaze bir bahar


Bunun böyle olduğuna inanan günümüzün nesilleri, mâzi kadar derin, inançlar kadar güçlü bir muhteşem tarihî mirasın böyle birkaç sadme ile yıkılıp yok olmayacağını; dalları kesilse bile, kökünün bütün bütün kurutulamayacağını, bugün darbelense dahi yarın toparlanıp kendine geleceğini zaten biliyor ve yürekten inanıyorlardı


Aslında, insanımızın tabiatının bir parçası haline gelen ve tıpkı su sesi, bülbül sesi, mehtap görüntüsü kadar onun ruhuyla, gönlüyle bütünleşmiş bulunan, bunca örfü, âdeti, târihî varidâtı ve yüzlerce senelik kültür birikimi böyle rahatlıkla bir tarafa itilemez ve ona karşı lâkayd kalınamazdı

Bir zamanlar, Hakk düşüncesi ve Yüce Yaratıcı’yı herşeye tercih etme felsefesiyle, melekleri imrendiren muhteşem medeniyetleri kurmuş; en tatlı mûsikilerden daha tatlı ve cennet esintileri gibi ruhları sarıp sevindiren bu medeniyetler sayesinde, sabah-akşam hep tâlihine tebessüm etmiş; ebediyete meftun ruhuyla uhrevîliklere yönelmiş, onları sevmiş ve arzulamış; saraylarını, köşklerini cennet kasırlarının minyatürleri mahiyetinde düzenlemiş ve âdeta öteleri çekip burada yaşamış düşüncede dürüstlerden dürüst, inancında melekler kadar sâfi, yaşayışında saadet asrının şivesini kullanan bu millet, bir daha dirilmemek üzere nasıl ölebilirdi ki?

Bugün artık bu duygu ve bu düşüncelerle kaynayıp bütünleşen, manevî hazlarıyla, sevgiyle süslü yumuşaklardan yumuşak kalbleriyle, kendilerini erişilmez bir güzellikler armonisi içinde bulan ve nazarları emniyet telkin edici bir tatlılığa ulaşmış bulunan binbir sıkıntı ve zahmetlerden geçe geçe pişip olgunlaşan; yıllarca zamanın ters akışını imanla, ümitle, sabırla göğüsleyerek zamana karşı mücadele etmesini öğrenen; defalarca rüyalardan aldıkları ürpertilerle tir tir titreyerek teyakkuza geçen ve yine defalarca rüya ve hülyalardan aldıkları sevindirici mesajlarla ufuklarında şafak aramaya koyulan

Kimbilir, ne kadar emek deyip, terbiye deyip terleyen, ne kadar dikkat deyip, tedbir deyip kıvranan bilmem kaç defa dökülüp yolda kalmışlarda, yeniden doğrulup yürüme arzusu uyandırmak için yüzsuyu ve gözyaşı döküp ağlayan; kaç defa hazırlamaya çalıştığı, hazırladığı veya hazırladığını sandığı ham ruhların, henüz da’va düşüncesinin koridorunda dolaşıp durduklarını görerek burkuntuyla iki büklüm olan yığın yığın muzdaripler vardır ve bunlar ters yüz edilemeyecek kadar Hakk’la irtibat içindedirler Onlar bulundukları hemen her yerde, donanma gecelerinde gözlerimizi kamaştıran havâî fişekler gibi çevrelerine ışıklar yağdırır ve binbir sihirli oyunlarla bizleri aydınlık iklimlerine çekmeye çalışırlar Hülyâlarımız ve rüyâlarımız gibi şefkatli, yumuşak, huzur verici ve pırıl pırıl iklimlerine



MFethullah GÜLEN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hazanla Gidip Baharla Gelenler
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:13:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hazanla Gidip Baharla Gelenler rüya tabiri, Hazanla Gidip Baharla Gelenler mekke canlı, Hazanla Gidip Baharla Gelenler kabe canlı yayın, Hazanla Gidip Baharla Gelenler Üç boyutlu kuran oku Hazanla Gidip Baharla Gelenler kuran ı kerim, Hazanla Gidip Baharla Gelenler peygamber kıssaları, Hazanla Gidip Baharla Gelenler ilitam ders soruları, Hazanla Gidip Baharla Gelenlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes