> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Hak Dostlarından Kurân ehli olmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hak Dostlarından Kurân ehli olmak  (Okunma Sayısı 846 defa)
03 Kasım 2010, 12:49:28
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Kasım 2010, 12:49:28 »



Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından –20- Kur’ân Ehli Olmak


Kur’ân âyetleri, 23 senelik nebevî hayatı ilmek ilmek dokuyan ilâhî mesajlar sûretinde peyderpey nâzil olmuştur. Her nâzil olduğunda da Allah Rasûlü J Efendimiz’i ve O’nun can yoldaşları olan ashâb-ı güzîni, bâzen târifsiz bir sürûra, bâzen dehşete ve her hâlükârda takvâya sevk etmiştir. Allah Teâlâ’dan gelen bu mesajlarla, mü’minlerin mâneviyatları takviye olmuş, azimleri artmış, gönüllerindeki îman muhabbeti ve heyecanı zirveleşmiştir.

Sahâbe efendilerimiz için vahyin nüzûlü, gökten inen ve tadına doyum olmayan, ilâhî bir ziyâfet sofrasıydı. Ne zaman bir âyet nâzil olduğunu duysalar, hemen o ilâhî ziyâfete iştiyakla koşar, büyük bir heyecan içinde; “Acaba Cenâb-ı Hakk’ın rızâsı nerededir?” suâlinin cevabını, yeni gelen tâlimatlardan öğrenmeye çalışırlardı.

Abdullah ibn-i Mes’ûd d anlatıyor:

“Bir sahâbî, (akşam) evine geldiğinde hanımı ona ilk önce şu iki suâli sorardı:

«–Bugün Kur’an’dan kaç âyet nâzil oldu?»

«–Allah Rasûlü J Efendimiz’in hadislerinden ne kadar ezberledin?..»” (Abdülhamîd Keşk, Fî Rihâbi’t-Tefsîr, I, 26)

VAHYİN SEVDÂLILARI

Sahâbe-i kirâm, vahy-i ilâhî ile o kadar hemhâl idiler ki, Efendimiz’in ebediyete irtihâlinden sonraki en büyük kederlerinden biri de, vahyin kesilmesi olmuştu. Şu hâdise, bunun çok mânidar bir misâlidir:

Ümmü Eymen -radıyallâhu anhâ-, Peygamber Efendimiz’in dadısıydı. Efendimiz J yüksek vefâ duygusu sebebiyle onu ziyâret eder, hâl-hatırını sorar ve ona değer verirdi. Efendimiz’in vefâtından sonra Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer’e:

“–Kalk, Allah Rasûlü’nün yakını olan Ümmü Eymen’e gidelim, Rasûlullâh’ın yaptığı gibi, biz de onu ziyâret edelim.” dedi.

Yanına vardıklarında Ümmü Eymen -radıyallâhu anhâ- ağlamaya başladı. Onlar, bu ziyaretleriyle Allah Rasûlü’nü hatırlatarak acısını tazelediklerini ve bu sebeple Ümmü Eymen’in ağladığını düşündüler. Ardından:

“–Niçin ağlıyorsun? Allah katındaki nîmetlerin Efendimiz için çok daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?” dediler. Ümmü Eymen:

“–Ben onun için ağlamıyorum. Allah katındaki nîmetlerin, Nebiyy-i Ekrem J Efendimiz için daha hayırlı olduğunu elbette biliyorum. Ben asıl, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum.” dedi.

Vahy-i ilâhî hasretiyle dolu bu sözleriyle, Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’i de duygulandırdı. Onlar da Ümmü Eymen’le birlikte ağladılar. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 103)

Sahâbe-i kirâmın Kur’ân-ı Kerîm’e duydukları muhabbet, böylesine müstesnâ idi. Onlar, Kur’ân’ın kıymetini, nasıl okunması gerektiğini ve nasıl hürmet edileceğini bizzat Efendimiz’den görerek öğrenmişlerdi. Bu sebeple de Kur’ân’dan apayrı bir istifâde hâlindeydiler. Kur’ân-ı Kerîm’i çokça okur; onu okumadıkları ve sayfalarına bakmadıkları bir günün geçmesini istemezlerdi. Günlerine Kur’ân ile başlar, göz rahatsızlığı olanlara da Mushaf-ı Şerîf’e bakmayı tavsiye ederlerdi.1

Hazret-i Ömer d bir gece Kur’ân-ı Kerîm okuyamamıştı. Ertesi gün Allah Rasûlü J ona:

“–Ey Hattâb oğlu, Allah Teâlâ senin hakkında bir âyet indirdi.” buyurdu ve:

«(Tefekkür ederek) ibret almak veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü peş peşe getiren O’dur.» (el-Furkân, 62) âyet-i kerimesini tilâvet eyledi. Sonra da şöyle buyurdu:

“–Geceleyin kaçırdığın nâfile ibadetleri gündüz; gündüz kaçırdıklarını da geceleyin yerine getir.” (Râzî, XXIV, 93, el-Furkân, 62 tefsirinde)

KUR’ÂN AZÎZDİR, İZZET BAHŞEDER

Nâfî bin Abdi’l-Hâris, Usfan’da Hazret-i Ömer’e rastlamıştı. Ömer d onu Mekke’ye vâli tâyin etmiş olduğu için:

“–Mekkelilerin başına (sana vekâleten) kimi bıraktın?” diye sordu. O:

“–İbn-i Ebzâ’yı!” dedi.

Hazret-i Ömer:

“–İbn-i Ebzâ kimdir?” diye sorunca Nâfî:

“–Âzâd ettiğimiz kölelerden biridir.” dedi.

Hazret-i Ömer’in:

“–Yerine bir âzatlıyı mı bıraktın?” suâli karşısında ise şu ibretli cevâbı verdi:

“–O, Allâh’ın Kitâbı’nı okur (yaşar, tatbik eder) ve farzlarını da iyi bilir.”

Bunun üzerine Hazret-i Ömer d hayranlık içerisinde şöyle dedi:

“–Rasûlullah J; «Allah şu Kur’ân ile birtakım kimselerin kıymetini yükseltir; bazılarını da alçaltır.» buyurmuştu!” (Müslim, Müsâfirîn, 269)

Mü’minin ve toplumun saâdeti, Kur’ân ve onun tatbikâtı olan Sünnet’in hayatın her safhasına intikal ettirilmesiyle tahakkuk eder. Kur’ân, mü’minin iç ve dış dünyasına huzur veren bir nurdur. Hikmetler, ibretler, dersler dolu bir nasihat ve mev’izadır. Hakka götüren yegâne rehberdir. Kur’ân âyetleri; tarihî karanlıklara ışık tutan, çözülmez muammâları açan, dünya ve âhiret hayatının huzur ve saâdet baharını yaşatan mûcizeler ülkesidir.

Yine Kur’ân-ı Kerîm, bizlere eski zamanların, geçmiş milletlerin ibretli vâkıalarını anlatırken, hikmetler yağdırmakta, istikbâlimize âit nice hayâtî ve ictimâî dersler vermektedir. Fânî hayatta bunalan ruhlara kurtuluş ufukları gösteren, çâresizlere şifâ reçeteleri veren ilâhî hikmet eczânesidir.

Yine Kur’ân, Rabb’imizin mûcize hitâbıdır. Kâinattaki esmâ tecellîlerinin kelâmdaki tezâhürüdür. Lâkin onun nûrunu yudumlamak ve hakîkatlerinden faydalanmak, ancak temiz bir kalp ile mârifetullah’tan nasip almış mü’minlere mahsustur.

Hangi kalp Kur’ân’ın nûruyla daha çok aydınlanmışsa, Hak katında o daha mûteberdir. Peygamber Efendimiz J de ehl-i Kur’ân’ı her hususta tercih eder, öncelik ve üstünlüğü onlara verirdi. Nitekim Tebük Seferi’ne çıkarken Neccâroğulları’nın sancağını Umâre bin Hazm’a vermişti. Fakat Zeyd bin Sâbit’i görünce, sancağı Umâre’den alıp ona verdi. Umâre d:

“–Yâ Rasûlâllah! Bana kızdınız mı? (Bir kusur mu işledim ki sancağı benden geri aldınız?)” diye sordu. Peygamber Efendimiz J:

“–Hayır! Vallâhi kızmadım! Fakat, siz de Kur’ân’ı tercih ediniz! Zeyd, Kur’ân’ı senden daha çok ezberlemiştir. (Senden daha çok ona âşinâdır.) Burnu kesik zenci köle bile olsa, Kur’ân’ı daha çok ezberlemiş (canlı bir Kur’ân) olan kimse, başkalarına tercih edilir!” buyurdu...2

Osman bin Ebi’l-Âs d da şöyle anlatır:

Rasûlullah J Efendimiz’in yanına kabilemizin temsilcisi olarak gelmiştik. Arkadaşlarım içinde Kur’ân’ı öğrenme husûsunda en gayretli olan bendim. Bakara Sûresi’ni öğrenerek onlara üstünlük sağlamıştım. Bu sebeple Rasûlullah J bana şöyle buyurdu:

“–En küçükleri olmana rağmen seni arkadaşlarının başına emîr tâyin ettim. Kur’ân’a temiz olmadığın müddetçe dokunma!” (Heysemî, I, 277)

Uhud’da Ensâr:

“–Yâ Rasûlâllah! Şehîdlerimiz pek çok. Ne yapmamızı emir buyurursunuz?” diye sordular. Rasûl-i Ekrem J Efendimiz, derin ve geniş kabirler kazılıp her birine ikişer, üçer kişinin defnedilmesini emretti. Sahâbîler, kabirlere önce hangi şehîdleri koyacaklarını sorduklarında da:

“–En çok Kur’ân bileni önce koyunuz!” buyurdu. (Nesâî, Cenâiz, 86, 87, 90, 91)

Allah Rasûlü J Efendimiz’in, Kur’ân ehline nasıl ihtimam gösterdiğine dair misalleri artırmak mümkündür. Ümmet-i Muhammed olarak bizler de Kur’ân-ı Kerîm’i nasıl ki aziz tutmak, rahle ve kürsülerin üzerine koymak, onu bel hizâsından yukarıda tutmak mecbûriyetinde isek; Kur’ân’ı kalbinde taşıyan, yani canlı bir Kur’ân olan gerçek hâfızları ve Kur’ân ehlini de aziz tutmak ve baş tâcı etmek mecbûriyetindeyiz. Zira onlar, her iki cihanda da ilâhî rahmet vesîlesidirler.

ALLÂH’IN YAKINLARI: EHL-İ KUR’ÂN

Rasûlullah J :

“–Şüphesiz insanlardan Allâh’a yakın olanlar vardır!” buyurmuştu.

Ashâb-ı kirâm:

“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Onlar kimlerdir?” diye sorunca Efendimiz J :

“–Onlar Kur’ân ehli, Allah ehli ve Allâh’ın has kullarıdır!” cevabını verdi. (İbn-i Mâce, Mukaddime, 16)

Hiç şüphesiz ki Kâinâtın Hâlıkı Allah Teâlâ’ya yakınlıktan daha büyük bir şeref ve bahtiyarlık yoktur. Bu bahtiyarlığa lâyık olabilmek, Kur’ân’a ehil olmaya bağlıdır. Yani Kur’ân’ı doğru okumayı bilmek, onun mânâ iklîmine girmek, tefekkür ve tahassüs derinliği içinde gereken ibretleri alarak onun gösterdiği istikâmette yürümekle mümkündür. Böyle bir kemâlât ile Kur’ân ehli olabilen mü’minlere, Cenâb-ı Hakk’ın müstesnâ lutuf ve ihsanları vardır.

Nitekim Hak dostu Mahmud Sâmi Ramazanoğlu -ks-, Adana’da bu vasıfta vefât etmiş bir hâfızın, 30 sene sonra yol geçme zarûreti sebebiyle nakil için kabrinin açıldığını, ancak o kimsenin cesedinin hiç bozulmamış olduğunu, üstelik kefeninin dahî pırıl pırıl durduğunu, bizzat müşâhede ettiklerini nakletmişlerdir.

Nitekim hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere

Cenâb-ı Hak, gerçek Kur’ân ehlinin cesedini yememesini yeryüzüne vahyetmiştir.3

İşte Kur’ân-ı Kerîm, ilâhî tâlimatlarına göre yaşayanların dilinde ve gönlünde bambaşka letâfet, zarâfet, incelik, güzellik ve feyizler tecellî ettirdiği gibi, kabirde, mahşerde ve mîzanda da huzur ve saâdet bahşeder.

Muhyiddîn-i Arabî -ks- şöyle nasihat eder:

“Kur’ân’ı çok okumalı ve mânâsını düşünmelisin. Okurken Allâh’ın sevdiği kullarını vasıflandırdığı güzel sıfatlara dikkat et ve onlarla vasıflan! Kur’ân’da zemmettiği, Allâh’ın gazabına uğrayanların vasıflandığı o mezmum sıfat ve huyları da gör ve onlardan kaçın! Çünkü Allah, kitabında bunları ancak amel etmen ve gereğini yapman için, indirip zikretmiştir. Onun için Kur’ân okunduğunda, muhtevâsını iyi anlaman için, Kur’ân’la ol!”

Yani Kur’ân’dan gereken feyz ve rûhâniyeti tahsil için, onu okurken kalbin gâfil olmaması gerekir. Kur’ân, asıl kalple okunur. Gözün vazifesi, kalbe bir nevî gözlük olabilmektir. Avâm-havâs bütün mü’minler aynı rahle önünde diz çökü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hak Dostlarından Kurân ehli olmak
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:13:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hak Dostlarından Kurân ehli olmak rüya tabiri,Hak Dostlarından Kurân ehli olmak mekke canlı, Hak Dostlarından Kurân ehli olmak kabe canlı yayın, Hak Dostlarından Kurân ehli olmak Üç boyutlu kuran oku Hak Dostlarından Kurân ehli olmak kuran ı kerim, Hak Dostlarından Kurân ehli olmak peygamber kıssaları,Hak Dostlarından Kurân ehli olmak ilitam ders soruları, Hak Dostlarından Kurân ehli olmak önlisans arapça,
Logged
02 Kasım 2015, 20:07:04
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Kasım 2015, 20:07:04 »

Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri kur anı kerimi okuyan,algılayan,yaşamına rehber edinen ve onun ile amel eden kullardan eylesin inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Aralık 2015, 19:38:06
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 25 Aralık 2015, 19:38:06 »

Ve aleykumusselam ve rahmetulalh;bu güzel dualara tüm kalbimle amin amin amin ecmain inşAllah.
Sahabe Efendilerimizi,onların neslinin Kurana duyduğu bu hürmeti,aşkı,muhabbeti okudukça kendimden utanıyorum.onlarda Efendimizin ümmetiydi.biz de (her ne kadar benzemesekte O(sav)in ümmetine)
Onlar kadar olamayız evet ama bu kadar da aşağıda olmamamız gerek.Apaçık Kuran her yerde bildiriyor ,şunu yapma bunu yapmaşundan sakın,ama hala bile bile aynı yola devam.Ne yazıkki Bu Kurana ne kadar kıymet verdiğimizin açık bir göstergesi..hakikatenbiz biz  nasıl bu hale geldik? :'(

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes