> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Veli Kulların Gizli Marifetleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Veli Kulların Gizli Marifetleri  (Okunma Sayısı 730 defa)
16 Ağustos 2011, 10:26:16
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Ağustos 2011, 10:26:16 »



Veli Kulların Gizli Marifet Ve Hallerini Bilmeye Çalışmak


Hallerin bazı etkileri vardır ki insanın organları ve bedeninde görülür. İn­sanların mertebesini bilmek istediğinde onlarda görülen neticelere onlara galip olan söz ve amellere bak.

Ahirete ait bir tehdit işittiğinde ağlama ve titreme gibi korku işaretleri görünen kişi Allah'tan korkanlardandır. Allah'ın vaadini işittiğinde mut­luluk ve müjde işaretleri görünen kişi Allah'a karşı ümit besleyenlerden­dir. Bunlara ait şeyleri hissettiğinde her iki tür belirtileri taşıyan kişi hem korkanlardan hem de ümit besleyenlerdendir. Allah'ın cemalini hatırladı­ğında sevinip neşelenen kişi Allah'ı sevenlerdendir. Allah'ın yücelik ve ce­lalini hatırladığında içine kapanan ve boyun büken kişi Allah'tan korkup O'nu yüceltenlerdendir. Başına bela ve musibetler geldiğinde her türlü se­bebi bir kenara bırakanlar O'na tevekkül edenlerdendir. Bunlar arasından en üstün marifet ve hallere sahip olanlar daha üstün kişilerdir. Kendisin­de korku veya ümit hali baskın olan kişi en düşük seviyededir. Allah'ı yü­celtme sevgisi galip olan kişi Allah'ın nimet ve lütuf vermesini seven kişi­den daha üstündür. Korku halinin galip olması ümit halinin galip olma­sından daha hayırlıdır.

Peygamberler de (Allah'ın salat ve selamı onların üzerine olsun) bu hal­lerin bulunmasını gerektiren ve sebeplerinin gerçekleştiği durumlarda bu hallerle sıfatlanırlar. Bazen velilerden zayıf olanlardan kimine bir hal bas­kın gelir de o, Rabbinin yüceliği karşısında bilincini kaybeder, kimi de Rabbi'ne olan yakınlığı ve O'nun kendisini mutlu kılması sebebiyle güler. Kimisi O'nun kendisini kovup huzurundan uzaklaştırmasından korkarak ağlar. Bu velilerden her biri yalnız başına kaldığında kendi nefsine bu sı­fatlan hatırlattığında bu hatırlamadan zikrettiğimiz haller meydana gelir. Onlara ulaştıkları bu dereceleri, eriştikleri bu payeyi lütfeden Allah'ın şa­nı ne yücedir!

Onlardan birine bir hal baskın geldiğinde idrak ve hissetme duyusunu kaybeder. Bu sırada onlardan birinin yüzüne kılıçla vurulsa bunu hissetmez. Eski zamanda böyle biri testere ile kesilirdi de buna aldırmazdı. Bu yüzden Firavun sihirbazları kesme ve asma ile tehdit ettiğinde onlar "zararı yok" de­mişlerdir. Burada iki ihtimal söz konusudur: Ya onların hali bunu gerektir­miştir ya da onlar bunu belaya Allah rızası için sabretmek için söylemişler­dir. Onların şu sözü bunu göstermektedir: "Rabbimiz üzerimize sabır yağ­dır. Bizleri müslümanlar olarak öldür".[57]

Bunlar, şeriatın maksatları hakkında özet olarak aklımıza gelendir. Her bir kortu ile ilgili şeriatın maksatlarının ayrı ayrı zikredilmesini inşaallah bir başka kitapta yapacağım. Ta ki şeriatın maksatlarını gözetmeye en ya­kın olan alimi göstereyim. Şu ana kadar kaynak ve netice olarak şeriatın maksatlarının bir kısmını açıkladım. Bununla birlikte ben alimlerden hiç birinin, kendilerine muhalefet edilen konularda tek başına doğruyu buldu­ğuna inanmıyorum. Onların hakka en yakın olanı, kendisine muhalefet edilen konuda muhalefet edenlerin tümüne nisbetle doğrusu yanlışından fazla olandır.

Din; insanları, sözleri, amelleri, marifet ve halleri ölçmek için bir ölçüdür. Şeriat terazisinde ağır basan üstündür. Hükümleri bilme konusunda ictihad yaparken Allah'ın kendisine farz kıldığı gayreti gösteren hiç kimse için hata da yapsalar bir günah söz konusu değildir. Çünkü o üzerine düşeni yapmış­tır. Hakka isabet edenler için iki ecir söz konusudur; birisi içtihadından ikin­cisi de doğruya isabet etmesindendir. Gayret sarfettikten sonra hataya düşenlerin hatası affedilir, niyetinden ve içtihadının başında doğru yolda olma­sından dolayı sevap alır.

Alimlerin vacip olduğunda icma ettikleri şeyleri yerine getiren, haram ol­duğunda icma ettikleri şeyden kaçınan, mubah olduğunda icma ettikleri şeyleri mubah sayan, müstehab olduğunda icma ettikleri şeyleri yapan, mek­ruh olduğunda icma ettikleri şeylerden kaçınan kimseler kurtuluşa ermiştir.

Hakkında ihtilaf olan şeyi yapan için iki durum söz konusudur:

1- ihtilaf edilen konu hükmün bozulacağı bir konudur. Bunu taklit etmek mümkün değildir. Çünkü bu ictihad tamamen hatadır. Çünkü hükmün bozulmasının nedeni bu hükmün şeriatın kendisine, kaynağına ve hükmüne riayetten tamamen uzak bir hata olması sebebiyledir.

2- İhtilaf edilen konu kendisi ile hükmün bozulacağı bir konu değildir. Ki­şi burada alimlerden birini taklit ettiği sürece bu hükmü yapması ve­ya terketmesinde bir sakınca yoktur. Çünkü insanlar öteden beri her­hangi bir mezheple sınırlı olmaksızın meselelerini karşılaştıkları alim­lere sormakta ve soranların hiçbirine de tepki gösterilmemektedir. An­cak bu mezhepler ve bunların mutaassıp taklitçileri ortaya çıktıktan sonra durum değişmiştir. Böylelerinden biri imamının mezhebi delil­lerden uzak olsa bile sanki bir peygambere uyarmış gibi taklit ederek ona uymaktadır. Bu haktan ve doğrudan uzaklaşmadır. Akıl sahiple­rinden hiç kimse buna razı olmaz.

Allah'ım! Bizi hakka götür, doğruya ilet. Şüphesiz ki sen cömertsin, kar­şılıksız verensin.

Özetle söylemek gerekirse müslüman müctehidler çoğunlukla doğru yol üzerîndedirler. Onlar hatanın miktarı konusunda farklı derecededirler. Ha­tası en az olan en hayırlıdır. Ortada olan onu takip eder, hatası en çok olan da onu takip eder. Allah rahmetini dilediğine tahsis eder.

Hata çoğunlukla bazı kaidelerden gaflet etmekten, rükün ve şartları gör­memekten veya muarız olan delili görmemekten kaynaklanmaktadır. Bütün istenen ictihadda isabet ederek Yüce Allah'a yaklaşmaktır. Ancak

Kavuşamaz insan her istediğine ,

Eser, rüzgarlar gemilerin istemediği şekilde.

İnsanların hallerinin açıklanması

İnsanların çoğu hüsranda olup az bir kısmı kurtuluştadır. Kayıp ve ka­zancına bakmak isteyen kişi kendini kitap ve sünnete arzetsin; eğer kitap ve sünnete uyuyorsa -bunlara uyma konusundaki zannı doğru ise- kurtulur. Zannı doğru çıkmazsa vah onun kaybına!

Yüce Allah kayıpta olanların kaybını ve kârda olanların kârını bildirmiş ve asra yemin ederek dört sıfatı bir arada bulunanlar dışında insanların ka­yıpta olduğunu açıklamıştır: Bu vasıfların birincisi iman, ikincisi salih amel, üçüncüsü hakkı tavsiye etmek, dördüncüsü de sabrı tavsiye etmektir. Riva­yet edildiğine göre sahabe bir araya geldiğinde Asr suresini okumadan da-ğılmazlardı.

Asr'm ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bunun or­ta namaz olan ikindi namazı olduğu, günün sonu olduğu, mutlak zaman ol­duğu söylenmiştir. Salih amellerin ne olduğu konusunda da farklı şeyler söylenmiştir. Kimileri bunların farzlar olduğunu söylerken kimileri de ihlas-la yapılan halis ameller olduğunu söylemiştir. Hakkın ne olduğu konusunda da farklı görüşler vardır: Bunun Allah olduğu söylenmiştir. Bu durumda ayetin anlamı "Hak olan Allah'a itaati birbirine tavsiye ederler" şeklinde olur. Bir diğer görüşe göre de hak îslam veya Kur'an'dır. Bu durumda aye­tin anlamı "Birbirlerine hakka uymayı tavsiye ederler" şeklinde olur. Şu ayetler de bu anlamdadır: "Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun"[58], "Rabbinden sana vahyedilene uy."[59]

Sabra gelince burada çeşitli ihtimaller söz konusudur: Bununla taatlere sabretmek kastedilmiş olabilir. Buna günah işlememeye ve taat işlemeye sa­bır da girer. Diğer bir ihtimale göre burada musibet ve belalara sabretmek kastedilmiştir. Sabır belalara, taatlere, günahlara ve dine aykırı şeylere karşı olabilir.

Bu özelliklerin bir insanda toplanması bu zamanda çok nadirdir, insan kendi sözlerinin çirkinliğini ve amellerinin kötülüğünü bildiği halde, sahip olmayanların ve uzak duranların kayıpta olduğuna Allah'ın yemin ettiği bu sıfatları kendisinde topladığından nasıl emin olabilir?

Nice isyankar kendisinin itaatkar olduğunu, Allah'a uzak olan nice insan O'na yakın olduğunu, O'nun emirlerine aykırı davranan nice kimse O'na ita­at ettiğini, emri çiğneyen nice insan emre yapıştığını, sırt dönen nice insan yöneldiğini, kaçan nice insan talep ettiğini, cahil nice insan arif olduğunu, kendini güvende hisseden nice insan Allah'tan korktuğunu, gösteriş sahibi nice insan ihlaslı olduğunu, doğru yoldan sapan nice insan doğru yolda ol­duğunu, kör nice insan gördüğünü, dünyaya rağbet eden nice insan zahid olduğunu zanneder.

Gösteriş sahibi insanların güvendiği nice ameller vardır ki bu onlar için vebaldir. Amel işlediğini başkalarına işittiren kişiyi helak eden nice taatler vardır ki bu taatler bunları yapanların yüzüne fırlatılıp kendilerine geri veri­lecektir.

Şeriat bir ölçüdür, bununla insanlar ölçülür. Kayıp ve zarar onunla bili­nir. Şeriat mizanında ağır basanlar Allah'ın velilerindendir. Bu mizanda ağır basmanın mertebeleri değişir. En üstünü peygamberlerin mertebeleri ve son­ra diğerleri gelir. Rütbeler azala azala en son iyiliği kötülüğünden çok olan kişilere kadar gelir. Şeriat mizanında iyiliği kötülüğünden eksik olanlar ka­yıp ehlidir. Bunların mizandaki hafiflikleri de farklı farklıdır. En düşük ola­nı kafirlerin mertebeleridir. Bu mertebeler küçüle küçüle en son küçük gü­nahların en küçüğünü işleyenin mertebesine kadar gelir.

Bir insanın havada uçtuğunu, suda yürüdüğünü, gayba ait şeyleri haber verdiğini fakat helal kılan bir sebep olmaksızın haramları işleyerek veya ca­iz kılan bir sebep olmaksızın vacipleri terkederek şeriata muhalif davrandı­ğını görürsen bil ki o, Allah'ın cahil insanları imtihan etmek üzere ortaya koyduğu bir şeytandır.

Bunun, Allah'ın insanların sapması için koyduğu sebeplerden olması uzak bir ihtimal değildir. Nitekim deccal de sapkınlar için imtihan vesilesi olmak üzere Öldürüp diriltecek. O harap bir yere gelecek hazinesi de ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Veli Kulların Gizli Marifetleri
« Posted on: 27 Nisan 2024, 06:25:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Veli Kulların Gizli Marifetleri rüya tabiri,Veli Kulların Gizli Marifetleri mekke canlı, Veli Kulların Gizli Marifetleri kabe canlı yayın, Veli Kulların Gizli Marifetleri Üç boyutlu kuran oku Veli Kulların Gizli Marifetleri kuran ı kerim, Veli Kulların Gizli Marifetleri peygamber kıssaları,Veli Kulların Gizli Marifetleri ilitam ders soruları, Veli Kulların Gizli Marifetleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes