> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları  (Okunma Sayısı 2942 defa)
18 Nisan 2009, 18:38:58
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Nisan 2009, 18:38:58 »





“Sahabelerim yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz.” (Hadis-i Şerif)


Yıldız dediklerimizle şekillenmiyor mu hayatımız? Yıldızlara bakarak buluruz yönümüzü. “Ne olacağım”ızın cevabı,
kimi yıldız edindiğimizde; neye benzeyeceğimizin cevabı kimin hayatına özendiğimizde gizlidir. Kaderimizi belirleyen aslında ortam değil, tercihlerimizdir. Tercihlerimiz de, seçtiğimiz “yıldız”ın kimliğine ve yıldız unvanını gerçekten hak edip etmediğine göre şekillenmez mi?

“Yıldız”lara bakarak şekilleniyorsa hayat, Efendimiz (asm) “Sahabelerim yıldızlar gibidir” buyurmuşsa, “yıldız” arayacağımız adres Asr-ı Saadet değil midir?

Gökteki yıldızların yansıması, diğer bir ifadeyle yeryüzü kandilleri Asr-ı Saadette Efendimizin çevresinde halkalanmış sahabeler yani peygamber “yıldız”larıdır. Hepsi, dikkatle bakıldığında, ahir zaman gencinin önünü aydınlatacak, rotasını tespit edecek değerlere sahiptir. Onlar, ahir zaman tuzaklarına düşmeden yolumuza devam etmemizde mihenk taşlarıdır. Onlar Efendimizin kıyamete kadar özellikleri bozulmayacak boyası ile boyanmışlardır.

Asr-ı Saadet, bir “yıldız”lar ülkesi; numune-i imtisaller yani “rol model”ler diyarıydı. O diyarda, her birimizin karakterine, mizacına örnek olacak “rol model” bulmak mümkündür.

Tam da bu mihverde, Cahiliye karanlığının içinden çıkan Asr-ı Saadet ışıltısıyla o karanlığı ortadan kaldıran sahabe yıldızları, ahir zamandaki bizlere de nurlu mesajlar göndermektedir.


Onlar yani “yıldız”lar…

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (asm), tüm insanları İslam'a davet etmiştir. İlk Müslümanlar incelendiğinde, içlerinde toplumun her kesiminden insanların yer aldığı görülmektedir. Onlar, önce kalplerinde yer vermişlerdir nura. Sonra şehirlerinde ve sonra da bütün dünyada numunelik bir “nurlu dönem” meydana getirmişlerdir. Onlar bugün de, birey ve dünya için “nurlu dönem”i yaşamak isteyenlere eşsiz bir örnek olma özelliklerini sürdürmektedir. Diğer bir deyişle, İslam’ın hayatlarında mücessem hale geldiği ve manevi, siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan adil bir dönemi inşa eden “yıldız”lar, ahir zamandaki bizler için de hâlâ eşiz ve ışıltılı örneklerdir. Ve kıyamete kadar da öyle kalacaklardır.

İlk Müslümanlara baktığımızda gençler çoğunluktadır. Mekke'nin önde gelen ailelerine mensup gençler, İslam dinine toplumun diğer fertlerini oluşturan kişilerden daha fazla ilgi göstermişlerdir. İslam ahlakını yayma konusunda Hz. Peygamber’e (asm) asıl destek ve yardımcı olanlar bu imanlı gençlerdir.

Asr-ı Saadet döneminin kahraman “yıldız”ları içinde, bizlerin örnek alabileceği, istikametimize yön çizen “genç yıldız”lar da vardır. Peygamberimize (asm) ilk dönemlerde inanmış Müslümanlardan birkaç kişi, elli yaş civarında, bazıları otuz beş yaşın üzerinde, diğerleri ise otuz yaşın altındaydı. Özellikle bizler için hikmetli birer örnek olan Efendimizin (asm) etrafındaki bu “yıldız”lardan biri Hz. Ali’dir. Çok küçük yaşta Resulullah'a tabi olmuş, kazandığı zaferlerin büyük çoğunluğunu da 20 ile 30 yaşları arasında gerçekleştirmiştir
25 yaşlarında iken Habeşistan'a hicret eden Câfer b Ebî Tâlib'in, İslam'ı savunmak üzere Habeşistan hükümdarının, Hıristiyan din adamlarının ve saray erkânının huzurunda yaptığı hikmetli konuşma tarihe geçmiştir.
Mus'ab b Umeyr 25 yaşında iken, I. Akabe biatından sonra Efendimiz (asm) tarafından Medine'ye öğretmen olarak gönderilmiştir. Onun faaliyetleri sonucunda pek çok Medineli Müslüman olmuştur
Efendimiz (asm) tarafından komşu hükümdarlara ve Arap kabilelerine gönderilen mektupların çoğunu Zeyd b. Sâbit isimli genç “yıldız” yazmıştır. Aynı zamanda komşu ülkelerden gelen mektupları tercüme etmek ve bunlara cevap yazmak için Peygamberimizin (asm) emriyle İbranice ve Süryanice öğrenmiştir Vahiy kâtipleri arasında yer almıştır. Efendimiz (asm) vefat ettiğinde ise Zeyd b. Sâbit henüz 21 yaşındadır

Efendimiz (asm) kötülüğün her türlüsüne bulaşmış Cahiliye toplumunun gençleri arasından cihana ve asırlara örnek olacak şahsiyetler çıkarmıştı. Ali, Cafer, Zübeyr, Talha, Ammar, Abdullah b. Mesud, Zeyd, Musab, Sad b. Ebi Vakkas, bunun Mekke’deki en parlak örnekleriydi. Bu tablonun Medine cephesinde de Zeyd b. Sabit, Muaz b. Cebel, Sehl b. Sad, Cabir b. Abdullah, Zeyd b. Erkam, Seleme b. Ekvâ gibi yüzlerce, binlerce isim vardı. Hasan, Hüseyin, Üsame, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr, Abdullah b. Abbas, Enes b. Malik, Abdullah b. Cafer gibi örnekler ise, Hz. Peygamberin elinde yetişmiş gençler olarak tüm asaletleriyle karşımızda durmaktadırlar. Mamafih, biz gençlerin hangi “yıldız”lara muhatap olmamız gerektiği de apaçık ortaya çıkmakta değil midir?

İsimler verdiğimiz “yıldız”lardan, bizlere numune temsil etmesi açısından birkaç örnek vermek yerinde olacaktır.


Hz. Ali (ra)

O, Resulullah’ın damadıydı. Hz. Osman’dan sonra dördüncü halife oldu. Babası Hz. Peygamberin amcası Ebû Talib’tir. Hz. Ali, beş yaşından itibaren Hicret’e kadar Efendimizin (asm) himayesinde büyümüştür. Hz. Hatice’den sonra iman eden ikinci kişidir. Müslüman olduğunda yaşı, henüz 10’dur. Bu sebeple "Müslüman olan ilk erkek ve ilk çocuk" unvanlarına sahiptir. Efendimiz (asm) vefat ettiğinde de 32 yaşındadır.
Efendimiz (asm) ile Hz. Hatice’yi bir gün namaz kılarlarken gördü. Ne yaptıklarını sorunca Efendimiz (asm) ona namazın ne olduğunu, Allah’ın yüceliğini ve şirkin kötülüğünü anlattı. Onu dinleyen kutlu çocuk, gördüğü şeye ilgisiz kalmadı. Müslüman olmakta bir an bile tereddüt etmedi. Müslüman olduğu ve Efendimiz ile birlikte namaz kılmaya başladığı ilk günlere dair, onun karakterini de ortaya koyan şu olay dikkat çeker:
"Davetin ilk günleriydi. Ebû Talib, oğlu Ali’yi Resulullah’ın arkasında namaz kılarken görür. Küçük oğlunun Hz. Muhammed’e (asm) tâbi olduğunu ilk kez bu namazla öğrenir. Ne var ki o, babasının, kendisini namaz kılarken izlediğini fark edince en küçük bir sıkıntı ve telâşa kapılmaz. Namazını bitirince babasının yanına gider. Onunla sözü eğip bükmeden, bahaneler ve kaçamaklar aramadan açık yüreklikle konuşur: ‘Babacığım. Ben Allah’a ve Onun Resulüne iman ettim. Onun söylediklerinin doğruluğuna inandım ve ona tâbi oldum.’ Ebu Talib oğlunun bu sözüne onu destekleyen şu karşılığı verir: "And olsun ki, o, seni iyi ve güzel olandan başka bir şeye çağırmaz; ondan ayrılma." 10 yaşında bir çocuk için oldukça ilginç bir durum değil mi? Efendimiz (asm), Mekke’de artan eziyet ve işkenceler karşısında sahabesinden sonra Medine’ye hicret ederken evinde, yatağında onu bıraktığında Hz. Ali henüz 22 yaşında bir ‘yıldız”dır. O sırada Peygamberimizin evi, Allahın Peygamberini öldürmeye and içip, kılıçlarını çekmiş Mekkeli müşriklerce kuşatılmıştı. "Allahın Aslanı" unvanını ona Efendimiz vermişti. Çocukluğu da dâhil her zaman Resulullah’ın yanında oldu. Efendimizin eşsiz terbiyesiyle günden güne olgunlaştı. Resulullah’ın vahiy kâtipliğini yaptı. Tefsir, Hadis ve Fıkıhta sahabenin ileri gelenlerinden biri oldu. Resulullah (asm) onun hakkında "ilim beldesinin kapısı" diyerek onu ümmetin en bilgin kişisi ilan etti. Bu genç “yıldız”, erken çocukluk döneminden itibaren kalbinde İslâmı ve İslâmın ona yüklediği tüm sorumluluk ve yüklerini layıkıyla taşıdı.


Hz. Cafer b. Ebu Talib (ra)

Hz. Ali’nin ağabeyidir. Resulullah ondan "Miskinlerin Babası" ve "İki Kanatlı" diye bahseder. Takvalı, mütevazı bir duruşu vardır. Cafer de ilk Müslüman olanlardan biridir. Resulullah (asm) henüz Erkam’ın evinden İslâmı yaymaya başlamadan önce 20 yaşlarında Müslüman olup, genç sahabeler arasına katıldı. Eşi Esmâ binti Umeys de onunla aynı gün Müslüman oldu. Her ikisi de İslâm düşmanlarının eziyet ve işkencelerinden paylarını düşeni aldılar. Hz. Cafer’in hayatı da kardeşi Hz. Ali gibi İslâmın güzellikleriyle dopdoluydu. Ancak hayatında iki önemli olay ön plana çıkar; eşiyle Habeşistan’a hicret etmesi, orada Necâşî ve Mekkeli müşriklerin huzurunda yaptığı konuşmayla Necaşî’nin kalbini fethetmesi. Böylelikle beraberindeki tüm Müslüman muhacirlerin Habeşistan’da güven ve huzur içinde yaşamaları sağlanmış oldu. Diğeri de Mûte savaşında gösterdiği kahramanlık ve ardından şehit olmasıdır.
Hz. Cafer, Mûte’de ordunun ikinci komutanıdır. Yaşı henüz 39’dur. Kendisinden yaşça büyük sahabeler olmasına rağmen Efendimiz onun komutan olmasını uygun görmüştür. İslâm ordusunun ilk komutanı Zeyd bin Hârise şehit olunca komuta ona geçer… Savaş sonunda, Medine’de Allah Resulü, Hz. Cafer’in evine gider ve şahadetini bildirir. Onun evlatlarını bağrına basıp, onlarla birlikte gözyaşı döker. Hz. Cafer onun için amcasının oğlu olmasının çok ötesinde kıymetli bir genç “yıldız”dır.

Ayrıca, dikkat çekici şu anekdot bu genç “yıldız”ın değerini fazlasıyla ifade eder; Efendimizin (asm) Hayber’in fethinin hemen ardından Medine’ye dönen Hz. Cafer’i kucaklar ve "Hayber’in fethine mi, yoksa Cafer’in dönüşüne mi sevineyim, bilemiyorum" buyurur.


Seleme b. Ekvâ (ra)

"Kurdun kendisiyle konuştuğu kişi" olarak meşhurdur. Ama onun ilginç hikâyesini de aktarmak yerinde olur. Seleme Müslüman oluşunun hikâyesini şöyle anlatır: "Ben koyunlarımı güdüyordum. Ansızın bir kurt koyunlardan birini kapmak istedi, ben bağırıp engel oldum. Kurt, kuyruğu üzerine çömelip bana: ‘Allahın bana verdiği rızka engel mi olmak istiyorsun?’ dedi. Ben: ‘Hayret şey! Kurt konuşuyor!’ dedim. Kurt: ‘Niçin şaşırıyorsun? İşte Allahın Resulü, Medine hurmalıklarında, sizi Allah’a kulluğa ve putlardan yüz çevirmeye davet edip durmaktadır!’ dedi. Ben de derhal Medine’ye gidip Resulullah’ın davetine uyup Müslüman oldum."
Onun ç...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 14:15:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları rüya tabiri,Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları mekke canlı, Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları kabe canlı yayın, Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları Üç boyutlu kuran oku Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları kuran ı kerim, Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları peygamber kıssaları,Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları ilitam ders soruları, Asr-ı Saadetin genç "yıldız"ları önlisans arapça,
Logged
03 Nisan 2016, 11:55:01
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 03 Nisan 2016, 11:55:01 »

Bu asrı saadet genclerinin kahramanlaiklarini,her isilerini allah icin yapmalarini,Resulullha bagliliklarini okudukca insan bi tuhaf oluyor,kendinden utaniyor.
Evet onlar gibi asla olamayiz ancak onlari da ornek almamaiz yasantilarimizi yasantilarina benzetmemiz gerek.
Allah razi olsun paylasim icin..istifadeli bir konuydu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Nisan 2016, 13:14:52
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 03 Nisan 2016, 13:14:52 »

Aleykumselam.Sahabeler peygamber efendimizin zamanibda yasamis ve yolunda gidip onun sunnetlerine tabi yaşamışlar.Rabbim bizleri sahabelerin yolunda giden onları ornek alan ve cennet ehli olacak kullardan eylesin insallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Nisan 2016, 17:59:33
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 05 Nisan 2016, 17:59:33 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Asrı saadet ne güzel bir zaman dilimi dünyanın yaşamış olduğu. Her sahabe efendimiz başka güzel . Rabbim bizleri Efendimiz in ve Ashab ı kiramın yolundan gidenlerden eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Nisan 2016, 18:29:52
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #4 : 05 Nisan 2016, 18:29:52 »

Esselamu aleykum;
Asrı saadette gençler ve her kesimden insan ilk Müslümanların içinde vardı...Yani dini bir üstünlük yoktu sadece amelde üstünlük  vardı....Ve gerçekte de ahirete götürecek toplumsal mertebe değil de amel üstünlüğü kazanacaktır...Rabbim buna erebilenlerden etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes