> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Asr-ı Saadet insanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı Saadet insanı  (Okunma Sayısı 1616 defa)
18 Nisan 2009, 19:00:02
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Nisan 2009, 19:00:02 »





Işığa hamile kapkaranlık bir dünyada, tevhid akidesinin sarsıldığı bir zaman diliminde, insanlığın hayatı hayat yapacak olan gaye ve idealden mahrum kaldığı bir devirde, bundan tam 1400 sene önce bir nur belirdi Mekke ufuklarında…
Muhammedî bir Nur…

Onun gelişi kurtuluş oldu, selamet oldu, saadet oldu… Asr-ı Saadet…

İçinde bulunduğu çağ, cehaletin en yoğun şekilde yaşandığı çağdı. Fakat ilmin zıddı olan cehalet değil, iman ve inancın karşılığı olan küfrün müradifi cehalet…

Onun gelmesiyle insanlık insanlığa kavuştu. Mekke sevinçli. Medine mutmain…

O nasıl anlatılır? Onun yaşadığı altın çağ …. Ve o altın çağın nadide dehaları... O Efendiler Efendisini ve onun saadet asrını kendi kıymeti ölçüsünde anlatmak ne ağır bir yük…Şairin dediği gibi,

“Sema-yı Nur-ı Ahmed’e Cibriller pervane döner;

Nur cemalli Muhammed’e melekler pervane döner….”


Bundan tam 14 asır evvel…

İnsanlık tarihinin bir daha şahit olamadığı Asr-ı Saadet, Peygamberimize ölümüne biat eden, hayatı ve ölümü hakir gören kahramanlarla doludur...“Bu cana minnet“ diyerek harbe koşan, bir an dahi tereddüt göstermeden ölüme gülen, sevgiliye hasret Asr-ı Saadet insanı tarihte bir kez daha görülmemiştir. Bu eşsiz, menendsiz insan güruhu İslamdan evvel insanlıktan dahi uzak çöl bedevisi iken, İslamdan sonra, dünyaya medeniyet taşımıştır… Muhammedî bir cila ile dirilen, tozlanmış, paslanmış nice kabiliyetler istidatlar saadet asrına damgasını vurmuştur. Bediüzzaman bu hakikati şu güzel ifadeler ile tarif eder: “Acaba evvelki zamanların cehalet, şekavet zulüm zulmetleri altında gizli kalan binlerce hissiyat-i aliyeyi, Ceziret-ül Arab memleketinde, bedevi ve dağınık bir kavim içinde inkişaf ettirmek harikulade değil midir? Evet, şems-i hakikatin ziyasındandır. Bu noktaları aklına sokmayanın, Ceziret-ül Arabı biz gözüne sokarız.”

Ve öyle dehalar çıktı ki devr-i saadette... İman ettikleri takdirde bütün cihanı karşılarına alacaklarını bile bile tereddütsüz iman eden sadık sahabiler, en ağır şartlarda dahi olsa Allah Resulünü kendilerine tercih edeceklerine söz vererek biat ettiler.Ve vaadlerinde hulf etmediler…Bu uğurda verilen canların haddi hesabı yoktur. Korkusuzdular. İmanin verdiği güç ile kâinata meydan okudular…Sad bin Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde, Surahbil bin Hasene, Yezid ibni Ebu Süfyan ve daha niceleri... 17 yaşında İslamı seçen Mekke’nin en zengin ailesinin biricik çocuğu, İslamı seçtikten sonra Mekke’nin fakirleri arasına katılan gönüllü delikanli Musab bin Umeyr….Uhud’da şehit düştüğü zaman bütün uzuvlarını Allah için vermiş. O gün kütükte doğranır gibi doğranmış, sonrada üzerine örtmek için bir kefen bezi dahi bulunamamış…

Hayatı istihkar, şehadet arzusu, ölüm iştiyakı… .İşte bu Asr-ı Saadet insanı…

Bu deha silsilesinden bir örnek daha… İkrime…Yermük’te kendi dakikalarını sayarken, bir aralık gelip derler: “Oğlun Amir şehit oldu”. İkrime doğrulur ve “Ya Resulallah! Oğlumu da yolunda feda edeceğim diye sana söz vermiştim. Rakib-i muhacir sözünde durdu mu?” der. İşte bir gönül eri daha… Eskiden Allah resulünün en azılı düşmanı, karanlık ve zulmet insanı İkrime böyle iman etmişti saadet asrında.

Doğrulukta zirveye ulaşmış Kab bin Malik, vefatında 70.000 melaikenin bulunduğu büyük Muaz, genç yaşında büyük İslam ordusuna kumandanlık yapan Usame ve daha niceleri… Şairin dediği gibi, “Başka türlü çöl aşılamazdı. Öküz nehrine, Sindabad’a, Çin Seddi’ne, Cebel-i Tarık’a ulaşılamazdı. Çeyrek asır gibi kısa bir zaman diliminde buralarda hakimiyet tesis edilemezdi.”


Hani nerde simdi on beş yaşında at sırtında Atlas okyanusuna kadar bütün Afrika’yı zabtü rabt altına alan Ukbeler, gemileri yakan Tarık bin Ziyadlar, Alaul Hadramiler? Nerede? “Bu kadar çok dahiyi kullanacak zeminimiz yok“ dedirten saadet asrı…Ve öteki tarafta biz ahir zaman çocukları… Müthiş bir kıyas… Dehşetli bir fark… Büyük uçurum…

Asr-ı Saadet insanından çok uzakta duruyor olabiliriz. Hayatımızla, yaşamımızla, yaptıklarımızla, konuştuklarımızla çünkü biz ahir zaman çocuklarıyız. Araya giren bunca asırlara ve değişen dünya yaşamına karşı onlardan öğrenecek çok şeylerimiz var. Bizler de onları örnek alarak asrımızın birer sahabesi olabiliriz. Tıpkı onlar gibi bizler de çağımızın içinde birer yıldız misal etrafımızı aydınlatabiliriz. Onlardan alacağımız ışık ve fiyiz kaynağıyla. Bu uzak gibi görünse de kalbimizin nuru onların nuruyla birleşip, bizi aydınlığa ulaştırabilir.

Aslında her şey tanımakla başlar. Biz Asr-ı Saadet insanını ne kadar bilirsek o kadar mutlu; ne kadar yakından tanırsak o kadar huzurlu ve yine onların hayatına ne kadar muttali olabilirsek o kadar bahtiyar oluruz.

Asr-ı saadet insanına selam olsun…

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı Saadet insanı
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:43:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı Saadet insanı rüya tabiri,Asr-ı Saadet insanı mekke canlı, Asr-ı Saadet insanı kabe canlı yayın, Asr-ı Saadet insanı Üç boyutlu kuran oku Asr-ı Saadet insanı kuran ı kerim, Asr-ı Saadet insanı peygamber kıssaları,Asr-ı Saadet insanı ilitam ders soruları, Asr-ı Saadet insanı önlisans arapça,
Logged
24 Nisan 2009, 17:26:21
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 24 Nisan 2009, 17:26:21 »

Selam olsun onlara.
Onlarin yani sira biz kendimiz bi yoklarsak,ne kadar da
farkliyiz.Ne kadar da yanlisiz.
Paylasim icin tesekkurler selsebilciim. ::)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

19 Ocak 2011, 15:38:05
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #2 : 19 Ocak 2011, 15:38:05 »

Rabbim onlarla inşaallah kevser havuzunda buluşmayı nasip etsin..onların içine verdiği rasulünün sevgisini bizlerede nasip etsin..
Allah razı olsun reyyan kardeşim duygulanar okudum emeğine sağlık...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Ocak 2011, 04:28:47
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #3 : 30 Ocak 2011, 04:28:47 »



      Asr-ı Saadet insanından çok uzakta duruyor olabiliriz. Hayatımızla, yaşamımızla, yaptıklarımızla, konuştuklarımızla çünkü biz ahir zaman çocuklarıyız. Araya giren bunca asırlara ve değişen dünya yaşamına karşı onlardan öğrenecek çok şeylerimiz var. Bizler de onları örnek alarak asrımızın birer sahabesi olabiliriz. Tıpkı onlar gibi bizler de çağımızın içinde birer yıldız misal etrafımızı aydınlatabiliriz. Onlardan alacağımız ışık ve fiyiz kaynağıyla. Bu uzak gibi görünse de kalbimizin nuru onların nuruyla birleşip, bizi aydınlığa ulaştırabilir.


   Kabul bekleyen duamız olsun bu,inşaallah..Rabbim razı olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes