> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye  (Okunma Sayısı 952 defa)
21 Eylül 2010, 17:58:47
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Eylül 2010, 17:58:47 »



BİR KADIN KAHRAMAN RABİA-İ ADEVİYYE



RABİA-İ ADEVİYYE

Peygamber Efendimizin, kutlu soluğuyla ektiği tohumlar, kendi döneminde tarihin altın nesli olarak Sahabe-i Kiram (r.anhüm) meyvelerini yerdiği gibi, yedi veren misali, kendinden sonraki her devir de, en güzel meyveleri, hep o mübarek tohumlardan devşirdiler.

,Mübeccel bir müjdeyi Nebî dilinden alan nesillerin başında -sahabeden sonrakilerin- ismini Kur'an'ın koyduğu, altın neslin hakiki varisi tâbiîn nesli gelmektedir. Bu sayımıza, ötelerden muştulu neslin, ismi akla en evvel gelenlerden birini -kadınlık âlemi için bir ufuk olan- misafir ediyoruz.
Aynı zamanda bu, İslâm'ın kadına bakışını sorgulamakla, güya İslâm'a susamış gönülleri bu sonsuz nurdan soğutacağını zanneden, batılı süflörler ve onların dublörü yerli ahmak dostlara cevap teşkil edecektir.

Her türlü fazilet hislerinden mahrum hale getirilen ve günümüzde, de kendi çizgisini kaybeden ve elinde hiç bir değeri bırakılmayan kadının umumi durumu yürekler acısıdır.

Bir dönemde, insanlığın baş tacı olarak her türlü hürmet ve saygıya layık görülen kadın, günümüzde ise, bir yönüyle hissin, şehvetin, diğer yönüyle de kazancın, hırsın ve her türlü süfli menfaatlerin acımasızca kurbanı olmuştur. Ne var ki, işin acı tarafı da kendisine karşı reva görülen bütün bu insanlık dışı tavır ve hareketler, -gerek fiili ve gerekse nazari olarak kendisinden yapılan istifadeler- hep onun hesabına veya onu koruma ve ona hak verme adına yapılagelmiştir. Ne yazık ki, varlığından ve değerinden mahrum olarak yetiştirilen kadın da kendisine karşı işlenilen bu cinayetleri maalesef hep "hak elde etme" olarak kabul etmiştir.

Günümüz kadını ile arasında bir mukayese imkanı elde etmek üzere, kadınlık âleminin baştacı olan bir anamızı bu yazıda tanıtmaya çalışacağız.

Anlatmaya çalışacağımız bu kadın, Rabia binti İsmail'dir. Rabiatü'l-Adeviyye ismiyle meşhur olan bu veliye kadın, ilmin, irfanın, faziletin, zühdü takvanın zirvede olduğu bir devirde yaşamış ve yükselmesi gereken yere kadar yükselmiştir.
Onun hayatını yazan büyük yazarlar, Rabia'nın yaşadığı hayatın adeta yaşanmaz boyutlarda olduğunu dile getirmişlerdir. Hatta Tezkiretü'l-Evliya yazarı Feridüddin Attar, onu erkekler arasında yazmasının yadırganabileceği ihtimaline karşı şu mazereti kaydetmekle sözüne başlamaktadır.

"Biri çıkıp: "Onu niçin erkekler safında zikrettin", diye sorarsa, derim ki: Hz. Muhammed (sav): "ALLAH sizin suretinize bakmaz' diye buyurmuşlardır."

Şimdi amel surete göre olmayıp iyi niyete göredir. Şayet dininizin üçte birini Hz. Aişe-i Sıddıka'dan almak caiz ise, aynı şekilde O'nun yolunda giden bu veliye kadınlardan da dini öğrenmek ve feyiz almak caizdir.

Hele bir kadın ALLAH yolunda er olursa ona artık "kadın" denmez. Nitekim Abbas-ı Tusi: "Yarın Arasat meydanında 'Erkekler!' diye seslenildiği zaman erkekler safına ilk önce ayağını basacak olan şahıs Hz. Meryem olacaktır" demiştir.

Bir şahıs ki, mecliste olmayınca Hasan Basri konuşmazsa onu elbette erkekler meclisinde zikretmek lazım gelecektir."
Yaklaşık olarak hicri 95 yılında dünyaya geldiği söylenilen Rabia, ailenin dördüncü çocuğu mânâsına rabi'in müennes (dişil) kelimesi olan "Rabia" ismiyle isimlendirilmiştir. Babası geçimini zor temin eden yoksul bir insandı.

Feridüddin'in nakline göre Rabia'nın dünyaya geldiği gün onu sarmak üzere babasının evinde bir bez parçası bile bulunmuyordu. Rabia'nın dünyaya geleceği günlerden birinde anası, babasına;

"Falanca komşuya git de lambamız için yakacak yağ iste" demişti. Fakat hayatta kimseden bir şey istememeye ahdetmiş olan Rabia'nın babası İsmail, hanımının hatırını kırmayarak gidip komşusunun kapısını çalmıştı, ne var ki, yatmış olan komşusu uyanmayınca ihtiyacı olan yağı isteyemeden geri dönmüştü. Canı fevkâlâde sıkkın olarak yatan babası, o gece rüyasında Peygamber Efendimizi görmüş ve Efendimiz kendisine "Üzülme! Bu kız öyle hanım bir kız olacak ki, ümmetimden yetmişbin kişi onun şefaatini isteyecek." buyurduktan sonra mübarek sözüne şu şekilde devam etmiştir. "Basra emiri İsa Radan'ın yanına var ve benim adıma ona aynen şunu söyle: 'Sen her gece bana yüz, cuma gecesi ise dörtyüz defa salavat getiriyordun; geçtiğimiz cumartesi getirmen gereken salavatları unuttun. Onun keffareti olarak bana dörtyüz sarı altın ver!"

Rabia'nın babası uyanır uyanmaz rüyasını yazıp, sabahleyin götürüp rüyayı Basra Emiri İsa Radan'a vermiş ve gerçekten Peygamberden gelen bu rüya haberinin doğruluğunu bilen Emir, Rabia'nın babasına 400 altın verdikten sonra bir ihtiyacı olduğu zaman mutlaka kendisine arzetmesi gerektiğini de sıkı sıkıya tenbih etmiştir.

Rabia, babasına hep şöyle derdi: "Babacığım sakın bize haram kazançtan bir şey getirip yedirme." Babası da ona: "Kızım bilmez misin ki, helal rızık bulmak çok zordur, haram ise çoktur." Bunun üzerine Rabia babasına şu altın sözü söyler: "Babacığım dünyada açlığa sabretmek, ahirette cehennem azabına sabretmekten çok daha hayırlıdır."
Dünyanın aldatıcılığını çok iyi anlayan Rabia, yanında katiyen dünyadan bahsettirmez ve bahsetmek isteyenlere de katiyen fırsat vermezdi.

Hafız Zehebi, Siyerü A'lami'n-Nübela'da Muhammed b. Hüseyin'in şu sözlerini rivayet ediyor: Bişr b. Salih diyor ki: "Süfyan-ı Sevri'nin de içlerinde bulunduğu büyük âlimlerden bir topluluk Rabia'nın huzuruna girmek için izin istediler. Onun yanında bir müddet konuştular ve biraz da dünyadan bahsettiler. Kalktıklarında Rabia hizmetçisine: 'Bu şeyh ve arkadaşları gelince artık onlara izin verme, çünkü gördük ki, onlar dünyayı seviyorlar."

Dünyanın her türlü süsünden ve zinetinden uzak kalmasını bilmiş olan anamızın çok defalar yiyecek temin etmede bile güçlükler çektiğini bilmekteyiz. O tablolardan bir tanesini yine Feridüddin Attar İlâhiname'sinde şöyle anlatmaktadır:
Rabia gibi makam sahibi bir kadın tam bir hafta hiçbir şey yememişti. Açlık onu ayaktan alınca azasına kuvvetli bir zayıflık, bir titreme düştü. Komşularından namuslu bir kadın onun durumunu anlayarak ona bir kap yemek getirdi. Rabia oruçtu ve bir ışık bulup belki de iftarını o yemekle açacaktı. Tam bu sırada bir kedi gelerek yemek kasesini döktü. Rabia testiyi alıp bari su ile iftar edeyim dedi. Tam bu sırada testi de elinden düşerek kırıldı ve içindeki su döküldü. İçecek su bulamadı. Nihayet ciğeri yanık kadın ciğerinden bir ah çekerek naz makamında Rabbine münacaatta bulunarak şöyle dedi: "Ya Rabbi bu çaresiz miskinden ne istersin ki, başıma bu gelenler hep Sen'den gelmektedir."

Bu sırada ALLAH'tan hitap geldi: "Ey Rabia dilersen şimdi aydan balığa kadar her şeyi senin emrine bağışlayayım. Fakat bunca yıllık derdi de ona karşılık gönlünden alırım. Çünkü, hilebaz dünya ile benim derdim bir gönülde yerleşmez. Sana daima bizim derdimiz gerekse, sen daima dünyayı terketmelisin."

Rabia gerçekten de bu derdi sonuna kadar taşıdı ve dünyadan perhizli olarak Yüce dostun huzuruna varmayı başardı.
Rabiatü'l-Adeviyye yaptığı bütün amellerinde ALLAH'ın rızasını ve O'nun muhabbetini gözetirdi. O'nun rızasının olmadığı hiç bir işi yapmaz ve yapılmasına da razı olmazdı. İmam Gazzali, İHYÂ'da onun samimiyeti ve ihlası ile alâkalı şu hâdiseyi nakleder: Süfyan-ı Sevri bir gün Rabia'ya ''İmanın hakikati nedir?" diye sorar. Rabia: "Kötü bir işçi gibi, ne cehennem korkusu ne de cennet ümidi ile ALLAH'a ibadet ediyorum. ALLAH'a ibadetim O'nu sevmem ve O'na saygı duymamdandır." sonra da Rabia-i Adeviye muhabbet-i ilâhî ile alâkalı şu beytini söyledi:

"İlâhî seni iki sevgi ile seviyorum. Biri Sana olan muhabbetim, diğeri de Senin bu muhabbete layık olmandır. Arzularım ve muhabbetim Sana meylederek Seni sevmem, başkasını bırakıp Seni anmamla ancak mümkün olmaktadır. Senin ehli olduğun muhabbet ise, perdeyi kaldırıp cemalini göstermendir. Her iki muhabbetimde de övülmeye ve şükrana layık ben değilim. Her iki muhabbette de hamd ü senaya layık sensin ALLAH’ım!"

Yine Gazzali'nin naklettiğine göre Rabia'ya cennet hakkında ne dersin? diye sormuşlar da: "Önce komşu sonra mesken" diye cevap vermişti. Rabia bu sözü ile kalbinde cennete değil de cennetin Rabbı olan ALLAH'a karşı muhabbeti olduğunu ve kalbini O'na bağladığını ifade etmek istemişti.

Kendisine bu mevkiye ne ile yükseldin diye soranlara karşı: "Lüzumsuz şeyleri terkedip, fâni ve zâil olmayan Mevlam ile ünsiyyetim sayesinde" diye cevap vermişti.

Kendisine evlenme ve dünyalık verme teklifinde bulunan insanlar zaman zaman oluyordu ve onlara verdiği cevaplar da büyük birer nasihatti. Bunlardan bir tanesini İbn-i Hallikan Vefeyatü'l-A'yan'ında şöyle anlatıyor:

Basra'da günlük kazancı 80.000 dirhem olan Ebu Süleyman el-Haşimi isimli bir zat vardı. Basra ulemâsıyla evlenme konusunda iştişarede bulundu ve kendisine Rabiatü'l-Adeviyye ile evlenmesini teklif ettiler. O da Rabia'ya mektup yazarak şöyle dedi: "ALLAH'a hamdden sonra benim dünya geliri olarak günde seksen bin dirhem gelirim var az zaman sonra bunu yüzbin dirheme çıkaracağım. Size mehir olarak yüzbin dirhem vermeyi taahüt ediyorum. Lütfen bana cevap veriniz" Rabia aldığı bu mektuba şu cevabı verdi:

"ALLAH'a hamd ü senadan sonra, dünyada zühd, kalb ve beden rahatıyladır. Dünyaya rağbet üzüntü ve keder getirir. Mektubum sana geldiği vakit o, azığın ve ahiret için de öncün olsun. Tavsiyeni başkası için değil, nefsin için yap. Bütün zamanını oruçlu geçir, iftarın ölümün olsun. ALLAH sana verdiği nimetin kat katını bana verdi de onlar beni göz açıp kapayıncaya kadar ancak meşgul ediyorlar vesselam."
Rabiatü'l-Adeviyye gecesini ibadetle ve gündüzlerini de oruçla geçirirdi. Ebu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Eylül 2010, 18:21:13 Gönderen: HizmetkaR »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye
« Posted on: 25 Nisan 2024, 03:13:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye rüya tabiri,Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye mekke canlı, Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye kabe canlı yayın, Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye Üç boyutlu kuran oku Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye kuran ı kerim, Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye peygamber kıssaları,Bir kadın kahraman Rabia Adeviyye ilitam ders soruları, Bir kadın kahraman Rabia Adeviyyeönlisans arapça,
Logged
21 Eylül 2010, 18:26:56
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 21 Eylül 2010, 18:26:56 »

Allah razı olsun kardeşim
çok güzel bir konuydu Rabbim şefaatinden bizleride mahrum etmesin
Amelimiz ibadetimiz
ve halimizi onun gibi eylesin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Nisan 2011, 20:03:22
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 04 Nisan 2011, 20:03:22 »



    Allah razı olsun..Ne güzel bir hayat ki;üzerinden 13 asır geçmiş,hala hayranlıkla nesilden nesile aktarılıyor..Rabbim şefaatlerine ulaştırsın,inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes